Mısır'ın Sina'daki askeri varlığına ilişkin verdiği güvenceler İsrail'in endişelerini yatıştıracak mı?

Abdulati, Çokuluslu Kuvvet ve Gözlemciler Genel Direktörü ile görüşerek gücün rolünü övdü

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Çokuluslu Kuvvet ve Gözlemciler Genel Direktörü'nü kabul etti / Fotoğraf: Mısır Dışişleri Bakanlığı

Mısır, Sina Yarımadası'ndaki askeri varlığına ilişkin güvence verdi ve bölgedeki barış ve istikrarın temel direği olarak Çokuluslu Kuvvet ve Gözlemciler'in (MFO) önemini vurguladı. Bu durum, Mısır'ın barış yanlısı tutumunun İsrail'in endişelerini hafifletme üzerindeki etkisine ilişkin soruları gündeme getiriyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati pazartesi akşamı, Mısır ve İsrail arasında 1979 tarihli barış antlaşmasının ‘ihlalleri’ konusunda karşılıklı suçlamaların arttığı bir dönemde, MFO Genel Direktörü Elizabeth Dibble'i kabul etti.

Abdulati görüşmede, ‘barış antlaşmasının imzalanmasından bu yana kırk yılı aşkın süredir MFO'nun Sina’da oynadığı önemli rolü’ vurguladı. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf'a göre Abdulati, ‘MFO ile Mısırlı yetkililer arasındaki koordinasyonu ve güce yönelik uluslararası desteğin devam etmesinin önemini’ övdü.

MFO, 26 Mart 1979'da imzalanan Mısır-İsrail barış antlaşmasına ekli bir protokol kapsamında kuruldu. ABD, Kanada, Avustralya ve İtalya dahil 13 ülkeden yaklaşık bin 200 askeri ve sivil personelden oluşuyor. Karargâhı Sina'daki Şarm eş-Şeyh'te olup, İsmailiye, İsrail'deki Eilat ve İtalya'da Roma'da merkezleri bulunuyor.

MFO, antlaşmaya ekli güvenlik protokolünün uygulanmasını izliyor ve Mısır ve İsrail'e rapor veren tarafsız bir arabulucu olarak görev yapıyor. MFO, üye ülkelerin katkılarıyla finanse edilmekte olup, Başkan Jimmy Carter'ın taahhütleri kapsamında ABD'nin önemli desteğini almakta.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Haridi, “Mısır, pozisyonları koordine etmek, görüş alışverişinde bulunmak ve Sina'daki durumla ilgili ortak bakış açılarını dinlemek için MFO ile düzenli toplantılar yapmaya istekli” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Haridi şu ifadeleri kullandı:

Mısır, barış anlaşmasını ihlal ederek Sina'ya kuvvetlerini konuşlandırdığını defalarca reddetti… Mısır, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı ışığında kendi topraklarını savunma hakkına sahiptir ve İsrail, gerçek endişeleri yansıtmayan siyasi ‘çatışmalara’ ve yanlış suçlamalara alışkındır. Mısır ise bunlara yanıt vermek için çalışmaktadır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu ay içinde Axios internet sitesi, bir Amerikan yetkilisi ve iki İsrailli yetkilinin siteye verdiği bilgiye göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminden Mısır'a Sina'daki ‘mevcut askeri yığınağını’ azaltması için baskı yapmasını istediğini bildirdi.

Mısır Devlet Enformasyon Servisi hızlı bir şekilde yanıt vererek, ‘Sina'daki güçlerin öncelikli amacının, terör operasyonları ve kaçakçılık dahil olmak üzere tüm tehditlere karşı Mısır'ın sınırlarını güvence altına almak olduğunu ve Mısır'ın sürdürmeye özen gösterdiği barış antlaşmasının taraflarıyla önceden koordinasyon sağlandığını’ doğruladı.

O sırada Mısır Temsilciler Meclisi Milletvekili Mustafa Bekri, X hesabından yaptığı paylaşımda “Barış anlaşmasını ihlal eden kişi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dur” dedi. Bekri, ‘İsrail güçlerinin, 2005 yılında imzalanan güvenlik protokolünü ihlal ederek, Mısır'ın Gazze Şeridi sınırında bulunan 14 kilometre uzunluğundaki Philadelphia Koridoru’nu işgal ettiğini’ belirtti.

Son zamanlarda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, “Barış, bölgedeki halkların güvenli ve istikrarlı bir geleceği sağlamak için Mısır'ın stratejik tercihi olup, Mısır'ın önderliğindeki bölge ülkeleri barışı korumak ve pekiştirmek konusunda büyük bir sorumluluk taşımaktadır” diyerek daha fazla güven verici mesajlar vermeye çalıştı.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail uzmanı olan Abir Yasin şunları söyledi:

Mısır, İsrail'in çeşitli şekillerde yönelttiği suçlamalara her zaman karşı çıkmıştır. Bu suçlamaların bazıları gerçek endişeleri dile getirirken, çoğu Mısır'a karşı gerilimi artırma arzusuyla bağlantılıdır. Mısır'ın son zamanlarda verdiği güven verici mesajlar, durumu yatıştırmak ve İsrail'de endişe duyanları rahatlatmak amacıyla verilmiştir.

Yasin, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire, Netanyahu hükümetinin herhangi bir başarısızlığı haklı çıkarmak için bir günah keçisi aradığını anlıyor. Bu nedenle Mısır'ın barışa bağlılığını teyit etmek için attığı adımlar, barışı ihlal ettiği suçlamasını ortadan kaldırmak ve kuvvetlerin konuşlandırılmasını izleyen taraflarla koordinasyona devam ettiğini kanıtlamak amacıyla atılmıştır” dedi.

İsrail Yayın Kurumu kısa süre önce, Gazze savaşı ve Sina'daki durumla ilgili karşılıklı suçlamalar nedeniyle Mısır ile İsrail arasında gerginliğin arttığı bir dönemde, İsrailli bir güvenlik heyetinin geçen hafta Kahire'yi ziyaret ederek Mısır sınırındaki güvenlik düzenlemelerini görüştüğünü açıkladı.

Abdulati birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Mısır, İsrail ile barış antlaşmasına tam olarak bağlıdır, ancak güvenliğimizi ve sınırlarımızı savunma gücüne sahibiz. Barış, Mısır için stratejik bir tercihtir” ifadelerini kullandı.

Abir Yasin, MFO ile yapılan toplantının, uluslararası topluma ve bölgede istikrar isteyen ülkelere bir güvence mesajı niteliğinde olduğunu belirtti.

Yasin’e göre, Mısır'ın güven verici açıklamaları, barışı korumak isteyen İsraillilerin endişelerini yatıştırmayı amaçlıyor. Ancak Yasin, ‘İsrail'de gerilimi artırmak için Mısır'ın Sina'daki varlığını gündeme getiren aşırıcı bir akım olduğunu’ kaydetti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU