Deri hücrelerini 30 yıl gençleştirmenin yolu bulundu

Yeni yöntem hücrelerin işlevini yitirmeden gençleştirilmesini sağlayabilir

(Unsplash)

Bilim insanları yapılan yeni araştırmayla insan deri hücrelerindeki yaşlanmayı 30 yıl geriye döndürmenin yolunu buldu.

Yeni yöntem, önceki yeniden programlama yöntemlerine kıyasla zamanı daha da geriye çekebilirken, bunu yaparken hücrelerin işlevini yitirmesine de neden olmuyor.

Araştırmacılar, daha yaşlı hücrelerin işlevini kısmen geri kazandırmanın yanı sıra biyolojik yaşı azaltmayı da başardıklarını belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cilt yarası simülasyonuyla deneyler yapan araştırmacılar, kısmen gençleştirilen hücrelerin genç hücrelere daha benzer davranış belirtileri gösterdiğini gözlemledi.

Akademik eLife dergisinde yayımlanan araştırma, bulguların henüz erken aşamalarda olmasına rağmen nihayetinde rejeneratif tıpta devrim yaratabileceğini öne sürüyor.

Epigenetik araştırma programının ekip lideri Profesör Wolf Reik, çalışmanın "çok heyecan verici sonuçları" olduğunu söyledi.

Reik, "Sonunda yeniden programlama yapmadan gençleşen genleri tanımlayabilir ve yaşlanmanın etkilerini azaltmak için özellikle bunları hedef alabiliriz" diye ekledi.

Kısa süre önce Altos Cambridge Laboratuvarları Enstitüsü'ne liderlik etmek üzere yer değiştiren Profesör Reik, yeni yöntemin "muhteşem bir tedavi ufku açabilecek değerli keşifler için umut vaat ettiğine" dair ümitli.

Profesör Reik'in Babraham Enstitüsü'ndeki laboratuvarında çalışan doktora sonrası araştırmacısı Dr. Diljeet Gill ekledi:

Sonuçlarımız, hücrelerin yeniden programlanmasıyla ilgili anlayışımız için büyük bir adımı temsil ediyor.

Hücrelerin işlevlerini kaybetmeden gençleştirilebileceğini ve gençleştirmenin yaşlı hücrelere bazı işlevleri geri kazandırıyor gibi göründüğünü kanıtladık.

Dr. Gill, araştırmacıların hastalıklarla bağlantılı genlerdeki yaşlanma belirtilerinin bu yöntemle geriye döndürüldüğünü belirterek bulguları "bilhassa umut verici" diye tanımladı.

Örneğin yöntem, Alzheimer hastalığıyla ilişkilendirilen APBA2 genini ve katarakt gelişiminde rol oynayan MAF genini etkilemeyi başardı.

Rejeneratif biyoloji alanı, rejeneratif ve rejeneratif olmayan dokular arasındaki hücresel ve moleküler farklılıkları anlamayı hedeflerken, hasarlı dokulardaki doku yapısını ve işlevini geri kazandırmak için bu bulguları tıbba uyguluyor.

Bu alanda çalışan bilim insanları hastalık modelleme, rejeneratif tıp ve ilaç keşfinde yaygın olarak kullanılan "indüklenmiş" kök hücreleri yaratmıştı.

Bununla birlikte, bu yöntem hücrelerin işlevini ortadan kaldırıp onlarda herhangi bir hücre türü gibi hareket etme potansiyeline neden oluyordu.

Bilim insanlarının kök hücre geliştirirken kullandığı Nobel Ödüllü tekniğe dayanan bu yeni yöntemse, sürecin bir bölümünde yeniden programlamayı durdurarak hücrenin kimliğini tamamen yok etme sorununun üstesinden geliyor.

Bu yöntem, araştırmacıların, hücrelerin yeniden programlanarak biyolojik olarak daha genç hale getirilmesi ve özelleşen hücre işlevlerini yeniden kazanabilmesi arasındaki hassas dengeyi bulmasını sağlıyor.

PA'dan da yararlanılmıştır

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU