Faiz, enflasyon ve ithalat düşmedi… "Yeni ekonomik model" çabuk çöktü

Türkiye'de bir dönem "canavar" olarak nitelendirilen enflasyon patladı. Düşecek denilen faiz, enflasyon ve ithalat da düşme yaşanmadı. Artacak denilen alanlarda yükselişin yaşanması yeni ekonomik modelin çöküşü olarak değerlendiriliyor

Türkiye’de bir dönem “canavar” olarak nitelendirilen enflasyon patladı / Fotoğraf: Reuters

Önce "nas" vurgusu yapılarak politika faizi düşürüldü. Ardından rekor üstüne rekor kıran döviz kuru, getirilen bir yöntemle aşağı çekildi. 

"Kur korumalı TL vadeli mevduatla" örtülü bir faiz artırımı yapıldı. Eleştiriler yükselince de yeni bir ekonomik modelin hayata geçirildiği ifade edildi. 

Önce yeni atanan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, uygulanan modelin ne olduğunu anlatmaya çalıştı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Günler sonra "yeni ekonomik model"in detayları ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidar yetkilileri "yeni ekonomik modeli" anlatmaya başladı. 

Yeni ekonomik modelde düşük faiz ortamı ile yatırımların desteklenmesi, büyümenin ve istihdamın sürdürülebilir hale getirilmesi, rekabetçi kur avantajı ve yatırımların artmasıyla ihracatın artırılması ithalatın düşürülmesi ve nihayetinde cari açığın cari fazlaya evrilerek dış borca bağımlılığın ortadan kaldırılmasının amaçlandığı belirtildi. 

Erdoğan ise yaptığı konuşmada "Açıkladığımız tedbir paketiyle döviz kuru üzerindeki köpüğü almıştık.

Enflasyon üzerindeki köpüğü de alarak ülkemizi hak etmediği görüntüden kurtaracağız" ifadelerini kullandı.

Politika faizi düşürüldü, reel faiz rekor kırdı

Peki, gelinen nokta umulan oldu mu? Yani faiz, enflasyon ve ithalat düştü mü? 

Mevut ekonomik modelde beklenilenin gerçekleşmediğini rakamlar net bir şekilde ortaya koyuyor. 

 

Politika faizi

 

Merkez Bankası'nın belirlediği politika faizi yüzde 19'da 14'e düştü. Ancak reel faiz düşmek bir yana çok yükseldi. 

Ekonomistlerin verdiği bilgilere göre bankalar, Merkez Bankası'ndan yüzde 14 ile faiz alıyor.

Aynı bankalar, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na yüzde 24 faizle para veriyor. Vatandaşa verilen kredilerin yıllık faiz oranı ise yüzde 30'ü geçmiş durumda. 

3 kuruma göre de enflasyon arttı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok defa "Dövizdeki köpüğü attığımız gibi yüksek enflasyondaki müsilajı da temizleyeceğiz" dedi. 

Fakat enflasyon düşmediği gibi rekor üstüne rekor kırdı. Aralık ayındaki enflasyon oranı yıllık bazda yüzde 36,08 olurken ocak ayında yüzde 50'ye yaklaştı. 

Bu konuda üç kurumun verileri tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre enflasyon oranı ocak ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 11,10 artarak yıllık bazda yüzde 48,69 oldu. 

 

enflasyon

 

İstanbul Ticaret Odası'na göre yüzde 13,78 olurken yıllık bazda ise enflasyon 50,91'i buldu. 

En çarpıcı rakamlar ise ENAGrup'tan geldi. Bazı ekonomistlerin oluşturduğu ENAGrup'un açıkladığı rakamlara göre ise Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) ocakta yüzde 15,52 arttı. E-TÜFE'nin son 12 aylık artışı ise yüzde 114,87 olarak gerçekleşti.

Hatta TÜİK'in bazı ürünleri enflasyon sepetinden çıkardığının ortaya çıkması üzerine ENAGrup daha önce açıkladığı verilerini güncelledi. 

TÜİK'in yeni sepetine göre hesaplama yapan ENAGrup, şu açıklamayı paylaştı: 

"Türkiye İstatistik Kurumu'nun belirlediği yeni enflasyon sepeti ve ağırlıklarına göre: Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 15,79, son 12 ayın enflasyon oranı ise yüzde 115,17 olmuştur. Enflasyon sepetindeki fiyatı ölçülen madde sayısı geçen yıla göre azaltılmıştır" 

"Düşecek" denilen ithalat arttı

Politika faizindeki indirime göre bireysel ve tüketici kredilerindeki faiz oranı düşmediği gibi artan ihracata karşılık ithalatın azalacağı beklentisi de gerçekleşmedi. 

TÜİK'e göre aralık ayında ihracat yüzde 24,9, ithalat ise yüzde 29,9 arttı. Yani ithalat 5 puan artarak ihracatı geride bırakmış durumda. 

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2021 yılı aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,9 artarak 22 milyar 278 milyon dolar olurken, ithalat ise yüzde 29,9 artarak 29 milyar 70 milyon dolar olarak gerçekleşti.

 

enflasyon

Ocak-aralık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat yüzde 32,8 artarak 225 milyar 291 milyon doları bulurken, ithalat yüzde 23,6 artışla 271 milyar 424 milyon dolara ulaştı. 

Yani 'faizler düşecek' söylemleri havada kaldı, enflasyon patladı, dış ticaret açığı da artarak devam ediyor. 

Independent Türkçe'ye değerlendirmede bulunan ekonomistlere göre ekonomide bir toparlama beklemek biraz saflık olur.

"Dövizdeki 'köpük' atıldı, enflasyondaki 'müsilaj' temizlenecek denildi"

Türkiye özellikle 2016'ya kadar uygulanan programın yüksek faiz, düşük kur politikası olduğun hatırlatan ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, 2021 Eylül ayına kadar sürekli yukarı yönlü giden dalgalanan bir kur görüldüğünü söyledi. 

Bu dönemde Merkez Bankası tarafından kamu bankaları aracılığıyla dolaylı olarak sürekli döviz satışları gerçekleştiğini ifade eden Uzunoğlu, "Burada faizlerle oynama çok fazla bir şey ifade etmedi. Kur artmaya devam etti. Dolayısıyla uluslararası rezervlerde ciddi bir erime oldu" dedi.

 

Sadi Uzunoğlu
Sadi Uzunoğlu / Fotoğraf: Twitter

 

Eylül 2021'den itibaren de "Rekabetçi kur politikasını uygulayacağız" denildiğini anımsatan Uzunoğlu, "Bu program yaklaşık 3-4 ay sürdü. Tabii kur aldı başını gitti. Madem ki rekabetçi kur, kur yükselecek denildi. İşte o dönem dövizin üzerindeki köpük gibi enflasyondaki müsilajı temizleyeceğiz denildi" diye konuştu. 

"Durum iç açıcı değil, emtia fiyatları yükseliyor" 

Enflasyonun bir tarafa bırakılarak 'kur artsın, kur artarsa cari açık kapanır, bununla ihracatçı desteklenmiş olur' anlayışı ile hareket edildiğini ancak beklenilen sonucun elde edilmediğini dile getiren Uzunoğlu, "Tabii bu kur artışının da enflasyon üzerinde çok ciddi bir baskı yaratması kaçınılmazdı. Bununla beraber faiz oranlarını yükseltilmesi gerekiyordu ama faizleri yükseltmediler. Kur çok hızlı arttı ve bu artış bize bugün 45-50 seviyelerinde maliyet enflasyonu olarak da baktığımızda yüzde 90 seviyelerinde bir enflasyon olarak yansıdı" değerlendirmesinde bulundu. 

 "Kur durdu diye tek başına enflasyon düşmez" diyen Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, şunları kaydetti: 

"Türkiye'de fiyat davranışlarının değişmesi lazım. Yurtdışında durum iç açıcı değil ve emtia fiyatları yükselmeye devam ediyor. Biz ithalata bağımlı bir üretim yapısına sahibiz. Dolayısıyla bir kere Türkiye'nin yeni bir makro ekonomik politika çerçevesi çizmesi lazım." 

"Uygulanan modelin çare olmayacağını düşünüyorum"

İktisatçı Dr. Cüneyt Akman ise iktidarın insanları hep 'İyi bir modelimiz var, bunu planladık ve korkmayın' dediğini ancak yıkıştığını böyle bir iyi modelin olmadığının görüldüğünü anlattı. 

 

Cüneyt Akman
Cüneyt Akman / Fotoğraf: Independetnt Türkçe

 

Akman şunları dile getirdi: 

"Bütün bu hikaye nasıl başlamıştı? Hatırlayalım; Sayın Erdoğan 'enflasyonu bir kenara koyduk' demişti. Onu dedikten sonra enflasyon neredeyse 3 misli arttı. Yani ne yapmak istediklerini bu anlamıyla biliyorlar ama onların sonuçlarını kestiremiyorlar. 'Durumu nereye kadar idare edebiliriz' diye çareler üretmekle meşguller. Bununla dövizin değerleneceğini ve enflasyonu şiddetleneceğini biliyorlardı. Çünkü iktisat birinci sınıf okumuş biri bile bunu biliyor. Dolayısıyla uyguladıkları modelin çare olacağını düşünmüyorum." 

"Bir toparlama beklemek biraz saflık olur"

Ekonomist Dr. Sabri Öncü'ye göre de ekonomi yönetimindekileri ne yaparlarsa yapsınlar uygulanmakta ısrar edilen modelden bir düzelme çıkmasının imkanı yok. 

Öncü, bunun içinde ekonomideki yapısal sorunlara dikkati çekiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati başta olmak üzere Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu dahil diğer ekonomi yöneticilerinin girişimleriyle düzenleme beklemek hayal olur. 

 

Sabri Öncü
Sabri Öncü / Fotoğraf: Twitter

 

"Hesapta faiz kaynaklı üretim maliyeti düşürülerek fiyatları ucuzlatacaklardı" diyen Öncü, sözlerini şöyle tamamladı:

"Böylelikle rekabetçi bir kur olacak, kur ile ihracatımız artacak, cari açığımız kapanacak ve ekonomimiz büyüyecekti ama bunun tersi oldu. Tümüyle serbestlik nedeniyle Türk Lirası'nda büyük bir değer kaybına neden oldu. Öte yandan üretim maliyetleri de üretim ara mal ve enerjiye dayalın olduğundan hem yıl içerisindeki fiyatların yükselmesinde hem de enerji fiyatlarının dünya genelinde yükselmesinden dolayı arttı. Bizim mallarımız ihracat piyasasında da rekabetçi bir hale gelmedi ve beklenen olmadı. Bundan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ne yaparsa yapsın bu şekilde olacak. Bir toparlama beklemek biraz saflık olur." 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU