Ev sinemasından vizyona bu hafta: Değişmeyen tek şey değişimdir; Matrix Resurrections

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için bu hafta çevrim içi platformlarda ve sinema salonlarında gösterime girecek filmler ile "Festival ajandası"nı yazdı

Zaman nasıl oldu da bu kadar hızla geçti ve her şey nasıl bu kadar değişebildi, inanın ben şahsen artık bunu idrak etmekte oldukça zorlanıyorum.

1999 yılında Nokia 3110 model ilk cep telefonuma sahip olduğumda mobil olmanın özgürlüğünü tatmış olsam da dijital teknoloji yine de bu denli hayatımızın merkezinde değildi; internet hala herkes için büyük bir yenilikti, kısıtlı bir kesimin sahip olduğu bu çevirmeli bağlantı çoğunlukla elektronik posta alıp-göndermek için kullanılıyordu, ortalıkta akıllı telefonların esamesi yoktu, müzik hala çoğunlukla CD'lerden dinleniyor, filmler bile çoğunlukla VCD formatında piyasaya sürülüyordu.

Öyle ki Netflix dahi, esas olarak insanların evlerine DVD film gönderme işinde olan iki yıllık çiçeği burnunda bir şirketti.

Bundan 22 yıl önce milenyum çağına girerken geleceğin bu denli hızla şekillenip dijitalleşeceğini ve bizi de bu dijital ve sanal dünyanın bir parçasına dönüştüreceğini düşünmek öyle herkesin pek harcı değildi.

Ama o yıllarda bunun üzerine kafa yoran Lana ve Lilly Wachowski kardeşler "The Matrix" diye bir filmle çıkagelmiş, kafalarımızda binbir sorularla birlikte bizi bambaşka bir gerçeklik ile tanıştırmışlardı.

Tüm insanlığın kapana kısıldığı fikriyle hayatlarımızın bir simülasyondan ibaret olduğunu ve gerçeğin, yaşadığımızı sandığımız yaşamın ötesinde bir yerlerde olduğunu bize kafa karıştırıcı metaforlarla anlatan bu film, elbette düşünen insanlar için oldukça ufuk açıcıydı ve bu konu üzerine kafa yoranlar için de pek çok kapı aralamıştı.

Şimdi ise bu vizyoner sinemacı kardeşlerden Lana Wachowski, sinemada bir türün yeniden tanımlanmasını sağlayarak çığır açan Matrix serisinin uzun zamandır spekilasyonlara gark olan bir sonraki bölümü The Matrix Resurrections ile bir kez daha sinemaseverlerin karşısına çıkma riskini üstlenerek ilk filmlerin yıldızları Keanu Reeves ve Carrie-Anne Moss'u ikonik Neo ve Trinity rollerinde yeniden bir araya getirerek hem sinemalarda hem de ev sinemasında yeni yolculuğuna başladı.


Değişmeyen tek şey değişimdir; Matrix Resurrections

Yönetmen: Lana Wachowski / Oyuncular: Keanu Reeves, Carrie-Anne Moss, Yahya Abdul-Mateen II, Jonathan Groff, Jessica Henwick, Neil Patrick Harris, Jada Pinkett Smith, Priyanka Chopra Jonas, Christina Ricci, Lambert Wilson, Andrew Lewis Caldwell, Toby Onwumere, Max Riemelt, Joshua Grothe, Brian J. Smith, Eréndira Ibarra, Michael X. Sommers, L. Trey Wilson, Mumbi Maina, Max Mauff, Purab Kohli, Freema Agyeman, Sabrina Strehl, Andrew Rothney, Cooper Rivers, Esther Silex, Frank Isom, Leo Sheng, Telma Hopkins, John Gaeta, Donald Mustard, Kim Libreri, Joe Mazza, Chad Stahelski, Julian Grey, Gaige Chaturantabut, Tiger Hu Chen, Volkhart Buff, Amadei Weiland, Stephen Dunlevy, Ellen Hollman, Ian Pirie, Nicolas de Pruyssenaere, Felix Quinton, Aaron Pina, Dani Swan, London Breed, Steven Roy, Mercy Malick, Juval Dieziger, James McTeigue, Sarah McTeigue, William W. Barbour, Kenny Beers, Daniel Bernhardt, Cabran E. Chamberlain, Thomas Dalby, John Denton, Erwin Felicilda, Michael J. Gwynn, Linda Joy Henry, Andrew Koponen, John Lobato, Joseph McGinley, Ed Moy, Christian Harris Neeman, Anne-Marie Olsen, Lindsay Peak, Mel Powell, Chris Reid, Elizabeth Swaney, Steve Tanabe, Rachel Thurow, Etienne Vick, Clayton Watson, James D. Weston II / Süre: 148 dakika
 

 

Fark edemiyoruz ama tuhaf bir kısır döngünün içinde hapsolmuş haldeyiz…


Kız kardeşi Lilly olmadan sadece Lana Wachowski tarafından yönetilen ilk film olma özelliğini taşıyan ve sinemalarda bu hafta gösterime giren The Matrix Resurrections ile serinin son filmi arasından geçen on sekiz yılda çok şey değişti.

Aslında kardeşlerin her ikisi de uzun süredir başka bir Matrix filmi çekme fikrine direnmişlerdi.

Ancak ebeveynlerinin ölümü üzerine Lana hem hayata bir yerden tutunma ihtiyacı hem de kaybettiklerimizle bir gün yeniden bulaşabileceğimiz bir evrenin varlığını göstermek istercesine kendini bu filmin yönetmen koltuğunda buluverdi.
 

 

Metaverse'e hoş geldiniz!

Çifte gerçeklik dünyasına geri dönün: Biri, günlük yaşam, diğeri, onun ardında yatan…


Filmi seyretmeye başladığımda dejavu hissini yaşadığım çok fazla detay ve nostaljik esintilerle karşılaştıysam da yine de bu yeni olay örgüsünde her şey hatırladığımdan çok daha farklı hatta yanlış görünüyordu.
 


Ama diğer taraftan bu yeni film, bu zamana kadar seyrettiğim tüm o hikayenin aslında düşündüğüm gibi olmadığı gerçeğiyle de beni yüzleştirdi.
 


Dolayısıyla izleyicisini uyandırma amacı taşıyan bu filmde karşımıza çıkan Morpheus aynı Morpheus değil, Thomas Anderson aynı Thomas Anderson değil, hatta Trinity bile Tiffany olarak karşımıza çıkıyor.
 


Kimi zaman mizahi kimi zaman ağırbaşlı görünen her bir karakterin çıktığı yolculuk, aralarındaki ilişki ve dertleri artık çok daha farklı ama hala hepsinin hem aydınlık hem de karanlık benlikleri yeniden keşfedilmeyi bekliyor.
 


Her şeyden önce şunu itiraf etmeliyim ki Matrix benim için hala çok karmaşık bir dünya ve eminim benim gibi pek çok kimse bunu Lana Wachowski'nin anladığı gibi anlamayacak.
 


Her izlediğimde bambaşka şeyleri keşfettiğim serinin ilk üç filminden sonra gelen ve öncekilerine kıysala çok daha fazla diyaloğa ve teknik terimlere sahip olan bu dördüncü bölüm ise benim için çok daha kafa karıştırıcıydı.
 


Ama yine de bu filmin yirmi yıl içinde tüketerek eskittiğimiz bir teknolojinin yeniden paketlenip farklı açılarla önümüze sunulan bir versiyonu olduğunu söyleyebilirim.
 


Değişmeyen tek şey değişimdir diyerek bizi Metaverse evrenine hazırlamayı amaçladığını düşündüğüm bu yeni versiyon başlangıçta analog ve dijital dünyalar için değilmiş görünüyor.
 


Ancak film ilerledikçe, umutsuzluk ve kendini gerçekleştirme etrafında dönen daha samimi bir alegoriyle bezeli olay örgüsünde haplar, terapiler ve çatılara çıkaran depresyonlar, analog diyebileceğimiz dünyayı resmederken karakterlerine kurtuluşu mevcut gerçekliğin ötesindeki Metaverse'de bulacağını salık veriyor ve yeniden dijital dünyanın kapılarını izleyicisine aralıyor.
 


Bu Metaverse denilen evren öyle bir yer ki şimdiki dünyada yaşayamadığın her şeyi orada yaşayabilirsin, gerçekte kaybettiğin kişilerle orada bir araya gelebilirsin ve orada gerçekte kim olmak istiyorsan o olabilirsin.

Ama bu elbette "özgür irade", "tercihler" ve bir "seçim" meselesidir.
 

 

Hayat, seçimler ve sonuçlar

Bu kapsamda serinin bu yeni filminde kahramanımız Neo, 1999'daki "The Matrix"  oyunuyla ödül kazanmış ve artık dünyaca tanınan bir oyun tasarımcısı Thomas Anderson olarak karşımıza çıkıyor.
 


Dolaysıyla bu başlangıç, benim bu zamana kadar hep paralel evren olarak düşündüğüm dünyanın aslında Trinity'den Ajan Smith'e kadar tüm oyunu kendi hayatını merkeze alarak tasarlayan Anderson'ın elinden çıkma bir oyun olduğunu öğrenmemi sağlıyor.
 


Ancak Thomas Anderson'ın bir Metaverse ürünü olarak tasarladığı Matrix'i geliştirme sürecinde kendisinin de bir illüzyonu içinde yaşadığını anlaması uzun sürmüyor.
 


Thomas Anderson beynini harap eden sanrılar ve araya giren düşüncelerle başedebilmek için kendisine reçete edilen mavi hapları alıyor.
 


Matrix'in kendisine yol açtığı travmayı atlatmasına yardımcı olması için düzenli olaral Analist lakaplı bir psikoloğa görünüyor.
 


Çelişkileri onun hayatını zorlaştırıp mavi hapı almayı bıraktığında, iki dünya birleşmeye başlıyor ve neyin gerçek neyin gerçek olmadığını anlaması gittikçe zorlaşıyor.
 


Bu sırada Neo'nun zihnini özgürleştirmeye ve ona bu hayattan önce kim olduğunu hatırlatmaya yemin eden Bugs ve Morpheus ile tanışıyor.
 


Nihayetinde Thomas Anderson gerçekliğinin fiziksel mi yoksa zihinsel bir kurgu mu olduğunu anlamak ve kendini gerçekten tanımak için bir kez daha beyaz tavşanı izlemeyi seçmek zorunda kalıyor.
 


Ve bu sayede Thomas'ın (ya da Metaversedeki haliyle Neo'nun) öğrendiği tek bir şey varsa, o da Matrix bir illüzyon olsa bile ondan çıkmanın veya ona girmenin tek yolunun bir seçimden ibaret olduğu anlaşılıyor.

Elbette, Neo zaten ne yapması gerektiğini biliyor, ancak henüz bilmediği şey, Matrix'in her zamankinden daha güçlü, daha saldırgan ve daha tehlikeli olduğudur.
 

 

Bir aşk hikayesi

Sinema tarihinde kendine has bir yeri olan The Matrix serisinin uzun yıllar sonra gelen bu dördüncü filmi, orijinal üçlemenin ana karakterleri Neo ve Trinity'nin dönüşünü müjdeliyor.

Ve şunu kabul etmek gerekir ki Keanu Reeves ve Carrie-Anne Moss hala birlikteyken harika görünüyor.
 


Olması gerektiğinden daha az ekranda bir arada olsalar da oyuncular, ayrı oldukları yaklaşık yirmi yılda azalmayan etkileyici bir kimyaya sahipler.

İzleyiciye veda ettikleri yıllardan bugüne gözle görülür şekilde yaşlanan iki ana Matrix karakterinin bu halleri, kesinlikle romantizmlerindeki gerçek bağın zamansızlığının altını çizen bir ağırlık kazandırıyor.
 


Ve bu haliyle Bay Anderson (Neo); "Hayatımda yaptığım hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi hissediyorum" gibi bir söz söylediğinde bunu bir izleyici olarak hissetmek çok kolay oluyor.

Bu yüzden The Matrix Resurrections ilk filmdeki felsefi derinliğe sahip olmasa da Neo ve Trinity'nin aşk hikayesine her zamankinden daha fazla derinlik ve güç kattığı için bile keyifli bir seyir sağlıyor.
 


Bu yeni versiyonda karakterlerin üzerinden biraz geçecek olursam;

Keanu Reeves, bir zamanlar insanlığın kurtarıcısı olmak için Matrix'ten kurtarılan ve hangi yoldan gideceğini seçmek zorunda kalan Thomas Anderson/Neo ikili rolünü yeniden üstleniyor.
 


Carrie-Anne Moss ise ikonik savaşçı Trinity'yi olarak ekranlara dönmeden önce o, banliyöde yaşayan, süper güçlü motosikletlere meraklı bir eş ve üç çocuk annesi Tiffany olarak izleyicinin karşısına çıkıyor.
 


Her ikisi de olaylara dair anıları silinerek bu sahte dünyada kapana kısılmış ve birbirlerinden başka bir varlık tarafından kendilerine başka bir hayat inşa edilmiş bir şekilde hayatlarını sürdürüyor.
 


Yahya Abdul-Mateen II, her zaman olduğu gibi, bir yandan Neo'ya rehberlik ederken, bir yandan da benzersiz bir kendini keşfetme yolculuğunda kişisel büyük amacını yerine getiren bilge ve dünyevi Morpheus'u oynuyor.
 


Jessica Henwick insanlık için kendini feda eden ve idolleştirdiği efsaneyi aramak amacıyla her türlü riski göze almaya hazır olanı keşfetme görevinde meşhur beyaz tavşan hacker Bugs'ı canlandırıyor.
 


Jonathan Groff, Thomas Anderson'ın iş ortağını oynuyor; bu karakter kayıtsız bir çekiciliğe, insanı anında yumuşatan bir gülümseyişe sahip, sonuç odaklı, kurnaz, kendinden emin, tipik bir şirket insanıdır, yani Bay Anderson'ın olmadığı her şeydir.
 


Neil Patrick Harris ise Thomas'ın rüyalarının ardındaki anlamı anlaması ve onları gerçeklikten ayırt etmesi için hastasıyla yakın bir iş birliği içinde çalışan terapistini oynuyor.
 


Priyanka Chopra Jonas yaşından beklenmedik bir bilgeliğe ve sular ne kadar bulanık olursa olsun gerçeği görme yeteneğine sahip genç bir kadını canlandırıyor.
 


Ve Jada Pinkett Smith, bir zamanlar Zion'un hayatta kalması için savaşan ve şimdi gözlerindeki o tanıdık tutkuyla halkının refahını gören, ancak Neo'nun dönüşü konusunda bir inanmama ve şüphe duygusu içinde olan, ateşli General Niobe olarak geri dönüyor.
 


Özel efektler ve aksiyon sekansları açısından orijinali ve hatta ilk devam filmleri kadar dünyayı değiştirecek bir his vermeyen film açıkçası ekibin biraz tembelleştiğini gösteriyor.
 


Ancak eğer bu film yeni bir serinin habercisi ise sonraki bölümlerinde her şeyin daha güzel ve derinlikli olacağına dair bir intiba da bırakıyor.
 


Özetle; hiçbir şekilde çığır açmaya odaklanmayan, bunun yerine gerçeğe mümkün olduğu kadar sadık bir şekilde yürekten bir hikaye anlatmaya çalışan bu film Matrix severlerin serzenişlerine neden olabilir, ama bu Metaverse'ün içinde doğmuş olan yeni nesil için yeni bir soluk anlamı taşıyor.


Haftanın diğer filmleri

Aralık ayında birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan sinema salonları farklı türlerden merakla beklenen yerli ve yabancı filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunarken çevrim içi dijital platformlar da vizyona girememiş en yeni filmleri izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor.

Vizyonda yer alan filmlerin yanı sıra "Dalgalar ve İzler" ve "Her Şey Yolunda" gibi filmler bu hafta vizyonda kendine yer buluyor.

 

Aradaki Mesafe

Yönetmen: Rachel Winter / Oyuncular: Jackson White, Jimmy Valdez, Paris Jackson, Gabriel Hammett, Dallas Blake, Derek Berg, Ashley Eskew, Delon de Metz, Glenn McCuen, William Fichtner, Michu the Llama, Julia Goldani Telles, Kelsey Grammer, Andy Daly, Andrew Kai, Angela Halili, Wendell Kinney, Alexandra Fatovich, Judson Mills, John Patrick Amedori, Brian Gilleece, Chauncey Jenkins, Paul Karmiryan, Christina Veronica / Süre: 95 dakika
 

 

Yeniden doğuş ve büyüme hakkında bir film…


Tanıdık simaları ve mükemmel konu anlatımı ile eleştirmenlerce olumlu yorumlar almış olan ve beIN CONNECT'in aralık ayı yayın kuşağında bu hafta gösterime giren The Space Between adlı bu film; müzik sektöründe kariyer yapmaya çalışan genç bir adamın hikayesini anlatıyor.

Filmde eksantrik bir rock müzisyeni olan Micky Adams, plak şirketi onu bırakmaya çalışırken gerçekliğe olan hakimiyetini kaybeder.

Fakat anlaşmalı olduğu plak şirketi ne onu ne de tuhaf müziklerini istememektedir, çünkü Micky müziğini yaratırken bir noktada gerçeklik ile bağı kopmuş ve oldukça sıra dışı birisi haline gelmiştir.

Bu arada, şirketin kuytu köşelerinde çalışan ve bir gün daha iyi bir hayatı olduğunda buradan kurtulmayı arzulayan genç Charlie Porter, bu sıra dışı müzisyenin tuhaf evini ziyaret etmek ve Micky Adams'ın sözleşmesini feshetmekle görevlendirilir.

Micky ve Charlie'nin yolları kesiştiğinde Micky aslında Charlie'nin muhteşem bir sanatsal atılım yapabilecek bir potansiyeli olduğunu fark eder.

Kısa süre içinde birbirleri ile tuhaf bir şekilde yakınlaşan ve dost olan ikili bu zorlu süreçte birbirlerine destek olmaya başlarlar.

Müzik, aşk, yaşam ve daha birçok konuda uzun sohbetlerin başladığı bu dostluk zamanla giderek daha da büyür ve hatta müzik tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olacak şeylere bir zemin hazırlar.

Altın Küre ödüllü Kelsey Grammer 90'ların efsanevi LA müzik ortamında geçen ve özellikle de müzisyenlere büyük ilham olmuş bir hikayede oldukça dikkat çeken, karakteristik bir rol üstleniyor.

 

Bu Gece

Yönetmen: James DeMonaco / Oyuncular: Madelyn Cline, Lucius Hoyos, Chase Vacnin, River Alexander, Steve Lipman, Naomi Watts, Jonah Hauer-King, Frank Grillo, Constantine Rousouli, Lenny Venito, Alestair Shu, Frankie Montero, Bryan Amato, Jimmy Cajigas, James Michael Brandes, John Combs, Method Man, Bobby Cannavale, Adam Cantor, John Cenatiempo, Lee Garrett, Juliette Pagano, Michael Zegarski, Isabella Pisacane, Lea DiMarchi, Raquel Castro, James Best, Mike Massimino, Vincent Ingrisano, Edward Carnevale, John Palumbo, Steven Randazzo, J.P. Romano, Daniel Sauli, Mike Donovan, Raphael Sousa, Steve Curreri, Alexandra Abrams, Jayden Abrams, Harry Adam, Susan Barrett, Matthew Brandt, Verity Brown, Kevin Daniel Carey, Max Casella, Katrina Chiovon, Jason John Cicalese, Edward Cordiano, Christian Dimarzio, Ryan Funigiello, Steve Garfanti, Shevy Gutierrez, Paige Hamdi, Bonnie C. Harper, Jacqueline Honulik, Matthew Iacono, Faith Logan, Laura Mesrobian, Christopher Mormando, Lianna Morra, Laurent Mullen, Robert Myers, Gabriella Palminteri, Shade Rupe, Will Tomi, Millie Torchetti, Daymien Valentino / Süre: 107 dakika
 

 

Rocky Balboa'ya dair bir aşk mektubu…


Netflix'in Bağımsız Filmler kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen This Is the Night adlı bu aile draması; yıllardır Amerika'da yaşayan İtalyan asıllı bir aileyi kadrajına alıyor.

İzleyicisini 1982 yılının yaz aylarına götürerek bir nostalji yaşatan filmin hikayesi, gişe rekorları kırıp, sinemaseverlere sinema salonlarını alt üst ettiren Rocky 3'ün vizyona girdiği bir dönemde geçiyor.

Sabah kahvaltıdan önce, akşam yemekten sonra bile Rocky serisi ile ilgili konuşup bilet fiyatlarını tartışan, adeta Rocky Balboa'ya takıntılı olan Staten Island'da yaşayan bir genç kendini keşfetme ve kabul görme süreci öncesinde bir arayış içindedir.

Bu gencin yaşadığı kasabada Rocky Balboa takıntısı öyle bir haldedir ki düzenledikleri partilerde sevgililer birbirlerine iltifatta bulunurken hep Rocky'den esinlenirken bir kesim de toplanıp tıpkı Rocky Balboa gibi antrenmanlar yapmaktadır.

Bu sırada kasabanın zorba delikanlılarından biri ile filmin çekingen, ağırbaşlı ve sürekli ezilen kahramanı aynı kızın peşindedir, fakat konu Rocky olduğunda herkes aynı fikirdedir.

Hep sağa sola itilen, korkan, ezik biri olduğu ile alakalı serzenişlerde bulunan Anthony günün birinde artk özgür olduğunu ve istediği gibi yaşayıp, sonucu ne olursa da ona katlanacağını söyler.

Sonunda karakterlerimiz, aynı Rocky filmindeki karakterler gibi hayatlarının en büyük zorlukları ile karşı karşıya gelirler.

Ama sonunda bütün sıkıntılara göğüs geren Anthony ve kasaba halkı yarın yokmuşcasına yaşamanın keyfini çıkarmayı nihayet öğrenirler.

Bu film alt metninde, ailenizin kabulü ve en iyi hayatınızı yaşamanız ve başkalarının ne düşündüğünü umursamamanız yönünde güçlü mesajlar veriyor.

İzleyicisini gerçekten kendisini mutlu eden şeyleri yapması, hayallerinin ve tutkularının peşinden gitmekten korkmaması için cesaretlendirmeyi amaçlıyor.

 

Daiki Tsuneta: Tokyo Chaotic

Yönetmen: Hayato Takahashi / Oyuncular: Daiki Tsuneta / Süre: 89 dakika
 

 

İnsanlar üzerinde yeni bir etki yaratacak müzik yapmak her zaman zordur…


Netflix'in Müzikal Belgeseller kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Daiki Tsuneta: Tokyo Chaotic adlı bu film; akılda kalıcı, melodik sözleri ve sınırları zorlayan görselleri sayesinde Japonya'da bir kült mertebesine ulaşan King Gnu ve Millenium Parade gruplarının kurucusu Japon şarkıcı Daiki Tsuneta'yı kadrajına alıyor ve köklerinin müziğinin üzerindeki etkisini bir keşfe çıkıyor.
Çoğunlukla sanatçının 2992 şarkısını besteleme ve bitirme süreci etrafında dönen film ayrıca Daiki'nin ailesi ve müziğindeki gelişimi hakkında çok fazla bilinmeyen şeylerde de bahsediyor.

 

Dalgalar ve İzler

Yönetmen: Emre Kavuk / Oyuncular: Pelin Karahan, Cem Zeynel Kılıç, Meral Çetinkaya, Goncagül Sunar, Hülya Duyar, Damla Alibeşe, Fırat Doğruloğlu, Ayda Zorlu Nebioğlu, Banu Zorlu / Süre: 106 dakika
 

 

Bir gün her şey çok güzel olacak…


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Dalgalar ve İzler adlı bu film; bir başlarına hayatta kalma mücadelesi veren Suna ve kızı Funda'nın hikayesini anlatıyor.

Kocasının ölümünden sonra Suna ve kızı Funda'nın hayat sınavı başlar.

Anne kız yaşam otobüsüne binmiş her durakta darbe almışlardır, öyle ki bir türlü ikna edilemeyen ablası, zorluklar içerisindeki annesi bile onlara çare olamaz.

Son durakta neler olacağını bilmeden yol almaya devam eden Suna bu süreçte, varlıklı olduğu dönemde aldığı eşyalarını satarak ayakta kalmaya çalışır.

Ama anne ve kızın yaşadığı kötü izlerin öyle kolayca silinmesi bir anda mümkün olmayacaktır.

 

Dartanyan ve Üç Havhavlar

Yönetmen: Toni Garcia / Oyuncular: Miguel Angel Perez, Eduardo Jover, Gloria Cámara, Antonio Ramírez, Ana Esther Alborg, Ana María Marí, Luis Bajo, Carlos Kaniowsky, Gabriel Jiménez, Juan Perucho, Luis Reina, Abraham Aguilar, Vicente Gil, Juan Arroyo, Ana Ángeles García, Adolfo Pastor, Antonio Domínguez, Carmen Gambín, Patricia Martínez, Mario Gas, Fernando Cordero, Guillermo Biern Segovia, Helena Biern Sirgo, Valeria Biern Segovia, Tomás Ayuso, Scott Cleverdon, Jeff Espinoza, Elisabeth Gray, Blair Holmes, Stephen Hughes, Robbie K. Jones, Karina Matas Piper, Julio Perillán / Süre: 84 dakika
 

 

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!..


Alexandre Dumas'ın Üç Silahşörler adlı kitabından uyarlanan ve beIN CONNECT'in aralık ayı yayın kuşağında bu hafta gösterime giren D'Artacán y los tres Mosqueperros (Dogtanian and the Three Muskehounds) adlı bu animasyon filmde; hayalini kurduğu göreve kavuşan Dogtanian'ın ilk işi, kralı, kötücül Kardinal Richelieu'nun planlarına karşı korumak olur.

17'nci yüzyılın Fransa'sında geçen hikayede Dogtanian, işlemediği bir suçla suçlanıp Paris'ten sürüldükten sonra babasının onurunu geri kazanmak için bir kahraman olmayı ve efsanevi silahşörlere katılmayı hayal eden genç bir kılıç ustasıdır.

Bir gün şehre geri döndüğünde, bir dizi talihsiz olay, Dogtanian'ın sadece Kraliçe Ana'nın kişisel asistanı olan güzel Juliette ile tanışmasına değil, aynı zamanda açgözlü ve para aşığı Pom yani en ünlü ve yetenekli silahşörler olan Amis, Dogos ve Ponthos'la tanışmasına da neden olur.

Dogtanian, aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için hepsiyle arka arkaya bir kılıç düellosu yapıp becerilerini kanıtladıktan ve onların güvenlerini kazandıktan sonra, o ve silahşörler, kralı, kötü kardinal Richelieu'nun iktidarı ele geçirmek için gizli planına karşı savunmak zorunda kalır.

1980'li yılların sevilen animasyon dizisine sadık bir şekilde hem o yılların çizgi film tarzını koruyarak çekilen hem de hikayesinde güncel dokunuşlarla eklemeler yapıldığı görülen filmin seslendirme oyuncularının bir kısmı kırk yıl önceki orijinal dizide yer alan isimlerden oluşuyor.

Bu film, 1980'lerin çizgi filminin eski hayranları için eğlenceli olduğu gibi, karakterlere ve eski diziye aşina olmayan yeni başlayanlar için de eğlenceli bir hikaye sunuyor.

 

Fok Birliği

Yönetmen: Greig Cameron, Kane Croudace / Oyuncular: J.K. Simmons, Kristen Schaal, Patrick Warburton, Dolph Lundgren, Sharlto Copley, Matthew Rhys, Richard Steven Horvitz, Jessie T. Usher, Daran Norris, Bumper Robinson, Catherine Taber, Rodger Bumpass, John Kani, Bill Farmer, Anjali Bhimani, Bob Bergen, Jason E. Kelley, Matthew Wood, Sarah Natochenny, Seal, Quinton Flynn, Jenny Yokobori, Camille Mana, Lindsay Sheppard, Secunda Wood, Joe Ochman, Rick Zieff, Jan Johns, Rob van Vuuren, Brent Mukai, Vivienne Rutherford, Tarryn Wyngaard, Greig Cameron, Kristina Mueller, Remy Edgerly, Louw Venter, Genevieve Flati, Jody Abrahams, Ryan Robinson, Julian Alexander Smith, Zolani Mahola, Julia Anastasopoulos, Ohiduzzaman Khan, Neil Leachman / Süre: 98 dakika
 

 

Bir görevi başarmak için ihtiyacın olan tek şey; birlik olmak…


Netflix'in Çocuk ve Aile Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Seal Team adlı bu ailece izleyebileceğiniz uçuk kaçık ve heyecanlı animasyonda; korkusuz fok Quinn jilet gibi keskin dişlere sahip amansız köpek balıklarına karşı koyup açık denizleri geri almak için sıra dışı bir grup acemi askeri bir araya getirir.

En yakın arkadaşını acımasız bir köpek balığına kaptıran korkusuz fok Quinn, köpek balıklarıyla savaşmak için sıra dışı bir ekip kurar.

Ardından yeni dostları Beth, Geraldo, Switch ve Jing'i eğitmek için eski savaşçı Claggart'a ve onun askerî zekasına başvurur.

Denizlerdeki yaşam alanlarını doymak bilmeyen düşmanlarından korumak için kurnaz numaralar ve yeni taktikler kullanan Quinn ile ekibi, fokların köpek balığı yeminden ibaret olmadığını kanıtlar.

 

Her Şey Yolunda

Yönetmen: François Ozon / Oyuncular: Sophie Marceau, André Dussollier, Géraldine Pailhas, Charlotte Rampling, Éric Caravaca, Hanna Schygulla, Grégory Gadebois, Judith Magre, Jacques Nolot, Daniel Mesguich, Nathalie Richard, Annie Mercier, Denise Chalem, François Perache, Catherine Chevallier, Quentin Redt-Zimmer, Alexia Chicot, Madeleine Nosal Romane, Souhade Temimi, Olivier Veillon, Laëtitia Clément, Annie Milon, Lara Neumann, Stéphane Hillel, Frédéric Siuen, Sipan Mouradian, Alexandra Célérier, Aymen Saïdi, Lamine Cissokho,  Guillaume Duhesme, Karim Melayah, Laurent D'Olce, Manoëlle Gaillard, Mathieu Hippeau, Laure Gardette, Danielle Chinsky, Peter Stephan Jungk, Loris Freeman, Aberrahim Chafay / Süre: 113 dakika
 

 

Hayatın trajedileri bir parça komedi barındırdığında katlanılır şeylere dönüşebilir mi?..


Başka Sinema ve Bir Film dağıtımıyla sinemalarda bu hafta gösterime giren Everything Went Fine (Tout s'est bien passé) adlı bu film; seksen beş yaşındaki André'nin felç geçirmesi sonrası kızlarının onunla ilgilenirken bir yandan geçmişle yüzleşmelerini konu ediniyor.

Babasının felç geçirdiğini öğrenen Emmanuelle apar topar hastaneye babasının yanına gider.

Ancak hayatına bu şekilde devam etmek istemeyen André, hasta yatağında Emmanuelle'den hayatına son vermesine yardımcı olmasını ister.

Bu süre içinde babalarının felç geçirdiğini öğrenince bir anda hayatları değişen iki kız kardeş bildikleri ama akıllarının gerisine atmayı tercih ettikleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar; ebeveynlerinin mutsuz evliliği, babalarının yarı gizli cinsel yönelimi, kendi sabırlarının sınırları…

Pek çok filminde bireyin hikayesinin toplumsal bir çerçevede var olduğunu hissettirmekten geri durmayan François Ozon bu filmde de tüm bu kargaşayı, komedi, polisiye ve macera filmi esintileriyle izleyicisine aktarıyor.

 

Hilda ve Dağ Kralı

Yönetmen: Andy Coyle / Oyuncular: Daisy Haggard, John Hopkins, Lucy Montgomery, Rasmus Hardiker, Dino Kelly, Ameerah Falzon-Ojo, Rachel August, Oliver Nelson, Agnes Peacock / Süre: 85 dakika
 

 

Hoş karşılanmadığımız halde neden hala orada kalmaya devam ettiğinizi düşündüğünüz anlar hiç oldu mu?..


Netflix'in Britanya Yapımı Çocuk ve Aile Filmleri kategorisinde 30 Aralık'da gösterime girmesi beklenen Hilda and the Mountain King adlı bu film ile Luke Pearson'ın çizgi romanından uyarlanan uzun metrajlı macera kaldığı yerden devam ediyor.

Bu heyecanlı ve sıra dışı filmde bir trol bedeninde uyanan Hilda eve dönmek, yeniden insan olmak ve Trolberg şehrini kurtarmak için kurnazlığını ve cesaretini kullanmak zorunda kalır.

 

Lulli

Yönetmen: César Rodrigues / Oyuncular: Larissa Manoela, Amanda de Godoi, Vinícius Redd, Sergio Malheiros, Yara Charry / Süre: 90 dakika
 

 

Seni sevenlerini dinlemek mutlaka iyidir, ama bu şekilde dinlemek gerçekten iyi midir, iki düşünmek bence en iyisidir!..


Netflix'in Brezilya Yapımları Romantik Komediler kategorisinde bu hafta gösterime giren Lulli adlı bu samimi ve izleyicisine kendisini iyi hissettiren filmde; zeki ama bencil bir tıp öğrencisi başkalarını dinleme yetisinden yoksun görünmektedir, ama bir kaza sonucu insanların düşüncelerini okuyabilmeye başlayınca işler onun için değişir.

 

Noel'den Kaçış Yok

Yönetmen: Álvaro Fernández Armero / Oyuncular: Tamar Novas, Andrea Ros, Mar del Hoyo, Raúl Jiménez, Macarena Sanz, Santi Ugalde, Karim E. Cobeña, Pilar Gómez, Óscar Ortuño, Pepe Carrasco, Joaquín Climent, Jorge Asín, Martina Mota, Ana Loig, Andrés Arenas, Daniel Barea Cabrera, Jorge José López, Yan Huang, Jacob Llopis, Ciro Fernández, Rodrigo Domar, Pablo Vázquez, Sergio Pozo, Agustín Otón, Carlos Wu, Nikki García, Verónica Forqué, Fermí Reixach, Peter Vives, Natalia Agüero Avecilla / Süre: 102 dakika
 

 

Noel'den daha kötü bir şey varsa o da Noel filmleridir…


Netflix'in İspanya Yapımı Komediler kategorisinde bu hafta gösterime giren 1000 Miles from Christmas (A mil kilómetros de la Navidad) adlı bu romantik komedide; Noel'den tam anlamıyla nefret eden bir mali denetçi, iş için gönderildiği küçük kasabada Noel'le ilgili fikrini değiştirmeye kararlı bir kadınla tanışır.

Böylelikle her şeyden nefret eden bu huzursuz ve huysuz adam hayatın ancak biriyle paylaşılırsa yaşamaya değer olduğu gerçeğiyle yüzleşir.

 

Princess 'Daya'Reese

Yönetmen: Barry Gonzalez / Oyuncular: Maymay Entrata, Edward Barber, Pepe Herrera, Takuhei Kaneko, Snooky Serna, Neil Coleta, CJ Salonga, Gold Azeron, Chienna Filomeno, Igi Boy Flores, Miko Mel C. Peñaloza, Alora Sasam, Christine Samson, Carmen Del Rosario, Mark Andaya, Michael Flores, Issa Litton, Jervi Li, Miguel Faustmann, Ida Pomarejos, Benson Dalina, Lexter Tarriela, Christopher Samson, Juliet Lising, Chris Conde, Jeanette Villanueva, Rodolfo Umlas, Shiela Villegas, Minnie Nato, Johannes Rissler, Dan Delgado, Ji-Ann Lachica, Jacqueline R. Carlos, El Gamma Penumbra, Wilfredo Ortiz, Annaluz Cornelio, Melanie Anne De Mata, Jessel Mae Panuncio, Ma. Angelica Gato, Joyce Camacho, Mark Benjie Lacre, Arsenio Fontanilla, Antonio Giray Jr., Carrie Abad, Pamela Baldevieso, Niño Valencia, Klea Lloren, Jhastine Punongbayan, Punky Taguines, Hilary Domingo, Kriss Andrew M. Secopito, Daxson Hila, Rodrigo Manlapaz, Roy Ocsales, Cherrylynn Nebril, Ma. Nimfa Agustin, Steve Salvador, Zaladin Ancan, Cedie Cruz, Ahmad Shafaghat, Sama Saadat, Elahe Shafaghat, Ali Razmjoo, Dexter Ginete, Ogunleye Olamide, Joy Omolaoye, Mimi Felicia, Hyojong Kim / Süre: 115 dakika
 

 

Sıradan bir kız ve onun imkansız gibi görünen hayali…


Netflix'in Romantik Filmler kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Princess 'Daya'Reese adlı bu filmde; bir dolandırıcı, kendisine benzeyen kaçak bir prensesle yer değiştirmeyi kabul eder, ancak beklenmedik bir romantizm her şeyi tehlikeye atmakla tehdit eder.

Reese, kraliyet ailesinin bir üyesi gibi yaşamayı hayal eden Manilalı bir dolandırıcıdır.

Bu sıradan kızın karşısına bir gün beklenmedik bir fırsat çıkar ve Oro'nun gizemli krallığından kaçan ve tıpatıp kendisine benzeyen Prenses

Ulap ile karşılaşınca Reese'in hayalini gerçekleştirmesi için de gün doğar.

Para karşılığında Prenses ile yer değiştiren Reese, Ulap'ın krallığına uçar ve burada Oro adasında belgesel çeken genç ve kararlı muhabir Caleb ile tanışır.

Ancak bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünen ve gerçeği arayan adam, sahte prensese aşık olmaya başlayınca, sonsuza dek mutluluğa giden yol engebeli bir hal alır.

 

Şimşek Gibi

Yönetmen: Basil Joseph / Oyuncular: Tovino Thomas, Guru Somasundaram, Vasisht Umesh, Femina George, P. Balachandran, Aju Varghese, Jude Anthany Joseph, Sneha Babu, Harisree Asokan, Shelly Kishore, Baiju, Bijukuttan, Syam Cargoz, Devi Chandana, Gibin Gopinath, Basil Joseph, Roji P. Kurian, Mammukoya, Benzi Mathews, Azees Nedumangad, Harish Pengan / Süre: 158 dakika
 

 

Malayalam film endüstrisindeki ilk süper kahraman filmi…


Netflix'in Hindistan Yapımı Aksiyon ve Macera Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren ve bir süper kahramanın doğuş öyküsünü anlatan Minnal Murali adlı bu filmde; bir terzi, yıldırım çarpması sonucu özel güçler kazanır, ancak doğduğu şehrin süper kahramanı olmak için beklenmedik bir düşmanı alt etmesi gerekmektedir.

Görsel efektleriyle beğeni toplayan, ancak film yapımının sinematik yönlerinden gerçekten anlayan ve görsel ihtişamın her şey olmadığını bilen gerçek sinemaseverler için bile filmde efektlerin ötesinde çok daha fazlası var.

Çünkü filmin yönetmenliğini üstlenen Basil Joseph sadece türün derinliklerine inmeye cesaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda izleyicisine ilişki ve empati kurması kolay bir grup cana yakın, özgün karakterler ve duygusal sekanslar sunarak hikaye anlatımına da özen gösteriyor.

 

Vicky'nin Gizemli Dostu

Yönetmen: Denis Imbert / Oyuncular: Vincent Elbaz, Shanna Keil, Marie Gillain, Eric Elmosnino, Tchéky Karyo, Eric Savin, Romain Lancry, Vincent Deniard, Ezio Sutter, Monique Barbarat, Matthieu Warter, David Levadoux, Clélia-Marie Grelier, Sébastien Saint-Martin, Christian Eustache, Thierry Simon, Sky Alexis / Süre: 84 dakika
 

 

Şu hayatta hayvanlardan daha tehlikeli bir şey varsa o da insanlardır…


Hayvanlar ve insanların gerçekten güçlü bağları olabileceğine tanıklık ederken, güzel sinematografisi ile keyifle seyredebileceğiniz, Netflix'in Fransa Yapımı Dramalar kategorisinde bu hafta gösterime giren Mystère (Vicky and Her Mystery) adlı bu filmde; annesi yeni vefat eden sekiz yaşındaki Victoria, babasıyla birlikte küçük bir dağ köyüne yerleşir.

Annesini kaybeden acılı kız teselliyi, izole bir çiftlikte bulunan bilinmeyen bir köpek yavrusu evlat edinerek bulur.

 

Yaza Açılan Kapı

Yönetmen: Takahiro Miki / Oyuncular: Naohito Fujiki, Kenta Hamano, Taizô Harada, Kaya Kiyohara, Hidekazu Mashima, Natsuna, Tomorô Taguchi, Rin Takanashi, Kento Yamazaki / Süre: 118 dakika
 

 

Gelecek gerçekten de güzel mi gelecek?..


Netflix'in Japonya Yapımı Bilim Kurgu Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen The Door into Summer adlı bu filmde; 90'lı yılların ortasında Soichiro Takakura, robotların geliştirilmesiyle ilgili sorunları çözen bir bilim insanıdır.

Ayrıca, rahmetli babasının yakın arkadaşı olan ama hayata veda eden Matsushita'nın isteklerini yerine getirerek bir plazma depolama pilini tamamlamanın eşiğindedir.

Araştırmalarında ve işlerinde ilerleme kaydeden bu genç bilm insanı, işinden arta kalan zamanlarda sevgilisi ve evcil hayvanıyla sükünet içinde huzurlu bir yaşam sürerken bir gün nişanlısı ve iş ortağı tarafından ihanete uğradığında sakinliği çok geçmeden parçalanır.

Soichiro Takakura, şirketinin kontrolünü ve robot ve plazma depolama pili üzerinde yaptığı işi kaybeder.

Soichiro Takakura daha sonra daha iyi bir gelecek bulma umuduyla kendini "soğuk uyku" dondurma makinesine yerleştirmeyi seçer.

Uyandığında ise 2025 yılında olduğunu keşfeder.

 

Yukarıya Bakma

Yönetmen: Adam McKay / Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep, Cate Blanchett, Rob Morgan, Jonah Hill, Mark Rylance, Tyler Perry, Timothée Chalamet, Ron Perlman, Ariana Grande, Kid Cudi, Himesh Patel, Melanie Lynskey, Michael Chiklis, Tomer Sisley, Paul Guilfoyle, Robert Joy, Jack Alberts, Ting Lik, Lance A. Williams, Shimali De Silva, Hettienne Park, Rafael Silva, Lonnie Farmer, Homa Sarabi-Daunais, Barbara Douglass, Erik Parillo, Robert Radochia, Conor Sweeney, Ross Partridge, Richard Donelly, Liev Schreiber, Samsara Leela Yett, Meara Mahoney-Gross, Jaden Onwuakor, Staci Roberts Steele, Wendy Bellevue, Mikhail Yarovoy, Chris Everett, Annette Miller, Stephen Thorne, Aimee Doherty, Natalie Rebenkoff, Gary Tanguay, Georgia Lyman, Patricia Dehaney, Ben Sidell, Therese Plaehn, Omar Ghonim, Jody O'Neil, Meghan Leathers, Ashleigh Banfield, Sarah Silverman, Richard Snee, Darryl Wooten, Danielle Waxman, Jeffrey Smith, Jon Glaser, Dorothy Dwyer, Odis Spencer, Sarah Nolen, Alvin Keith, Alaina Pinto, Lizzie Short, Juri Love, Sujoy De, Brahms Guignard, Sergei Bushmanov, Lewis D. Wheeler, Steve Gagliastro, David J. Curtis, Kevin Craig West, Alison Weller, Rob Lévesque, Sam Zephir, Dee Nelson, Beau Allen, Rebecca Gibel, Brian Faherty, Celeste Oliva, Amanda Cass, Roman Mitichyan, Paul Marini, Alex Huynh, Michael Jibrin, Bill Mootos, Patti Tippo, Allyn Burrows, Tori Davis Lawlor, Joy Lang, June Holmes, Graham Holmes, Jacob Sanditen, Anthony Marrese, Caroline Bergwall, Anania Williams, Nate Richman, Wes Johnson, John Bucy, Patrick Gover, Conrad Perry, Matt Rouillard, Christopher Deschenes, Patrick Michael Strange, J.P. Aaron, Daniela August, Nicholai Senat, Alexandra Zilch, Jonathan Kobs, Bianca de la Garza, Caitlin Ishibashi, Claire Davis, Elder Isaiah Perez, Coran Spardakis Henley, Lance Norris, Ralph M. Studley, Frank Ridley, Andrew Haserlat, Jayne McLendon, Ishaan Khattaz, Khaldoun Rajeh, Sheren Rajeh, Khaled Rajeh, Kareem Rajeh, Ahmad Rajeh, Adila Rajeh, J.T. Turner, Ed Peed, Lin Hult, Robert Marsella, Brian Anastasio, Jacqueline Astbury, Julia Bechler, Steve Bertorelli, Howard Breslau, Marko Caka, Marissa Carpio, Anthony Carvello, Zach Catanzareti, Isabelle Charlot, Billy Concha, Jon DiVito, Matt DiVito, Victor Dobro, Madison Donlan, Chris Evans, Camille Farnan, Edward Fletcher, Ineke Garbacz, Michael Giannone, Suzanne Gillies, Johnny Halloran, Tamara Hickey, Ian Dylan Hunt, Sydney Jenkins, Ken Kansky, Emmanuel Kerry, Omar Khan, Shahjehan Khan, Sam Kombo, Will Kostick, Greg Kriek, Daphney Leigh, Scout Lyons, Jeff MacKinnon, Michael Malvesti, Tom Mariano, Marcus McDermott, Brian J. McDonald, Anita Moore, Sharlem Nina, Joseph Oliveira, Nathan Porter, Marinko Radakovic, Janine Robinson, Harold Rudolph, Anastasia Mousis Sanidopoulos, Nadia Sayess, Mary Ann Schaub, D.J. Shattine, Nate Luis Silva, Michael Stanton, Devan Summers, Marilyn Swick, Juan Szilagyi, Maria Tramontozzi, Theodore Warmington, Breanna Wing, Christopher Wyman, Sam Xu / Süre: 138 dakika
 

 

Kuraklık, açlık ve ozon delinmesinden sonra bu, insanlık tarihinin görüp duyabileceği en kötü haber…


Gerçekleşmesi gayet mümkün olaylardan uyarlanan ve Netflix'in Bilim Kurgu Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Don't Look Up adlı bu günümüz bakış açılarını tasvir etmek üzere zekice hazırlanmış, hiciv dolu filmde; iki astronom, Dünya'yı yok edecek bir kuyruklu yıldızın yaklaşmakta olduğu konusunda insanlığı uyarmak için bir medya turuna çıkar, ancak hiç kimse onları umursamaz.

Astronomi lisansüstü öğrencisi Kate Dibiasky ve hocası Dr. Randall Mindy şaşırtıcı bir keşifle, Güneş sistemi içindeki bir yörüngede dönen bir kuyruklu yıldız tespit eder, ancak bir sorun vardır; kuyruklu yıldız, doğrudan Dünya'ya çarpacak şekilde ilerlemektedir.

Diğer sorun ise, bu tehlikeyi kimsenin umursamamasıdır.

Görünüşe göre dünyayı yok edebilecek Everest Dağı büyüklüğündeki bir cisimle ilgili uyarıları kulak arkası etmek insanlığın işine gelmektedir.

Kate ve Randall, Dr. Oglethorpe'un yardımıyla bir medya turuna çıkar.

Umursamaz Başkan Orlean ile onun özel kalem müdürü olan dalkavuk oğlu Jason'ın ofisinde başlayan yolculukları, Brie ve Jack tarafından sunulan eğlenceli sabah programı ile devam eder.

Kuyruklu yıldızın çarpmasına sadece altı ay kalmışken haberlere çıkmaya çalışmak ve çok geç olmadan sosyal medya bağımlısı halkın dikkatini çekmek trajikomik bir göreve dönüşür.

 

Flashback

Vakti zamanında kimi festivallerde, kimi sinemalarda kimi de ev videosu ve televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrim içi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2021 öncesinde çekilmiş diğer filmleri sizin için derledim.


beIN CONNECT

Türkiye'nin ödemeli televizyon sistemi Digitürk'ün izleyicilerine diledikleri zaman diledikleri içeriklere ulaşma imkanı sağlayan dijital içerik platformu beIN CONNECT'in zengin kütüphanesinde aralık ayının bu son haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Dublör (The Stand In, 2020)
  • Düğün Konuşması (Le discours / The Speech, 2020)
  • Hadi Oynayalım (Come Play, 2020)
  • Kimseye Söyleme (Don't Tell a Soul, 2020)
  • Üvey Kardeşler (Half Brothers, 2020)
  • Wander (2020)
  • Yetenekli Genç Kadın (Promising Young Woman, 2020)

MUBI

Sinemanın her türlü form ve büyüklükteki ekranda izlenmesi gerektiğine inanan ve 10 milyondan fazla sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan MUBI'nin, dünyanın her yerinden en yeni yönetmenlerden en çok ödül kazananlara uzanan zengin programı yepyeni içeriklerle izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.

Uzman ekiplerin festivalleri tarayarak bulup çıkardıkları birbirinden güzel, heyecanlı ve orijinal filmlerle hazırladıkları; özel kuşakları, yönetmen retrospektifleri, önde gelen film festivallerinden gösterimlerin yer aldığı yapımlar arasında aralık ayının bu son haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Bebekler (Dolls, 2002)
  • Buena Vista Social Club (1999)
  • Çatlak (2020)
  • Kor (2016)
  • Mutlu Lazzaro (Lazzaro felice / Happy as Lazzaro, 2018)
  • Saplantı (Swallow, 2019)
  • Seremoni (La cérémonie / A Judgement in Stone, 1995)
  • Söz (La promesse / The Promise, 1996)

Netflix

190'dan fazla ülkede 209 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmeti sunan Netflix'in aralık ayının bu son haftasında kütüphanesine eklediği filmler şöyle;

  • Cani (Monster, 2003)
  • Doraemon (Stand by Me Doraemon, 2014)
  • Doraemon 2 (Stand by Me Doraemon 2, 2020)
  • Mektup (Bahasha / The Envelope, 2018)
  • Tangerine (2015)

Tivibu

Tivibu, pandemiden dolayı sinemada gösterime girememiş macera, aksiyon ve eğlence dolu en yeni filmleri ekranlara getirmeye devam ediyor.

Oyuncu ve yönetmen Özcan Deniz, filmleriyle aralık ayında her cumartesi Özcan Deniz Filmleri Kuşağı'nda Sinema Yerli'ye konuk oluyor.

Lunapark Kuşağı Yılbaşı Filmleri ile yıl başının ruhunu evlerinize taşıyacak sıcacık filmler, aralık ayı boyunca he pazar Sinema Aile'de izleyiciyle buluşuyor.

Türkiye'nin dijital dönüşümüne liderlik eden Türk Telekom'un dijital televizyon platformu Tivibu'nun izleyicisine sunduğu komediden aksiyona, bilimkurgudan festival filmlerine uzanan geniş seçkisinde aralık ayının bu son haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Hayatımın Müziği (Blinded by the Light, 2019)
  • Nancy Drew ve Gizli Merdiven (Nancy Drew and the Hidden Staircase, 2019)
  • Noel Baba'nın Köpeği (Up on the Wooftop, 2015)
  • Ormana Misafir (Jungle Beat: The Movie, 2020)
  • Sevimli Tehlikeli (2015)
  • Wonder Woman 1984 (2020)

TRT 1 & TRT 2

Diziler, belgeseller, çizgi filmler ve özel gösterimlerle dolu yayın kuşağıyla seyircisine ulaşan TRT'nin en çok izlenen kültür sanat kanalları izleyenlerine sinema şöleni yaşatmaya devam ediyor.

Her akşam ödüllü ve prestijli filmleri orijinal dilleriyle sinemaseverlerle buluşturan ve birbirinden değerli yapımları ekrana getiren TRT 1 ve TRT 2'nin aralık ayının bu son haftasında yayın kuşağında öne çıkan filmler şöyle;

  • Araf (2012)
  • Gagarine (2020)
  • Gece Vurgunu (Nightcrawler, 2014)
  • Görevimiz Tehlike II (Mission: Impossible II, 2000)
  • Kasaba (Héraðið / The County, 2019)
  • Kral Şakir: Oyun Zamanı (2018)
  • Raoul Taburin (2018)
  • Silverado (1985)
  • Vincent'tan Sevgilerle (Loving Vincent, 2017)
  • Yakın Plan (Nema-ye Nazdik / Close-Up, 1990)
  • Yeni Hayat (2015)
  • Yıldızlararası (Interstellar, 2014)


Festival ajandası

Akbank Kısa Film Festivali

Sinema sanatı üzerinde kısa filmlerin etkin rolünün bilinciyle, Türkiye'de bu alanda bir platform oluşturan ve alanında öncü etkinliklerden biri haline gelen Akbank Kısa Film Festivali, 21-31 Mart 2022 tarihleri arasında 18'inci kez düzenlenecek.

Yurt içi ve yurt dışından geniş katılımlıla gerçekleşen festivalin "Yarışma Bölümü", "Genç Bakışlar Bölümü" ve "Akbank Kısa Film Forum" bölümleri için başvurular 24 Aralık 2021 Cuma tamamlandı.
 


Ulusal Yarışma Festival Kısaları ana jüri üyeleri; Oyuncu Büşra Develi, Yönetmen Nisan Dağ, Oyuncu Okan Bayülgen, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı'dan oluşuyor.

Yirmi yaş ve altı gençlerin kısa filme olan ilgilerini festival bünyesinde toplamaya ve bu alandaki üretimleri teşvik etmek amacıyla ilk kez düzenlenecek "Genç Bakışlar" yarışmasının ana jüri üyeleri ise; oyuncu Özge Gürel, şair, yayıncı Dündar Hızal ve yönetmen Ahu Öztürk olarak belirlendi.

Beşinci kez gerçekleşecek olan Akbank Kısa Film Forum ana jüri üyeleri ise; yazar, senarist Ayfer Tunç, yönetmen Selman Nacar ve yapımcı Bulut Reyhanoğlu olarak açıklandı.

Ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirilecek 18'inci Akbank Kısa Film Festivali Yarışma Bölümü'ne başvuran eserler arasından, festival jürisinin değerlendirmeleriyle belirlenecek Ulusal Yarışma bölümünde "En İyi Kısa Film" 40 bin TL, Uluslararası

Yarışma bölümünde "En İyi Uluslararası Film" ise 5 bin dolar ile ödüllendirilecek.

18'inci Akbank Kısa Film Festivali "Festival Kısaları", "Dünyadan Kısalar", "Genç Bakışlar", "Kısadan Uzuna", "Deneyimler", "Belgesel Sinema", "Perspektif", "Özel Gösterim" ve "Forum" ile geniş katılımlı atölye çalışmaları ve söyleşileriyle 21-31 Mart 2022 tarihleri arasında sinemaseverlere keyifle izleyecekleri bir program sunacak.


Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali

Kadın Yönetmenler Derneği'nin düzenlediği 5'inci Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali için başvurular başladı.

Geçtiğimiz yıl pandemi koşulları nedeniyle çevrim içi olarak üç etapta gerçekleşen festival bu yıl 27 Şubat-5 Mart 2022 tarihleri arasında İzmir'de düzenlenecek.

Her yıl temalarına yeni bir bölüm ekleyen festivalin bu yıl ki teması "Sınırlar".
 


Ulusal ve uluslararası olarak gerçekleşecek olan yarışma filmlerinde tema aranmayacak, kadın bakış açısını yansıtan tüm özgün filmler yarışma bölümüne kabul edilecektir.

Kadın yönetmenlerin ilk filmlerinin yer aldığı "İlkler Unutulmaz", güçlü kadın karakterlerin anlatıldığı "Süper Kahramanlık" ve içinde umut teması olan filmler "Hayaller", tema kategorileriyle bu yıl da devam edecek.

Uzun metraj, belgesel, kısa film, deneysel kategorilerinde gerçekleşecek ulusal ve uluslararası yarışma ve gösterim filmleri için son başvuru tarihi 31 Aralık 2021.

Geçtiğimiz yıl ödül alan yönetmenler, bu yıl jüri üyeliği yapacak.

2018 yılından beri festivalin direktörlüğünü üstlenen Gülten Taranç; "Çevrim içi olmamız duyumumuzu ve izlenmemizi çok fazlasıyla artırdı. Birçok şehirden ve ülkeden izleyiciye ulaştık. 12 bin izlenme sayısına ulaşmamız fiziksel bir festivalde mümkün değildi. Beşinci yılımızı yapacak olmaktan dolayı çok umutlu ve mutluyuz bu dönemde patates üretmek bile çok zorken, bağımsız sinema yapan herkesin her zamankinden daha çok desteğe ihtiyacı var. Kadın sinema emekçilerine alan açmak için yerel yönetimlerden ve büyük şirketlerden daha fazla destek bekliyoruz. Filmlerde, televizyonda ve medyada ne kadar çok doğru kadın temsili izlersek, ne kadar az şiddet görürsek daha sağlıklı, bilinçli ve duyarlı nesiller yetişecektir. Bu yüzden Kadın Yönetmenler Derneği olarak kadın yönetmenlerin sayılarının artmasının bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz. Festivalimizi büyük emek, fedakarlık ve umutla düzenlemeye devam ediyoruz" sözlerini kaydetti.

Başvuruların açıldığı ilk haftada 22 ülkeden başvuru geldi.

5'inci Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali kadın yönetmenlerin filmlerini bekliyor!

Başvuru için filmfreeway.com/iwffturkey diğer bilgiler için kadinyonetmenlerfestivali.com.tr adreslerini ziyaret edebilir, sosyal medya hesaplarından yapılan duyuruları takip edebilirsiniz.


Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması

Sabancı Vakfı'nın toplumsal sorunlara sanat aracılığıyla dikkat çekmek amacıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği Kısa Film Yarışması'nın altıncı yılında finalistler belli oldu.

Sabancı Vakfı tarafından Kısa Film Yarışması'nın kanaat önderi ise, ödüllü Polonyalı yönetmen Agnieszka Holland oldu, Agnieszka Holland video mesajında genç sinemacılara şunları söyledi:

Pandemi bize işlerimizde farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğunu, farklı şeylerin daha önemli olduğunu gösterdi. Sahip olmanın daha önemsiz olduğunu, asıl önemsememiz gerekenlerin insanlar, gezegenimiz ve hayvanlar olduğunu hepimize öğretti.


Bu yıl "Konu Uzun Film Kısa" sloganıyla "Yeni Dünyada Yeni Meslekler" temasıyla düzenlenen Sabancı Vakfı 6'ncı Kısa Film Yarışması'na Türkiye'nin 31 farklı ilinden 130 film başvurdu.

Ön jüri değerlendirmesinin ardından, finale kalan 12 filmin ve yönetmenlerinin isimleri Kısa Film Platformu web sitesinde duyuruldu.

Finale kalan on iki kısa film jüri tarafından değerlendirilecek ve dereceye girmeye hak kazanan üç kısa film belirlenecek, ödüller 12 Ocak'ta Sabancı Center'da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

Yarışmanın birincisi 25 bin TL, ikincisi 20 bin TL, üçüncüsü de 15 bin TL ile ödüllendirilecek.
 


Finale kalan kısa filmler:

  • Beta 2.0 (Deniz Altun)
  • Çamur (Simge Tunç)
  • Kadraja Girmeyen Pandemi (Kenan Olpak)
  • Kırmızı Elbise (Emre Sezgin)
  • Korkuluk (İbrahim Mutlu Erdemir)
  • Kovuk (Mustafa Büyükbayram)
  • Olmak ya da Olmamak (Fatih Korgan)
  • Öğretmen (Arda Meriç Kırım)
  • Revize (Mustafa Yaşar)
  • Sufle (Efe Tuncay)
  • Yaren (Said Sakıp Demir)
  • Ziyaretçi (Zafer Geyikçi)

Finalist yönetmenler usta isimlerle bir arada

Kısa Film Yarışması ile yeni sanatçıların yetişmesine destek olmayı hedefleyen Sabancı Vakfı, her sene yarışmaya başvuran tüm eser sahiplerini sinema ve televizyon dünyasının önemli isimleri ile bir araya getiriyor.

"Perspektif Buluşması", "Ustalık Sınıfı", "Pusula Buluşması" ve "Market Etkinlikleri"ni içeren Kısa Film Platformu Buluşmaları, bu yıl 11 Ocak'ta gerçekleştirilecek.

Finalistler, usta isimlerle bir araya gelerek onların deneyim ve bilgi birikimlerinden yararlanma fırsatı bulacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU