Muharrem Sarıkaya TGC'den istifa etti: Yazdıklarım ne bir mazeret ne de bir savunmadır, tarihe düşülmüş nottur

TGC'den istifa eden Sarıkaya, "Medyada birilerine kin kusmak için aportta bekleyen arena kitlesi ruhlu kişilere TGC Yönetim Kurulu’nun da katıldığını görüyorum" dedi

Fotoğraf: Twitter

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile röportaj yaparken İhlas Haber Ajansı (İHA) çalışanı Ahmet Demir'e tokat atan Muharrem Sarıkaya, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) istifa ettiğini açıkladı.

Sosyal medya hesabından "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'na" başlığıyla açıklama yapan Sarıkaya, "Tarafıma yolladığınız 21 Aralık 2021 tarih ve 590/E-157 sayılı mektubunuzu aldım. Yayında yaşananlara hiçbir mazeret aramayacağımı, tekrar yaşanmaması için genç nesillere meslek hatası olarak aktaracağımı daha ilk günden belirttim" dedi.

"Size vereceğim yanıt, hataya mazeret şekline dönüşebilir diye savunma yapmıyorum" ifadesini kullanan Sarıkaya, amacının tarihe not düşmek olduğunu söyledi.

Sarıkaya açıklamasına şöyle devam etti:

Ardı sıra gelen teknik aksaklıklar sırasında, istemeden yapılan bir hareketin, ne denli büyük sorunlara yol açacağının, kimlere fırsat yaratacağının ve nasıl bir olumsuz mesleki deneyime yol açabileceğinin bir de benim cephemden görülmesi için yazıyorum. Gazeteciliğin her aşamasında bulunmuş, emeği ile bu günlere gelmiş, gazetecilik dışında başka iş yapmamış biri olarak, bir basın emekçisine karşı yaptığım davranış hataydı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Hiddetli çocuk davranışının şimdi çilesini çekiyorum"

Yaşamı ve 42 yıllık meslek hayatının hiçbir aşamasında arkadaşlarının kişiliğine yönelik kötü söz söylemediğini ve şiddet uygulamadığını ifade eden Sarıkaya, "Yetişme kültürümde olmayan, stres altında içimden yükselen hiddetli çocuk davranışının şimdi çilesini çekiyorum" dedi.

Sarıkaya, yaşanan olayın detaylarına girmeyeceğini ve nedenlerine sığınmayacağını belirterek şunları kaydetti:

Öfke kontrolü yapamadım. Canlı yayını fiilen imkansızlaştıran, neredeyse bilinçli diyebileceğim müdahalelere karşı yayını koruma hassasiyetime yenik düştüm. Ani ve ölçüsüz bir tepki idi ama bilinçli şiddet değildi. Hata yaptığımı anında fark ettiğim için de yayın biter bitmez kameraman Ahmet Demir’den ve İHA Bölge Müdürü Orhan Akın’dan özür diledim. Bir saat sonra ve ertesi gün tekrar arayıp özrümü yineledim. Bunları da detay kamerası çekiminin, iki gün sonra sosyal medyaya gizlice servis edilmek üzere kaydedildiğinden habersiz yaptım. Her üç konuşmamızda, kendileri de yaşananları canlı yayın stresine bağlı bir durum olarak görüp, özrümü kabul etti.

"Kin kusmak için aportta bekleyen arena kitlesi ruhlu kişilere TGC'nin de katıldığını görüyorum"

Paylaşımında, "Önü arkası incelenmeden, sosyal medyada bilinçli alevlendirilen amaçlı lince, medyada birilerine kin kusmak için aportta bekleyen arena kitlesi ruhlu kişilere TGC Yönetim Kurulu’nun da katıldığını görüyorum" ifadesini kullanan Sarıkaya açıklamasına şöyle devam etti:

Kitlelerdeki zihniyetin tekleşmesi kanununun, TGC yönetimine de hâkim olduğuna tanıklık ediyorum. Mektubunuzda, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak, 20 Aralık 2021 günü yaptığı toplantıda bu olayın değerlendirildiğini” belirtiyorsunuz…“Toplantıda meslektaşınız İhlas Haber Ajansı kameramanı Ahmet Demir’e hakaret etmeniz, tokat atmanız TGC Tüzüğü’ne, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne, meslek onur ve saygınlığına aykırı bulunmuştur…” diyorsunuz. 

Yönetim Kurulunuz savunmaya ihtiyaç duymadan, “hakaret etmeniz, tokat atmanız…” diyerek hüküm veriyor. Sosyal medyaya sızdırılan kayıtlarda da görüleceği gibi, o yayında ve sonrasında hiç kimseye “hakaret” etmedim. Ani ve ölçüsüz bir harekette bulundum, bilinçli şiddet uygulamadım. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun, 42 yıllık meslektaşı hakkında isnat ettiği hükme ulaşmadan önce, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni anımsaması gerekirdi. TGC ödüllerini almış bir gazeteci olarak, yaşamım boyunca sergilediğim mesleğime olan saygıyı, etiği, meslek onurunu koruma çabası ve bedelini ödeme iradesini, bu mektubun yollanmasına aracılık edenler de bundan böyle gösterebilmiş olsun. Başta da belirttiğim gibi, yazdıklarım ne bir mazeret ne de bir savunmadır; tarihe düşülmüş nottur. Hatasını anlayıp anında özür dileyen, mesleğine kendi kararıyla ara veren tarafıma yargısız infaz uygulayan Yönetim Kurulunuzun işini kolaylaştırmak için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden istifa ediyorum. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU