Boris Johnson, Kuzey İrlanda Protokolü'nü askıya alabileceklerini açıkladı

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Sefcoviç, Birleşik Krallık hükümetinin protokolü askıya almasının, Brüksel'in Londra ile olan ilişkileri için "ciddi sonuçları" olacağını söylemişti

Boris Johnson, tartışmaya neden olan Kuzey İrlanda Protokolü'nü askıya almalarının "tamamen meşru" olacağını söyledi / Fotoğraf: AA

Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, Avrupa Birliği (AB) ile Kuzey İrlanda konusunda yaşanan sorunları çözebilmek için müzakerelere devam etmek istediklerini ancak tartışmaya neden olan Kuzey İrlanda Protokolü'nü askıya almalarının "tamamen meşru" olacağını söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Johnson, Londra'da iş dünyası liderleri ve diplomatlara hitaben yaptığı konuşmada, "Kuzey İrlanda Protokolü çerçevesinde ortaya çıkan sorunlara müzakere edilmiş bir çözüm bulmayı tercih ettiğimizi söylemeliyim ve hala bu mümkün görünüyor" dedi.

Protokolün askıya alınmasını öngören 16. maddeyi işletebileceklerini ifade eden Johnson, "Eğer 16. maddeyi işletirsek, ki bu tamamen protokolün meşru bir parçası, bunu makul ve uygun bir şekilde yapacağız. Çünkü ülkemizin toprak bütünlüğünü korumak ve Belfast (Hayırlı Cuma) Anlaşması kapsamında Kuzey İrlanda halkına karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmek için tek yol olarak bu kaldı" diye konuştu.

AB karşı çıkıyor

Ancak AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcoviç, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık hükümetinin protokolü askıya almasının, Brüksel'in Londra ile olan ilişkileri için "ciddi sonuçları" olacağını söylemişti.

Bununla beraber Birleşik Krallık Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan daha önce yapılan açıklamada, iki tarafın soruna yaklaşımlarında hala "önemli" görüş ayrılıkları bulunduğu ve 16. maddeyi işletme koşullarının oluştuğu savunulmuştu.

Tartışmalı protokol

Brexit Anlaşması'nın bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.

Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.

Katolik ayrılıkçılar ile Birleşik Krallık'la Birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.

Birleşik Krallık, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini savunduğu protokolün değiştirilmesini istese de AB, bunun mümkün olamayacağını belirtiyor.

Protokole karşı nisan ayında Belfast'ta yapılan gösterilerde bir yolcu otobüsü kaçırılıp ateşe verilirken, birlik yanlıları yaklaşık bir hafta süren olaylarda polise molotofkokteyli ve taşlarla saldırmıştı.

Belfast'ta geçen hafta yine bir yolcu otobüsü ateşe verilirken, protokolle ilgili sorunların devam etmesi durumunda olayların daha da büyüyebileceği değerlendiriliyor.

İrlanda sorunu

İngiliz imparatorluğunun ilk sömürgesi İrlanda adasından Birleşik Krallık'ın elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960'lı yıllardan 1998'e kadar Katolik ayrılıkçılar ile Birleşik Krallık'la birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne olmuştu. 40 yıla yayılan ve "Sorunlar" diye anılan yıllarda terör olaylarında 3 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti.

Ada ancak 1998'de imzalanan "Hayırlı Cuma Anlaşması" ile sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda'da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşılmıştı.

Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda'da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.

Barış anlaşmasının üzerinden geçen 20 yılı aşkın süreye karşın, bölge halkı arasında güven tam olarak tesis edilebilmiş değil.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU