Meşhur gizem: Kazımi

Faili belli, elindeki silahı sınırlı, amacı bir devlet adamını etkisiz hale getirmek, seçim sonuçlarını aksatmak, İran ve takipçilerinin varlığını reddeden Irak sokağıyla çatışmak olan bir terör suçuyla karşı karşıyayız

Mustafa el-Kazımi / Fotoğraf: AFP

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'ye yönelik başarısız suikast girişimini, ülkedeki dahili tepkileri ve başta ABD olmak üzere uluslararası tepkileri nasıl okuyabiliriz?

Öncelikle, suikast öncesinde Kazımi'yi sesli ve görüntülü tehdit edenler malum.

Kullanılan silah olan insansız hava araçlarını (İHA) Irak'taki hiziplerine İran'ın finanse ettiği de malum.

Suikast şüpheli değil. Bu İHA'ları Husiler de Suudi topraklarını hedef almak için kullanıyor.

Bu silahları İran ve takipçilerinden başka, Irak'ta ya da Suudi Arabistan'ı veya Suriye'deki ABD üslerini hedef almak için kullanan yok.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, uluslararası toplum neden şu ana kadar bekledi?

İran'ın adını vermekten neden korkuyor?

Reuters'In atıfta bulunduğu Iraklı yetkililer böyle diyor. Nitekim Iraklı yetkililer bunu Batılı mevkidaşlarına da iletmiş olmalı.


İkinci olarak, söz konusu başarısız suikast, başlıkta yazdığım gibi iyi bilinen bir sır.

Yakın Irak kaynaklarının İran hakkında ancak farklı bir anlatımla konuştuğunu duyduğuma göre, Kudüs Gücü Komutanı ile bir general arasında tartışma çıktığı, Devrim Muhafızları'ndan bu generalin kararı Kudüs Gücü komutanına danışmadan aldığı söyleniyor.

Nitekim sonuç analizden değerlidir. Önemli olan, İran'ın alıp Irak'taki gruplarının uyguladığı karar. Biz ise İran'ın iç anlaşmazlıkları hikayesiyle zaman kaybetmemeliyiz, çünkü bu tecrübe görmüş bir saçmalık.

Allah korusun suikast başarılı olsaydı, Lübnan'da, İran milisleri Hizbullah tarafından Refik Hariri öldürüldüğünde olduğu gibi, Irak bir bilinmeyene doğru yol alacaktı.


Üçüncü olarak ise, Irak'taki tepkilere bakıldığında suikastın başarısızlığa uğramasının planların sarsılmasına sebebiyet verdiği, en çok kaybedenlerin ise İran'a bağlı gruplar olduğu açık.

Galipler ise şüphesiz Kazımi ve Mukteda es-Sadr.


Bağdat'taki yakın çevrelerden duyduğuma göre, İran yanlısı grupların buradaki asıl amacı, Sayın Kazımi'nin lehine olan seçim sürecinin başarılı oluşunu ve ikinci dönem adaylığını engellemekti.

Bugün Kazımi kazanırken sokak ise onun yanında durdu. Onu etkisiz hale getirme süreci kolay olmayacak; bazı partilerin Kazımi'ye nispet için tamamen Mukteda Sadr'ın arkasından gitmeye karar vermesi durumunda İran ve gruplarının başı belaya girecek.
 

 

Nispet için Sadr'ın peşinden gitmek, Sadr'ın yeni başbakan olarak seçimleri kazanarak vurucu bir güç haline geleceği, iktidar, silahlı kuvvetler, hatta Haşdi Şabi'nin tekelini elinde tutacağı anlamına geliyor.

Dolayısıyla faili belli, elindeki silahı sınırlı, amacı bir devlet adamını etkisiz hale getirmek, seçim sonuçlarını aksatmak, İran ve takipçilerinin varlığını reddeden Irak sokağıyla çatışmak olan bir terör suçuyla karşı karşıyayız.

Ancak net bir uluslararası pozisyonun yokluğunda ve artık kolay seçeneklerin olmadığı Irak'ta olası bir patlama beklentisi ile.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin Örel

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU