Barış Terkoğlu’ndan İçişleri Bakanlığı Müşaviri’ne yanıt: Ellerindeki ardında kalmasın

"Süleyman Soylu’nun bizleri hedef göstermesini izlerdik. Açıkçası 10 yılda benim için bir şey değişmedi"

Fotoğraf: Twitter

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun müşaviri Burak Gültekin'in kendisini hedef alması üzerine açıklamalarda bulundu. Gültekin'in kendisine yönelik ifadelerinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun oluruyla yazıldığını ifade eden Terkoğlu, “24 saatlik kum saatleri, hedef göstermeleri, tehdit etmeleri açıkçası umurumda da değil. Kapımda kırmızı çarpı var. Ama boynum dik, alnım açık” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’e konuşan Terkoğlu’nun açıklaması şöyle:

İçişleri Bakanı için makbul gazeteciler var. Bir de makbul olmayanlar. Ben ikinci sınıfa giriyorum. Bunu yeni öğrenmedim. Süleyman Soylu daha önce de bana ağza alınmayacak sözlerle defalarca hakaret etti. Beni hedef gösterdi. Yetmedi, terör örgütlerinin hedefi olmam nedeniyle hakkımda verilmiş koruma kararını aynı gün kaldırdı.

Küçük çocuğum var. Onun ağzından böyle sözler çıksa terbiyeli olması için uyarırım. Ama bakan söyleyince nasıl düzelteceğimi açıkçası bilmiyorum. Keşke imkanım olsaydı. Bir mafya babasının ağzıyla, hukukun teminatı olması gereken kamu yöneticisinin üslubu arasındaki farkı anlatabilirdim.

“Gazeteciler hakkında özel çalışma yaptığını biliyorum”

Daha geçen ay gazeteci Tolga Şardan, İçişleri Bakanı’nın önüne kendi telefon incelemesinin konduğunu açıkladı. İçişleri Bakanlığı’nda devlet üniforması giyen bazı kişilerin 'makbul olmayan' gazeteciler hakkında “özel çalışma” yaptığını biliyorum. Aralarında ben de varım. Hiç yoklarmış gibi devam ediyorum.

Bugün Bakan Müşavirinin tehdidi, bizzat İçişleri Bakanı’nın isteği ve oluruyla yazıldı. Neyse ki Müşaviri bu kez kendi adını taşıyan hesaptan yazmış. Normalde trol hesabını kullanırdı. Bunu da olumlu bir gelişme kabul ediyorum.

“Fazla değil, eksik var”

Esenyurt’a gittim. Sokak sokak gezdim. Hem Esenyurtlularla hem de Esenyurt’taki ilişkileri bilenlerle konuştum. 'Yazılmamak şartıyla' anlatılanlar hariç somutlayabildiğim her şeyi kaleme aldım. Fazla değil, aksine eksik bıraktıklarım var.  Umuyorum bir gün daha fazlası açığa çıkar.

Bugün Özyurt A.Ş.’nin resmi sayfasını açın. Sizi en yukarıda 'Bakan Soylu ziyareti' başlıklı haber karşılıyor. Bir inşaat şirketinin sitesinde, demir ve çimento haberlerinin de önünde neden Bakan’ın açıklamaları var diyebilirsiniz? Elbette Özyurt Ailesi’nin yönettiği hemşehri derneğinin baş konuğu, konuşmacısı olduğu için. Müşavire sorarsanız tanışmıyorlar bile. Elbette bu suratımıza çarpan… Özyurt sayesinde Bakan Soylu ile, Soylu sayesinde Özyurt ile tanışanlar konuşurlarsa elbette kamuoyu daha çok şey öğrenir. Esenyurt Belediyesi iktidar tarafından kaybedildikten sonra belediye hakkında çıkan, İçişleri Bakanı’nı göreve çağıran haberlerin kaynağı da daha iyi anlaşılır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"10 yılda benim için bir şey değişmedi"

 10 yıl önceydi. Ben Zekeriya Öz’ün sevkiyle hapisteydim. Hücredeki küçük televizyonumda FETÖ’nün Samanyolu TV'sinde, Fethullahçıların medyadaki tetikçilerinin arasına oturmuş Süleyman Soylu’nun bizleri hedef göstermesini izlerdik. Açıkçası 10 yılda benim için bir şey değişmedi.

“Boynum dik, alnım açık”

24 saatlik kum saatleri, hedef göstermeleri, tehdit etmeleri açıkçası umurumda da değil. Kapımda kırmızı çarpı var. Ama boynum dik, alnım açık. Kimsenin ayak izine basmadan yürüyorum. Gazetecilik yolcusuyum. Gördüğümün tanığı, hissettiğimin araştırıcısıyım. Dünüm bugünümden eksikse, yarınım bugünümden fazlaysa ne mutlu. Devletin gücünü, milletin diktiği üniformayı, kamunun verdiği bekçiliği kendi çıkarına yoranların ellerindekiler de ardında kalmasın!"

Ne olmuştu?

Terkoğlu, dün İstanbul Esenyurt’ta yaşandığı öne sürülen rant paylaşımlarıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Terkoğlu’nun “Esenyurt kavgasının altında ne var?” başlıklı yazısında özetle şu ifadeler yer aldı:

Esenyurt sokaklarında gezince buranın artık “Özyurt” olarak anıldığını görüyorsunuz. Yüksek kulelerin üstünde hep bu isim yazıyor. Aslında iki Özyurt birbirine karıştırılıyor: Özyurt AŞ ve Özyurtlar Holding. Özyurt AŞ’nin başında Orhan Özyurt, Özyurtlar Holding’in başında ise Tamer Özyurt var. Aynı soyadı taşıyan, biri Trabzonlu diğeri Antepli iki aile, iki şirket farklı. Ancak onları birleştiren Esenyurt ve Kadıoğlu’nun arkalarındaki desteği. Bir de iki şirketin de son dönemde İçişleri Bakanı ile anılıyor olması. Gizli saklı da değil. Öyle ki bugün Özyurt AŞ’nin resmi sayfasına girdiğinizde, şirket haberlerinin birinci sırasında sizi şu haber karşılıyor: “Bakan Soylu ziyareti”. Esenyurt’ta Özyurt’un Soylu’ya yakınlığı herkesin konuştuğu sır. Zira Orhan Özyurt, Soylu’ya bir telefon uzaklıkta olduğu gibi, zaman zaman iki ismin görüştüğü biliniyor.

Cumhuriyet yazarının bu ifadelerinin ardından İçişleri Bakan Müşaviri Burak Gültekin, Twitter’dan şu mesajları paylaştı:

Cumhuriyet Gazetesi’nin 'acar araştırmacı' yazarı Barış; Köşe yazını yazabilmek için kalkmış Esenyurt’lara kadar gitmiş, orada araştırmalar yapmış, bir AVM önünde boydan güzel bir foto çektirmişsin. Araştırmanda, Esenyurt’ta 2 tane Özyurt firması olduğunu, bu 2 firmanın da Sayın Bakanımızla bağlantılı olduğunu ima etmişsin. Yazında iddia ettiğin gibi Sayın Bakanımızın bu 2 firma ile bağlantısı iftiranı belgeleriyle ortaya koyman için 24 SAAT süren var. SANA 2 JOKER -İrtibatlın E.O. ile konuşabilirsin (Cumhuriyet yönetimine söyleyip söylememeyi sen bilirsin) -Bağlı olduğun malum ülkenin elemanları ile konuşabilirsin 24 SAAT İÇİNDE İFTİRANI BELGELE. Bu yalanını da açtığımız manevi tazminat davasına ekleyeceğiz Süre başladı.

 

Independent Türkçe, Cumhuriyet

DAHA FAZLA HABER OKU