"Pandemide evindeki eşyaları satarak geçinen tiyatrocular varken, devlet desteğinden kozmetik ve inşaat şirketleri yararlanıyor"

Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği'nden Hasan Tanay'a göre ülkenin kültür ve sanatı çıkmazda. Tanay, emekçiler dar boğazdayken, tiyatro ile ilgisi olmayan özel kuruluşların yardım almasını eleştiriyor

Fotoğraf: AA

Kültür-sanat emekçilerinin pandemi öncesinde artan sıkıntıları, yasal problemleri ve mevzuata ilişkin sorunları, salgınla birlikte had safhaya ulaştı.

27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nde Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği'nden Hasan Tanay'la pandemi sürecinde tiyatro emekçilerinin çektiği sıkıntıları konuştuk.

"Pandemide evindeki eşyaları satarak geçinen tiyatrocular var"

Salonların teker teker kapanmaya başladığını, pek çok tiyatro emekçisinin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için başka işler aramaya yöneldiğini, bulamayanların ise ellerinde, avuçlarındakini satarak hayatlarını idame ettirmeye çalıştığını ifade eden Tanay, kritik bir noktada olunduğunu söyledi.

Hasan Tanay, "Kafelerde çalışan tiyatro emekçileri vardı, oralar da salgında kapandı. Pandemide evindeki eşyaları satarak geçinen tiyatrocular var" şeklinde konuştu.

"Emekçiler çaresizlik içinde yalnızlığa itildi"

Tiyatrolar kapatılırken hiçbir planlama yapılmadığını, bu durumun emekçiler üzerindeki ekonomik, sosyal ve psikolojik yükünün göz ardı edildiğini ifade eden Tanay'a göre en büyük sorun bir yasanın olmaması:

Bir yasamız yok. Yıllardır bunun için uğraşılıyor! Bağımsız, ödeneksiz tiyatrolar, gündelik yevmiye ile çalışan tiyatrocuların, gelirleri kesildi. Salonu olan tiyatrocular, gelen seyirciden aldıkları para ile giderlerini karşıladıklarından, kiralarını ödeyemez duruma geldi. Vergi borcundan dolayı icra kağıtları ulaşan salonların sayısı arttı. Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi öncülüğünde Kültür Bakanlığı ile görüşmeler yapıldı. Bir süreliğine vergi yüzde 18'den yüzde 1'e düşürüldü ama neye yarar ki, ortada gelir yok! Kültür Bakanlığı ile sık görüşüldü ama çözüm bulunmadı, süreç uzatıldı, 'paketler uzatılacak' denildi ama olmadı, emekçiler çaresizlik içinde yalnızlığa itildi.

Kültür Bakanlığı'nın genelgeyi yenilesinin de lehlerine değil, aleyhlerine işlediğini savunan Hasan Tanay, özellikle vergi borcu çıkmazında olunduğunu dile getirdi.

Bakanlığın özel tiyatrolara verdiği devlet desteği başvurularının, pandemi döneminde daha kolay hale getirilmesini talep ettiklerini, ancak genelgenin yenilediğini ve bazı maddelerin önlerini tıkadığını ifade eden Tanay, "'Vergi ve sigorta borcunuz varsa, başvuru yapamazsınız' maddesi ilginçti! Zaten borçlar nedeniyle destek istendi! Bir de Ticaret Odası'na kayıt yaptırma şartı arandı ama birçok tiyatro Esnaf Odası'na bağlı. Yönetmelikte eskiden tacir ve vergiye tabii olmayan amatör tiyatrolar da bakanlıktan destek alıyordu ancak yapılan değişiklikle onlar, bu destekten muaf tutuldu" eleştirisinde bulundu.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Ülkenin kültür-sanatı çıkmazda, 58 yıllık tiyatro kapandı"

Türkiye'de kültür-sanatın çıkmazda olduğunu öne süren Hasan Tanay, kapanan tiyatrolara değindi:

Ankara'nın 58 yıllık Sanat Tiyatrosu pandemide kapandı. İstanbul'da Öykü Sahne, Küçük Sahne yine kapananlar arasında. İzmir'de de kapanan tiyatrolar var. Zaten butik tiyatroların çoğu dayanamadı. 10'u aşkın tiyatro kapandı. Son yıllarda oyunlar genellikle belediyeler ya da kültür merkezlerinden yer kiralanarak oynanıyor.

"Tiyatro emekçilerinin yüzde 90'ı sigortasız, insan hakkı ihlali var, suç işleniyor"

En büyük sorunu "sosyal güvencesizlik" olarak gören Tanay, tiyatro emekçilerinin yüzde 90'ının sigortasız olduğunu ifade etti.

Devlet yardımlarına başvuran yaklaşık 400 tiyatrodan 300'e yakınının sigortalı olduğunu belirten Hasan Tanay, sadece oyuncuların değil, ışıkçıların, teknisyenlerin de aralarında bulunduğu farklı meslekten kişilerin tiyatrolarda sigortasız şekilde görev yaptığına değindi.

Tanay, "Devlet, 'kültür-sanat alanında sigortasız çalışmalarına izin veriyorum çünkü bunu zorlarsam, tiyatrolar ödeyemeyecek, onları bu kalemden kurtarıyorum' gözüyle bakıyor ama aslında bir suça göz yumuyor. Uluslararası anlaşmalara imza atmışız, uluslararası mevzuatlar gereği yerine getirilmesi gerekilen şartlar yerine getirilmiyor, devlet insan hakkı ihlalinde bulunuyor ve suç işleniyor" yorumunu yaptı.

 

Hasan Tanay Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği.jpg
Hasan Tanay / Fotoğraf: Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği

 

"Tiyatro desteğinden kozmetik, inşaat şirketleri yararlandı"

Hasan Tanay, devletin sunduğu destekten tiyatro ile ilgisi olmayan şirketlerin faydalanmasını da eleştirdi:

Tiyatro desteğinden kozmetik, inşaat, masa sandalye şirketleri yararlandı! Yıllardır tiyatro yapan tiyatrolar başvurup yardım alamazken, tiyatro ile alakası olmayan şirketlerin yardım aldığını gördük. Devletin bu işe proje bazlı bakması yanlış. Sanat faaliyeti olarak ayırmadığından, işe tamamen maliye, gelir bağlantılı baktığından, bu duruma kapı aralamış oldu!

Saat kısıtlamalarının da kendilerini olumsuz etkilediği aktaran Tanay, tiyatro oyunlarının başlama saatinin genellikle 20.00 olduğunu, daha erken saatin iş nedeniyle uygulanamadığını, bir saat sürse bile oyundan 21.00'de çıkacak kişilerin sokağa çıkma yasağıyla karşılaşacak olmasının sorun yaşattığını söyledi.

Hasan Tanay, "Tiyatro oynama saati zaten 20.00'dir ve 22.00'den önce bitmez oyun. 18.00'de başlatınca, işten çıkıp yetişemiyor insanlar ve bu durumda da kimse gelmiyor. Bir de yüzde 50 kapasite ile oynanacak denildi, zaten butik tiyatrolar 60 kişi, full seyirci ile bile giderlerini zor karşılarken, yarı yarıya indi, oyuncuya mı, giderlere mi, neye ödensin bu para? Bu şekliyle ayakta kalmak çok zor" ifadelerini kullandı.

"Umudumuzu kaybetmedik, haklarımız için mücadele edeceğiz"

Son olarak 27 Mart Dünya Tiyatro Günü mesajını da sorduğumuz Hasan Tanay, her şeye rağmen umutlarını kaybetmediklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi:

Tiyatro insanla yapılır, insan varsa umut vardır, biz umudumuzu kaybetmedik. Örgütsüzüz, toplu hak taleplerimizi yasa yapıcılara yansıtamıyoruz, kamuoyu yaratamıyoruz. Tiyatro emekçileri olarak bunu sağlamaya yönelik irade sergilemeliyiz. Örgütleneceğiz ve haklarımız için mücadele edeceğiz.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU