Anayasa Mahkemesi: Şehit olan askerin yaşam hakkı ihlal edildi

AYM, teğmenin ailesinin “levazım sınıfında olmasına rağmen tim komutanı yapılarak ölümüne neden olundu” iddiasıyla yaptığı hak ihlali başvurusunu kabul etti, manevi tazminata hükmetti

Fotoğraf: AA

Anayasa Mahkemesi (AYM), Şırnak’ta PKK'ya yönelik bir operasyonda dost ateşi sonucu şehit olan teğmen G.Y.’nin ailesinin başvurusunda hak ihlali kararı verdi, toplam 146 bin lira manevi tazminata hükmetti.

Baba Hacı Ahmet Yaşartürk ile anne Nurdane Yaşartürk'ün AYM’ye 16 Ocak 2014 tarihinde yaptıkları bireysel başvuruya konu olay 27 Ocak 2005 tarihinde meydana geldi.

Tim komutanı olarak atandıktan 1 gün sonra hayatını kaybetti

Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı 2 Aralık 2004 tarihli emirle zıpkın timleri kurdu. Teğmen G.Y. de 12-13 kişilik, bir kısmı geçici köy korucularından oluşturulan timlerden birinin komutanı olarak atandı.Teğmen G.Y. de PKK'lılara yönelik "pusu icrası" için görevlendirilen zıpkın timlerinden birinde tim komutanı olarak görevlendirildi.

27 Ocak 2005 tarihinde tim komutanı olarak görevlendirilen G.Y.’nin emrine 8 geçici köy korucusu verildi. Tim, örgüt üyelerinin gözcü koymaları muhtemel Tilki Tepesi'nde, iki ayrı grup halinde mevzilendi.

G.Y. yanında köy korucusu Y.Ş. olduğu halde olay sabahı 2.15 sırasında diğer mevziye yerleşen emrindeki grubu denetime çıktı.  Mevziiye 40 metre kala diğer mevziiden herhangi bir uyarı yapılmaksızın ateş açıldı ve Y.Ş.’nin bağırması üzerine ateş kesildi. Bu ateş sırasında tim komutanı Teğmen G.Y. olay yerinde hayatını kaybederken, yanındaki korucuya mermi isabet etmedi.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

“Terörist sanıp ateş ettim” diyen korucuya dava açıldı

Ateş açılan mevzideki 5 korucudan M.A.E.’nin silahının olay anında ateşlendiği tespit edildi. "Neden ikaz etmediniz?” sorusuna şüpheli M.A.E. "Şahısları terörist zannederek ateş ettim. Kendileri çok yakın mesafedeydi, dur desem bana ateş edebilirlerdi, çekindiğim için ikaz etmedim. 11 yıllık korucuyum. Bugüne dek dur ihtarına uyup teslim olan bir teröristle karşılaşmadım. " yanıtını verdi.

Korucu M.A.E. hakkında 4 Ağustos 2005 tarihinde “ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kasıt olmaksızın aşılması suretiyle öldürme suçundan” askeri mahkemede dava açıldı.

Oğlunun hayatını kaybettiği mevzide araştırma yaptı

Baba Hacı Ahmet Yaşartürk, yargılamanın yapıldığı Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne oğlunun iki korucu tarafından planlı şekilde öldürüldüğünü öne süren bir dilekçe verdi. Yaşartürk oğlunun hayatını kaybettiği olay yerine kadar gidip araştırma yaptığını, o bölgede yanlışlıkla değil ancak kasıtla öldürmenin mümkün olduğunu iddia etti.

Askeri Yargıtay 2. Dairesi 28 Mart 2007 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyayı Cizre Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi. Cizre Asliye Ceza Mahkemesi de dosyayı görevsizlikle Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Yargılama 27 Mart 2012 tarihinde sonuçlandı. Sanık M.A.E. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “taksirle adam öldürme” suçundan 3 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Hüküm, zaman aşımından düştü

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 25 Eylül 2013 tarihinde sanığın suçunun sabit olduğuna karar vermekle birlikte davanın (27 Temmuz 2012 tarihi itibariyle) zaman aşımından düşürülmesine hükmetti. Yaşartürk çifti 16 Ocak 2014 tarihinde bireysel başvuruda bulundu. Başvurucu anne-baba 1 milyonu maddi, 1 milyonu manevi toplam 2 milyon lira tazminat talebinde bulundular.

Başvurucular “levazım sınıfından olan oğullarının, kriterleri taşımadığı halde zıpkın timi komutanlığı gibi riskli bir görevle görevlendirilmesinden dolayı yaşamının korunmadığını, devletin oğullarının yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini” iddia ettiler.

“Etkili soruşturma yapılmadı”

 AYM başvuruyu kısmen kabul etti. Kararda olayla ilgili soruşturmanın eksiklikleri şu şekilde sıralandı:

“Ağır ceza mahkemesince olay yerinin, oluş şeklinin ve mermi trajesinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespiti için, beyanlara göre ay ışığı bulunan olay gününe ait hava durumu raporunun resmi kurumlardan temininden sonra olay yerinde uygulamalı keşif yapılmaması, soruşturmanın etkililiği açısından önemli bir eksikliktir. Timdeki koruculardan birinin yasak olmasına rağmen cep telefonu taşımasının ve olay alında telefonla konuşuyor olmasının mahkemece araştırılmaması diğer bir eksikliktir."

Yaşam hakkı ihlal edildi, yargılama makul sürede yapılmadı”

AYM kararında görevli mahkemenin tespitinin 2 yıl 4 ayı aşkın vakit aldığı, ağır ceza mahkemesindeki yargılama ve temyiz sürecinin da zamanaşımına kadar sonuçlandırılamadığı vurgulanarak şöyle denildi:

“Soruşturmadaki hiçbir unsur, yargılamanın bu denli uzamasını haklı kılmamaktadır. Bu sebeple başvurucuların oğullarının ölümüyle ilgili soruşturmanın 8 yıl 7 ayı aşkın bir sürede tamamlandığı gözetildiğinde, soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği makul süratle yürütüldüğünün söylenemeyeceği kanaatine varılmıştır.

Anayasa’nın 17. Maddesinde güvence altına alınan yaşama hakkı usul yönünden ihlal edilmiştir. Yargılamanın ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için yaşam hakkının usul boyutunun ihlali nedeniyle yalnızca ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması suretiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 73 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.”

DAHA FAZLA HABER OKU