Karizma bir kimseyi geleceğin lideri yapar mı?

Suudi Arabistan, kendisinin ve vatandaşlarının rüyasını gerçekleştirme gücüne sahip olmasının yanında kişisel karizması olan bir lidere sahiptir

 Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman / Fotoğraf: Reuters

Kişisel çekicilik büyüleyicidir. Kişisel gelişim öncüleri ne yaparlarsa yapsınlar kazanılacak bir şey değil, bilakis Allah'ın armağanıdır.

Söz konusu kişisel çekicilik ve karizma cilalanabilir ve parlatılabilir, fakat hiç yokken var olamaz. Bu, kişinin kendisiyle doğduğu genlerinin bir parçasıdır.

Karizma, doğası gereği insanların akıllarına değil duygularına hitap eder. Bu nedenle Arap bölgesindeki insanların ilgisinde bu hususun önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.

İnsanlar büyük bir iştiyakla bu kişiye yöneliyor ve nereye giderse oraya gidiyorlar.

Merhum Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır, Mısır ve genel olarak Arap halkının vicdanında yer buldu, fakat bunun ötesine geçemedi.

Çünkü bu engin dünya kişinin görünüşüne ve konuşmasının akıcılığına bakmıyor.

Bütün bunlar yalnızca meselenin kabuğudur, gerçek mihenk taşı ise eylemdir. Bin Ladin, Che Guevara ve diğerleri bunun örneklerindendir.


Sahibi hatip, şair veya öğretmen ise karizma kalplerin anahtarıdır. Zira ilham, çalışmalarının başarısının ölçütüdür.

Ancak siyasette durum farklıdır. Cazip siyasi kişiliğin nadir olmasının yanı sıra politikacılar halk tarafından pek sevilmezler.

Bu çekicilik her ne kadar önemli olsa da halk ilhamdan fazlasını ister. Bundan dolayı gerçek ölçüt, ilham veren konuşmalarla tutarlı çıktılar oluşturmada ve doğru değişikliği yapabilme kabiliyetindedir.

Modern Arap tarihinde, -Arap olsun olmasın- bir grup siyasi ve entelektüel kişilik toplumunun ilkeleri ve değerleri üzerinde muazzam bir etki yarattı.

Araplar bu nedenle pek çok sıkıntı çektiler. Çünkü kişisel çekiciliği gerçekliğin yerine koydular.

Ben de burada şu önemli soruya bir yanıt bulmak için Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı model olarak seçtim: Kişisel çekicilik ve hayranlık uyandırma gücü başarılı bir lider yaratmak için yeterli midir?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Muhammed bin Selman geçen ay üç kez basın önüne çıktı.

İlkinde, bilim kurgu filmlerindeki şehirlere benzeyen "The Line" adlı alışılmadık bir projenin sunumunu yaptı.

Bu şehir, çevre temizliği, altyapı ve eğlence imkânları açısından uluslararası standartlara ve zamanın gereklerine göre inşa edilmektedir.

Bu proje insanlar tarafından hayranlıkla karşılandı, fakat aynı zamanda yeni şehir hakkında şunları sordular: Fiyatı ne kadar? Kim yaşayacak? Yatırımcılar kimlerdir?

Projenin bizatihi kendisi soruların odağındaydı ve işin özü de buydu.


İkincisinde Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın egemen varlık fonunun 5 yıllık stratejisini açıkladı ve bu varlıkların 5 yıl sonra 4 trilyon riyale ulaşması için yapılan çalışmalardan bahsetti.

Son olarak Geleceğe Yatırım Girişimi'nin dördüncü oturumundaki bir röportaj sırasında basın karşısına çıktı. Burada Riyad'ın geleceğin başkenti olacağını ve buna odaklanılacağını söyledi.

Nitekim Riyad, ülkedeki işgücünün dörtte birini ve petrol dışı üretimin yaklaşık yarısını temsil etmesinin yanında insanlar için cazip bir yerdir.

Dolayısıyla New York ve Tokyo'da olduğu gibi burada da iyi hizmetler bir gerekliliktir.


Riyad'ı hizmet ve altyapı açısından Ortadoğu'daki herhangi bir şehir ile karşılaştırırsak, en iyi üniversitelere, en iyi ulaşıma ve en iyi teknolojiye sahip şehirlerin başında geldiğini görürüz.

Diğer bir ifadeyle, bütün bunlar Riyad'ın iş veya turizm bakımından dünyanın önde gelen şehirlerinden olmaya aday olduğu anlamına geliyor.


Neden Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın basın önüne çıkmasından söz ettim? Karizmayla bu meselenin ne ilgisi var?

Arap ve uluslararası basın, her üç vesileyle Muhammed bin Selman'ın kişisel görünümüne ve projelerin ekonomik detaylarına muhatap oldu.

Yalnızca Suudi Arabistan'da değil, tüm bölgedeki gençler Prens Muhammed bin Selman'ın basın karşısına ikinci çıkışında giydiği kışlık parçayı satın almak için sıraya girdi ve tasarımcı şirket bunun üzerine bir açıklama yaparak Prens Muhammed'e teşekkür etti.

Bu haklı bir teşekkürdür, çünkü şirket adının yayılmasından sonra satılacak ürün kalmadı.


Prens Muhammed'in kendisine has vücut dili, kısık sesi, görkemli ve kendine güvenen bir havası vardır. Dünyanın önde gelen liderleriyle yaptığı görüşmelerde buna şahit olduk.

Veliaht Prens Muhammed, karizmatik, ilham verici ve güçlü bir kişiliğe sahiptir. Ancak burada önemli bir hususa da değinmemiz gerekiyor ki, o da Suudi Veliaht Prensi'nin diğer ülkelere yönelik beklentilerinden, bölgedeki liderlik hedeflerinden bahsetmeyişinin yanı sıra herhangi bir devletin işlerine hiçbir şekilde karışmaması, herhangi bir ideoloji için destekten söz etmemesi, hiçbir devleti küçümsemesi, yargılamaması ve göz kamaştırıcı sloganlarla konuşmamasıdır.

Onun tüm meselesi ülkesine hizmet etmeyi amaçladığı projeleri bitirmektir. Yabancı basın onun projelerinin ne olduğu, bunlara katılma fırsatları ve çıktıların değeri hakkındaki konuşmasına odaklandı.

Çünkü gerçek başarı ve asıl gerekli olan budur. İster bir devletin isterse de bir çiftliğin yahut bir dükkanın yönetimini üstlensin yönetici bir liderin karizması bir çekim noktasıdır ve ona hizmet eder.

Ancak bu zaman içerisinde kazınabilecek bir kabuk olarak kalacaktır. Geleceği inşa edecek olan şey ise eylem, değiştirme gücü ve bunu yapma kararlılığıdır.


Suudi Arabistan, kendisinin ve vatandaşlarının rüyasını gerçekleştirme gücüne sahip olmasının yanında kişisel karizması olan bir lidere sahiptir.

Bunlardan amaç, ülkenin kalkınma hususunda uluslararası sıralamada ön sıralarda yer almasıdır. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir armağandır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU