Baskından geriye kalan soru: Evanjelistler nasıl Trump'la birlikte aşırılığa meyletti?

Bazı eleştirmenler, Washington DC'de geçen hafta yaşanan şiddetle, Trump'ın iktidara gelmesini sağlayan beyaz muhafazakar Hıristiyan kültürü ayrı tutmaya çalışmak için artık çok geç olduğunu söylüyor

ABD Kongre Binası'nı basan grupların eylemi, şiddet olaylarına dönüşmüştü (Reuters)

ABD Kongre Binası'nın 6 Ocak'ta şahit olduğu ayaklanma can güvenliğinin tehlikeye atılması ve kolluk kuvvetlerinin çifte standardına dair itirazların yanı sıra Hıristiyan geleneklere gönderme yapan unsurlarıyla da dikkatleri üzerine çekti.

Aşırı sağcı Proud Boys grubu o gün Kongre Binası'na doğru yürümeden önce, sokakta diz çöküp Hz. İsa adına dua etmişti. Kadın düşmanı ve göçmen karşıtı görüşleri benimseyen üyeleri olan grup, Tanrı'dan "reform ve canlanma" getirmesini, "değer sistemlerini" yeniden kurmasını ve "hem insanlarını hem de kültürlerini iyi temsil edecek cesareti vermesini" istemişti. Sonra ayağa kalkan liderleri ellerine megafon alıp medyanın "yollarından çekip gitmesi" gerektiğini ilan etmiş ve çete Kongre Binası içlerine kadar ilerlemişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

New York Times'ın (NYT) haberinde verdiği üzere, Hıristiyan ritüellerinin, sembollerinin ve dilinin varlığı geçen hafta çarşamba günü Washington DC'de gerçekleşen eylemde açıktı. Mavi ve kırmızı renkte "Jesus 2020" adında sahte bir kampanya pankartı bile açılmıştı. Kamuflaj kıyafeti giymiş bir adamın kolunda "Tanrı'nın Zırhı" yazılı bir arma vardı, bir başkasında "TRUMP KAZANDI" yazıyordu.

Bunların yanı sıra QAnon komplo teorilerine atıf yapan işaretler, Konfederasyon bayrakları ve Yahudi karşıtı tişörtler de Kongre Binası'nın içini doldurmuştu.

Kültürel referansların karışımı ve onları bir araya getiren bu insanlar, yıllardır mayalanmakta olan bir olguyu açıklığa kavuşturmuştu: Başkan Donald Trump'a verilen desteğin en uç köşeleri, ABD'deki beyaz Evanjelist gücün bazı bölümleriyle ayrılamaz hale gelmişti. Dahası bu gruplar, Trump'a verilen desteğin ayrı ayrı uçları olmak yerine birbirleriyle gitgide daha fazla harmanlanmıştı.

Verilen röportajlara bakıldığında, bu güçlü yakınma ve dinsel şevk karışımı, çoğu kendisini bir tür kutsal savaşın katılımcıları olarak tanımlayan, Trump'a sadık geniş bir kitlenin desteğini artırdı. Ve başkanlık seçimi ve şimdi de isyanın kendisi hakkında yalanlar içinde yüzen pek çok kişi, 6 Ocak sonrasının yalnızca daha derin bir mağduriyet ve yanlış anlaşılma duygusunu körüklediğini gösterdi.

Teksaslı bir Evanjelist Hıristiyan olan 40 yaşındaki Lindsay French, papazlarının cemaate yaptığı "oyların çalınmasını durdurma" çağrısının ardından Washington'a uçmuştu. French, "Kötülüğe karşı iyiliğin, karanlığa karşı ışığın savaşını veriyoruz" diyerek harekete geçmişti.
 


Diğer yandan Kongre'deki pek çok Cumhuriyetçi gibi, Trump'ı en çok destekleyen bazı Evanjelist liderlerse, kendilerini isyancılardan ve onların inançlarından uzak tutmayı tercih etti.

Dallas İlk Vaftiz Kilisesi'nin papazı Robert Jeffress, şiddet olaylarını "anarşi" olarak nitelendirerek, Kongre Binası kuşatması için "Hıristiyanlıkla kesinlikle hiçbir ilgisi yok. Başkan Trump'a verdiğimiz destek, onun politikalarına dayanıyordu" ifadesini kullandı.

Ancak bazı eleştirmenlerse, Washington DC'de yaşanan şiddetle, Trump'ın iktidara gelmesine yardımcı olan beyaz muhafazakar Hıristiyan kültürü ayrı tutmaya çalışmak için artık çok geç olduğunu söyledi.

Gelişmeleri değerlendiren sosyolog Andrew Whitehead çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Bugün neler olduğunu, Hıristiyan milliyetçiliğiyle güreş tutmadan anlayamazsınız" demişti.

Whitehead, beyaz Evanjelist hareketlerin uzun süredir aşırı sağ aşırılığa müsamaha gösterdiğini vurgulayarak, "Bunun siyasi ve teolojik temellerini sağladılar ve anarşinin hüküm sürmesine izin verdi" diye eklemişti.


Independent Türkçe, New York Times

DAHA FAZLA HABER OKU