3'ü tutuklu 8 gazetecinin yargılandığı davanın ikinci duruşması yapılıyor

Davada yargılanan gazeteciler için adliye önünde bir grupla açıklamada yapan Barış Terkoğlu, "Bu kez hapisteki üç gazeteci arkadaşımızın dışarıdaki sesi olmak için buradayız" dedi

Fotoğraf: AA

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının ifşa edilmesi suçlamasıyla ilgili Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'ın da aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 8 gazetecinin yargılandığı davanın ikinci duruşması yapılıyor.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç ile tutuksuz yargılanan gazeteciler Barış Terkoğlu ve Mehmet Ferhat Çelik katıldı.
Tutuksuz yargılanan Eren Ekinci ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Duruşmaya çok sayıda siyasetçi katıldı

Duruşmayı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, aralarında Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker'in de bulunduğu CHP milletvekilleri, HDP Milletvekili Hüda Kaya ve Milletvekili Ahmet Şık, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile çok sayıda siyasetçi takip ediyor.

Bu arada, çok sayıda kişinin katılmak istemesi nedeniyle duruşmada, maske takılmasına karşın sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı gözlendi.

Duruşmada gazetecilerin ve avukatlarının, celse arasında mahkemeye sunulan mütalaaya karşı beyanlarının alınması bekleniyor.

Mahkeme heyeti başkanı, salgın nedeniyle duruşma salonunun saatte bir dezenfekte edileceğini söyledi. Duruşma, tutuklu gazeteci Hülya Kılınç'ın mütalaaya karşı savunmasının alınmasıyla devam ediyor.

Adliye önünde basın açıklaması

Duruşma öncesinde milletvekilleri, gazeteciler ve sanıkların yakınları Çağlayan Adliyesi'nin önünde basın açıklaması için bir araya geldi.

Açıklamayı okuyan ilk duruşmada tahliye edilen gazeteci Barış Terkoğlu, "Biz bu adliyenin önünde kaçıncı kez toplandığımızı bilmiyoruz. Kaçıncı kez adalet çığlığı attığımızı hatırlamıyoruz. Kaçıncı kez yasalar aracı kılınarak rehin alınmış gazetecilerin fotoğrafını taşıdığımızı sayamıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Şikâyet için söylemiyoruz. Gazetecileri sudan sebeplerle tutuklayan zihniyet ne kadar sıradan ise biz de o kadar kararlıyız. Bunu anlatıyoruz. Bu kez hapisteki üç gazeteci arkadaşımızın dışarıdaki sesi olmak için buradayız" diyen Terkoğlu açıklamaya şu şekilde devam etti:

Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç 6 aydır Silivri Cezaevi'nde tutuklu. Elbette sebebi onların ellerini kollarını bağlamak için bahane edilmiş bir haber. Bu öyle bir haber ki Cumhurbaşkanı milyonlarca insana açıkladığı halde “devlet sırrı” oldu! Bu öyle bir haber ki bir köy muhtarından eski silah arkadaşlarına kadar binlerce kişi paylaştığı halde “ilk kez ifşa olmuş. Bu öyle bir haber ki MİT Başkanı “Teşkilat Başkanı” diye çelenk gönderdiği halde “fark edilmez” oldu! Bu öyle bir haber ki yüzlerce insanın eliyle kaldırılan bir cenazeyi anlattığı halde “saklı” oldu! Bu öyle bir haber ki cenazeye katılan protokolün verdiği poza rağmen “gizli çekim” oldu! Bu öyle bir haber ki Millet Meclisi’nde bir milletvekili tarafından açıklandığı halde “görünmez” oldu.

Biliyoruz, gazetecileri tutuklamak için senaryo yazanlar, herkesin gözü önünde verdikleri röportajlara bile manalar yükleyerek suç üretenler, kendi iddianamelerine bile inanmıyor. Biliyoruz, cezaevine giren arkadaşımızı yumruklayanlar, salgın şartlarında onları hapiste tutanlar, 6 aydır tecrit işkencesiyle teslim almaya çalışanlar ülkemizde yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar bir daha yazılmasın istiyor.

Birazdan duruşma salonuna gireceğiz. Bilekleri kelepçelenerek sanık sandalyesine oturtulan gazetecilerin yargılayanları yargılamalarını izleyeceğiz. Karar ne olursa olsun, yıllardır başka başka ellerin sergilediği bu filmin sonunu görebiliyoruz. Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden öncekiler gibi olacak. Ama adımız ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz. Dün, bugün, yarın

Davanın geçmişi

Libya’da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun cenazesinin haberleştirilmesinin ardından İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yedisi gazeteci sekiz kişiye dava açılmıştı.

Davada Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Mehmet Ferhat Çelik, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser, BirGün yazarı Erk Acarer ve Akhisar Belediyesi basın biriminde sözleşmeli memur olarak çalışan Eren Ekinci yargılanıyor. 

Savcının dün verdiği mütaalada gazetecilerin “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama” ve “istihbarat faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme” suçlamalarıyla toplamda sekiz yıldan 19 yıla kadar hapsi ve tutukluluk hallerinin devamı isteniyor.

Soruşturma kapsamında yurt dışında bulunan Erk Acarer ile ifadesi alınıp serbest bırakılan Ekinci dışındaki isimlerin hepsi tutuklamıştı.

24 Haziran tarihinde yapılan ilk duruşmada Barış Terkoğlu, Aydın Keser ve Mehmet Ferhat Çelik'in adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar verilmişti.

Davaya suçlamaya konu olan haber nedeniyle Odatv sitesinin bütününe 6 Mart'tan bu yana erişim engeli uygulanıyor.

İlk duruşmada 3 tahliye

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen davanın 24 Haziran 2020'de yapılan ilk duruşmasında tutuklu sanıklar Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanları Aydın Keser ile Ferhat Çelik'in adli kontrolle tahliyesine karar verilmişti. 

Celse arasında mahkemeye sunulan mütalaada, 8 sanığın da "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama" ve "2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'na muhalefet" suçlarından 19 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU