Türkiye tarımda küresel ticareti okuyamıyor, ticareti husumete dönüştürüyor

Mine Ataman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Rekabet Kurulu, Ferrero'nun 2025 yılı fındık alım taahhütlerinde değişikliğe gittiğini açıkladı.

Şirket eylül, aralık döneminde almayı planladığı 45 bin ton kabuklu fındık miktarını rekolte düşüşü ve kalite sorunları nedeniyle 30 bin ton olarak güncelledi.

Süreç son yılların en kanlı ticaret savaşına dönüştü, kalpler kırıldı, kılıçlar çekildi, düşmanlıklar köklendi.


Küresel tarım ticareti mücadelesi savaşa çevrildi 

Ferrero gerginliği, şirketin üst düzey yöneticilerinden birinin Financial Times'a verdiği röportajda "dünyadan da fındık alabilme şansımız var Türkiye'den alımı aceleye getirmiyoruz" anlamına gelen bir açıklama yapmasıyla başladı.

Aslında Ferrero bunu her yıl yaparak el altından fındığın büyük bölümünü elinde tutan tüccarlara fiyatı düşürün mesajı veriyordu. Fındık tüccarı da elindeki "fındığı pazara vermeyebiliriz" açıklamaları yapınca ipler gerildi.

"Ferrero İtalya'dan fındık alacakmış, Türkiye'den fındık almayacakmış" türünden gerçeği yansıtmayan söylentiler bardağı taşıran son damlalar oldu. Konuya Rekabet Kurulu da dâhil olunca ticaret mücadelesi çirkin bir savaşa dönüştü.


Yüksek fındık fiyatı ile daha çok ihracat geliri elde etme gayesi 

Türkiye fındıkta hem üretim hem ihracat açısından dünyanın en büyüğü. İtalya, İspanya, ABD, Şili, Gürcistan, Azerbaycan, Avustralya gibi ülkelerdeki toplam üretim bizdeki üretimin 1/3'ünü geçmiyor.

Fındıkta bu kadar baskın üretici ve ihracatçı bir ülkede fındık ile ilgili spekülasyonlar bitmiyor. Tarım ekonomistlerine göre, "devletin fındık fiyatını yüksek açıklayarak daha fazla döviz getirisi elde edileceği kanaati var. Politikalar buna göre şekilleniyor. Fındık fiyatlarını arz ve talep dengesi belirlemiyor."

"İhracatçı açısından fındıkta piyasa oluşmaması, sıkışan ve oynak piyasada daha ucuza fındık alarak daha karlı iş yapılacağı algısı" gibi nedenlerden ötürü kimse gerçek manada fındığın sorunlarına eğilmiyor.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Ferrero Türkiye'ye bağımlı mı?

2025 küresel fındık üretiminin yüzde 6 düşüşle 1,160 bin ton olması öngörülüyor. Türkiye'deki düşüş çok daha fazla. Şili, Gürcistan ve ABD'deki artış küresel üretimi dengeliyor. Bu yıl muhtemelen Ferrero'nun stoğunda yeterli fındık var. İtalya'dan fındık almasa da önümüzdeki yıllarda daha istikrarlı ülkelere yönelebilir.

Türkiye "Ferrero bize bağımlı" diyerek Gülben Ergen düzeyinde "unutmayınız ki bana hiçbir şey olmaz" rahatlığını yaşıyor. Atasözündeki gibi, Ticarette olsa "çok naz âşık usandırıp" Ferrero, uzun vadede Türkiye ile yaşadığı gerginlikler yerine daha güvenli tedarikçilere yönelebilir.

Nutella'yı ürettiği Ordu'ya has fındık çeşidi yerine tat kayıplarını engelleyici inovasyon çalışmaları yaparak Türkiye'ye olan bağımlılığını azaltabilir. Şirket, geçen yıllarda Avustralya'da büyük fındık plantasyonları kurdu sonra kapattı.

Sırbistan'da 1,8 milyon fındık fidanı dağıttı, "Fındık Mükemmeliyet Bölgesinin" kurulmasına, İtalya'da "Fındık Tarım Okulu" destek veriyor, Şili'de yeni tesisler açıyor. Gelecek için onlarca B planı var. Türkiye bindiği dalı kesebilir hala farkında değil.


Türkiye'nin tarım şirketleri düşmanlığı nüksetti

Her yıl ortalama 150 bin ton fındık üreten İtalya'da bu yıl fındık üretimi çok düşük. Şirketin Şili, ABD, Sırbistan ve İtalya'dan fındık alma şansı çok düşük olsa da "Türkiye'ye olan bağımlılığının azaldığını vurguladıkça" Türk tarafı hiddetlendi.

Ferrero yöneticisi Marco Botta'ninin Türk tüccarları kastederek, "Herkes oyun oynuyor" cümlesi uluslararası basında geniş yer buldu. Cümle "Türk fındık tüccarlarının fiyatı yükseltmek için stok yaptığı imasını" içeriyordu.

Gerçekte de "Ferrero fiyat kırmak tüccarlar da fiyat yükseltmek istiyordu." Bu her yıl fındıkta, kahve de kakao da yaşanan klasik fiyat kırma manipülasyonu olsa da fındıkta işler çirkinleşti.


Fındık diplomasisi, tarım diplomasisi

Rekabet Kurumu Başkanı'nın Anadolu Ajansı'na Ferrero ile ilgili yaptığı "şirketin kendi planlama hatasına dair faturanın Türk çiftçisine çıkarılmasının kabul edilemez olduğu. Ferrero'ya revize edilen 30 bin tonluk minimum alım hedefine uymaması durumunda idari para cezası uygulanabileceği" gibi açıklamalar uluslararası haber ajansları ve gazetelerde yoğun yer buldu.

Yıllardır her alım sezonunda yaşanan Ferrero düşmanlığı yeniden nüksettirildi. Dünyadaki her bir fındık haberi Türkiye'nin gücünü göstereceğine ticaret savaşındaki sorunlarla Türkiye markasına zarar verebilir. 
 

Fotoğraf: Pixabay
Fotoğraf: Pixabay

 

Türk fındığını dünya markası yapan dış mihraklar 

Söz konusu şirket, dünyada satılan ürünlerin ambalajlarına koyduğu Türk fındığıyla üretiliyor bilgisiyle Türkiye'nin yapamadığı kadar Türk fındığı reklamı yapıyor. Hammaddesi fındık olan bir dünya markası yaratarak hem fındık üreticisi yüzbinlerce insana iş sahası yarattı hem de Türk lezzetini, Türk tarım ürünü markasını fındık aracılığıyla dünyaya tanıttı. Her yıl düzenli alım yaparak fındığın Türkiye'de gerçek bir tarım ürünü olmasını sağladı. 


Fındıkta "'Vur' dedik; öldürdük": Küresel ticarette düşman yaratma sanatı

Türkiye'nin fındık piyasasında dünyanın en büyük alıcısı Ferrero ile yaşadığı gerilim, basit bir ticari anlaşmazlığın ötesinde, küresel ticareti okuma ve kriz yönetme yeteneğinin acı bir itirafı, hedefi belli olmayan bir süreç yönetimi sergilediğimizi gösteriyor. Ticarette fiyatı yükseltmek hakkımızken, biz ticareti kişiselleştirip süreci kontrolsüzce yürüterek kendi ayağımıza kurşun sıkıyor, mevzuyu kişiselleştiriyoruz.


Suçlu kahramanlar dönemi

Türkiye, uzun zamandır tarımda ve gıdada, gerçek sorunlarla yüzleşmek yerine "suçlu kahramanlar" yaratarak sorumluluktan kaçıyor. 12,30 milyar dolarlık dünya fındık pazarı yıllık yüzde 6,43 bileşik büyüme hızına sahip.

Son yıllarda kakao üretimindeki azalma, bitki bazlı sütlerdeki artış, yükselen çikolata fiyatları gözlerin yeniden fındığa çevrilmesini sağladı. Türkiye 2024'de 309 bin ton fındık ihraç ederek 2,55 milyar dolarlık gelir elde etti. Fırsatlara odaklanıp fındıktan yeni nesil dünya markaları tasarlayacağına mahalle kavgasına tutuşuyor.


Yüksek enflasyon yüksek emtia fiyatları 

Pek çok üründe olduğu gibi var yılında yapılan stoklar yok yılında alımların yoğunlaştığı dönemde fiyatın yükseltilmesi için kullanılarak var yılı yok yılı arasındaki gelir kayıpları dengelenmeye çalışılıyor. Bu oyunu Türk tüccarlar kadar Ferrero gibi ülkeler de biliyor. Ferrero Ortan gıdayı satın alarak aynı zamanda Türkiye'nin önemli bir fındık ihracatçısı şirketinin de sahibi.


Fındık kabuğundan aktif karbon 

Fındık ihracatında Cüneyt Zapsu'nun sahibi olduğu Balsu Gıda, Orfi Gıda ve Ferrero'nun sahibi olduğu Ortan Gıda ilk üç ihracatçı.  Balsu, fındık ihracatının yüzde 14'üne yakın kısmını yakıyor. Zapsu'nun şirketinin Şili gibi pek çok ülkede yatırımı var.  Balsu Gıda, fındık kabuğundan yüzde 99'u ithal edilen aktif karbon üretme projesi var. 


Fındık çiftçinin elinde mi, yoksa tüccarda mı?

STK'lar bu yıl fındığı elinde bulunduranların kazanacağı yönünde açıklamalar yaparak fındığın tüccara verilmemesi gerektiği konusunda farkındalık çalışması yaparak, üreticiyi bilinçlendirdi. Ancak elinde fındık bulunduran tüccarlar da görece çiftçinin karını bahane ederek süreci manipüle edebiliyor.

Konu sadece bu yılla ilgili değil. Bu yıl fiyat yükseldiğinde önümüzdeki yıllarda da fındığın fiyatı yükselmiş oluyor. Türkiye'den sadece Ferrero alım yapmıyor, diğer ihracatçı şirketler de yüksek fiyattan aldıkları fındığı daha az karla ihraç edebiliyor. 
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Türkiye fındık liderliğini kaybetmiyor ama güç kaybediyor

Türkiye global fındık pazarının en büyük oyuncusu olsa da alternatif üreticiler İtalya, Şili, Azerbaycan gibi ülkeler pazar paylarını hızla artırmakta. Türkiye'nin üretim payındaki düşüş, pazarı domine etme gücünün aşınmaya başladığını gösteriyor. Dış basında "ABD ve Şili gibi ülkelerde mekanize hasat ve ıslah programları sayesinde birim başına verimlilik artışı olduğu vurgulanırken, Türkiye'de üretimin düşük verimlilikle devam etmesi, uzun vadede rekabetçiliği azaltmakta" yönünde haberler çıkıyor.


Fındık alıcıları yeni tedarikçiler arıyor 

Tarım ekonomistlerine göre, "piyasada doğal dalgalanmalar, rekolte düşüşü varken fiyat artışını talep etmek yerine, Ferrero'ya karşı verilen duygusal tepki, Türkiye'nin güvenilir tedarikçi algısını zedeliyor, Almanya, İtalya gibi küresel alıcıları daha istikrarlı pazarlar olan Şili, ABD gibi alternatiflere yönlendiriyor."


Fındık piyasasının sorunlarında en büyük pay paydaşlarda

Fındık piyasasını bilen tarım ekonomistlerine göre, "Türkiye fındıkla ilgili yıllarca aroma avantajının arkasına sığındı. Devlet TMO ya fındık alım görevi verdiğinde bölgede modern manada 10 bin tonluk depo yoktu. Dünyada lisanslı depoculuk için en uygun ürünlerden fındığın küresel ticarette değer kazanmasını sağlayacak lisanslı depo altyapısı yok. Oysa fındık dünyada lisanslı depoculuk için en uygun ürünlerden. Fındık üreticisinin çoğu başka bir şehirde yaşıyor hasat sonrası ürünü elinden çıkarıp şehre dönmek istemesi piyasada arz yoğunluğuna bağlı olarak fiyatın düşmesine neden oluyor. Fındığı emanete koyacak modern depolar olsa, fındık üreticisi acil ihtiyacı olan avansı bu depolar sayesinde kullansa, fındığını da istediği zaman satabilse piyasada fiyat istikrarı sağlanabilir. Karadeniz'de sadece Giresun'da 17 bin ton kapasiteli. Lisanslı depo var. Ticaret Borsaları, TOBB neden öncülük etmiyor."


150 bin tonluk fındık deposu TMO'nun uzun dönemli kiralama garantili politikaları sayesinde yapıldı

Uzmanlar, "Fındık piyasasında analiz, randıman ve makine ile ölçerek alım metotları yoktu. TMO'nun piyasaya girişi ile fındık alım kriterleri oluştu. Ticaret borsaları her gün günlük fındık işlem fiyatları diye fiyat yayınlıyor. Spot işlem yapmayan borsanın günlük fiyatı olmaz, aylık tescil fiyatları olur. Bu dahi bir çeşit fiyat spekülasyonu örneği" diyor.


Karadeniz'de fındık deyince sadece fiyat konuşuluyor

Uzmanlara göre, "500 bin hektar alanda 730 bin çiftçinin üretim yaptığı fındıkta ölçek sorunu, verimlilik sorunu, kalite sorunu, kokarca dâhil bitkisel mücadele sorunu derin sorunlar olarak çözüm beklerken yılda bir ay Ferrero düşmanlığı yaparak fındığa sahip çıktığımızı sanıyoruz.  Üretimde lider olduğumuz bir üründe katma değerli ihraç geliri için fındığı fındık olarak satmak yerine çikolata gibi katma değerli satmayı konuşamıyoruz. Dış mihraklarla uğraşmak yerine enerjimizi TOGG gibi ulusal bir fındık markası yaratmaya veremiyoruz. En büyük alıcı firmanın piyasadaki etkileri yerine söz konusu firmanın dünya piyasa hakimiyetini kullanarak daha fazla fındığı nasıl katma değere çevireceğimizi konuşmuyoruz."

Türk fındığıyla ilgili gerçek bir marka stratejisi çalışmadan, "Türk fındığının havasını atıp üstüne bir de "fındık fiyatı Hamburg borsasında belirleniyor, diyerek suçu başkalarına atıyoruz" diyor.  

Ordu Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça'nın uzun zamandır yürüttüğü "kahverengi kokarca, kalite çalışmaları" dışında sektör fındık için ne yaptı dürüstçe cevap vermek zorundayız.


"Türkiye son yıllarda küresel tarım ticaretini doğru okuyamıyor" 

Tarım ekonomistlerine göre, "Tarımsal girdilerdeki sorunlar nedeniyle tarım ürünlerinin fiyatları dünya pazarlarından yüksek kalıyor. Benzer durum buğdayda da yaşandı. 2023/2024'de buğday fiyatları yüksek açıklandı. Un fabrikaları yüksek fiyattan buğday aldığı için unu küresel un pazarına uygun fiyatlayamadı. İhracat yüzde düştü. Un fabrikaları iflas etti. Pek çok kişi işini kaybetti. Türkiye'nin dünya un ihracatı liderliği kaybedilmese de kan kaybetti. Unda, fındıkta, tekstilde hepsinin ortak noktası ürünleri küresel pazarlarda rekabetçi şekilde fiyatlayamama."


Türkiye dünya fındık pazarındaki gücünü kaybediyor

Tarım ekonomistlerine göre, "Birkaç yıl önce dünyada üretilen 1 milyon ton civarında fındığın yüzde 70'ini Türkiye üretiyordu. Bu gün dünyada 1.200 bin tona yakın fındık üretiliyor. Türkiye'nin üretimi 500 bin tonlara kadar düşüyor. Türkiye şu anda dünya fındık üretiminin yüzde 52'sini üretebiliyor. Böyle giderse pazarı domine edemeyebilir.  Dünya dış ticaret dengelerini iyi okumalıyız. Fındığı değer katmak üretici karını artırmak için küresel şirketlerle kavga etmek yerine işbirliği yapmalıyız.  Hiçbir sanayici orta ve uzun vadeli iktisadi analiz edemediği, fiyat ve piyasa şartlarını öngöremediği ürüne yatırım yapmak istemez. Fındık fiyatını iktisadi kurallara göre belirlemedikçe tüketimdeki dirençleri artırıyor, alternatif üretici ülkeleri teşvik ediyor, milyarlarca insanın fındık ürünleri ile tanışmasını sağlık deposu fındığı tatmasını engelliyoruz. Mesele iktisadidir, en büyük olmak en modern ve piyasa altyapısında en ileri olmakla mümkündür."


İtalya Ferrero'ya sahip çıktı 

Türkiye bunları yaşarken, İtalya, medarı iftiharları Ferrero markasına sahip çıkıyor. Ferrero'nun Türkiye, Şili, ABD gibi birden fazla kaynaktan tedarik sağlama modelinin doğruluğunu anlatırken, Türkiye'deki arz şokuna rağmen Nutella üretiminin güvende olduğunu vurgulayıcı yazılar yazılıyor. 

Dünya basını, olayı Türkiye-Ferrero arasında yükselen bir ticari gerilim ve küresel bir gıda devinin tedarik zinciri stratejisi olarak ele alıyor. Türk makamlarının sert tepkileri ve hukuki yaptırım tehditlerini, tartışmanın ticari sınırları aştığını ve siyasi bir boyut kazandığı şeklinde işliyor. 


Fındık krizi mi? Ticari düzeyden kişisel kavgaya

Velhasıl, Türkiye, sorumluluk almak yerine dış mihrakları mitleştiriyor, kendi ihmalkârlıklarımızı, yapısal problemlerimizi "vatanseverlik" kılıfıyla örtüyoruz. 

Gerçeklere tahammülümüz yok.

"Çiftçi, öğretmen, doktor, kasiyer kutsal" gibi ucuz motivasyonlarla kahramanlık yapıyor fındıkta, çayda günlük 7 bin TL'lik işçi ücretiyle kendi köylüsüne ticari etiksizlik yapanları yok sayıyor, suçu Ferrero gibi "suçlu kahramanlara" atıyor, gerçeklikten kopuyoruz.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU