Libya’daki çatışma denkleminde Seyfülislam Kaddafi nerede duruyor?

Libya’da 17 Şubat Devrimi’ni reddeden bazı askeri ve siyasi elitler bulunuyor. Bu kimseler, meseleyi, komploların ötesine geçmeyen ve şu anki meşruiyeti bozmaya dönük girişimlerden ibaret görüyor

Seyfülislam Kaddafi’nin Libya’daki çatışmada nerede durduğu halen cevap bekleyen bir soru (AFP)

Libya’da 2011’de Muammer Kaddafi rejiminin yıkılmasından bu yana, oğul Seyfülislam Kaddafi Libya içindeki çatışmada zor bir denklem haline geldi. Oğul Kaddafi, özellikle 17 Şubat’tan sonra petrol kuyularını havaya uçurmak ve göstericileri bölmekle tehdit etmek gibi zaman zaman Libya halkının tepkisini üzerine çeken çıkışlar yapıyor. Muammer Kaddafi, Seyfülislam’ı halifeliğe ve Libya’daki miras sistemini uygulamaya hazırlanıyordu. Bu yüzden Muammer Kaddafi yönetiminin son dönemlerinde buna işaret eden bir dizi siyasi işaretler vardı. Nitekim söz konusu dönemlerde Seyfülislam sınırlı bir çerçevede de olsa siyasi bir lider Libya sahnesine çıkmaya başlamıştı. Bunu o zaman attığı bazı adımlarda görmek mümkündü. Zira Seyfülislam’ın rejim yanlısı bağımsız gazeteleri desteklemesi, kabilelerle doğrudan temaslarda bulunması ve uluslararası platformlarda Libya adına konuşması bu yönde atılmış adımlara örnektir.

Seyfülislam 17 Şubat Devrimi’nden sonra Libya’yı terk etmedi. Gözaltına alındı ve 6 yıl Zintan kentinde tutuldu. Seyfülislam genel af kapsamında 2017’de serbest bırakıldı. Tutuklu bulunduğu süreçte oğul Kaddafi, bazı kesimler tarafından Libya çatışmasına bir alternatif olarak görüldü, bazı kesimler ise siyasi sahneye dönmesini kesin bir dille reddetti. Reddeden gruplar, Genel Ulusal Kongre’nin 2012’de çıkardığı Siyasi Azil Yasası’na işaret ediyor. Yasa daha sonra Temsilciler Meclisi tarafından düzenlendi. Libya’da Seyfülislam’ı destekleyen ve popülaritesi bulunmasından dolayı ülkenin içinde bulunduğu bu zor durumda liderlik rolü üstlenebileceğini savunan bir lobi bulunuyor. Bu yöndeki taleplerin çoğu Sirte kentinden ve Kaddafi kabilesinden geliyordu. Ancak Seyfülislam’a yönelik destek sesleri son dönemde ülkenin hem batısında hem de doğusundan yükseliyor.

Seyfülislam’a destek veren hareket

Seyfülislam’ın ve ondan önce de Muammer Kaddafi’nin destekçilerinden oluşan bir grup, Seyfülislam’ı başkanlık makamına aday gösterme talebiyle 3 Ağustos 2020’de “Seni Aday Yapacağız” adında bir hareket kurdu. Hareket, Seyfülislam’a başkanlık makamına aday gösterilmesine doğrudan destek vermek amacıyla 20 Ağustos’ta gösteri düzenleme talebinde bulundu. Bu talep elbette halihazırda Libya’daki askeri ve siyasi elitler ile bazı sorunlar yaratıyor. Ancak bu talep, Libya’da Seyfülislam’ı siyasi lider olarak destekleme yolunda yapılan ilk girişim değil. Nitekim bundan önce de bu konuda birçok girişim yapıldı.

Libya’da 17 Şubat Devrimi’ni reddeden bazı askeri ve siyasi elitler bulunuyor. Bu kimseler, meseleyi, komploların ötesine geçmeyen ve şu anki meşruiyeti bozmaya dönük girişimlerden ibaret görüyor. Ancak ister batıda, ister doğuda isterse güneyde olsun Seyfülislam’ı Libya’da yeni siyasi bir lider olarak destekleyenler var. Fakat Fayiz es-Serrac liderliğindei Başkanlık Konseyi ve Halid el-Mişri liderliğindeki Libya Devlet Yüksek Konseyi bu yöndeki girişimleri tamamen reddediyor. Hatırlatmakta fayda var, General Halife Hafter de Seyfülislam’ın siyasi sahneye dönmesine karşı çıkıyor. Nitekim bu tavrını yaptığı birçok açıklamada da dile getirdi. Hafter, bu açıklamalarından birinde Seyfülislam için “bazı safların bel bağladığı miskin” nitelemesini kullandı. Bu tablo gösteriyor ki, Seyfülislam halk tarafından desteklense de ülkedeki aktif siyasi ve askeri elitlerden aynı desteği görmüyor. Aynı zamanda Seyfülislam’dan Libya siyasi liderlik savaşına gireceğine dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu durum bizi şu soruyu sormaya zorluyor: Libya’da halkın iradesini yansıtan bir demokratik seçim yapılması halinde Seyfülislam’ın yönetimin başına gelmesi mümkün mü?

Seyfülislam ve yönetim

Seyfülislam şu ana kadar Libya siyaset sahnesine çıkma niyetinin olduğuna dair hiçbir açıklama yapmadı. Ancak böyle bir karar alması halinde ise bunun zorunlu olarak bölgesel ve uluslararası koordinasyon içinde olması gerekir ve böyle bir kararın sonuçları olur. Seyfülislam bunların üstesinden gelemeyebilir. Libya sahnesinde temel aktörler bulunuyor. Bunların başında Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Bunların yanı sıra Fransa ve İtalya da Libya’daki çıkarlarını korumak istiyor. Mısır ve BAE açık bir şekilde Hafter’i destekliyor. Arap dünyasındaki siyasi çıkar denklemi göz önüne alındığında bu iki ülkenin tutum değişikliğine gitmesi zor görünüyor. Dolayısıyla Mısır ve BAE’nin Libya’daki ittifaklarından vazgeçmesi mümkün değil. Seyfülislam’ın siyasi sahneye çıkması durumunda bu bölgesel ittifaklarda bazı gerilimler meydana gelebilir.

Fransa ve İtalya, Avrupa’da Libya’daki gelişmelerle ilgilenen en aktif aktörlerin başında geliyor. Her iki devletin de farklı şekillerde de olsa Libya dosyasında çıkarları bulunuyor. İtalya’nın Libya’daki petrol sektöründe çıkarları ve milyar dolarlarla ifade edilen yatırımları bulunuyor. Fransa’nın Nijer gibi Orta Afrika ülkelerinde uranyum alanında yatırımları var. Dolayısıyla bu faktörler Seyfülislam’ın Libya’da yönetimin başına gelebilmesi için bazı bölgesel ve uluslararası dengelerin gözetilmesi gerekiyor.

Libya içinde de Seyfülislam’ın siyasi lider olarak aday olmasıyla ile ilgili çok sayıda yaygara koparılıyor.  Özellikle de halihazırda taraflar arasındaki çatışmaların gölgesinde ülkede siyasi süreç inşa etme meselesi bu noktada önem kazanıyor. Zira Libya, halen siyasi karar almayı zorlaştıran bir dizi seçenek arasında kalmış durumda. Şöyle ki, Libya’nın doğusunda Halife Hafter’e destek verenler Seyfülislam’ın siyasi hayata dönmesini reddediyor. Aynı şekilde Libya’nın batısında kontrolü elinde tutan İslamcı akım da Seyfülislam’ın dönüşünü reddediyor. Bu yüzden Seyfülislam’ın geri dönmeyi düşünmeden önce ülke içindeki bu tabloyu, bölgesel ve uluslararası denklemi gözetmesi gerekecek.

Son değerlendirme

Seyfülislam Kaddafi’nin Libya’daki çatışmada nerede durduğu halen cevap bekleyen bir soru. Liderlik makamı için aday olmaya niyeti var mı? İçerdeki tabloya, bölgesel ve uluslararası denkleme kendini kabul ettirebilecek mi? Seyfülislam’ın siyasi sahneye çıkması için Libya halkının desteği yeterli olur mu? 2014’ten bu yana süren çatışmalar kapsamında kendisine destek veren bir silahlı gücün olmadığı göz önüne alındığında dönüşüne muhalefet eden siyasi aktörlerle mücadele edecek güce sahip mi? Bu sorular ve cevapları, Seyfülislam’ın dönüş imkanını belirleyecek. Yüksek ihtimalle Seyfülislam’ın siyasi sahneye dönüş fırsatı oldukça zayıf olacak. Ayrıca sahip olduğu halk desteği, dönmesini reddeden siyasi görüş ve tutumlara karşı koyacak kadar güçlü değil. Hatırlatmakta fayda var; Libya’daki siyasi çözüm herhangi bir kişiye dayanmıyor. Bu çözüm, birinci dereceden Libya halkının çıkarlarını önceleyen kurumsal siyasi adımlara dayanıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Halil Erdoğan

https://www.independentarabia.com/node/143036/

DAHA FAZLA HABER OKU