Yeni bir araştırma, mükemmelliyetçiliğin iki türü olduğunu gösterdi

İlk gruptakilerin en iyisi olmak için doğuştan gelen bir arzusu mevcutken, diğerleri ise başkalarının gözünde başarısız olmamayı önemsiyor

Mükemmelliyetçilik olgusunu işleyen 2014 yapımı Whiplash, genç bir müzisyenin hırslı öğretmenini memnun etme çabasına odaklanıyor (IMDb)

Çalışma hayatında mükemmeliyetçilik genellikle aranan bir özellik olarak görülüyor. Çünkü mükemmeliyetçiler yüksek hedefler koyma, ayrıntılara odaklanma ve işi tamamlama eğilimi gösteriyor.

Bununla birlikte mükemmelliyetçiliğin olumsuz yönleri de bulunuyor. Geçmişte yapılan araştırmalar mükemmeliyetçi bireylerin, yüksek beklentilere sahip olmasından dolayı akıl sağlığı sorunları yaşama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.

Frontiers in Psychology'de yayımlanan yeni bir çalışmada ise Bergen Üniversitesi'nden araştırmacılar, mükemmelliyetçiliğin iki farklı bileşenden oluştuğunu ortaya koydu: "Çaba gösterme" ve "Değerlendirme kaygıları”.

423 Norveçli yetişkinin katıldığı araştırmada Frost Çok Boyutlu Mükemmelliyetçilik Ölçeği kullanıldı. İlk olarak 1990'ların başında geliştirilen ölçek için “katılıyorum ve katılmıyorum” cevaplı 8 soru hazırlandı ve bunlar iki grupta toplandı.

İşte o sorular:

Çaba gösterme

  1. Kendime çoğu insandan daha yüksek hedefler koyuyorum.
  2. Son derece yüksek hedeflerim var.
  3. Başka insanların kendilerine koyduğu standartlar benimkilerden düşük gibi görünüyor.
  4. Gündelik işlerimde çoğu kişiden yüksek performans bekliyorum.

Değerlendirme kaygıları

  1. İşte veya okulda başarısız olursam kişilik olarak da başarısız olurum. 
  2. İşte veya okulda bir görevi benden daha iyi yapan çıkarsa, başarısız olduğumu hissediyorum.
  3. Her zaman başarılı olmazsam insanlar bana saygı duymaz.
  4. Ne kadar az hata yaparsam, o kadar çok sevilirim.

Forbes’un aktardığına göre yukarıdaki iki grup, mükemmelliyetçiliğinin iki bileşenini temsil ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk gruptakilerin en iyisi olmak için doğuştan gelen bir arzusu mevcutken, diğerleri ise başkalarının gözünde başarısız olmamayı önemsiyor.

Bir dizi istatiksel yöntem kullanan araştırmacılar, iki grubu birlikte ve ayrı ayrı ele alarak hangi yöntemin daha iyi bir ölçüm aracı olduğunu değerlendirdi. Bunun sonucunda ölçeğin, gruplar ayrı ayrı ele alındığında daha doğru sonuç verdiği keşfedildi.

Araştırmacılar ayrıca, değerlendirme kaygılarının muhtemelen psikolojik sorunlara yol açan mükemmelliyetçilik biçimi olduğunu ifade etti.

Verilere göre değerlendirme kaygıları, anksiyete ve depresyonla doğrudan ilişkiliyken, diğer grubun bu sorunlarla zayıf bir ilişkisi bulunuyor.

 

Independent Türkçe, Forbes

DAHA FAZLA HABER OKU