ABD'nin Çin’e tehditleri kuru gürültü, zira hem askeri hem ekonomik açıdan güçsüz

Pekin'in Güney Çin Denizi'ndeki iddialarının yasadışı olduğunu söyleyen Mike Pompeo açıklaması, savaşa doğru dramatik bir adım olarak değerlendirildi. Fakat bu boş tehditten ötesi değil çünkü ABD henüz askeri harekata muktedir olmadığını biliyor

Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze destroyeri USS Ralph Johnson (DDG 114), Güney Çin Denizi'ndeki Spratly Adaları yakınlarında yol alıyor (ABD Donanması)

Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 13 Temmuz'da yaptığı açıklamada Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki toprak iddialarını reddederken (ki bu ABD'nin resmi politikası) bu iddiaların yasal temeli olmadığını söyledi ve Çin'i çatışan iddialara sahip sahil devletlerine karşı tehditkar taktikler kullanmakla suçladı.

Açıklamada "Açıklığa kavuşturalım" yazıyordu;

Pekin'in Güney Çin Denizi'nin büyük kısmı boyunca açık denizdeki kaynaklara ilişkin iddiaları ve onları kontrol etmek için yürüttüğü zorbalık kampanyası tamamen yasadışı. Pekin'in Güney Çin Denizi'nde bir deniz imparatorluğu gibi davranmasına dünya izin vermeyecek.

Kendi ilan ettiği "dokuz kesik çizgi" politikasına göre Çin 3,5 milyon kilometrekarelik Güney Çin Denizi'nin yaklaşık 10'da 9'unda hak talep ediyor. Mevcut resif ve adalarda toprak iddiasında bulunmanın yanı sıra Çin, bölgedeki varlığını ispatlamak için kullandığı bir dizi müstahkem yapay ada inşa etti. Diğer 5 ülke (Filipinler, Vietnam, Brunei, Malezya ve Tayvan) Çin'in iddialarına karşı çıkıyor ve yıllar içinde bazılarının geçerliliği BM arabuluculuğuyla da kabul gören çeşitli adli şikayetlerde bulundu.

Pompeo'nun açıklaması yayımlanmadan önce ABD'nin resmi politikası Çin'in toprak iddialarına karşı tarafsız kalmaktı. Şimdi ABD dramatik bir tavırla Çin'in karşısına geçti. Pompeo'nun açıklamasının zamanlaması boşu boşuna seçilmedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İki haftadan kısa bir süre önce ABD Donanması, Çin'i Güney Çin Denizi'ndeki toprak iddialarına göz yummayacağına dair uyarmak amacıyla yeni bir "denizde dolaşma özgürlüğü" tatbikatı yaptı. İki uçak gemisine eşlik eden savaş görev grubunun konuşlandırılması emsalsiz bir askeri güç göstergesiydi: Sadece tatbikatın boyutu ve kapsamı sebebiyle değil, aynı zamanda gerçekleştirildiği bağlam içinde de dikkat çekiciydi.

Amerika'nın en yakın müttefiki olan Birleşik Krallık (BK), dün görünüşte "kendine güveni giderek artan Çin'e" karşı önlem amacıyla bölgeye yeni uçak gemilerinden birini konuşlandırmayı planladığını açıkladı. 

Son aylarda Çin kendi askeri cephaneliğini, özellikle de DF-21 ve DF-26 diye bilinen ve "uçak gemisi katili" lakabını alan iki füze sınıfını açıktan açığa tanıttı.

Çin Komünist Partisi'nin gözetimi altında yayımlanan İngilizce gazete Global Times, ABD gemilerinin konuşlandırılmasına cevaben paylaştığı bir tweet'te bu füzelere atıfta bulunarak "Çin'in uçak gemilerine karşı DF-21D ve DF-26 'uçak gemisi katili' füzeler gibi çok çeşitte silahı var. Güney Çin Denizi tamamen HKO'nun (Halk Kurtuluş Ordusu) menzili dahilinde; bölgedeki herhangi bir ABD uçakgemisinin hareketi HKO'nun keyfine kalıyor" dedi.

Bunun üzerine ABD Deniz Kuvvetleri Enformasyon Başkanı Tuğamiral Charlie Brown şöyle bir tweet attı;

Ama yine de (ABD gemileri) orada. ABD Donanması'ndan iki uçak gemisi Güney Çin Denizi'nin uluslararası sularında faaliyet gösteriyor. USSNimitz ve USSRonaldReagan (gemilerinin) gözünü korkutamazsınız.

Amiral Brown'ın çıkardığı kuru gürültü, "erişime müsaade etmeyen/bölge tutan" diye anılan DF-21 ve DF-26 gibi füzelerin ABD'nin uçak gemili savaş grubunu hükümsüz kılan yeni tür bir deniz savaşını temsil ettiği gerçeğini gizliyor.

Bu, Deniz Piyadeleri Komutanı'nın ABD deniz piyadelerinin hem kara hem deniz saldırı yeteneğinin bu yeni gerçeği aksettirecek şekilde yeniden yapılandırılması için yayımladığı yeni kılavuza da yansıyor. General David Berger, "Güney Çin Denizi'nde karadan 9 deniz mili uzaklıktaki devasa bir donanma ordusunun çıkarma kuvvetini denize indirmeye hazırlanışına dair hayaller… kullanışsız ve mantıksız" dedi.

Uzun menzilli hassas atışların, mayınların ve diğer akıllı silahların yaygınlaşmasının yarattığı gerçekliği kabul etmeli ve bu tehdit güçlerinin üstesinden gelecek yenilikçi yollar aramalıyız.

Komutanın kılavuzunun önemi teoriye değil gerçekliğe dayandırılmış olmasından kaynaklanıyor: Şu anda Deniz Piyadeleri, muharebe tertibinde ve kapasitesinde radikal bir yeniden yapılandırma geçiriyor. Ağır zırh ve askeri polis gibi sözümona "miras" kalmış kapasitelerden yeni "seferi" yapıdan yana olacak şekilde kurtuluyor ki bunlar Pasifik'teki ileri üslerden faaliyet gösterecek ve potansiyel bir düşmanı (bu durumda Çin) sekteye uğratmak için kendi uzun menzilli saldırı kapasitesini kullanacak.
 


Bazı telaşlı yorumcular, Pompeo'nun ifadelerinin Pekin'e karşı askeri güç kullanmanın yasal dayanağını oluşturduğunu söylese de gerçek şu ki Deniz Piyadeleri de ABD Donanması da bugün Güney Çin Denizi'nde Çin'i mağlup edecek bir askeri kampanya yürütemez ve buna benzer bir kapasite fersah fersah uzakta. Bakan Pompeo'nun ifadesindeki yanıltmaca da bu: Arkasında gücün desteği olmayan kelimeler, dobraca konuşmak gerekirse, anlamsız.

Pompeo'nun açıklaması, Çin "dokuz kesik çizgi" iddiasına dair agresif beyanını sürdürürse ABD'nin hangi sonuçları dayatmaya hazır olduğunu belirtmedi ki bu da dayatabileceği anlamlı hiçbir sonuç olmadığıyla ilgili basit gerçekten kaynaklanıyor.

Pompeo'nun yaygarası savaş çıkarmaktansa, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'ndeki (ASEAN) ticari ortaklarıyla Çin'in arasını bozma maksadını taşıyormuş gibi görünüyor ki bu ülkelerin çoğunun Güney Çin Denizi'nde Çin'le bölgesel anlaşmazlıkları var.

Çin, ABD'nin şaşkınlığı karşısında artık yıllardır ASEAN bloğuyla ekonomik ve güvenlik ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. Gerçekten de ABD'nin Güney Çin Denizi'nde Çin'le zıtlaşırken karşılaştığı en büyük engellerden biri, Pompeo'nun açıklamasında dalkavukluk yaparak Çin'le ilişkilerini bozmaya çalıştığı devletlerin ketumluğuydu. ASEAN ülkelerinin çoğu, Çin'in ekonomik açıdan bölgedeki en güçlü ortak statüsünü görmezden gelemez.

Burada, Başkan Trump'ın 2018'de aldığı Trans-Pasifik Ortaklığı'ndan (TPP) çekilmeye dair aceleci kararı geri dönerek ABD'li politika belirleyicilerin başına dert oldu: ABD'nin başı çekeceği herhangi bir uygulanabilir ekonomik alternatifinden yoksun ASEAN ülkelerinin Çin'in çekim alanına girmekten başka seçeneği yok.

Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki iddialarının yasal açıdan asla kabul edilemeyeceğine dair bir duruş sergileyeceğini gösteren Trump yönetimi, Güney Çin Denizi'ndeki kıyı devletlerinin Çin'le olan çeşitli ihtilaflarının yakın gelecekte ele alınacağı diplomatik mücadele alanını etkisi altına almaya çalışıyor.

Bununla birlikte, ABD'nin kelimeler dışında müracaat edebileceği kozları sınırlı: Denizde dolaşma uygulamaları Çin için rahatsız edici olsa da bölgede yayılmasını durduracak hiçbir şey yapmadı ve TPP'nin çökmesinin ardından da ABD, Çin'inkine karşı koyacak mantıklı bir bölgesel ekonomik kalkınma stratejisi ortaya koyamadı.

Kritik soru, Güney Çin Denizi'ndeki kıyı ülkelerinin Çin'in bu denizdeki hedeflerine yönelik ABD'nin yeni beyan politikası etrafında toplanmaya ne ölçüde istekli olduğu. Çinlileri değişikliğe zorlayacak askeri güçten ya da Çin'in ekonomik etkisine makul bir alternatif oluşturacak ekonomik araçlardan yoksunsa Pompeo'nun açıklaması, ABD'nin artan acizliğini gizleyen boş sözlerden çok da farklı değil.

Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki tutumuna ABD'nin verebileceği tek anlamlı cevabın Deniz Piyadeleri'ni Çin'le askeri olarak karşı karşıya gelmek amacıyla radikal bir şekilde yeniden yapılandırmak olması herkesi endişelendirmeli. Güçlü retoriğine anlamlı siyasi hamle seçenekleriyle arka çıkmayı başaramayan ABD, kendini deniz piyadelerinin askeri aygıtından başka çıkış yolu bulunmayan bir köşeye sıkıştırıyor. Tüm dünya bunun yaşanmayacağını ummalı ve bunun için dua etmeli.

 

Scott Ritter, emekli ABD Deniz Piyade Kolordusu istihbarat subayıdır. Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın (INF) uygulanması sırasında Sovyetler Birliği'nde müfettiş olarak görev yaptı, Körfez Savaşı sırasında general Schwarzkopf'un kadrosunda yer aldı, 1991-1998 yıllarında BM'de silah denetleme müfettişliği görevini üstlendi.


*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.rt.com/op-ed

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

DAHA FAZLA HABER OKU