Ezidilerin "ölüm yürüyüşünün" simgesi ailenin hayatı 2 fotoğraf karesinde: O cehennem günler geri dönmesin!

IŞİD, 3 Ağustos 2014'te Şengal’e saldırdığında çok sayıda Ezidi kaçmayı başarırken, sayısız Ezidi de örgüt tarafından alıkonuldu

Ezidilerin "ölüm yürüyüşü" simgesi ailenin hayatı 2 fotoğraf karesinde / Fotoğraf: Reuters

Reuters'in kamerasından çekilen anne ve 3 çocuğunun fotoğraf karesi, 20. yüzyılda yaşanan katliamın ve Ezidi Kürtlerinin yaşadığı felaketin de simgesi oldu.

Reuters muhabiri tarafından 9 Ağustos 2014 yılında fotoğrafları çekildiğinde, henüz 31 yaşında olan Xunaf Kasım adlı Ezidi kadın, IŞİD'in köylerine saldırmasıyla can havliyle 6 yaşındaki kızı Daliya, 3 yaşındaki oğlu Seid, 5 yaşındaki kızı Zina ve kocası Seid Yusuf ile Şengal'in kuzeybatısındaki Dhola - Dûgre köy yolundan yola çıkarak, Irak sınırından Suriye'ye gitmeye çalışıyordu. 

Örgüt mensupları, 3 Ağustos 2014 yılında ilçeye saldırdığında uluslararası haber ajansları da çoktan söz konusu bölgeye akın etmişti. 

 

IŞİD saldırısından bir yıl önce
IŞİD saldırısından bir yıl önce / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ailesiyle kurtulmayı başaran Xunaf Kasım ve eşi Seid Yusuf, 6 gün Ninova'nın batısındaki Şengal Dağı'nda kaldıktan sonra çocuklarıyla Suriye'ye gidiyor.   

Xunaf ve eşi Seid, Suriye'deki Derik Kampı'nda bir gece kaldıktan sonra Irak Kürdistan Bölgesi'ne (IKB) dönüyorlar. Duhok'taki kampta 15 günün ardından Türkiye'ye geçerek, Mardin'in Midyat ilçesinde kurulan kampta da bir buçuk yıl kalıyorlar. Aile bir buçuk yılın sonunda Yunanistan'a kaçak yollarla geçip oradan da Almanya'ya mülteci olarak sığınıyorlar. 

Şengal saldırısının 6'ncı yılında, Seid Yusuf, eşi Xunaf ve 3 çocuğunun yeni fotoğrafını çekerek, sosyal medya hesabında "6 yıl önce ve sonra" yazısıyla paylaştı. 

"Almanya'da çok mutluyuz"

IŞİD mensuplarının kaldıkları Gırzere köyüne 3 Ağustos 2014 yılında gece saat 2. 30'da saldırdığı bilgisini veren Seid Yusuf, "Sabaha karşı saat 5-6 gibi çatışmaları durduğunda biz Şengal Dağı'na ulaşmıştık. 6 gün dağda kaldık. Kaldığımız süre içinde ne içme suyumuz, ne yiyecek bir şey vardı. 6 günün sonunda bize geçiş yolunu açtılar ve Suriye'ye geçtik. Geçişimiz sırasında çok sayıda gazeteci de o bölgede bulunuyordu. Korunaklı bölgeye geçtiğimizde eşim ve çocuklarımdan uzaklaşarak, belki içecek su bulurum diye kalabalığa doğru gittim. O sırada sanırım eşim ve çocuklarımın fotoğrafı çekildi."

 

Xunaf Kasım, eşi ve çocuklarıyla Almanya'ya göç etti
Xunaf Kasım, eşi ve çocuklarıyla Almanya'ya göç etti / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Almanya'ya gittiklerinden beri de IKB'ye dönmediklerini belirten baba Seid Yusuf, "Çocuklarımız burada çok mutlu ve huzurlu. Okullarına gidiyorlar. Tüm masrafları Almanya hükümeti tarafından karşılanıyor. Her şeyden önemli de savaş ve çatışmaların uzağındayız. IŞİD'in burada bize saldırmayacağına eminiz. Bir de bir Liza adını verdiğimiz bir kızımız daha oldu. Şu andaki tek amacımız çocuklarımızın geleceğidir" ifadelerini kullandı.  

Fotoğrafın bulunduğu gazete uzun bir süre sakladıklarını ancak zaman içerisinde eskidiğini söyleyen Seid Yusuf, fotoğrafı ilk gördüğünde çok üzüldüklerini belirterek, "Her şeyi tekrar yaşadık sanki, çok korkunçtu. Ayaklarımız şişmiş, yaralar çıkmıştı. Şengal Dağı çok büyük ve geniştir. Oradan yaya bir şekilde Suriye'ye geçmiştik hiç kolay değildi elbet" dedi.  

"O gün kıyamet gününü yaşadık"

Independent Türkçe'ye konuşan Xunaf Kasım (37) da, o günü hiçbir zaman unutamadığını belirterek, "O gün kıyamet gününü yaşadık sanki" dedi.

 

Xunaf Kasım, eşi ve çocuklarıyla Almanya'ya göç etti
Xunaf Kasım, eşi ve çocuklarıyla Almanya'ya göç etti / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Xunaf Kasım, "Çok çektik. Yol boyunca kadın ve çocukların ağlama sesleri, içecek suyumuz yoktu, bırakın yemek, bir parça kuru ekmeğimiz bile yoktu. Tüm tanıdık ve akrabalarla iletişimimiz kopmuştu. Herkes kendi ve çocuklarının canını kurtarmaya çalışıyordu. Kız kardeşimle 6 yıl aradan sonra ilk kez dün bir araya geldik" diye konuştu. 

Fotoğrafınızın çekildiğini fark ettiniz mi? Sorusuna Xunaf Kasım, "Bu fotoğrafın nasıl çekildiği fark etmedim ama ellerinde kamera ve fotoğraf makinaları olan gazetecileri gördüm. Sadece olabildiğince o bölgeden uzaklaşmaktan başka bir şey aklımda yoktu. Ama bu fotoğraf sayesinde bize çok saygı da duyuldu. Çünkü bu fotoğraf bizim neler yaşadığımızı tüm gerçekliğiyle ortaya koymuştu. Bir fotoğrafın hayatımızı bu denli değiştireceği aklımın ucundan bile geçiremiyordum" ifadelerini kullandı.

Fotoğrafı ilk kez Midyat'ta gördü

Midyat'ta kampta kaldığı sırada ilk kez fotoğrafı gördüğünü söyleyen Xunaf Kasım:

"Elbisemi yıkayıp, balkondan asmıştım. Murat diye bir genç, yanımıza geldi ve gazetedeki fotoğrafı bize göstererek, ‘Bu sen değil misin? Diye sordu, bende eşimde çok şaşırdık. İlk önce inanamadık bir süre dondum kaldım, sonra ‘Evet, bunlar ben ve çocuklarım. Nasıl çekilmiş bu?' diye sorduğumda her yerde bu fotoğrafın gösterildiğini ve simgeleştiğimizi söyledi. Zaten fotoğrafı ilk gördüğümde çok kötü oldum. Her şey film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti. Çok korkunçtu çok..." 

 

 

"Her şeyimiz yerle bir oldu"

Bir daha Şengal'e geri dönmeyi düşünmediklerini belirten Xunaf Kasım, sözlerine şunları ekledi:

"Ne Şengal ne evimiz kaldı. Her şeyimiz yerle bir oldu. Bize acıdan başka bir şey yaşatmadılar. Şengal'e dönenler de huzur nedir bilmiyor. Döndüklerine çok pişman olmuşlar. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, imkânsız bir şey düzelmeyecek. Şu anda eşimin ailesinin çoğu ve biri kız 3 kardeşim IKB'de kaldı. Ailelerimizin geri kalan fertleri de Avrupa'nın farklı yerlerine göç etti."

Xunaf, fotoğrafın evinin duvarında asılı olduğunu ve Ezidi katliamının soykırım olarak tanınması gerektiğini söyledi.

"Arkadaşlarımı özledim ama Şengal'i özlemedim"

Korkunç olayı yaşadıklarında ise Zina henüz 5 yaşındaydı. Fotoğrafta bitkin ve tüm yorgunluğunu adeta esen rüzgârın kendisiyle sürüklemesi istercesine kendini rüzgarın esintisine bırakan Zina, şu anda 11 yaşında ve Almanya'nın Hannover kentinde okula gidiyor.

 

Zina Seid
Zina Seid / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Zina Seid, Almanca'yı artık rahat konuştuğunu ve bu ülkeyi sevdiğini söyledi. 

IŞİD'in köye saldırdığı anı hiç unutamadığını dile getiren Zina:

"Her şey aklımda yolda çok yorulduk. O günlerin gelmesini hiç istemiyorum. Sürekli yürüdük. Bekleseydik IŞİD bizi yakalayacaktı. Şükür kurtulduk. Buraya geldikten sonra çok mutlu bir hayatımız oldu. Okuluma gidiyorum. Buraya da alıştım. Arkadaşlarıma alıştım. Şengal'de sadece arkadaşlarımı özlüyorum. Çünkü hiçbirini o günden beri görmedim. Ama bir daha oraya gitmek istemiyorum."

IŞİD'in Suriye ile Irak arasındaki geçişlerini sağlayan hatlardan biri olmasından dolayı Şengal, stratejik öneme sahipti.

3 Ağustos 2014'te ele geçirilen Şengal, 13 Kasım 2015'te ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri'nin havadan desteğiyle Peşmerge Güçleri'nin düzenlediği operasyonla kurtarıldı.

Saldırılar sonucunda, 2 bin 869'u kadın ve çocuk olmak üzere, toplam 6 bin 417 Ezidi kaçırıldı, bin 992'si çocuk, 3 bin 530 Ezidi Kürt'ü de kurtarıldı. Ayrıca 2 bin 887 kişinin de akıbeti bilinmiyor.

 

Şengal'in 6. yılı anması
Şengal'in 6. yılı anması / Fotoğraf: Kirkuknow

 

Resmi verilerine göre, şimdiye kadar yaklaşık 3 bin Ezidi örgütten kurtarıldı. Saldırılardan kurtulanların bir çoğu başta Almanya olmak üzere farklı ülkelere göç ederken, birçoğu IKB'de kaldı.

Halen 200 bin Ezidi göçmen kamplarında yaşıyor

Son resmi verilere göre halen 200 bin Ezidi göçmen ve zor şartlarda kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığının bu ayın 17'sinde yaptığı açıklamada, bu yılın haziran ayından itibaren Kovid-19'un yayılmasından sonra kamplarda kalan Ezidilerin Şengal ve köylerine yerleştiği belirtildi.

Açıklamada, 8 Haziran-10 Temmuz arasında 8 bin 581 kişiden oluşan toplam 657 aile Şengal'e gittiği kaydedilerek, geri dönenlerin yüzde 83'ü Duhok'taki mülteci kamplarından, yüzde 17'si Ninova'dan ve yüzde biri Erbil'deki göçmen kamplarından olduğu bilgisine yer verildi.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU