Çavuşoğlu: Fransa, Rusya’nın Libya’daki mevcudiyetini artırmak için çabalıyor

Çavuşoğlu, Macron’un Türkiye aleyhi açıklamalarına ilişkin, “Türkiye'ye bu şekilde saldırmanın iç siyasette de Macron'a bir faydasının olmadığını kendisi de gördü” dedi

Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmede Libya bağlamında Türkiye aleyhindeki açıklamalarına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin Libya'daki tek meşru otorite olan hükümetle iş birliği yaptığının altını çizdi.

Çavuşoğlu, "Tüm dünya biliyor ki, Avrupa'da birçok ülke kabul ediyor ki, bizim bu iş birliğimiz sayesinde bir denge sağlanmıştır ve Trablus'ta bu iç savaşın bir sokak savaşına dönmesi engellenmiştir." diye konuştu.

Çavuçoğlu, Libya'daki istikrarsızlığın en çok Avrupa’yı etkilendiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

Kaçak göçmenlerin gelmesi, sadece bir tanesi. Terörizm vesaire, tam teröristlerin bulamadığı bir ortam. Suriye'deki DEAŞ'lılar bile oraya gitti. Bir bakıyorsunuz, güneyden Boko Haram veya diğer terör örgütleri, Eş-Şebab vesaire. Sonuçta tam teröristlerin arayıp bulamadığı bir ortam. Dolayısıyla Libya'nın istikrarı çok önemli.

“Fransa bir darbeciyi destekliyor”

Fransa'nın Libya'da bir darbeciyi desteklediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Korsan bir insanı destekliyor. Kimi, (Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife) Hafter'i destekliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı hilafına destekliyor" dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin tüm ilişkilerinin anlaşmalar çerçevesinde şeffaf olduğunu vurgulayarak, "Peki, Fransa dürüst davranıyor mu? Hayır. Sorduğunuz zaman da Hafter'e silah vermediğini, destek vermediğini söylüyor. Ama tüm gerçekler ortada, raporlar ortada. Parasını Abu Dabi veriyor ama, Fransa veriyor" ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği (AB) üyesi birçok ülkenin de bundan rahatsız olduğunu ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası ihtiyaç duydukları AB fonlarını almak istedikleri için sesini çıkaramadığını aktaran Çavuşoğlu, Malta'nın, AB'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetlemek için kısa süre önce başlattığı İrini operasyonundan çekildiğini vurguladı.

"Fransa, Rusya’nın Libya’daki mevcudiyetini arttırmak için çaba sarf ediyor”

Çavuşoğlu, NATO içinde de bir tartışma olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

Bir taraftan Rusya'yı tehdit olarak görüyor NATO, diğer taraftan NATO müttefiki Fransa, Rusya'nın oradaki (Libya'da) mevcudiyetini arttırmak için çaba sarf ediyor. Biz Ruslarla şu anda karşı taraflarda görünüyor olsak bile ateşkes için çalışıyoruz, oradaki durumu daha kötüye götürmek için çalışmıyoruz. Şimdi yeni bir ateşkes anlaşması olur mu, nasıl olacak beraber oturuyoruz konuşuyoruz, Suriye'de yaptığımız gibi. Bazen farklı taraflarda olmak avantaj. Tüm bunları biz yapıcı bir şekilde yapıyoruz. Ama Macron ve Macron'un yönettiği veya yönetemediği Fransa, bir sömürgeci anlayışla, geçmişte tüm Afrika'yı istikrarsızlığa kavuşturduğu gibi 2011'de Libya'yı bombalayıp terk ettiği gibi, şimdi de yıkıcı bir anlayışla Libya'da sadece kendi çıkarları ve emelleri için bulunuyor.

“Macron umarım bundan ders alır”

Esas sorgulanması ve eleştirilmesi gerekenin, Fransa'nın ve özellikle Macron'un tutumu ve politikaları olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Önce dürüst olsunlar, şeffaf olsunlar ondan sonra Türkiye'yi eleştirsinler. Türkiye'ye bu şekilde saldırmanın iç siyasette de Macron'a bir faydasının olmadığını kendisi de gördü. Umarım bundan da ders alır" dedi. 

"AB’nin daha dürüst ve şeffaf olması gerekiyor”

Avrupa Birliği (AB) içinde seyahat konusunda alınan bazı kararlardan hayal kırıklığı duyduklarını belirten Çavuşoğlu şöyle devam etti:

AB üyesi ya da AB üyesi değil ayrımı yapılmaksızın, objektif kriterler çerçevesinde, AB'nin bir karar alması gerekiyor. Bu anlamda da Macaristan'ın AB içinde güçlü desteğini görüyoruz. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Perşembe günü Kültür ve Turizm Bakanımız ve Sağlık Bakan Yardımcımız ile Almanya'yı ziyaret edeceğiz. Bu konuda da dostum Peter'a bilgi verdim. AB içinde her platformda Türkiye olsun olmasın, Birliğin çifte standartlarını ve yüzümüze karşı başka, kapalı kapılar arkasında sergiledikleri başka tutumları açıkça dile getiren Peter'a da teşekkür ediyorum. Bu sadece bizim için önemli değil, esasen AB'nin kendisi ve geleceği için de önemli. Pandemi sürecinde neden yetersiz kaldığını da çok iyi düşünerek, politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor. Daha dürüst, şeffaf olması gerekiyor.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU