Yazılarımla iktidardakilere ve muhalefettekilere verdiğim rahatsızlık için müteessirim!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Yazarını dokuz köyden kovduran yazıların yazarıyım.

İşte şimdi de doğruların yazılmasından rahatsız olan iktidardakileri ve muhalefettekileri rahatsız edecek bir yazı yazacağım.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Evet, iktidardakiler de muhalefettekiler de ilkesizliğin, tutarsızlığın kralını yapıyorlar.

Oynaklığın, kaypaklığın şahını yapıyorlar.

Buna da siyaset yapmak diyorlar.

Siyasetteki manzaraya bakar mısınız?

Bu duruma güler misiniz yoksa ağlar mısınız?

Seçim meydanlarında  “Adnan Menderes’in devamıyız” diyen AK Parti, Başbakan Adnan Menderes’i devirip asan 27 Mayıs darbesinin en önde gelenlerinden olan Albay Alparslan Türkeş’in kurduğu MHP’yle şimdi ittifak halinde.

Yine AK Parti, 27 Mayıs darbesini dün olduğu gibi bugün de vargücüyle destekleyen Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’yle de ittifak halinde.

O Doğu Perinçek ki, Tayyip Erdoğan’ı yetiştiren Necmettin Erbakan’ı iktidardan uzaklaştıran 28 Şubat darbesinin de baş destekçilerindendi.

Hatta 28 Şubat döneminde Doğu Perinçek, “Kemalist devrim kanunları uygulansın” diyerek, dindarlara çok daha ağır zulümler yapılmasını istedi.

Ayrıca yakın geçmişte “AKP kapatılsın, Tayyip Erdoğan yargılansın” diyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na üç kez başvuran da Doğu Perinçek’ti.

Ya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile VP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in geçmişte Tayyip Erdoğan için söylediklerine ne diyelim?

Bu konuda sadece şu kadarını söyleyelim.

Devlet Bahçeli ile Doğu Perinçek’in şimdi ittifak halinde oldukları Tayyip Erdoğan’a geçmişte yaptıkları suçlamaların binde birini sade bir vatandaş yapsa, onu müebbet hapse mahkum ederler!

Yine şimdi Tayyip Erdoğan’ın İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun, Demokrat Parti Genel Başkanıyken Tayyip Erdoğan’a yaptığı suçlamaların binde birini sade bir vatandaş yapsa, onu da müebbet hapse mahkum ederler!

Ve şimdi Tayyip Erdoğan’ın AK Partisi’nin Genel Başkanvekili olan Numan Kurtulmuş’un, HAS Parti Genel Başkanıyken Tayyip Erdoğan’a yaptığı suçlamaların binde birini sade bir vatandaş yapsa, onu da müebbet hapse mahkum ederler!

İktidardaki Cumhur İttifakı’nın vaziyeti böyle.

Peki muhalefetteki Millet İttifakı’nın vaziyeti ne?

Örneğin 28 Şubat darbesinin iktidardan uzaklaştırdığı Necmettin Erbakan’ın kurduğu Saadet Partisi, 28 Şubat darbesini destekleyen CHP’nin başında olduğu Millet İttifakı’nın destekleyicilerinden biri şimdi.

Saadet Parti’sinin şimdiki Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçmişte “28 Şubat darbesinin medyadaki baş sözcüsü” dediği Uğur Dündar’ı,  şimdilerde Erbakan Ödülleri törenine davet ederek ödüllendirdi.   

Uğur Dündar da geçmişte “Sivas katliamının baş aktörü” dediği Temel Karamollaoğlu’na şimdi methiyeler düzer hale geldi.

Temel Karamollaoğlu’na şimdilerde methiyeler düzen sadece Uğur Dündar mı?

Millet İttifakı’nın başındaki CHP ile CHP medyası, bir zamanlar “Sivas katliamının baş katili” dedikleri Temel Karamollaoğlu’na şimdilerde methiyeler düzmüyorlar mı?

CHP ile CHP medyası, İçişleri Bakanı olduğu dönemde  faili meçhul cinayetlerin sorumlusu olmakla suçladıkları İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le şimdi ittifak halinde değiller mi?

CHP ile CHP medyası başta olmak üzere Millet İttifakı’nı oluşturup destekleyenler, geçmişte Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ı da çok ağır suçlamışlardı.

AK Parti Hükümetlerinde dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu’nun uyguladığı dış politikayı da, ülke politikalarını da yerden yere vurmuşlardı.

AK Parti Hükümetlerinin ekonomi bakanı olan Ali Babacan’ın uyguladığı ekonomi politikalarını da yerden yere vurmuşlardı.

Ama Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan, AK Parti’den ayrılıp ona muhalefet eden partiler kurunca, Millet İttifakı’nın yöneticilerinin gözünde en makbul adamlar oldu.

Hatta Millet İttifakı’nın başındaki CHP, Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın kurduğu partilerin Meclis’te grup kurabilmeleri için, onlara ödünç milletvekilleri verebileceği şeklinde bir destek açıklamasında bulundu.

CHP bu desteği demokrasi adına vereceğini söylüyor.

Öyleyse CHP niye Bülent Ecevit’in kurduğu Demokratik Sol Parti’ye ödünç milletvekilleri verip onun Meclis’te grup kurmasını sağlamıyor?

Çünkü Demokratik Sol Parti’nin güçlenmesi CHP’ye zarar verir.

Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın partilerinin güçlenmesi ise AK Parti’ye zarar verir.

Demokratik Sol Parti’nin güçlenmesi CHP’nin işine gelmez; Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın partilerinin güçlenmesi ise CHP’nin işine gelir.

HDP’ye gelince; o da işine geldi mi iktidardaki AK Parti’ye iyi diyor, işine gelmedi mi kötü diyor.

HDP işine geldi mi ana muhalefetteki CHP’ye iyi diyor; işine gelmedi mi kötü diyor.

İşime gelen iyidir, işime gelmeyen kötüdür; dün dündür, bugün bugündür diyen bu tür siyasetin ülkemizdeki örnekleri o kadar çok ki.

Ama bu kadarı bile ülkemizdeki siyasetin ne kadar ilkesiz, tutarsız, kaypak, oynak olduğunu göstermek için yeterli değil mi?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU