“Kovid-19 salgını, küresel sorunların çözümü için fırsata dönüştürülebilir”

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını için “biyolojik afet türü” benzetmesi yapan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, “İnsanların geleceği, dünyadaki biyolojik canlılığın devamına da bağlı” yorumunu yaptı

"Ağaçları kesiyor, hayvanları kafeslere koyuyor, hayvan pazarlarında etlerini satıyoruz. Ekosistemi bozuyoruz! Virüsler, bu şekilde insanlara bulaşıyor. Dünyanın küreselleşmiş olması nedeniyle eski çağlara oranla çok daha hızlı yayılıyor ve kontrol altına alınması zor oluyor" / Fotoğraf: Pixabay

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, 4.5 milyar yıllık süreçte yeryüzünde farklı türlerin, belirli zaman aralıklarında yaşamını sürdürse de pek çoğunun doğada gelişen değişimlere ayak uyduramayıp yok olduğunu belirtti.

“Salgınlar rastgele ortaya çıkmıyor”

Aykan, “Salgın hastalıkların tarihi, salgınların kesinlikle rastgele ortaya çıkmadıklarını gösteriyor” sözleriyle, insanoğlunun doğanın düzenini ve ekosistemi bozmayı sürdürdüğü takdirde, dünyanın yeni virüs salgınları ile karşı karşıya kalacağını ileri sürdü.

“Kovid-19, biyolojik afet türü”

İnsanların, su kaynaklarının azalması, çevrenin kirlenmesi ve aşırı avlanarak çeşitli hayvan türlerini yok etmesi gibi doğaya ve hayvanlara pek çok zarar verdiğini vurgulayan Aysun Aykan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının da son yıllarda iklim ve çevre sorunu yaşayan dünyada meydana gelen bir biyolojik afet türü olduğunu savundu.

 

Koronavirüs Kovid-19 Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

“Ekosistemi bozuyoruz, virüsler bu şekilde insanlara bulaşıyor”

Virüslerin, küreselleşen dünya düzeni nedeniyle geçmiş dönemlere nazaran daha hızlı yayıldığını belirten Aykan, “Tropik ormanları istila ettik. Burada bulunan ve insan türünden uzak şekilde evrimleşen çok sayıda bitki ve hayvan, bilinmeyen virüsler taşıyor. Yaşadıkları ağaçları kesiyor, hayvanları kafeslere koyuyor, hayvan pazarlarında etlerini satıyoruz. Ekosistemi bozuyoruz! Virüsler, bu şekilde insanlara bulaşıyor. Dünyanın küreselleşmiş olması nedeniyle eski çağlara oranla çok daha hızlı yayılıyor ve kontrol altına alınması zor oluyor” ifadelerini kullandı.

Tarihteki salgınlardan da örnekler veren Aysun Aykan, “Avrupa’da orta çağlarda yaşanan vebaların, fare ve benzeri hayvanlardan geçmiş olması bilinen örnekler. 1996’da Ebola virüsü, Orta Afrika’nın batısında görüldü ve insanları öldürdü. Hayatını kaybedenler arasında ormanda şempanze avlayıp yiyen önemli sayıda kişi olduğu rapor edilmiş. Geçmişte yaşanan salgınlara baktığımızda, insanların biyoçeşitliliği yok eden etkinlikleri nedeniyle Kovid-19 benzeri virüsler ve yeni hastalıkların meydana çıktığını söyleyebiliriz" dedi. 

Doğanın temel olarak bütünü desteklemeyen canlı türlerinin soylarını tükettiğini vurgulayan Aykan, milyonlarca yıldır böyle olduğunu hatırlattı.

Dinazorların soyunun tükenmesi

Dinazorların da aralarında bulunduğu pek çok canlının soyununun da bu şekilde tükendiğini belirten Aysun Aykan, "Paleontoloji bilimi sayesinde, fosillerden faydalanılarak eski jeolojik dönemlerdeki canlıların yaşadığı ortamlar, birbirleriyle girdikleri etkileşimler ve yaşama alanları konusunda bilgiler elde ediliyor ve yapılan araştırmalar, yerkürede hayatın başladığı zamandan günümüze, birçok canlı neslinin tükendiğini göstermiştir. Yaşam, üzerinde bulunduğumuz yer, gezegeninin geçirmiş olduğu fiziksel ve kimyasal değişmelerin sonucunda ortaya çıkmıştır. Yaşamın tarihi boyunca, canlı türlerinin bu değişimler nedeniyle topluca ortadan kalktığı ve bu ortadan kalkıştan sonraki koşullarda, yeni canlı türlerinin ortaya çıktığı biliniyor" dedi.

Jeolojik çalışmaların, yaşamın tarihi boyunca en az 5 büyük ve onlarca da küçük toplu yok oluş olayı ile karşı karşıya kaldığını gösterdiğini de sözlerine ekledi.

 

Doğa çevre AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Dünya bugüne kadar 5 büyük kitlesel yok oluş evresinden geçti”

Bugüne kadar 5 büyük kitlesel yok oluş evresinden geçildiğini hatırlatan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan, bu evrelerin her birinin dünya üzerindeki canlı türlerinin büyük bölümünün soyunun tükenmesine neden olduğunu söyledi.

Günümüze en yakın büyük toplu yok oluşun 65 milyon yıl önce gerçekleştiğini, dinozorların soyunun da bu 5. Büyük Kitlesel Yok Oluş Evresinde tükendiğini belirten Aykan, bu durumun nedeninin uzun süre açıklanamadığını, yanardağ patlamalarından iklim değişikliklerine, dünyaya göktaşının çarpması, salgın hastalıklar gibi çeşitli teorilerin ortaya atıldığını ifade etti.

"Neandertal insanının sadece kendini düşünen beslenme biçimi, hayatta kalabilmesi için yeterli olmamıştır"

Aykan sözlerini, “Neandertal’ler, günümüzden yaklaşık 200-300 bin ila 28 bin yıl önce yaşamış insan türüdür. Günümüzden yaklaşık olarak 40 bin yıl önce, iklimin çok soğuk olduğu zamanlarda bölgeye yeni bir insan türü gelmiş; Homo Sapiens ve modern insanın Avrupa’ya göçmesinden sonra Neandertal insanının soyu da tükendi.  İklimin çok fazla soğuması, salgın hastalıklar ve besin kıtlığının ardından Neandertal insanının sadece kendini düşünen beslenme biçimi, hayatta kalabilmesi için yeterli olmamıştır” ifadeleriyle sürdürdü.

 

TMMOB Aysun Aykan.jpg
TMMOB YÖnetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan / Fotoğraf: TMMOB

 

“İnsanların geleceği, dünyadaki biyolojik canlılığın devamına da bağlı”

İnsanoğlunun tarihte ne kadar daha varolacağına ilişkin kesin bir kanının olamayacağına değinen Aykan’a göre insan soyu da tükenme tehlikesi yaşıyor:

Kendi türümüzün dünyadaki yaşamın devamına kadar süreceğinden ne kadar eminiz? Birçok araştırmaya göre, dünya üzerindeki vahşi hayvan nüfusu büyük oranda azaldı. Yerkürenin biyolojik çeşitliliğinin bir parçası olan insanların geleceği, dünyadaki biyolojik canlılığın devamına da bağlıdır. Hayvan ve bitki türleri hızla yok olurken, insan soyunun tükenmeyeceğinden emin değiliz. Hayatta kalmayı istiyorsak, sadece kendimizi düşünmeyip, bütün için faydalı olmalıyız.

“Kovid-19 salgını, küresel sorunların çözümü için fırsata dönüştürülebilir”

Aykan’a göre, koronavirüs salgını küresel sorunların çözümü için bir fırsat haline gelebilir:

Kovid-19, uluslararası ilişkilerden üretime, eğitime, her alanda toplumu etkiledi. Virus tehdidinin, dünya genelinde birçok küresel sorunun çözülmesi için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu süreç, dünyada savaşların durdurulması, uluslararası anlaşmazlıkların çözülmesi, küresel risk oluşturan çevre kirliliği gibi birçok olumsuz durumun çözülmesini sağlayabilir. Salgının başlamasında ve yayılmasında insanın doğaya müdahalesinin rolü var. Dünya artık bir bütün olarak hareket etmeyi öğrenmeli. Aksi takdirde insan soyu da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir!

“Dünya düzeni değiştirilmeli, sorunların çözümü bilimden geçiyor”

Kovid-19 dışında grip, açlık, trafik kazaları, doğal afetler gibi pek çok nedenle ölümlerin devam ettiğini ancak salgın dışındaki sorunların göz ardı edildiğini belirten Aykan, “Geçmişte yaşananlardan ders çıkarılıp, artık dünya düzeni değiştirilmeli. Ekosistem içerisinde canlılar ve doğa ile uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz. Sorunların çözümü bilimden geçiyor” ifadelerini kullandı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU