Ekonomist Fatih Keresteci: Sıkı ekonomi modeli ve devlet kapitalizmi gelecek

TGDF Akademi'nin davetlisi olduğu telekonferansta, tarihin 'Korona öncesi' ve 'Korona sonrası' şeklinde ikiye ayrılacağını savunan Ekonomi Uzmanı Fatih Keresteci, "Türkiye salgına tek ayak üzerinde yakalandı" yorumunu yaptı

100'ü aşkın katılımcıyla gerçekleştirilen online etkinlikte, koronavirüs salgınının dünya ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirilerek, öngörü ve tavsiyelerde bulunuldu/ Fotoğraf: Reuters

Gıda tedarik zincirinin paydaşlarına yönelik eğitimler veren Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Akademi, telekonferans yoluyla koronavirüs salgınının Türkiye ve dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi sürdürüyor.

TGDF Akademi'nin bu haftaki konuğu DNG Danışmanlık Kurucusu ve Ekonomi Uzmanı Fatih Keresteci oldu.

''Tarih korona öncesi ve korona sonrası olarak ikiye bölündü''

''İnsanoğlu Virüsten Koronamayınca' başlıklı sunumunda Keresteci, tarihin 'Korona Öncesi' ve 'Korona Sonrası' şeklinde ikiye ayrılacağını savundu. 

Kovid-19'un sağlığa etkilerinin yanı sıra finansal ve sosyal boyutlarının da olduğunu belirten Keresteci, dünya ekonomisinin durma noktasına geldiği ve tedarik ile tüketim zincirlerin kopmuş durumda olduğu yorumunu yaptı.

Salgının Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki petrol krizinin etkilerinin sürdüğü dönemde başlamasının salgının toplumlarda paniği artırarak, doların değer kazanmasına neden olduğunu savunan Keresteci, hisse senetlerinin 1929'daki Büyük Buhran ve 40'lardaki 2'nci Dünya Savaşı döneminden bile daha büyük bir düşüş kaydettiğini ve dünya merkez bankalarının krizi önleme çabalarının henüz sonuç vermediğini ifade etti.

 

 

''Vakalardaki artış en erken bir ayda durur''

Ekonominin canlanabilmesi için ayrılan paranın, devlet yardımları, destekleme paketleri ve bizzat ekonomideki aktörlere aktarılması gerektiğini savunan Keresteci, bu uygulamaya yeni yeni başlandığını belirtti.

Salgının ilerleyiş grafiklerine bakıldığında pozitif vaka sayısındaki artışın durması için bile daha en az 30 gün gerektiğine değinen Keresteci, bu dönemi sorunsuz atlatabilmek için ise sektörün nakit yönünden kendisini garantiye alması gerektiğini vurguladı.

'Korona öncesi ve sonrası arasındaki en belirleyici değişiklik, devlet aygıtının nicelik ve nitelik olarak büyümesi ve hayatımızın her alanına girmesi olacak. Küreselleşme olgusunun taraftar kaybedeceğini öngörüyorum. Kriz sonrasında büyük şirketler, ilk iş olarak tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye, ham madde ve üretimde lokalizasyona yönelecek. Türkiye bu bağlamda coğrafi konumu, insan gücü ve düşük maliyetli istihdam imkanı sayesinde avantaj sağlayarak, Doğu'nun Batı'ya açılan kapısı haline gelebilir. Ülkemizin, güçlü yerel pazarı sayesinde de kriz sonrası daha kolay ayakta kalan ülkeler arasında yer alabileceğini tahmin ediyorum.

Devletlerin kural ve cezaların daha caydırıcı olduğu sıkı bir ekonomi modeline geçeceğini, ekonomi yanında siyasette de ciddi değişikliklere yol açabilecek bu yaklaşımın toplum kültürü üzerinde etkili olacağını ileri süren Keresteci, kriz sonrasında sosyalizm olmasa da ''devlet kapitalizmine''' dönüş olacağı ve iflasların önlenmesi için devletleştirmelere başvurulacağı öngörüsünde bulundu.

Krizden olumsuz etkilenecek sektörlerin başında taşımacılığın geldiğini belirten Keresteci, ''Biyoteknoloji alanında ve buna bağlı olarak tarım, gıda, ilaç gibi sektörlerde olumlu gelişmeler yaşanabilir. Her alanda e-ticaret ve dijital para kullanımının artacağı öngörüyorum. Firmaların bu ve benzeri olası değişimleri göz önüne alarak hızla adaptasyon çalışmalarına başlaması gerekir'' ifadelerini kullandı.

''Türkiye salgına tek ayak üstünde yakalandı''

Türkiye'nin2018'in ikinci yarısında yaşanan kriz nedeniyle koronavirüs salgınına tek ayak üstünde yakalandığını savunan Keresteci, faiz artırımının çözüm olmayacağını, asıl amacın reel sektörün ayakta kalması olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Independent Türkçe, İHA

 

DAHA FAZLA HABER OKU