Dünya basınında İdlib gerginliği: Savaş kapıda mı?

Suriye’nin kuzeyinde İdlib’de artan gerilimi dünya basını nasıl gördü?

Dünya basınından farklı analizler konunun farklı noktalarına parmak basıyor (AA)

Suriye’de silahlı muhalefetin elinde kalan son noktalardan biri olarak görülen İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sevkıyatı sürerken Rusya ve İran destekli Suriye güçlerinin operasyonu devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çarşamba günü Türk askerlerine yönelecek olası bir saldırıda Suriye rejiminin her yerde vurulacağını söylemesinin ardından ABD de destek verebileceğine yönelik imada bulunmuştu. 

Dünya siyasetini yakından ilgilendiren gelişmelerle ilgili Rusya, Avrupa, ABD ve İsrail basınında öne çıkan başlıklar şöyle... 

Rusya basını: Erdoğan Şam’la savaşmaya kesinlikle hazır değil

Eurotopics’in Rusya’nın en etkili liberal görüşlü yayını olan Kommersant’tan aktardığına göre iki ülke arasında hala anlaşma şansı var. Kommersant’ın haberinde şu ifadelere yer verildi: “Talihsiz İdlib kentinin tamamında kontrolü Esad'ın mı ele geçirdiği, yoksa kentin Türkiye kontrolündeki bölgede mi kalacağı, Rusya'nın pek de umurunda değil. Erdoğan bu konuda kararlıysa ve başka konularda ödün vermeye hazırsa böyle bir müzakere de mümkün olabilir. Ne de olsa Erdoğan'ın tüm öngörülemezliğine, fevri hareket etmesine ve dizginlenmeyen jeopolitik hırslarına rağmen, Kremlin'in ona ihtiyacı var. Fazla müttefiki olmayan Erdoğan'ın da Putin'e ihtiyacı var. Çünkü ekonomik bağlantılar, doğalgaz anlaşmaları ve milyonlarca Rus turist öyle bir çırpıda vazgeçilecek şeyler değil.”

Hükümete yakınlığıyla bilinen Rus online gazetesi Vzglyad’a gerginliğe dair yazan siyaset bilimci Gevorg Mirsayan da ağır bir saldırının gerçekleşeceğine inanmadığını belirterek şu yorumda bulundu: “Erdoğan Şam'la (yani Moskova ve Tahran'la) savaşmaya kesinlikle hazır değil, çünkü savaşırsa yenileceği açık. Böyle bir savaşın sonucu, Türkiye'nin Suriye'deki çıkarlarının gözetilmesi hususunda verilen bütün anlaşmaların iptal edilmesi, -ve Erdoğan için daha da kötüsü- Türkiye'deki rakiplerinin güçlenmesi olacaktır.”

Öte yandan Rusya basın coğrafyasının en dişli Kremlin karşıtı gazetesi olarak tanınan Novaya Gazeta’da (Yeni Gazete) konuya dair yazan Pavel Felgenhauer, Şam yönetiminin doğrudan çatışmadan kaçınmadığını öne sürerek şöyle yazdı: “İdlib'de köşeye kıstırılmış muhalif savaşçılar, kendilerinden çok daha güçlü bir hasımla savaşmaya can atmıyor. Onların asıl beklediği, Suriye ordusunu İdlib'den çıkarmak amacıyla Türklerin -kendilerinde olmayan tüm ağır silahlarıyla- nihayet kapsamlı bir harekata girişmesi. ... Şam yönetimi, 'ılımlı İslamcı' Erdoğan'ı can düşmanı ve radikal muhalefetin destekçisi olarak nitelendiriyor; Erdoğan'ı Suriye'deki rejimi değiştirmekten alıkoyan yegane gelişmenin, 2015 yılında Rusya'nın iç savaşa müdahalesi olduğunun da farkında. Anlaşılan Şam yönetimi, iç savaşı bitirmek uğruna Rusya ile Türkiye arasında doğrudan bir çatışmayı körüklemekten çekinmiyor.”

Avrupa basını: Erdoğan’ın tek hedefi Putin’i ikna etmek

Yunan Naftemporiki gazetesinde yer alan haberde Ankara ve Moskova arasında yakın dönemde gerçekleşen yakın ilişkilerin gerginliğin artmasını önleyemediği belirtilirken, “Rus-Türk işbirliği Soçi Anlaşması ile sonuçlanmıştı. Anlaşma uyarınca Türkiye, İdlib'de gözlem noktaları kurdu ve bu sayede Rusya'nın desteğindeki Suriye birliklerinin kolayca harekete geçmesi sağlandı; ta ki son çatışmalar ve Ankara ile Şam yönetimleri arasındaki adı konmamış savaş başlayana kadar. İdlib ve çevresindeki son gelişmeler, Suriye'nin bölgedeki karşıt çıkarların atış poligonuna ve çatışma alanına dönüştüğünü bir kez daha gösterdi. Türkiye, İran, İsrail ve Rusya gibi bölgesel güçler Suriye İç Savaşı'nın başladığı 2011 yılından beri kendi nüfuz oyunlarını yürütüyor” ifadeleri yer aldı. 

Öte yandan Fransızca yayın yapan liberal eğilimli Belçika gazetesi Le Soir’de Türkiye ve Rusya’nın doğrudan karşı karşıya gelme ihtimalinin düşük olduğunun altı çizildi. Baudouin Loos imzalı incelemede şu görüşlere yer verildi: “Bu iki adamın birbirlerine ihtiyacı var. Ekonomik ilişkiler (turizm, silah ticareti, nükleer santral alımı, yeni Rus doğalgaz boru hattı v.b.) tehlikeye atılamayacak kadar kârlı. Yani aralarında askeri bir çatışma çıkması mümkün gözükmüyor; Rus uçakları İdlib semalarındaki tekellerini koruyacaktır. Erdoğan'ın savaş yanlısı dramatik vurgularının tek bir hedefi var: Putin'i, Suriye ordusunun Türkiye sınırına doğru ilerlemesini engellemeye ikna etmek. Ankara'daki hükümdarın tek derdi, yeni sığınmacıların gelmesine mani olmak ve Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki varlığını kalıcı kılarak oradaki Kürtlerin sesini kesmek.” 

Ortadoğu uzmanlarından Alberto Negri’yse İtalyan Il Manifesto’daki yazısında, “Washington, Moskova ile Ankara arasındaki diyalogda giderek belirginleşen çatlakları daha da büyüterek, ABD, Türkiye ve Rusya arasında paylaşılacak nüfuz bölgeleri konusuna müdahil olmaya karar vermiş görünüyor. Suriye'den Libya'ya uzanan stratejik kuşağın kaderi bu diyaloga bağlı. Rusya'ya, ama öncelikle de Esad'ın tarihi müttefiki İran'a karşı Amerika'nın yaptığı bir satranç hamlesi bu. General Kasım Süleymani'nin Irak'ta ABD tarafından öldürülmesi ve Suriye ordusunun ülkenin kuzeyinde ilerleyişini sürdürmesinden sonra, İran (Beşar Esad'ın) Baas rejimini savunacağını vurguladı” diye belirtti. 

Polonya’da yayın yapan Gazeta Wyborcza’da kaleme alınan Dawid Warszawski’nin incelemesindeyse, “Ancak Türkiye zaten 3,6 milyon sığınmacıyı almış durumda ve daha fazlasını kabul etmeye hazır olmayacaktır: İdlib'in düşmesi, bu insanların Avrupa Birliği'ne kaçmaları anlamına gelecektir, ki bu da Brüksel'i akut bir krizle karşı karşıya bırakır” ifadeleri dile getirildi. 

 

 

İsrail basını: Rusya ve Türkiye çatışma istemiyor

Haaretz’de yayımlanan Zvi Bar’el imzalı analizde Suriye ve Türkiye arasındaki çatışmanın Ankara’nın İdlib konusundaki seçeneklerinin azaldığını gösterdiği ifade edildi. Öte yandan Jerusalem Post’ta yer alan haberde analistlerin “Türk tehditleri İdlib’de siyasi bir çözüm için zaman kazanıyor” ifadeleri yer almıştı. Yine Jerusalem Post’ta yer alan Seth Frantzman imzalı analizdeyse Rusya’nın Türkiye ve Suriye arasında sıkıştığı ifade edildi. Frantzman ayrıca, “Rusya ve Türkiye çatışma istemiyor. Her ikisi de Suriye’ye olumsuz biçimde bakıyor. Türkiye, Suriyeli isyancıları Libya’daki savaşta kullanmayı istiyor. Rusya, ABD’yi küçük düşürmek ve Ortadoğu’daki etkisini artırmak için Suriye’deki başarılarından yararlanmak istiyor. Esad’ın savaş kazanması Moskova için bir anlam ifade etmiyor. Ankara’yı baskı altına almak için yavaş artan başarılar yetecektir. Fakat kimse Rus veya Türk askerlerinin savaşta ölmesini istemez” ifadelerine yer verdi.

ABD Basını: Türkiye, Esad’ı durduramayacak

Dünyadaki gelişmelere yönelik analizlerin yer aldığı ABD’li Foreign Policy’de yer alan Kareem Shaheen’in analizindeyse, “Türkiye’nin Suriye’deki müdahalesi Esad’ı yavaşlatacak ancak durdurmayacak” ifadeleri yer aldı. 

The Washington Post’ta yer alan analizdeyse, “Moskova’nın amacı sadece eski dostu Suriye’yi desteklemek değil. Aynı zamanda Rus küresel gücünü NATO’ya karşı ortaya koymak” ifadeleri yer aldı. 

Independent Türkçe, Eurotopics

DAHA FAZLA HABER OKU