Rusya’nın kodları

İsmail Hakkı Pekin Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AP

Özellikle Batı ve ABD tarafından küresel bir güç olarak kabul ve muamele görme isteğinde olan Putin’in Rusya’sını tanıyor muyuz? Ya da ne kadar tanıyoruz?

Soğuk Savaş döneminin Rusya’sından yeni ve farklı bir devlet mi çıkıyor karşımıza? Belirli bir ideolojiye sahip olmayan yeni bir devlet mi?

Çok farklılıklar var, ama temel felsefesi ve kodları Çarlık Rusya’sına dayanan Soğuk Savaş döneminden önemli miraslar (pozitif veya negatif) taşıyan büyük bir devlet ile karşı karşıyayız.

Putin’in Rusya’sı, Rus kültürü ve Rus milliyetçiliğinin şemsiyesi altında Federasyon olarak halkları bir bütün olarak kaynaştırmak konusunda kararlı bir politika izliyor.

Batı’nın demokratik, liberal sistem dayatmalarına karşı duruyor. Bu konuda her ülkenin kültüründen, geçmişinden, kendi değerlerinden kaynaklanan farklı yaklaşım ve farklı yönetim sistemi anlayışının esas alınması gerektiğini savunmaktadır. Bu diğer ülkeler tarafından da kabul edilmeli ve anlayışla karşılanmalıdır.

Liberal sistem enstrümanlarının dışarıdan dayatılmasına karşı direnç göstermektedir. Çok kültürlü global sisteme sıcak baktığı söylenemez. Ülkelerin dışarıdan rejim değişikliği dayatmalarına karşıdır.

Rusya ekonomik ve teknolojik güç açısından ABD, Çin ve AB ile mukayese edilemeyecek kadar zayıftır. Bu kapsamda daha ziyade bölgesel bir güçtür. Ekonomisi ağırlıklı olarak enerji kaynaklarına bağlıdır.

Rusya, ABD ve Çin kadar olmasa da ülke içinde kendi yüksek teknolojisini geliştirme kabiliyetine sahiptir. Rekabet gücü yüksek değildir. Teknoloji konusunda önceliklerini iyi belirlemek zorundadır.

Ekonomisi durgunluk içindedir. Ekonomik büyümenin anahtarı enerjidir. Yakın gelecekte ekonomik zenginliğe ulaşması mümkün gözükmemektedir.

Rus ekonomisinin küresel ekonomiye entegrasyonu gelecek on yıl içinde mümkün görülebilir.


Biraz da Rusya’nın vizyonu, uzun vadeli hedefleri, stratejileri ve karar alma mekanizmasına bakalım:

  • Rusya için uzun vadeli (10-15 yıl) strateji belirlemenin zor olduğunu değerlendiriyorum. Küresel güç olma hedefi doğrultusunda, uzun vadeli stratejiden ziyade bölgesinde ve çevresinde ortaya çıkan fırsatlar daha yönlendirici oluyor. Örnek vermek gerekirse Ortadoğu ve özellikle Suriye konusu.
     
  • Batı, radikal adımlar atarak Rusya’nın korkularını tetiklemiş ve onu radikalleştirmiştir. Donbas Bölgesi ve Kırım konusunda Rusya-Batı çatışması yaşanmıştır. Bir Rus yetkilinin açıklamasına göre, “Batı'nın ilerlemesini durdurmak için Batı cephesi, Karadeniz ve Suriye’de askeri müdahaleler yapmak zorunda kalmıştır.”
     
  • Karar alma mekanizmasına baktığımızda şunu görüyoruz: Putin kurumlardan ve kişilerden (özellikle dış politika ve güvenlik konularında) farklı görüşleri alır, bunları değerlendirdikten sonra kararını verir. Uzun vadeli stratejiden ziyade taktiksel hareket etmektedir.
     
  • Güç kullanma konusunda geçmişten gelen bir algoritmaya ve profesyonelliğe sahiptir. Sınırlı güç ile ihtiyaç duyduğu etkiyi üretme özgürlüğüne sahiptir. ABD ve Çin’e nazaran çok daha sınırlı bir gücü stratejik akıl ve geçmişten gelen profesyonellikle kullanabilme becerisi inanılmazdır.

    Siber güç ve algı yönetimi, elektronik harp gücü, hava ve füze savunma sistemleri ve günümüzün karmaşık gücü (Hibrid) uygulama taktik ve stratejilerinde önemli etki üretme kabiliyetine sahiptir. Etki alanını silah sistemleri, nükleer enerji teknolojileri ve santralları satarak ve kurarak genişletmeye çalışmaktadır.

Rusya on beş farklı ülke ile sınırları olan büyük bir coğrafyaya sahiptir. Demografik yapısı üzerinde durulması gereken bir yapıdır. Bunun ülke çapındaki dağılımı farklılık göstermektedir.

Müslüman azınlık, milliyetçilik fikrine karşı en büyük açmazdır. Çeçenlerle yaşadığı sorun hafızalarda tazeliğini korumaktadır. İslamcı görüşün Müslüman azınlık arasında destek bulmasından endişe etmektedir.

ABD’nin Çin ile rekabetinde Uygur halkının kullanılmasına yönelik adımlar Rusya’yı endişeye sevk etmektedir. Ekonomik yönden zayıflığı ve cihatçı terörün kendi topraklarına sıçramasından endişe etmektedir.

Temel sorunlardan biri devamlılık sorunudur. Putin’den sonra kim gelecek, yeni gelen ne yapar vb. soruların cevabını verebilmek zordur.

Korkunun kaynağı Batı'dır. Batı korkusu özellikle ideolojik, ekonomik açıdan Rus politikalarına etki ediyor. Ukrayna krizinde Batının ekonomik ve ideolojik gücüne karşı Rusya mecburen askeri güce dayalı politika izliyor.

Küresel bir güç olarak kabul görmek istemekle birlikte ekonomi ve teknolojik güç olarak bölgesel bir güçtür. Küresel güç mücadelesinde asıl mücadele ABD ile Çin arasındadır.

Bu durumda klasik soru şudur; Rusya kime yakın veya nerede olmalıdır?

Batı da Rusya’nın Çin’e yakınlaşma endişesi bulunmaktadır. Çin’in ekonomik ve teknolojik olarak Batı'nın içine artan müdahalesi aslında Rusya’yı da yakından ilgilendirmektedir.

Batı'nın çıkarları Çin’e karşı Rusya ile işbirliğini gerekmektedir. Rusya bugünkü güç mücadelesinde yeni bir Vestfalya istemektedir.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU