Fehmi Koru: CHP’nin içini karıştırmayı amaçlayan kumpasın senaryosunu açıklıyorum

Koru: Acaba CHP lideri ilk gün Sözcü’de çıkan haber üzerine kendisine “Mutlaka canlı yayına çıkın” aklını verenleri hatırlıyor mudur?

Fotoğraf: AA

Gazeteci yazar Fehmi Koru, bugünkü köşe yazısında Türkiye’nin son günlerde tartıştığı “Saray’a giden CHP’li” iddiasını yazdı.

Koru, “Ertuğrul Özkök hatırına, CHP’nin içini karıştırmayı amaçlayan kumpasın senaryosunu açıklıyorum…” başlıklı yazısında iddianın Sözcü gazetesinde yayınlanması dolayısıyla “büyük bir gürültüye dönüştürüldüğünü” söylerken şunları yazdı:

Haberin bütün unsurları bir çırpıda verilseydi, pek çok kişi “Hadi canım, öyle şey olmaz, yalan haber işte” tepkisini verebilirdi; ama öyle olmadı. Önce “CHP’li önemli bir kişi” diye anılan biri sunuldu. Böylece “Kim olabilir?” merakı uyandırılmış oldu. 

Ertesi gün, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yine CHP’li kesimin en çok izlediği bir sabah programında kamuoyu önüne çıktı ve orada “Külliye’ye giden CHP’liler oldu, ben onlardan haberdarım” demek isterken, sanki habere konu edilen ‘CHP’den önemli kişi’nin kim olduğunu biliyormuşcasına bir hava oluştu ve o da bunu bozmadı, bozamadı. 

Aynı gün Külliye’den ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan meydan okuyucu yalanlamalar geldi. 

Ertesi gün ilk haberi yazan yaşlı gazeteci “Gazeteci kendisine emanet edilen bilgiyi açıklamaz” tavrından vazgeçti ve haberinde sözünü ettiği CHP’li kişinin Muharrem İnce olduğunu açıkladı. CHP’li İnce de derhal “Külliyen yalan” diye ortaya atıldı ve bu yalanı yaşlı gazeteciye verenin adının açıklanmasında ısrarcı oldu.

Yaşlı gazeteci bu defa “Gazeteci kaynağını açıklamaz” iddiasından da vazgeçerek kendisine yalan olduğu ortaya çıkan haberi veren kişinin internet medyası sahibi gazeteci Talat Atilla olduğunu faş ediverdi.

Üç gün üst üste ve her gün yeni bir unsuruyla karşılaşarak haberi tartışıp durduk.

CHP ekseninde…

Oysa, ilk günkü haberde ismi verilmeden Talat Atilla’nın “Külliye’ye yakın biri” olduğu yazılıydı. Talat Atilla’nın AK Parti’ye ve doğal olarak Külliye’ye yakın biri olmadığı ortaya çıktı.

Yine ilk gün ona bilgiyi veren kişinin “Külliye’den biri” olduğu ileri sürülmüşken, ismi faş olan Talat Atilla, “Bana o bilgiyi CHP’den biri verdi” demesin mi?

Görüyorsunuz, senaristler bütün ayrıntıları düşünmüşler, hatta gönüllü ve gönülsüz rol üstlenenlerin neleri ne zaman söyleyeceklerini bile öngörebilmişler. Diyaloglar onların yazdığı biçimde ve öngördükleri zamanlamayla herkesin önünde sahnede okunmuş oldu.

Merak gıdıklayan entrika dolu bir polisiye veya siyasi roman okur veya onlardan yapılmış bir film/dizi izler gibi büyük keyif alıyorum; ancak yine de CHP’lilerin bu kadar kolay kumpaslara düşmesini anlamakta zorlanıyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“CHP’lilerin soramadığı soruları soruyorum” diyen Koru, şöyle devam etti:

Acaba CHP lideri ilk gün Sözcü’de çıkan haber üzerine kendisine “Mutlaka canlı yayına çıkın” aklını veren/ler/i hatırlıyor mudur? Çıktığı programı da aynı kişi/ler kendisine tavsiye etmiş olabilir mi? Her şey olup bittikten sonra, o programda kendisine, “Külliye’ye çıkan CHP’liyi biliyor musunuz” sorusunun sorulmasını da aynı kişilerin program sunucusuna tembih edip etmediklerini araştırmış mıdır Kemal Kılıçdaroğlu?

Bence bu tür sorular CHP’nin aklına gelmiyor…

Tıpkı, kendisine “Abi elimde bomba gibi bir haber var, yüzde yüz doğru bir haber, yaz, bomba gibi patlayacağını göreceksin” diyen gazeteciye, “Kardeşim sen de gazetecisin, sitelerinde köşelerin var, neden kendin yazmıyorsun?” sorusunu sormayı düşünemeyen çok itibar ettikleri gazetenin yaşlı başyazarı gibi CHP’liler…

Ertuğrul Özkök bu olayın CHP’nin içini karıştırmayı amaçlayan bir kumpas olduğu kanaatinde.

Yazısının en doğru bölümü bunu açıkladığı satırlar…

Ertuğrul Özkök, Hürriyet’in başına, Rahmi Turan’ın çok kısa sürmüş genel yayın yönetmenliği sonrasında gelmişti. Rahmi Bey kendisinin selefidir.

Independent Türkçe, fehmikoru.com

DAHA FAZLA HABER OKU