Erdoğan: 150 DEAŞ'lı Türk var, onları biz yargılayacağız, kalanları da Batılı ülkeler yargılasın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "DEAŞ'lıları biz kendilerine verelim, buyursun alsınlar. Nasıl yargılarlarsa yargılasınlar.' Bu 150 Türk DEAŞ'lıyı biz yargılayacağız. Onlar da onları yargılasın" açıklamasında bulundu

Fotoğraf: AA

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile dünkü görüşmeler neticesinde gelinen noktayı, zafer veya mağlubiyet gibi değerlendirmeyi doğru bulmadığını belirterek, "Bunu özellikle bana göre, 'devletler arasında bir zafer' şeklinde değerlendirmek çok çok yanlış olur. Bunu ben teröre karşı bir zafer olarak görüyorum" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde yabancı medya temsilcileriyle bir araya gelerek, sorularını yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "YPG, DEAŞ'ın kaldığı bazı açık hava cezaevi türü yerleri yakarak, yıkarak oralardan DEAŞ'lıları serbest bıraktı. 150 kadar maalesef Türk var. 500 civarında değişik ülkelerden Fransa, Hollanda, Almanya, buralardan terör örgütünün içinde olanlar var. Bu ülkeler bu terör örgütünün içinde olan DEAŞ'lıları ülkelerine kabul edecekler mi? Bu 150 Türk DEAŞ'lıyı biz yargılayacağız. Onlar da onları yargılasın" dedi.

ABD'nin yaptırımlarına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Size verdiğim notlarda 12. maddeye bakmanızda fayda var" diyerek, basın mensuplarına ilgili maddeyi hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani Lindsey herhalde bir daha başını iki elinin arasına alacaktır. Lindsey, daha önce kalkıp YPG/PYD'yi terör örgütü olarak kabul eden bir insandı. Şimdi tam aksini savunmaya başladı. Onun için biz de onu dürüstlüğe davet ediyoruz" diyerek, şunları kaydetti:

"Şu anda Sayın Trump muhatabımdır. Sayın Trump'la da bu konuyla ilgili olarak gerekli görüşmelerimizi telefonda yaptığımız gibi, ikili de yapmak suretiyle Türkiye-Amerika ilişkilerinde yeni bir safhanın hızla gelişmesi temennimizdir. İnanıyorum ki bu da dostluğumuzun bir gereği olarak bu olaylar vesilesiyle hayata geçecektir. Bunu ben bir milat olarak görüyorum. Yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Sayın Trump'ın da dün akşam ki güzel temennilerine ben de aynı şekilde mukabelede bulunuyorum. Japonların güzel bir sözü vardır, 'Düşmanınla bile iplikle de olsa bağını koparma.' diyor.  'Gün olur ki lazım olur.' Biz ise müttefikiz. Bu kadar önemli bağlarımız var. Dolayısıyla bu bağları sağlam tutmaya mecburuz. Şu andaki gelişmelerde de bunu görüyorum. Dün akşam ki toplantılarımız zaten gayet verimli, güzel geçti. Bundan sonraki şu 120 saati başarılı bir şekilde gerçekleştirip adımlarımızı atacağız" 

Adana Mutabakatı'na ilişkin soruya Erdoğan, mutabakatın kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, "98'den bu yana ayakta olan bir mutabakat. Dolayısıyla bu mutabakatımız terör örgütlerine karşıdır. O da PKK. Diğerleri onun nesidir? Yan kuruluşlarıdır ve buna da adımı atıldığı zamandan bu zamana pek ihtiyacımız olmadı ama işte şimdi ihtiyacımız oldu" diye konuştu. 

Erdoğan, "Esad rejimi terör örgütünü yok edemiyorsa, Adana Mutabakatı'nın kendilerine bu hakkı verdiğini" anlatarak, "Bu konuda da Sayın Putin'in çok ciddi hassasiyetleri vardır" dedi. 

"195 yakalanan DEAŞ'lı var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünkü anlaşmayı siz Türkiye için bir zafer, en azından bir kazanç olarak görüyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Dünkü görüşmeler neticesinde gelinen noktayı, zafer veya mağlubiyet gibi değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Bunu özellikle bana göre, 'devletler arasında bir zafer' şeklinde değerlendirmek çok çok yanlış olur. Bunu ben teröre karşı bir zafer olarak görüyorum. Çünkü önceleri şu bekleniyordu, 'Terör örgütü ile Türkiye masaya oturur mu?' Hayır. Masaya oturmadık. Kiminle oturduk? Amerika ile. Kime karşı? Teröre karşı. Onun için bunu teröre karşı bir zafer olarak değerlendirebiliriz" 

 

 "Trump'ın baskı altında olduğunu anlıyorum"

Bölgede güvenlik sorununun yanında azınlıklara yönelik yapılacak çalışmalarla ilgili ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Erdoğan, Türkiye'deki ve dışarıdaki dini azınlıkların liderlerinden mektup istediklerini, onların da yanıt verdiğini söyledi.

Bu mektupların Trump'a hitap ettiğini dile getiren Erdoğan, yapılan anlaşmadaki dördüncü maddenin "Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler" maddesinin yer aldığını anımsattı.

"Suriye'de de rejim bu terör örgütleriyle zaten mücadelesini verecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin, "Türkiye sınır boyunca güvenli bölgeyi kurarsa ve YPG de buradan çekilirse onların haritasını kabul edecek misiniz yoksa YPG'yi tamamen ortadan kaldırmayı mı hedefleyeceksiniz?" sorusuna, "YPG olayı güvenli bölge içinde bizim kesinlikle olmamasını düşündüğümüz bir durumdur. Bu konuda da Amerika ile mutabıkız" cevabını verdi.

Erdoğan'a, Suriye Milli Ordusu'na mensup bazı kişilerin yakaladıkları teröristlere işkence yaptıklarının sosyal medya paylaşımlarıyla ileri sürüldüğü soruldu.

Konuya ilişkin bilgilendirme kitapçığının katılımcı basın mensuplarına dağıtıldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Sizin önünüzde dağıtılmış olan broşürler var. Bu broşürleri eğer inceleme zahmetinde bulunursanız orada gerekli bilgilendirmeler zaten ayrıca yazıyor. Burada ciddi bir dezenformasyon var. Bu dezenformasyon da ne yazık ki sistematik olarak yazılı ve görsel medyada yürütülüyor. Bunun için de ayrıca bunları (broşür) sizlere dağıtma gereğini duydum"

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU