Kürt siyasetçiler Trump’ın açıklamasını nasıl değerlendiriyor? ABD, Kürtleri sattı mı?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kürtlerle ilgili son açıklamaları kimi çevrelerin “ABD, Kürtleri sattı” iddialarına yol açtı. Kürt siyasetçilerin ve Kürt siyasetini yakından takip edenlerin ise bu konuda birbirlerinden farklı düşünceleri var

ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik olası operasyonuna yeşil ışık yaktığı iddia edilen açıklaması ve aşağıdaki şu sözleri kimi çevrelerce “ABD, Kürtleri sattı, yarı yolda bıraktı” diye yorumlandı.

Kürtler bizimle birlikte savaştı, çünkü bunun için büyük miktarda para ve silah verildi. Onlarca yıldır Türkiye ile savaşıyorlardı. Bu savaşı neredeyse 3 yıldır engelliyorum, ama bu saçma, sonu olmayan savaşlardan kurtulmamızın zamanı geldi ve askerilerimizi eve getirelim. Yararımıza olan savaşlarda mücadele edelim ve kazanalım. Artık Türkiye, Avrupa Birliği, Rusya ve bölge ülkelerinin, durumu kendileri çözmeleri gerekiyor

Peki Trump’ın açıklaması Kürtler açısından ne anlama geliyor? 

altan tan.jpg
Altan Tan / Fotoğraf: AA

 

Altan Tan: Muhalefet, Kürt siyaseti ve PKK devleti ve siyaseti doğru okuyamıyor

Kürt siyasetçi Altan Tan, muhalefetin ve Kürt siyasetinin devleti ve siyaseti doğru okuyamadığı düşüncesinde

Benim için sürpriz değil. Devletlerin bir kısmı oyun kurar bir kısmı oyun bozar. Türkiye’nin her zaman için oyun bozma gücü var ve kendi istemediği şeylere müdahale ediyor. Bunu El  Bab’da, Cerablus’ta vb. gibi yerlerde yaptı. Suriye rejimine Halep teslim edildi, Türkiye bunun karşılığında El Bab’a girdi. Türkiye’de ne yazık ki muhalif partiler ve Kürt siyaseti özellikle de PKK, devleti ve siyaseti doğru okuyamıyor. ABD bir tercihte bulundu. Bu tercihi yaparken ya Türkiye ile çatışmaya girecekti yada Türkiye’ye evet diyecekti.

“Rusya ve İran operasyona göz yumar”

Tan, Rusya ve İran’ın da böyle bir operasyona göz yumacaklarını iddia ederek sözlerini şöyle devam ettirdi:

Rusya ve İran’ın Suriye’nin toprak bütünlüğü nedeniyle göz yumacakları zaten Putin’in gelişi ile belliydi. Öcalan’da dört ay önceki görüşme notlarında PKK’ya bir mesaj iletti ve Türkiye’nin hassasiyetlerinin gözetilmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonra beklenen Öcalan’ın 1 Eylül’de silahları bırakın çağrısı yapmasıydı ama bu PKK tarafından kabul görmedi. Öcalan 2013 dönemine geri dönülmesi gerektiğini söyledi. Öcalan halen tarihi rolünü oynayabilir.

“Türkiye, bölgede 10-15 yıl kalabilir”

Tan, operasyonun olası sonuçlarına da dikkat çekti.

Şimdi esas tartışılması gereken şu, bundan sonra ne olacak. Bazı uzmanlar Türkiye’nin bölgede 10-15 yıl kalacağını ifade ediyor. Gaziantep Üniversitesi Suriye’de üç fakülte açtı. Türkiye’de herkesin şimdi bir özeleştire yapmasının zamanı geldi.

hatipdicle.jpg
Hatip Dicle / Fotoğraf: AA

 

Hatip Dicle: Zaten bu bekleniyordu

Bir başka Kürt siyasetçi Hatip Dicle’ye göre yaşananlar sürpriz değil.

Rojava devrimi, kendi gücüne, Kürt halkının gücüne güvenerek başladı ve öyle devam etti. O sürecin bir döneminde, belki ABD'nin çıkarlarıyla Kürtlerin çıkarları DAİŞ'e karşı birleşti. O dönem birlikte geçirildi. Ama şimdi görünüyor ki, -zaten bu bekleniyordu-  ABD'nin bir NATO ülkesine karşı savaşma pozisyonda olması beklenemezdi. Onun için çekilme kararı almışlar. Kürt halkı kendi devrimine güveniyor. Sonuna kadar mücadele edeceği kesindir. Artık bu Türkiye Cumhuriyeti ile olacak olan son savaştır. Her yerde Kürtler ellerinden geleni yapacaktır. Artık yeter! Ya Türkiye tümüyle soykırıma uğratacak biz Kürtleri ya da biz kendi devrimimizi, halkımızı savunacağız. Bu kadar net.

vahapcoşkun.jpg
Vahap Coşkun / Fotoğraf: AA

 

Coşkun: ABD için önemli olan kendi çıkarlarıdır

Kürt siyasetini yakından takip eden Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Vahap Coşkun, Trump’ın kararını Kürtleri sattı olarak yorumlamanın zorlama bir iddia olduğu görüşünde.

ABD’nin tavrını hem Kürtler hem de ABD'de Trump muhalifleri "Kürtleri satmak" şeklinde yorumlayacak ve eleştireceklerdir. Doğrusu ABD veya başka bir devletin dış ya da iç politik yönelimlerini  "satmak" vb. kavramlarla değerlendirmeyi doğru bulmam. ABD için önemli olan, kendi çıkarlarıdır. Ülkenin menfaatlerini ve güncel politik gelişmeleri değerlendirerek bir tercih yapar ve ona göre adım atarlar. Daha önce de böyle yaptılar, bundan sonra da böyle yapacaklar.

“Kürtler de sorgulamalı”

Coşkun’a göre Trump’ın açıklamalarından Kürtlerin de çıkarması gereken sonuçlar var.

Burada Kürtler ve bilhassa SDG açısından,  ABD'ye bu denli angaje bir politikanın sürdürülmesinin doğruluğunun ve yanlışlığının sorgulanması gerekir.  Öngörülebilir bir durumdu bu; zira daha önce de Trump Suriye'den askerleri tamamen çekme yönünde bir karar vermiş ve ancak Pentagon'un ısrarıyla bu kararından vazgeçirilmişti. ABD kendi menfaatleri doğrultusundan hareket eder; ABD'nin Kürtlere romantik bir bağlılığı yoktur

Türkiye, Suriye’de kalıcı olmayı mı niyetliyor?

Coşkun’un olası operasyonla ilgili olarak Türkiye adına bir çekincesi var. Şöyle konuşuyor:

Bir diğer önemli hususun da altı çizilmeli. Türkiye sürekli olarak "Kimsenin toprağında gözümüz yok" diyor. Ancak Fırat'ın doğusuna yapılacak olan bir hareket bu sözün inanırlığını azaltır, Türkiye'nin Suriye'de kalıcı olmak niyetinde olduğu yönündeki düşünceleri kuvvetlendirir. Çünkü, Türkiye zaten El-Bab ve Afrin'de zaten askeri olarak var. Keza, orada yeni fakülteler kuruyor. Gerek bu hamleler ve gerek Suriye'de üçüncü bir bölgeye girilmesi, en azından görülebilir gelecekte, Türkiye'nin Suriye'de kalmak yönünde bir iradeye sahip olduğuna işaret etmektedir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU