Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek ve Gazeteci Alişer Delek, Youtube’da yayınlanan Sağlı&Sollu programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’n ın ABD’ye yaptığı ziyaret ile ilgili Çiçek, şunları söyledi:
Ben Suriyeli kaynaklarla iki gündür gerçekten yoğun toplantı içindeyim. Yani bir tarafıyla Gazze meselesi, diğer tarafıyla “İrlanda silahsızlanma” örneği falan onları tartışıyoruz, konuşuyoruz. Ben dün gece Suriyeli yetkililere böyle ne oluyor ne bitiyor? Hani Ahmed Şara ne yapacak orada falan dediğimde esasında birinci şey şu. Onların altını çizdiği şeyi ben de söyleyeyim. Ahmet Şara'nın uluslararası anlamda meşrulaştırılmasının en zirve noktasını yaşıyoruz şu an. Bak onun altını çizeyim. Yani zaten Şara'nın bir şekilde uluslararası meşrulaştırılması meselesi vardı şu an. Onun zirvesini yaşıyoruz. Yani bu yaptırımların kaldırılması, isimlerin listeden çıkarılması, Amerika'nın 10 milyon dolar ödülden vazgeçmesi falan. İkincisi, Suriye toplumuyla orada özellikle diasporadaki Suriyeliler ki şunu da tekrar altını çizeyim. Yani Suriye'yi ayağa kaldıracak olan güç Suriye diasporasıdır. Yani Suriye diasporası Her ne kadar Suriye iş savaşı olduysa da Suriye diasporası ticari anlamda çok güçlüdür. Yani Ortadoğu'da Suriyeliler, Lübnanlılar dünya ticaretinde söz sahibi ülkelerdir. Mesela Güney Amerika'da çok çok çok yoğun bu şeyi bulabilirsin. Yani bunu görebilirsin. Hatta ilginç bir anekdot anlatayım. Brezilya'yla Paraguay arasında bir serbest bölge var. Ben orada Hizbullah çalışması için gitmiştim, Hizbullah'ı araştırmak için. Mesela 10 kilometrelik bölge tamamen ticaret, Lübnanlıların elinde. Mesela Brezilya'nın ve Paraguaylı işi çalıştırıyorlar. Yani o kadar bir ticarete sahipler. Dün akşam Suriye toplumuyla görüşürken bazı şeyleri söylemiş, ifade etmiş. Bunların bir kısmı Arap basınına yansıdı, bir kısmını ben de gece sosyal medyadan duyurdum. Birincisi İsrail'e diyor ki 8 Aralık öncesi sınırlarına dönmesini talep ediyoruz diyor. Yani bizim devrim öncesine dön ve orada kal diyor. İki, Amerika diyor, SDG ile ara buluculuk örneği devam ediyor. Yani bizimle SDG arasında ara bulucu ABD diyor. Üçüncü kritik şey, ben de bütün yayınlarda ifade ediyordum son bir yıldır ama Şara’nın ağzından duyuyoruz bunu. Washington, SDG olan desteğinin sonsuza kadar sürmesini istemiyor.
Amerikalılar, SDG'ye, “biz buradan çıkacağız. Afganistan'daki merkezi ordu gibi yani Taliba’nın merkezi orduyu yutması gibi siz yutulmayın. Türkiye'de diyaloğunuzu devam ettirin. Suriye entegrasyon sürecini yapın ve bizi rahatlatın” diyor. Bir diğeri krizden çıkmanın yolu diyor SDG'nin devlete entegre edilmesi. Bu da son derece önemli. Yani meselenin nereye gideceğini söylüyor. Ama en önemli mesele SDG ile olan meselenin iki ay içerisinde netleşeceğini söylüyor. Bak çözüleceğini söylemiyor. Yani iki ay içerisinde diyor biz SDG ile olan durumu netleştireceğiz diyor. Bu Süveyda'daki olaylar için oradaki partileri bu uyuşturucu meselesini atıf yapıyor. Amerikalıların da bu durumdan rahatsız olduğunu dile getiriyor. Yaptırımların kaldırılmasındaki biliyorsun Sezar yasası son aşamaya geldik diyor. Amerikan yardımlarını getirmek istiyoruz diyor. Bu birinci kısım. Bunun dışında IMF ile görüştü Şara. IMF dışında farklı böyle figürlerle görüştü. Anladığım kadarıyla Trump'tan şunu görebiliriz: “Cumhurbaşkanı'na diyor ya çok iyi adam istediğini koparıyor” falan. Aynı tarzda bir yaklaşım Şara için yapabilir. “Suriye'yi kurtaracak adamdır” falan der ama yanına da şunu söyler: “İsrail'e anlaşmasını söyledim. Orada da meseleyi hallet falan” dedim. Buradaki bence bütün mesele İsrail ve Suriye arasında uzun zamandır devam eden görüşmeler var
Hakan Fidan’ın ABD ziyareti
Ben Sayın Akan Fidan'ın da orada olma meselesini açıkça ifade edeyim. Tabi birincisi bu nisan ayında Trump ile Erdoğan'ın görüşmesi bekleniyor. Onun bir altyapısı hazırlanacak. Birinci mesele. İkinci mesele İsrail meselesi. Gazze’ye uluslararası güç meselesi. Üçüncü mesele SDG meselesi. Dördüncü mesele de Amerikalı yetkililerle F-35'te diğer uçak meselesinin görüşülmesi. Ama ben ana gündemin Suriye ve İsrail olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin PKK’lıların dönüşüne izin vereceği iddiası
Delek’in Reuters’ın geçen hafta Ortadoğu’dan kaynaklara dayandırdığı “Türkiye binlerce PKK militanı ve sivilin dönüşüne izin verecek yasa hazırlığında” haberi ile ilgili yorumlarda bulundu.
Delek şunları söyledi:
Reuters, üst düzey Ortadoğu yetkilisine dayandırdığı haberinde şu an bir teklifin üzerinde çalışıldığını söylüyor. Buna göre bin sivil ve silahlı olmayan PKK'lı kişinin ilk aşamada Türkiye'ye geleceği, GBT'lerine bakılacağını söylüyor. Sonra 8 bin PKK'lıya kadar çıkacağını iddia ediyor. Teklif olduğu bunun masada olduğunu, Türkiye'nin ise buna çok daha sıcak yaklaşmadığını, bu isimlerden birçoğunun Avrupa'da üçüncü bir ülkeye gitmesinin de gündemde olduğunu ama Avrupa'da üçüncü bir ülkeye gitmesinin özellikle yönetici kadronun örgütün tekrar yapılanmasına, tekrar ayağa kalkmasına bir yol açma ihtimali olduğu da tartışılıyormuş, görüşülüyormuş. Bunların hepsinin masada olduğu ve bu nihayetinde özellikle de yasal düzenlemeyle bir yere varacağını ve yasal düzenlemenin de kasım ayı içerisinde olacağını Reuters söylüyor.
Çiçek ise sözkonusu iddia ile ilgili şunları kaydetti:
Reuters, eğer Türkiye'den zamanında göç etmiş, orada bulunmuş aileleri PKK'lı sayıyorsa bu doğru bir yaklaşım olmaz. Onlar Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları. Orada kimlik almış değiller, hala kimliksiz yaşıyorlar. Dolayısıyla da eğer bu mesele ortadan kalkarsa onlar için bir dönüş sağlanır ama bu PKK'yla birlikte olmaz. Yani PKK içerisinde bunları değerlendirmek yanlış olur. İkinci itirazım üst düzey yöneticilerle ilgili. Yanılmıyorsam 232 kişilik bir sayıdan söz ediliyor. Yani üst düzey kadro. Bunların Irak'ta kalma ihtimali de çok yüksek olabilir. Bir kısmı daha önce Avrupa'yı zaten biliyor. Bir kısmı Avrupa'ya da gidebilir ama benim tahminim bunlar bulundukları yerlerde kalmak isteyebilirler. Çünkü yaşamları orada geçmiş. Hani Avrupa'ya bir saatten sonra zor uyum sağlayabilirler düşüncesi falan ifade ediliyor. Üçüncü mesele ise, ilk gelecek grubun içerisinde özellikle suça karışmamış, kaydı olmamış kişiler. Aynı zamanda Diyarbakır Anneleri’nin çocukları gibi grupların gelmesi psikolojik açısından son derece olur.
Çiçek: Demirtaş’ın durumu yarın netleşebilir
Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmemesi ile Çiçek şunları söyledi:
Bence Selahattin Demirtaş'ın durumu salı günü netleşir. Demirtaş'ın tahliyesiyle ilgili yasal bir sıkıntı yok. Yeter ki yargı bunu uygulamak istesin. İki senaryo tartışılıyor orada. Bence tartışılmaması lazım ama farklı senaryodan bahsediliyor. Tutukluk halinin devam etmesi. Bu bence Sayın Bahçeli'nin açıklaması sonrası olmaz bu iş. O başka bir şey. İkincisi yeniden yargılama. Bence o da çok geçerli değil artık. Yani oluşan hukuki durum. Üçüncüsü serbest bırakılması. Bence üçüncü adımın ise serbest bırakılması. Salı günü bir taraftan da Sayın Ekrem İmamoğlu'nun iddianamesinin çıkma ihtimali söz konusu. Yani böyle hepsi bu hafta içerisinde iç çiçek girer gibi geliyor bana. Yani biz bu hafta içerisinde İmamoğlu'nun iddianamesini de görebiliriz. Demirtaş'ın durumunun netleşmesini de görebiliriz. Yani birçok şeyi görebiliriz gibi geliyor bana.
Yayının tamamını buradan izleyebilirsiniz
Independent Türkçe