"Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne iktidar değişmeden almayalım"

Gürbüz Evren, Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Tanışıklığımız uzun yıllar öncesine dayanan bir Alman diplomatla, ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ve Türk Ordusu konularını değerlendirdik.


Ankara’dan sonra Washington ve Brüksel’de görev yapan Alman diplomat Rainer, halen Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda çalışıyor.


Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için yürütülen görüşmelere katılan isimlerden olan Rainer’e, ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesinde, Avrupa’nın, aşağılanması ve dışlanmasının olası sonuçlarını sordum.


Rainer’e, ABD’nin koruma kalkanı olmadan Avrupa’nın, kendini Rusya karşısında nasıl savunacağını da sordum.


Ayrıca Trump’ın NATO’ya artık eski desteği vermeyeceğinin anlaşıldığını belirterek, Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin savunmasındaki öneminin büyüdüğünü hatırlattım.


Alman diplomata yönelttiğim sorular ve aldığım yanıtları aşağıda özetledim.

 

Ukrayna’daki savaş, Trump’ın da dayatmasıyla Moskova’nın istediği şekilde sonlanırsa, Rusya’nın sonraki hedefinin Avrupa olmasından korkmuyor musunuz?


Rainer: “Rusya’nın, Avrupa için çok büyük bir tehlike haline geldiğini tüm Avrupa Birliği ülkeleri kabul ediyor. Batının yüzlerce yaptırımına rağmen ekonomisi ayakta kalan ve savaşı sürdüren Rusya’nın özgüveninin büyüdüğünü görüyoruz. Rusya, Ukrayna savaşı sırasında Zelenski’ye sonsuz destek veren, sayısız yaptırım kararına imza atan, Rus varlıklarını donduran Avrupa Birliği’ne tüm bunların bedelini ödetmek isteyecektir. Bunun tedirginliğini Avrupa Birliği olarak yaşıyoruz.”

ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, Trump’ın açıklamaları, Avrupa Birliği’nin arkasında artık Amerikan askeri gücü olmayacağını gösteriyor. Bugüne kadar ABD’nin öncülüğündeki NATO’ya ve Amerikan ordusuna güvenen AB, kendi ordusunu kurmayı, savunmasını güçlendirmeyi ihmal etti. Avrupa Birliği, NATO’da 2. büyük ordusuna sahip Türkiye’nin önemini şimdi mi anladı?


Rainer: “Sorunuzdaki tespitlere katılıyorum. Avrupa Birliği’nin liderler, Dışişleri Bakanları zirveleri başta olmak üzere tüm toplantılarında bu konu konuşuluyor, tartışılıyor. Türkiye’nin her an savaşa hazır düzenli ordusunun, savunma sanayisinde geldiği noktanın Avrupa Birliği’nin güvenliğini sağlamada nasıl kullanılabileceğine ilişkin yorumlar yapılıyor, sorular soruluyor. Kısacası Avrupa Birliği için Türkiye’nin hiç olmadığı kadar hayati bir öneme kavuştuğunu herkes kabul ediyor.”

Türkiye, 12 Eylül 1963 tarihindeki Ankara Anlaşmasından beri yani 62 yıldır Avrupa Birliği üyesi olmayı bekliyor. O tarihten bu yana Doğu Blokunda bulunanlar da dahil onlarca ülke AB’ye alındı. Türkiye ise sürekli yeni engeller çıkartılarak, kriterler getirilerek dışlandı. Şimdi şartlar değişti ve Avrupa Birliği’nin güvenliği ve savunması için hayati öneme sahip olduğu kabul edilen Türkiye’nin üyeliğine yeşil ışık yakılacak mı? 


Rainer: “Avrupa Birliği’nin bir ordusunun olmaması çok büyük bir sorun haline geldi. Geçmişte ABD var rahatlığıyla, Avrupa Birliği Ordusunun kurulmasında çok yavaş ve yetersiz adımlar atıldı. Ancak gelinen noktada bir gerçeği hepimiz kabullenmek zorunda kaldık. O da Avrupa’nın savunması ve güvenliğinde Türkiye’ye duyulan büyük ihtiyaç. Avrupa Birliği’nin üyelerinin çoğunluğunu Türkiye’yi istiyor ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Avrupa ordusunun önemli bir bölümünü oluşturabileceğini savunuyor. Ancak Türkiye’nin sırf ordusu nedeniyle Avrupa Birliği’ne kabul edilmesine karşı çıkan bazı ülkeler süreci tıkıyor.”

Hangi ülkeler Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliğini, hangi nedenlerle istemiyor?
 

Rainer: “Doğu Avrupa ülkelerinin, Sovyetler Birliği döneminden Ruslarla kötü hatıraları var. Rusya’yı haklı nedenlerden ötürü sürekli bir tehdit olarak görüyorlar. Türkiye’nin askeri gücünü ve Avrupa Birliği’ne üyeliğini öncelikle bu ülkeler yani Estonya, Litvanya, Letonya, Slovakya, Polonya, Romanya, Bulgaristan gündeme getiriyor. Macaristan’da Türkiye ile çok özel ilişkileri nedeniyle büyük destek veriyor. Portekiz, İspanya ve İtalya da Türkiye’nin Avrupa Birliğine alınmasından yana olduklarını her fırsatta bildiren ülkelerden. İsveç ve Finlandiya ise NATO’ya kabullerinde oynadığı rol nedeniyle Türkiye’nin, AB’ye üye olmasını savunuyorlar. Hollanda, Belçika, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka da şimdiye dek olumsuz görüş bildirmediler.”

Türkiye’nin üyeliğini isteyenleri sıraladınız teşekkür ederim. Ancak ben Türkiye’nin üyeliğine karşı olanları sormuştum.


Rainer: “Açık söylemek gerekirse Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine Fransa karşı. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) bilinen nedenlerden Türkiye’yi istemiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupalı liderlerle olan görüşmelerde, Türkiye’nin askeri gücünü bildiğini, ama Avrupa Birliği’ne üyelik yerine başka bir formül bulunması gerektiğini söylüyor. Özel bir ortaklık statüsünün Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bağlantısını sağlayacağını savunuyor. Kimi zaman da tam üyelik konusunu tamamen dışlamadığını, ama Türkiye’deki iktidar değişikliğinin beklenmesi gerektiğini söylüyor. Almanya Başbakanı Merz ise Macron ile aynı paralelde düşünmüyor. Merz, Türkiye’nin AB üyeliğinin sonsuza dek ertelenemeyeceğini savunuyor. Trump’ın Avrupa’yı gözden çıkaran son açıklamalarından sonra Avrupa Birliği’nin, Türkiye’ye duyduğu ihtiyacın arttığını dile getiriyor. Bu yüzden Türkiye’ye AB dışında tutmanın doğru olmadığına inanıyor.”

Macron’un, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini dışlamadığını, ama iktidar değişikliğini beklediğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız lütfen.
 

Rainer: “Macron’a göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini, askeri gücü nedeniyle hemen gündeme getirmek, Türk tarafının elini güçlendirir. Türkiye’nin, Avrupa Birliği’nin güvenliği ve savunmasında önemli bir aktör olmanın karşılığında hemen tam üyelik isteyeceğini düşünüyor. Ankara’yı, AB kriterlerini yerine getirmeden üyeliğe kabul etmenin büyük sorunlar yaratacağına inanıyor.”

Macron’un, Türkiye’de iktidar değişikliğini bekleyelim demesinin anlamı nedir?


Rainer: “Aslında Macron’un derdi sadece AB kriterleri değil. Türkiye’ye, AB üyeliği için hemen yeşil ışık yakılmasının Erdoğan’ın işine yaramasından korkuyor. AB üyeliğinin Erdoğan’a bir seçim daha kazandırabileceğini öngörüyor. Erdoğan’a neden seçim kazandıralım? Türkiye’de iktidar değişikliği kaçınılmaz, bekleyelim ve AB üyeliğini yeni yönetimle görüşelim diye düşünüyor.”

Almanya Başbakanı Merz ve diğer Avrupalı liderler, Macron’un bu düşüncesini nasıl karşılıyor? 


Rainer: “Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) dışında Macron’a pek destek veren yok. Merz’in ise Macron ile aynı düşüncede olmadığını söyleyebilirim.”

Alman diplomat ile Ukrayna’daki savaşı ve Avrupa Birliği’nin bu konudaki politikalarını da konuştuk.

Başka bir yazıda bu konuya ilişkin ilginç olduğunu düşündüğüm bilgileri aktaracağım.

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU