Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki kırsal köylerde, güvenilmez elektrik arzının yerini güneş enerjisi sistemlerinin almaya başlamasıyla günlük yaşamda somut değişimler görülüyor. Bu gelişme, ekonomik ve ticari yansımaları nedeniyle Türkiye’de de dikkatle izleniyor.
Projeler, iş insanı ve hayırsever Idris Nechirvan Barzani liderliğindeki Rwanga Vakfı tarafından hayata geçiriliyor. Bir dizi köyde konutlar ve kamu binaları tam güneş enerjisi kapsamına alınmış durumda. Bu sayede dizel jeneratörlere bağımlılık azalırken, yerel bütçeler üzerindeki baskı da hafifliyor.
Girişim, Türkiye’nin Irak’taki en önemli ticaret ortaklarından biri olan Kürdistan Bölgesi ile ekonomik ilişkilerini derinleştirdiği bir dönemde hayata geçiriliyor. Türk şirketleri hâlihazırda bölgede inşaat, altyapı ve enerji hizmetlerinde önemli bir rol oynuyor; yenilenebilir enerji ise gelecekteki iş birliği alanlarından biri olarak giderek daha fazla öne çıkıyor.
Barzani, güneş köyü modelini iklim baskılarına ve ekonomik kırılganlığa karşı pratik bir yanıt olarak tanımlıyor. “Güvenilir ve temiz enerji sağlamak, topluluklara planlama, çalışma ve güvenle yatırım yapma imkânı verir,” diyor. “Bu, yerel ekonomileri güçlendirir ve insanların kendi kasaba ve köylerinde kalmasına yardımcı olur.”
Irak Kürdistan Bölgesi büyük ölçüde yarı kurak bir coğrafyada yer alıyor ve özellikle kırsal alanlarda tekrarlayan enerji kesintileriyle karşı karşıya kalıyor. Güneş enerjisi sistemlerine bağlanan köylerde yaşayanlar, daha öngörülebilir günlük yaşam düzenleri ve küçük işletmeler ile hizmetler için iyileşen koşullardan söz ediyor. Sistemlerin bakımını yapmak üzere yerel teknisyenlerin eğitilmesi de yeni istihdam olanakları yaratıyor.
Türkiye açısından bakıldığında, projeler temiz enerji ve iklim uyumuna yönelik daha geniş bir bölgesel yönelimle örtüşüyor. Enerji mühendisliği, şebeke hizmetleri ve yenilenebilir teknolojiler alanında faaliyet gösteren Türk firmaları, güçlü sınır ötesi ticaret bağları ve lojistik bağlantıların desteğiyle kuzey Irak’ta giderek daha aktif hâle geliyor.
Bölgedeki ilk tamamen güneş enerjisiyle çalışan kırsal yerleşimlerden biri olan Kulak köyü projesi, bölgesel yetkililer ve Körfez medyası tarafından daha da genişletilebilecek bir model olarak gösteriliyor. Ölçek olarak henüz sınırlı olsa da, merkezi olmayan enerji projelerinin büyük altyapı yatırımlarını nasıl tamamlayabileceğini ortaya koyuyor.
Elektriğin ötesinde, güneş enerjisi girişimlerinin kırsal ekonomileri istikrara kavuşturması ve kentlere yönelik göç baskısını azaltması hedefleniyor. Projelere aşina olanlar, bunun özellikle Türkiye’yi Irak ve Körfez’e bağlayan ana ticaret koridorları üzerinde yer alan bölgeler için önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Kürdistan Bölgesi, Orta Doğu’da Türkiye’nin en büyük ihracat pazarlarından biri olmayı sürdürüyor. Ankara, güney sınırı boyunca istikrarı destekleyen ekonomik kalkınma girişimlerini uzun süredir destekliyor. Rwanga Vakfı’nın öncülük ettiği iklim odaklı projeler de giderek bu daha geniş ekonomik çerçevenin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Enerji güvenliği, iklim dayanıklılığı ve bölgesel ticaret başlıklarındaki tartışmalar sürerken, güneş köyleri yerel kalkınma, özel hayırseverlik ve sınır ötesi ekonomik çıkarların IKB’ye de nasıl somut biçimde kesişmeye başladığına dair dikkat çekici bir örnek sunuyor.
Independent Türkçe