Karayılan, Meclis komisyonunun İmralı’ya gidip gitmemesi üzerine yaşanan tartışmaları, CHP’nin komisyondaki tutumunu ve sürece yönelik karşıtlıkları değerlendirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Murat Karayılan'ın değerlendirmeleri özetle şöyle:
Tarihsel Kürt-Türk ittifaklarını örnek gösterdi
"Komisyon İmralı’ya gitsin mi gitmesin mi?” konusu haftalardır değil aylardır tartışılıyor. İnsan şaşırıp kalıyor bu durum karşısında. Komisyon bu sorunu çözmek istiyorsa, sorunun muhatabı Önder Apo’dur. Onu görmeden, görüşlerini almadan nasıl çözecekler? Esasen tarihsel sosyolojiyi iyi bilmeyen ve okumayan biri, bölgedeki tehlikeleri de göz önüne almadan Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısına ve Önder Apo’nun ona verdiği cevaba anlam veremez. Mesele şudur: Bölge açısından tehlike arz eden durumlar var. Bir dizayn süreci yaşanıyor. Bu önemli tarihsel süreçte Kürt ve Türk halkı birlikte hareket edecek mi, etmeyecek mi? Kürt halkının günümüzde Ortadoğu’da bir irade ve güç olduğu kimsenin göz ardı edemeyeceği bir gerçektir. Mevcut durumda devam eden ve daha da yoğunlaşacak gibi duran bu süreçte Kürtlerle Türkler birlikte olacak mı olmayacak mı?
Biz tarihin çok önemli kavşaklarında Kürt-Türk ittifakıyla gelişmelerin yaşandığını biliyoruz. 1071 Malazgirt ittifakında başarı sağlandı; Türkler o dönemde Anadolu’ya geçti. Nureddin Zengi ve Selahaddin Eyyubi ittifakıyla da ilerleme yaşandı ve Kudüs özgürleştirildi. Hakeza 1919-1924 yıllarında gerçekleşen ittifakla da Kemal Atatürk öncülüğünde Türkiye’nin kurtuluşu başarıldı. Yani tarihin her önemli dönemde bu iki halk arasındaki ittifak, kendisiyle birlikte başarıyı ve ilerlemeyi getirmiştir. İşte önümüzdeki önemli dönemde de böyle bir ittifak yapılacak mı yapılmayacak mı? Sorun sadece Kuzey Kürtleri değil, genel olarak böyledir. İşte soruna bu şekilde yaklaşmak daha doğrudur. Sadece hukuki ve siyasi değil tarihsel olarak da ele alınması ve soruna bu şekilde yaklaşılması gerekiyor. Bu anlamda sonunda komisyon İmralı’ya, Önder Apo’nun yanına gitme kararını aldı. Bu, yerinde, gerekli ve doğru bir karardır.
Aynı şekilde, Sayın Devlet Bahçeli’nin de belirttiği gibi esas muhatapla tartışılmazsa, bu süreçte gelişme yaşanmaz. Bu göz önündeki bir gerçektir. Bu açıdan gitmeleri iyidir ve sürecin ilerlemesinde bir rol oynayacaktır. Komisyonun yüzeysel değil köklü yaklaşmasını umuyoruz. Komisyon sorunun köklü çözümü noktasında rol oynamalıdır. Şüphesiz komisyonun kendi başına karar almadığını biliyoruz fakat öneriler yapıyor; tespit ve gözlemlerde bulunuyor. Dolayısıyla rol oynayabilir. Esas rolü oynayacak olan Türkiye parlamentosu olmakla birlikte hiç kuşku yok ki bu konuda komisyonun rolü da vardır. Yoksa tek başına silah bırakacak gerillalara dönük yasa çıkarmak asla yeterli olamaz.
Karayılan, CHP'nin tutumunu ise şöyle değerlendirdi:
"Tutumları çok yanlış"
Bana göre CHP yanlış yaptı. CHP’nin bu tutumu kendisine dönecektir. Çünkü CHP son yıllarda Kürt dostu, çözüm, demokrasi ve barış yanlısı bir görüntü sergiledi. Şimdi komisyonda sergilediği bu yaklaşım ise bu imajına ters düşmektedir. Bu tutumuyla bir süredir yansıttığı görüntüyü boşa çıkardı. Evet, “komisyonda varlık göstereceğiz, Kürt sorununda çözüm taraftarıyız” vb. söylemleri var fakat bu önemli süreçte çözüm için İmralı’ya gitmek çok önemli bir konudur. Şimdi CHP’nin sorumlularından biri toplum adına da konuştuğunu iddia ederek meselenin İmralı’ya gitmek noktasında kilitlenmesinin doğru olmadığını söylemektedir. Onların bu tutumu çok yanlıştır. Düzeltmezlerse, kendileri zarar görecek bu durumdan. Çünkü onların kendilerini Kürtler dahil tüm Türkiyenin partisi yapma iddiaları vardı; ancak bu yaklaşım onun tam tersidir.
İsim vermeden Öcalan'ın karşısında gösterilen Demirtaş'ı işaret etti
Bakıyorsun, bazen demokratik siyaset yürüten bazı kişilerin Önder Apo’nun yerine geçebileceği yönünde söylemler gelişiyor. Öyle değil. Hepimiz Önder Apo’nun çizgisinin takipçileriyiz. Bu yüzden bugün herkes Kürdistan’da siyasetçi olabilir ancak bu çizgi çerçevesinde rol oynamaktadır. Bunun böyle ele alınması gerekir. Kısacası bu konuda herkesin Kürt Halk Önderliğine doğru yaklaşmasını umuyoruz. Aynı zamanda CHP yönetiminin de yaptığı bu yanlışı görerek bundan dönmesini, gerçekten demokrasi ve barış yanlısı bir tutum sergilemesini, bu temelde tüm Türkiye’nin çıkarına olan çözümde rol oynamasını bekliyoruz.
Süreç karşıtı çevrelerin varlığına dikkat çekti
Karayılan, kendileriyle görüşülmemesi gerektiğini söyleyen çevre ve kişilere dair de şu yorumu yaptı:
Bu süreçte daha iyi görüldü ki, ülke içinde ve dışında, Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesini istemeyen taraflar bulunmaktadır. Hatta provoke etmeye ve engellemeye çalışanlar da çok. Zaten bu siyaseti yürütürken insanın öncelikle provokasyon ve tuzaklara karşı duyarlı olması gerekir. Çünkü bir çok güç, çevre ve kişi mevcut savaştan faydalanıyor, rant sağlıyor. Rantçılar vardır. Hem yurt dışında, özellikle büyük devletler boyutunda hem de Türkiye içinde savaştan yararlanan ve kan dökülmesinden rant sağlayan birçok kesim var. Türkiye siyaseti içerisinde hem sol hem de sağ yelpazede yer alanlar söz konusudur. Bazıları profesör, doçent, gazeteci, vb. ünvanlarla basına çıkıp bu yönlü söylemlerle kamuoyunu yanıltmaya ve karşıt propaganda yapıyorlar. Bunlar genel olarak, “zaten PKK’yi zayıflattık, yenme noktasına getirdik hatta bitirdik, o zaman neden diyalog kuralım ve onlarla oturalım” diyorlar. Bir yandan böyle derken, diğer yandan yine aynı kişiler, “PKK, İsrail, Amerika, vb. güçlerle ilişkilenmiş; 100 bin kişilik orduları var; kamyonlarla silah geliyor; PKK büyük bir tehlikedir” diyorlar. Peki bunlardan hangisi doğrudur? Yani hem onu diyor hem de bunu diyor.
Türkiye’de Kürt sorunu oldukça, ne demokrasi gelişir ne de ekonomi düzelir. Çünkü bu sorun, tüm Türkiye’nin sorunudur. Şimdi Türkiye’nin nüfusunun 86 milyon olduğu söyleniyor. İşte bu milyonların çıkarını düşünenlerin doğru yaklaşması gerekir. Hem ‘demokrasi taraftarıyım’ deyip hem de inkar ve imha siyasetini savunmak olmaz. Bu nedenle Türkiye’de ilerleme sağlanmasını, ekonominin düzelmesini, demokrasinin gerçekleşmesini isteyen herkesin öncelikle siyasi çözüme doğru yaklaşması gerekir.
Sterk TV, ANF