Birden ortam alevleniverdi, Ukrayna köşeye sıkıştı ve Putin tebessüm etmeye başladı, Trump yönetimi ise barış havarisi olarak bir orada bir burada koşturmakta!..
Trump ile Zelenski arasındaki en son Beyaz Saray ziyareti Ekim 2025'te gerçekleşti.
Bu görüşme, daha önceki Şubat 2025'teki (Oval Ofis'te bağrışma ve Zelenski'nin erken ayrılışıyla sonuçlanan) gergin toplantıdan sonra, Trump yönetiminin Ukrayna-Rusya barış planını dayatmaya çalıştığı bir döneme denk geldi.
İkinci Beyaz Saray zirvesine daha yakından göz atalım. Ana konunun barış planı ve nelerin taviz olarak verilebileceğini belirlemekti.
Burada Trump, Zelenski'ye Rusya ile müzakere edilmiş bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için baskı yaptı.
Bu plan, Ukrayna'nın bazı toprakları bırakmasını (örneğin Kırım ve Donbas bölgeleri), silahlarından bazılarını gömmesini ve ordusunu küçültmesini içeriyordu.
Karşılığında, ABD'den güvenlik garantisi vaat edildi (askeri destek, istihbarat gibi).
Trump, Zelenski'ye, "Putin'in şartlarını kabul etmezsen, Rusya seni yok eder" diyerek sert bir uyarıda bulundu.
Bu uyarı, görüşmeyi gergin ve çatışmalı kılan unsurlardan biriydi.
Zelenski planı reddetti ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü korumakta ısrarcı olduğunu vurguladı.
Önerilen planın ise adil ve kalıcı bir barış sağlamayacağını savundu.
Tomahawk füzeleri gibi uzun menzilli silah tedariki konusunda temkinli davrandı.
Bu, ABD'nin desteğini sürdürmesi için pazarlık unsuru olarak kullanılan bir konu başlığıydı.
Zelenski, Avrupalı müttefikleriyle (Almanya, Fransa, İngiltere) koordineli hareket etmeyi seçti.
Başkan Trump ve Yardımcısı JD Vance, Zelenski'yi, ABD desteğine yeterince "minnettar olmamakla" suçladı.
Görüşme, Trump'ın Putin'le doğrudan müzakere ettiği (Ukrayna'yı dışlayarak) bir planı "fait accompli" (yerine getirilmiş gerçeklik) olarak sunma girişimiydi.
Trump, "Avrupalılar umurumuzda değil, Ukrayna kabul etmeli" diyerek, onları da kenara itti.
Bugünkü (20 Kasım 2025) duruma gelelim.
Beyaz Saray hazırlanan planı Kasım ayı içinde Zelenski'ye sunmayı hedefledi.
Trump yönetimi, Zelenski'nin cephedeki baskı ve iç yolsuzluk skandalı nedeniyle bu planı kabul edeceğini umuyordu. Zelenski direnecekti.
ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll 19 Kasım'da, Kiev'e son durumu değerlendirmek amaçlı bir ziyaret yaptı.
Zelenski ve Ukrayna yetkilileriyle savaş koşulları, silah ihtiyaçları ve barış çabaları üzerine çalıştılar.
Ukrayna Savunma Bakanı Denys Shmyhal, ziyareti tarihi savunma anlaşmalarının uygulanması için olumlu buldu, ancak barış planı doğrudan gündeme gelmedi.
Zelenski çok şey söyleyemedi. Sadece şu açıklamayı yaptı:
Amerikan tarafı, savaşı sona erdirme planının ana hatlarını, yani vizyonlarını sundu. Ben de temel ilkelerimizi özetledim. Ekiplerimizin, her şeyin gerçek olmasını sağlamak için bu noktalar üzerinde çalışacağı konusunda anlaştık. Ukrayna, ABD, Avrupa ve küresel ortaklarımızla birlikte net ve dürüst bir çalışma için hazırız.
Ben yine de endişeliyim.
Zelenski bu konuşmasıyla "pes ettiğini" kabul etmiş görünüyordu.
Bu benim görüşüm. Zelenski'nin kafası karıştı, bir yerlerde medet umarcasına davranışlar sergiler oldu.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas gibi müttefikler üzerinden, "Ukrayna ve Avrupa olmadan plan olmaz" mesajı veriyordu.
Zelenski, Trump'ın Putin'le Anchorage'taki (Ağustos 2025) görüşmesinden sonra, yapılması kararlaştırılan üçlü zirve (Trump-Putin-Zelenski) önerisini de reddetmiş görünüyordu.
Neticede Macaristan zirvesi gerçekleşmedi.
Bir kesim Zelenski'yi "direnişin simgesi" olarak övüyordu.
Bunlardan biri "Anlaşma yok!" (No Deal!) kampanyası idi.
Diğer kesimler Trump'ı "Putin yanlısı" diye eleştiriyordu.
Trump yönetimi kendini iyimser göstermekteydi.
Avrupalı liderler (örneğin Polonya Dışişleri Bakanı Sikorski), "Avrupa'nın güvenliği tehlikede" diye uyarıyordu.
ABD yardımları devam edecekse de Tomahawk gibi ileri seviye silahlar konusu belirsizliğini koruyordu.
Ne olur?
- Kısa vadedeli beklenti: Zelenski, planı kabul etmeyerek ABD desteğini riske atabilir, ama Avrupa'dan (Almanya'nın yeniden silahlanma planı gibi) ek destek alabilir. Trump, Putin'le doğrudan anlaşma peşinde olmayı sürdürebilir. Bu tür koordinasyonsuz faaliyetler NATO ülkeleri içinde tartışmaya sebep olabilir.
- Uzun vadedeli beklenti: Eğer bir anlaşmaya gidilmezse, Ukrayna'nın cephane sorunu daha da artabilir. Tam tersine, plan kabul edilir ise bu Putin'e "zafer" olarak görünebilir. Zelenski'nin iç politikası ise (yolsuzluk iddiaları gibi konular olduğundan) sorun yaşayabilir ve Başkan aşırı baskı altına girebilir. Zaten Putin, "Zelenski gitsin, seçim olsun, yeni liderle görüşürüm" diyor, buna zemin hazırlanır.
Değerlendirmem şöyle:
Öyle anlaşılıyor ki, Trump yönetimi en başından beri bu süreci yöneterek, Putin ile Zelenski arasındaki barışı sağlamak için çaba sarf etme yolunu seçmişti.
Ancak bu noktada Zelenski'i ve Avrupa ülkelerini bir kenara koymayı bile düşünmüştü.
Diğer taraftan ABD, Ukrayna'nın kaynaklarını yönetebilecek şekilde bir plan içerisinde olmayı seçmişti (kritik madenler anlaşması).
Velhasıl Trump tamamen ABD çıkarını düşünmüştü (MAGA).
Tabi burada fazlaca konuşulan konulardan bir tanesi de "Trump'ın Putin'e bu derece yatırım yapmasının sebebi neydi acaba" şeklinde oluyordu.
Ortaya çıkan durum, bugüne kadar sahnelenen çeşitli oyalama taktikleri ve sonunda gelinen noktada Zelenski'nin sıkışmış halde olması…
Zelenski'nin stratejisinin "yanlış" olduğunu savaşın en başında itibaren ifade etmeme rağmen (ABD desteğine güvenerek bu savaş uzunca süre sürdürülemez dedim), bugün onun adına ve daha çok da Ukrayna halkı adına üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim.
Bu olay genel bakışla şöyle özetlenebilir:
Bir tarafta işgalci, otokrat, çıkarından taviz vermeyen ve Moskova'yı korumak için her şeyi yapacak olan Rusya; diğer tarafta ulusların demokrasi ve özgürlüklerini savunduğunu söyleyen, kapitalist ve yine çıkarcı Amerika.
Buyurun size realist dünya düzeni!
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish