KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman: Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs Türk halkı yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir

KKTC’nin 42’nci kuruluş yıl dönümü kutlamaları, KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı’ndaki tebrik kabulüyle başladı

Fotoğraf: AA

KKTC’nin 42'nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen resmi törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, "Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığımız bu günde cumhuriyet değerlerini bize miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısı önünde bir kez daha halkım adına saygıyla eğiliyorum. Kardeş ülkemiz bütün adanın garantör ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her zaman yanımızda hissettiğimiz desteğiyle herkes ve bütün dünya bilmelidir ve bilecektir: Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs Türk halkı yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir. Kıbrıs Türk, halkı en zor koşullarda vardı, tırnaklarını bu adaya geçirmişti. Bugün vardır ve gelecekte de hep var olacak. Cumhuriyet Bayramı'nızı yürekten kutlarım” dedi.

Kabule; KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanvekili Celal Adan, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş katıldı.

Kabulün ardından Lefkoşa Atatürk Anıtı’nda tören düzenlendi. Törende sırasıyla Cumhurbaşkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın çelenkleri anıta sunuldu. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla bayraklar göndere çekildi. Tören, KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nı temsilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Milli Savunma Bakanlığı Temsilcisinin anıt özel defterini imzalamasıyla sona erdi.

Saatler 10.00’u gösterdiğinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmi geçit töreni düzenlendi. Tören İstiklal Marşı'nın okunmasıyla  ile başladı. Cumhurbaşkanı Erhürman tören arabasına binerek vatandaşların Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik etti. Erhürman ve Yılmaz arasındaki mesaj teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar, Cumhurbaşkanı Erhürman’a atletler tarafından teslim edildi.

"Bizden önceki nesillerin mücadelesi yolumuzu aydınlatmaktadır"

KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

KKTC’nin 42’nci yıl dönümünde hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Kıbrıs Türk halkının bu adadaki varlığını, kimliğini, bu haklarını koruma mücadelesi on yıllardır aralıksız biçimde devam etmektedir. Bizden önceki nesiller bu mücadeleyi bugünkünden çok daha zor koşullarda vermişler, çok ağır bedeller ödemişlerdir. Onların mücadelesi bugün bizlerin yolunu aydınlatmakta, bizden sonraki nesillere varlığımızı bugünkünden çok daha iyi koşullarda sürdürecekleri bir ülkeyi miras bırakma azminizi ve kararlılığınızı arttırmaktadır. Biz, bizden öncekilerin bize bıraktığı mirası geliştirerek bizden sonrasına aktarmakla yükümlüyüz. Bunun için varlığımızı, kimliğimizi korumak, geliştirmek, bu topraklara her gün daha fazla kök salmak, çocuklarımızın hak ettikleri şekilde uygar, insan onuruna yaraşır hayat sürecekleri, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki çocukların sahip oldukları hak ve olanaklara sahip olacakları, dünyayla buluşacakları koşulları yaratmak boynumuzun borcudur. Eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış tüm halkların olduğu gibi, Kıbrıs Türk halkının da hakkıdır.

"Kıbrıs Türk halkı hiçbir dönemde masadan kaçan taraf olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır"

Kimileri KKTC’nin kurulmasını ve varlığını, Kıbrıs Türk halkının çözüm arayışlarından vazgeçmesinin dünyaya sırtını dönme iradesinin bir delili olarak gösterme çabalarına devam etmektedir. Oysa KKTC’nin ilanına ilişkin 15 Kasım 1983 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi, Kıbrıs Türk halkının KKTC kurulurken sergilediği iradeyi açık biçimde ortaya koymakta ve görmek isteyen herkese gerçeği göstermektedir. Kıbrıs Türk halkı hiçbir dönemde masadan kaçan taraf olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Ancak masadan kaçmak başka bir şey, masaya hapsolmayı kabul etmek başka bir şeydir. Kıbrıs Türk halkı sonu gelmeyen ya da başarısızlıkla sonuçlanacağı baştan belli olan müzakere masalarını değil, adada ve bölgede istikrara ve barışa hizmet edecek kalıcı bir çözümü istemektedir. Bütün dünya bilmelidir ki Kıbrıs Türk halkı bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir. Kıbrıs Rum halkının bu adada ne kadar egemenlik hakkı varsa Kıbrıs Türk halkının da o kadar egemenlik hakkı vardır. Ve Kıbrıs Türk halkı egemenlik ve eşitlik haklarının ihlal edilmesine, görmezden gelinmesine, yok sayılmasına asla izin vermeyecektir.

"Kendi halkımızın hak ve çıkarlarının ihlal edilmesini asla içimize sindirecek değiliz"

Bizim Kıbrıs Rum halkının hak ve çıkarlarında gözümüz yoktur. Ama bilinmelidir ki kendi halkımızın hak ve çıkarlarının ihlal edilmesini de asla içimize sindirecek değiliz. Kıbrıs Türk halkı dün olduğu gibi bugün de hakkı olandan fazlasını talep etmemekte, hiç kimsenin hakkına göz dikmemekte ama hakkından azına da asla rıza göstermemektedir. Bu sorunun çözüm yolu elbette diyalog, diplomasi ve müzakeredir. Aynı yolu yürüyerek farklı bir sonuca ulaşmak mümkün olamayacağına göre yaşadıklarınızdan ders çıkarmak ve yöntemleri değiştirmek şarttır. Kıbrıs Türk halkı siyasi eşitliğinin pazarlık ya da al-ver konusu yapılacağı, zaman sınırlaması olmayan, bugüne kadarki müzakere süreçlerinde defalarca teyit edilmiş yakınlaşmaların yok sayılacağı ve daha önce yaşanmış olduğu ve en açık biçimiyle Annan Planı referandumlarında görüldüğü gibi uzun bir sürecin sonunda Kıbrıs Rum toplumunun liderliğinin redci tutumuyla karşılaşması halinde, hiçbir şey olmamış gibi bugünkü statükoya geri dönülecek bir süreci kabul etmemektedir. Bunlar lanse edilmeye çalışıldığı gibi benim ya da Kıbrıs Türk halkının ön şartları değildir. Bunlar çözüm iradesine sahip ve bu iradesini defalarca kanıtlamış olmasına karşın, çözümün gerçekleşmesini sağlayamamış bir halkın bunca yıllık deneyimden sonra ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurlarıdır. Çözüm isteği konusunda samimiyet varsa bu böyle kabul edilmelidir.

"Kimse bizi görmezden gelemeyecek, yok sayamayacaktır, dünyayla buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir"

Müzakere masasının kurulmasını sağlayacak koşullar olgunlaşana kadar görüşülmesi gereken çok konu ve bunların görüşüleceği masalar vardır. Eğer henüz müzakere masası kurulamadıysa adadaki iki halkın günlük hayatlarını kolaylaştırmaya, güvenin tesis edilmesine, çözüm atmosferinin yaratılmasına, kazan-kazan ilkesi çerçevesinde ilerideki çözüme katkıda bulunacak biçimde iş birliklerinin ve çözümlerin üretilmesine yönelik görüşme masasında olacağız. Ama masa dışında da bir dünya var. Ve benim halkımda tüm halklar gibi dünyayla buluşma hakkına sahiptir. Çözüm iradesine sahip olan ve bu iradeye sahip olduğunu defalarca kanıtlamış Kıbrıslı Türklerin çözümsüsüzlüğün bedelini ödemeye mahkum edilmesini adil bulmamızı, bunu içimize sindirmemizi kimse bizden beklemesin. Kıbrıs türk halkı soğukkanlıdır, sabırlıdır ama aynı zamanda kararlıdır. Bu halk en zor koşullarda vardır. Bugün vardır. Yarın da var olacaktır. Kimse bizi görmezden gelemeyecek, yok sayamayacaktır, dünyayla buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir. Bu zorlu mücadelemizde adanın tamamının garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti'nin dün olduğu gibi bugün de her koşulda yanınızda olduğunu, sarsılmaz kardeşlik bağlarımız çerçevesinde gelecekte de kayıtsız, şartsız yanımızda olacağını bilmek bizim en büyük güvencemizdir. Bu vesileyle kısa bir süre önce devlet geleneklerimiz doğrultusunda göreve başladıktan sonraki ilk ziyaretimi gerçekleştirdiğim Türkiye'de görüştüğüm Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a nazik misafirperverlikleri için bir kez de huzurlarınızda yürekten teşekkür etmek istiyorum.

"Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs’ta yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir"

Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığımız bu günde cumhuriyet değerlerini bize miras bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anısı önünde bir kez daha halkım adına saygıyla eğiliyorum. Kardeş ülkemiz bütün adanın garantör ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her zaman yanımızda hissettiğimiz desteğiyle herkes ve bütün dünya bilmelidir ve bilecektir: Hiç kimse bu Ada'da Kıbrıs Trük halkı yokmuş gibi davranma hakkına sahip değildir. Kıbrıs Türk halkı en zor koşullarda vardı, tırnaklarını bu adaya geçirmişti. Bugün vardır ve gelecekte de hep var olacak. Cumhuriyet Bayramı'nızı yürekten kutlarım.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU