Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa ve Dalaman çiftliklerine getirdiği Afrikalılar

Dr. Halim Gençoğlu Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Abbas Hilmi Paşa, 20'nci yüzyıl başı Ortadoğu tarihinin en tartışmalı figürlerinden biridir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunu olarak doğan Abbas Hilmi, Mısır hidivliğini 1892-1914 yılları arasında yürütmüş, İngiliz işgaline karşı Osmanlı'ya yaslanmıştır.

Paşanın Anadolu'daki faaliyetleri, özellikle kölelik kurumunun son dönemlerinde Afrikalı işçilerin taşınmasını içermektedir.

Hayatının bir döneminde "Antalya'ya getirdiği köleler", tarihi kayıtlara göre Dalaman-Köyceğiz-Fethiye hattındaki çiftliklerle Menteşe Sancağı ve Antalya kıyılarına yakın köle ticareti rotalarında kalmışlardır.


Abbas Hilmi Paşa kimdir?

Abbas Hilmi Paşa, 17 Temmuz 1874'te İskenderiye'de doğdu.

Babası Hidiv Tevfik Paşa, annesi Emine İlhami Hanım'dı.

Avrupa'da (Cenevre, Lozan, Viyana) eğitim aldı.

Arapça, Osmanlıca, İngilizce, Fransızca ve Almanca öğrendi.

1892'de babasının ölümüyle 18 yaşında hıdiv oldu.

İki evlilik yaptı. İlk eşi İkbal Hanım'dan (1895-1910) altı çocuğu olmuş, ikinci eşi Cavide Hanım'dan (1910-1913) çocuğu olmamıştı.

I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul'a kaçtı, İngilizler tarafından tahttan indirildi.

Sürgünde İsviçre'de yaşadı, 1944'te Cenevre'de öldü.

Paşa, milliyetçi bir profil çizse de İngilizlerle de bazı pragmatik ilişkiler kurduğu bilinir. 
 

Abbas Hilmi Paşa (1874-1944)
Abbas Hilmi Paşa (1874-1944)

 

Bunun yanında Hidivlik döneminde (1892-1914) Mısır'ı modernleştirdi.

Aswan Barajı gibi sulama projeleri, eğitim reformları, vergi indirimleri yanında Sudan'ın fethi Mısır için tarihi hamlelerdi.

Kahire ve İskenderiye yakınlarında modern çiftlikler kurdu.

Milliyetçi Mustafa Kâmil Paşa'yı destekledi, Ulusal Parti'yi (1907) finanse etti.

İngiliz ajan Lord Cromer ile çatışsa da 1899'dan sonra onunla da uzlaştı.

1914'te İngilizler tarafından devrilerek Hüseyin Kâmil Paşa Sultan yapılmıştı. 

Osmanlı padişahı Sultan II. Abdülhamid ile yakın bağları vardı zira anti-İngiliz politikalarında müttefik oldular.

Esasında Anadolu'dan arazi alımları, bu ilişkilerin bir uzantısıdır.

Paşa, Kavalalı Mehmet Ali'nin mirası olarak Dalaman arazilerini genişletti.

I. Dünya Savaşı'nda İstanbul'a sığındı ve Süveyş Kanalı saldırısında Osmanlı'ya askeri destek önerdi.


Anadolu'daki tarım girişimleri ve Dalaman'a getirdiği köleleri

Paşa'nın Anadolu macerası, 1899'dan itibaren Menteşe Sancağına (bugünkü Muğla: Köyceğiz, Dalaman, Fethiye) odaklanmıştı.

Antalya'ya 150-200 kilometre batıda yer alan bu bölge, Paşa'nın 1907'de, 1 milyon 783. bin 296 kuruşa 299 bin 877 dönüm arazi satın aldığı yerdi.

Çiftlikler Söğüt, Akçataş, Kızılyurt, Çelen, Bezkese, Mekri bölgelerinde idi.

1905 civarında Mısır ve Sudan'dan 300'e yakın erkekler tarım, kadınlar ev hizmeti için siyah Afrikalı aileler getirdi.

Bazıları köle statüsünde, diğerleri ücretli işçi olarak pamuk, meyve, kereste üretimi modern tarım (ıslah, sulama) gibi işlerde kullandılar.

Mısır'dan mühendisler, zabitler (Giritli Ahmet Ağa, Emin İmam) ve uzmanlar da getirilmişti.

Çiftliklerde 20'şer çiftçi aile çalıştırıldı. Askerlik muafiyeti sağlandı.

Kadınlar "godya" (kolbaşı) olarak örgütlenmişti. 

Sonradan TİGEM binası olan Dalaman Tren İstasyonu yapıldı.

Cami, yollar, telefon hatları, yatları için Sarsala-Kille iskeleleri kuruldu.

1907'de bir av köşkü inşa edildi.  

Takriben 50 aile orada kaldı ve özgürleştiler, gayri-Müslim olanlar Müslüman olup topluma entegre oldular.

Bugün Dalaman-Fethiye'de Afro-Türkler (ör. İbrahim Aydın, Ömer Musa Siva aileleri) onların torunlarıdır.

Osmanlı'da o dönemde kölelik yasaklanmış olduğu için Abbas Paşa'nın bu köleleri işçi yada "misafir" statüsünde tutuldular.


Osmanlı dönemi ve sürgün (1892-1914)

Abbas Hilmi Paşa, babası Tevfik Paşa'nın 1892'de ölümünden sonra Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in fermanıyla 18 yaşında Mısır hıdivi olarak atandı.

Politikası, Türkiye'ye karşı mutlak ve samimi bir sadakat üzerine kuruluydu ve bu, İngiliz işgali altındaki Mısır'da nadir bir tutumdu.

Hidivliğinin ilk yıllarında İngilizlere karşı muhalif bir politika izlese de Osmanlı Devleti'nin Mısır üzerindeki nominal egemenliğini korumak için çaba gösterdi.

Örneğin, Osmanlı'nın Mısır komiseri Gazi Ahmed Muhtar Paşa ile yakın çalıştı. Paşa, Abbas'ın İstanbul ziyaretlerinde özel vapur tahsis edilmesini sağladı ve hıdivin Osmanlı'ya bağlılığını pekiştirdi.  

Sık sık İstanbul'a gidip geldi. 1893 ve sonraki yıllarda Avrupa seyahatleri sırasında bile Osmanlı ile bağlarını korudu.

1914'te I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul'a sadık kalarak İngilizlere karşı tavır aldı.

Bu yüzden İngilizler tarafından tahttan indirildi ve sürgüne gönderildi.

Osmanlı, 1922'ye kadar onu hıdiv olarak tanıdı.

Midhat Cemal Kuntay tarafından yayımlanan yazıda mesele şöyle açıklanıyordu:

Abbas Hilmi Paşa halife olmak arzusunda idi. Teşkilat-ı Mahsusa' mız, Hıdiv'in maksadını öğrenmiş, kendisini adım adım takibe başlamıştı. O günlerde Hıdiv, Asir'de ordumuzu isyanıyla meşgul eden Seyyit İdris'e, meşhur Arap ayrılıkçısı Doktor İzzet el-Cündı eliyle Arap hilafet sancağı, kılıçlar, para ve propaganda kitapçıkları göndermek üzeredir. Bu ‘hediyeler', Doktor İzzet'in kardeşi eczacı Cevdet el-Cündı'nın kalmakta olduğu Kahire'deki Otel Royal' deki dairesinden Teşkilat-ı Mahsusa'nın Mısır şubesi tarafından kaçırılıyor. Ele geçen belgelerden birinde, geleceğe ait hazırlıkları da ortaya koyan geniş bir plan vardır. Bu ikiyüzlü ve tehlikeli siyaset, Teşkilat-ı Mahsusa'nın zorunlu makam sahiplerine, Abbas Hilmi Paşa'yı zararlı eylemlerinden alıkoyacak bir çare bulmalarını zorunlu kılıyor.


Sürgün yıllarında (1914-1944) büyük ölçüde Türkiye'de yaşadı.

İngiliz baskısından kaçınarak Osmanlı yanlısı tutumunu sürdürdü.

Türkiye sevgisi hiçbir zaman sarsılmadı ve hayatı boyunca devam etti.

İstanbul Boğazı'nda yatı (Elmahrusa) demirliydi ve Çubuklu'da kasr inşa ettirdi.

1930'lu yıllarda Atatürk ile doğrudan temasları oldu.

Atatürk, İstanbul Boğazı'ndaki yatını ziyaret ederek onunla sohbet etti.

Bu, Osmanlı'nın son temsilcisi ile cumhuriyetin kurucusu arasında sembolik bir köprüydü.

Abbas, diplomatik travmalara rağmen Türkiye'ye saygısını korudu.

Maddi ve manevi destekler sağladı.

Cumhuriyetin kuruluşunda 900 bin lira para hibe etti.

Gazeteci Yunus Nadi ile dostluğu sayesinde Türkiye'deki yatırımlarını (örneğin Dalaman'daki araziler ve av köşkü) yönetti ve bu dostluk ölene kadar sürdü.

Fakat 1941'de Varlık Vergisi'ne tabi tutuldu ve bu, esasında Müslüman/gayrimüslim ayrımı yapmadığının ve Türkiye'nin onu Türk yanlısı olarak gördüğünün bir göstergesiydi.

1944'te Cenevre'de öldü.

Mısır kökenli aileden (Kavalalı Mehmed Ali Paşa hanedanı) olmasına rağmen, Türkiye'de mülkler edinmişti, Dalaman Ovası'nda 360 bin dekar arazi, av köşkü, tren istasyonu ve depo yaptırdı (1903-1907).

Bu yatırımlar, Osmanlı ile ilişkilerinin pratik yansımasıydı.

Suikast girişimlerine maruz kaldı (1894 İskenderiye, 1914 İstanbul), ki bunlar kısmen Türk yanlısı tutumundan kaynaklanıyordu.
 

Abbas Hilmi Paşa'nın yaptırdığı Dalaman'daki tren istasyonu, 1907
Abbas Hilmi Paşa'nın yaptırdığı Dalaman'daki tren istasyonu, 1907

 

Sonuç

Mısır'ın son hıdivi II. Abbas Hilmi Paşa (1874-1944), Osmanlı hanedanıyla bağları olan bir yönetici olarak hem Mısır'da modernleşme çabaları yürütmüş hem de Anadolu'da büyük ölçekli tarım yatırımları yapmıştır.

Bu makalemizde, paşanın biyografisini, hıdivlik dönemini ve Osmanlı ilişkilerini inceleyerek, özellikle Muğla-Dalaman bölgesine (Antalya'ya komşu Menteşe Sancağı) getirdiği Afrikalı köle/işçileri anlatmaya çalıştık.

1905 civarında Mısır ve Sudan'dan yaklaşık 300 Afrikalı aile getirerek pamuk ve meyve tarımında kullanan Abbas Hilmi Paşa, bu işçilerin bir kısmının Anadolu'ya yerleşerek Afro-Türk topluluklarını oluşturmasına zemin hazırlamıştır.

Arşiv belgeleri ve ikincil kaynaklara dayalı analiz, Paşa'nın bu girişimlerinin hem ekonomik hem sosyo-kültürel etkilerini ortaya koymaktadır.  

Hıdiv, Türk Sanayi Bankası'ndan aldığı krediyi ödeyemeyince binanın satışı gündeme geldi ve 1935 yılında Atatürk'ün talimatı ve imzası ile binayı devlet satın aldı.

Bu tarihten itibaren jandarma karakolu olarak kullanılan bina, 1958 yılında Devlet Üretme Çiftliği'ne devredildi.

Bina bugün orijinal haliyle Dalaman ilçe merkezinde, Tigem (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) Müdürlüğü binası olarak kullanılmaktadır.

Atatürk ile Abbas Hilmi Paşa 1931'de iki kez görüşmüştü.

Florya'da yat ziyareti ve Çankaya'da resmî kabul bu samimi ilişkilerin bir tezahürüdür.

Bu görüşmeler, Osmanlı-Türk sürekliliğinin sembolik onayı ve İngiliz karşıtı ortak duruşun pekiştirilmesi açısından tarihe geçti.

Abbas 1944 yılı, ölümüne kadar bu anıları en değerli hatıraları olarak anlattı.

Abbas Hilmi Paşa, hıdivlikten Anadolu girişimlerine uzanan kariyerinde tarımı merkeze almıştı.

Dalaman'a getirdiği Afrikalı köleler, günümüz Afro-Türk mirasını şekillendirmiştir.

 

 

Kaynaklar:

Toledano, E.R. (1982). Osmanlı Köle Ticareti. London.
Forbis, J., & Sherif, G. (1993). The Abbas Pasha manuscript: and horses and horsemen of Arabia and Egypt during the time of Abbas Pasha, 1800-1860. [Ark. Ark.]. 
(Kitap) The Last Khedive of Egypt – Abbas Hilmi. (E. Nihil yayınevi bilgisi)
Kandil, D. (2015). Abbas Pasha: A Ruler at Odds. JA AUTH, 12(2), 15-41.
Temel, M. (2025). "Mısır Hidivi II. Abbas Hilmi Paşa'nın Menteşe Sancağı'ndaki Çiftlikleri ve Bazı Hukuk Dışı Faaliyetleri". Tarih İncelemeleri Dergisi, 41(45), 397-426. 
Kuntay, M. C. (2019). Namık Kemal: devrinin insanları ve olayları arasında (1. basım). Alfa Yayınları.

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU