İstanbul'da doğan kızına Nimet adını veren Kongolu Bulembi ne istiyor?

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Geçtiğimiz 11 Kasım 2025 günü, Ankara'dan İstanbul'a giderken uçakta, yanımdaki koltukta bir Afrikalı oturuyordu.

Afrikalıları severim ve onlarla çok kolay iletişim kurarım.

Yan koltuktaki Afrikalı erkek yolcuya İngilizce, nereli olduğunu sordum.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söyleyince Fransızca konuşmaya başladık.

Eski bir Belçika sömürgesi olan ve önceden Zaire adıyla tanınan bu ülkeye, ayrıca Senegal, Mali ve Fildişi Sahili'ne her zaman özel bir ilgi duymuşumdur.

Paris'teki üniversite öğrenciliğim sırasında Kongolu, Senegalli, Malili ve Fildişi Sahilli arkadaşlarım olmuştu.

Onlarla Afrika kıtasının Avrupalı ülkeler tarafından nasıl sömürüldüğüne ilişkin uzun konuşmalar yapardık.

Aynı konuyu yanımdaki Kongolu Bay Bulembi ile de konuşmaya başladık.

Daha sonra Bulembi'ye, Ankara'da ne yaptığını sordum.

2017 yılından bu yana İstanbul'da yaşadığını ve Ankara'ya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti Büyükelçisiyle görüşmeye geldiğini söyledi.

Büyükelçiye, Kongoluların sorunlarını anlattığını ve bunları Türk resmi yetkililerine aktarmasını istediğini belirtti.

Evli ve 2'si erkek 2'si kız 4 çocuk babası olan Bulembi, ithalat-ihracat işi yapıyor.

Gazeteci ve televizyon yorumcusu olduğumu söylediğimde, "Sizden bir ricada bulunayım, Türkiye'deki Afrikalıların durumuna ilişkin bir yazı kaleme alır mısınız?" dedi.

"Afrikalılara karşı yabancı düşmanlığı ya da ırkçı tavırlar mı var?" diye sordum.

"Hayır, Türkiye'de böyle bir sorunla karşılaşmıyoruz. Türkler bize iyi davranıyorlar ve Batılı ülkelerdeki ırkçılık genel olarak burada yok. Ama çok başka sorunlarımız var" yanıtını verdi.

Uzun yıllar Avrupa ülkelerinde yaşadığım için yabancıların karşılaştığı sosyal, ekonomik ve bürokratik sorunları yakından biliyordum.

Dolayısıyla Bay Bulembi'nin aktaracaklarının da benzer sorunlar olabileceğini tahmin ettim.

Bulembi sorunları şöyle sıraladı:

  • Turistik vize ile aldığımız oturma iznini yenileyemiyoruz.
  • Oturma iznini sadece eğitim, sağlık ve iş adamı vizesi olması durumunda yeniliyorlar.
  • Türkiye'de iş yerimiz, evimiz olsa da oturma iznini yenileme hakkından yararlanamıyoruz. 
  • Türkiye'de doğan çocuklarımızın oturma izni ve okula gitme, eğitim görme hakkı yok.
  • Çocuklarımızın eğitim hakkının oturma iznine bağlanması büyük bir soruna neden oluyor.
  • Afrikalı çocuklar, her çocuk gibi eğitim hakkından yararlanmalı. 
  • Afrikalılar, Türkiye'de birçok iş dalında çalışıyor ve ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Ama sağladıkları katkılara rağmen çalışma izni alamıyorlar. 
  • Çalışma izni alarak kayıtlı çalışırsak, biz de devlete vergi öderiz.

Bulembi'nin küçük kızı İstanbul'da doğmuş ve adını Nimet koymuşlar.

Halen İstanbul-Esenyurt'ta yaşayan Bulembi ailesinin en önemli sorunu, çocukların okula gidememesi, eğitim sistemine kabul edilmemeleri.

Elbette başka sorunları da var, ama Bulembi haklı olarak çocuklarının geleceğini öne çıkarıyor.

Türkiye'de yaklaşık 1,7 milyon Afrikalı yaşıyor.

Bunların 700 binden fazlası ise İstanbul'da ikamet ediyor.

Esenyurt, Kurtuluş, Dolapdere, Fatih, Zeytinburnu, Şişli, Taksim, Aksaray gibi bölgelerde yoğun yaşayan Afrikalılar, bulabildikleri evlerde kimi zaman 10, 15 ya da daha fazla kişi birlikte kalıyorlar.

İzmir'de, Kadifekale ve Basmane semtlerinde, Ankara'da ise Keçiören, Siteler, Demirlibahçe, Yapracık gibi bölgelerin bazı mahallelerinde Afrikalı göçmenlerin yerleşik yaşadığı bilgisini paylaşalım.

Afrikalıların arasında, büyük çoğunluğu Türkiye ile yapılan anlaşmalar uyarınca Türk üniversitelerinde eğitim görmeye gelmiş çok sayıda öğrenci olduğunu da hatırlatmakta yarar var.

Resmi rakamlara göre, Türkiye'de yaklaşık 65 bin Afrikalı üniversite öğrencisi bulunuyor.

Afrikalı göçmenler ise genellikle Senegal, Somali, Sudan, Gana, Etiyopya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Nijerya, Kenya, Eritre gibi ülkelerden gelmiş.

Bu göçmenler arasında, futbol kulüplerinin denemelerine katılarak, profesyonel futbolcu olmayı hedefleyenlerin yanı sıra Türkiye'ye iltica edenler de bulunuyor.

Afrikalılar, Avrupa ülkelerine gidebilmenin yollarını arıyorlar ve çoğu kez başarısızlıkla sonuçlanan, deniz araçlarıyla Yunanistan'a geçiş girişimlerinde, insan kaçakçılarının kurbanı olup, paralarını kaptırıyorlar.

Türkiye'yi, Avrupa'ya geçiş için bir durak gören kimi Afrikalılar, zaman içinde ülkemizde kalmaktan başka çare bulamayınca, şartlara razı olarak yaşamlarını aramızda sürdürmeye çalışıyorlar.

Türkiye, özellikle son 15 yılda Afrika'da önemli hamleler yaptı.

Bağlantısı olmadığı birçok ülkeyle diplomatik ilişkiler kurdu.

Türk şirketleri, girişimciler Afrika ülkelerinde önemli işler yapıyor.

Afrika pazarındaki payımız her geçen yıl daha da büyüyor.

Avrupa ülkelerinin tersine bizim geçmişimizde sömürgecilik yoktur.

Bu nedenle birçok sivil toplum kuruluşu, devletin de desteğiyle Afrika'nın en ücra köylerinde su kuyuları açıyor, altyapı ve yol yapıyor, buralarda yaşayan halka gıda, ilaç, giyecek yardımında bulunuyor. 

Afrikalılar, ülkelerine gelen, iş yapan ve yardım eden Türkleri tanıdıkça daha çok sevmiş, Avrupalılardan farklı oldukları anlamıştır.

Türk Devleti, ülkemizde yaşayan Afrikalıların sorunları çözülebilecek güçtedir.

Uzun sözün kısası Türkiye'deki Afrikalılar oturma izni ve çocukları için eğitim hakkı istiyor.

Mösyö Bulembi, Türk yetkililerden sadece Kongoluların değil tüm Afrikalıların sorunlarının çözülmesini bekliyor ve bunun için ulaşabildiği makamlara dertlerini anlatmaya çalışıyor.

Biliyorum ki sadece Bulembi değil, Demokratik Kongo Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi başta olmak üzere diğer Afrika ülkelerinin Büyükelçileri de vatandaşlarının içinde bulunduğu durumu Türk yetkililerine aktarmaya gayret ediyor.

Bu konuyu daha ayrıntılı olarak önümüzdeki aylarda yazmaya devam edeceğim.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU