CHP tarafından savunması istenen Gürsel Tekin: Ne savunması? Savunmayı sadece suç işlerseniz yaparsınız

"Bakın bir daha söylüyorum. Özellikle bizim mahalleye yakın olan medya, yalan, yanlış, iftira bir daha yaparsanız hukuksal haklarımı kullanmak zorunda kalırım"

Ekran alıntısı: ANKA

 CHP İstanbul İl Başkanlığına 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla kayyum olarak atanan Gürsel Tekin, "Bugün ben ve çok kıymetli iki arkadaşım, bir savunma için karşınıza çıkmadım. Savunmayı sadece suç işlerseniz yaparsınız. Biz başladığımız günden itibaren tek yolumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bırakmış olduğu, emanet ettiği CHP'yi muhafaza ve müdafaa etmekle geçmiştir. Hiçbirimizin bugüne kadar yaşamımızın tamamında en ufak bir negatif işin içinde olmamışız" dedi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanmasıyla sonuçlanan 2 Eylül tarihli İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararına yapılan itirazlar aynı mahkemede görüşüldü. Mahkeme, YSK'nın Anayasa vurgusuyla devreye girmesiyle tamamlanan CHP Olağanüstü İstanbul İl Kongresi'ne rağmen itirazı reddetti. İstinaf yolu açık olmak üzere kayyum uygulamasının devamına karar verdi. Tekin, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

Bugün ben ve çok kıymetli iki arkadaşım, bir savunma için karşınıza çıkmadım. Savunmayı sadece suç işlerseniz yaparsınız. Biz başladığımız günden itibaren tek yolumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bırakmış olduğu, emanet ettiği CHP'yi muhafaza ve müdafaa etmekle geçmiştir. Hiçbirimizin bugüne kadar yaşamımızın tamamında en ufak bir negatif işin içinde olmamışız. Şimdi size 26 yaşında genç bir partili bir siyasetçi olarak 90'lı yıllarda Kürt konferansına giden milletvekillerinin partide atılmaması adına Kadıköy PTT'nin önünde arkadaşlarımızla biz 2 bin telgraf gönderdik. Daha sonra Allah rahmet eylesin. Erdal İnönü, o dönem genel başkanımız İstanbul'da bizimle görüşmek istediğini söylediler. Biz İstanbul SHP İl Teşkilatı'nda rahmetli Erdal İnönü’nün karşısına geçtik. O körpecik akıllarımızla yüksek sesle cesurca sayın genel başkanımızı eleştirebildik. Ve mümkünse bu Fransa'ya giden milletvekilleri partide atılmaması konusunda bir desteğinizin olmasını talep ettik biz kendisinden. Kendisinin bize kurmuş olduğu çok önemli bir cümle vardı. O bir demokrasi kahramanıydı. Bir özgürlük kahramanıydı. Hukuk sevdalısıydı. Dedi ki 'Gençler ben sizi anlıyorum. Ben SHP'nin genel başkanıyım. Ama SHP'nin aynı zamanda bir anayasası var. Tüzüğü var. Benim kişiliğim bu anayasaya müdahale etmeye uygun değildi. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Ama yedek kadar arkadaşlarımı çağırıp onları yönlendirmek benim demokrasi anlayışıma ters düşer demiştim. Sonra da ne yazık ki maalesef o ihraçlar oldu ve Türkiye başka bir evreye girdi. Bugün yaşamış olduğumuz sorunların temeli orasıydı.

"Liderlerin elini tutarak siyaset yapan insanlar değiliz"

Şimdi arkadaşlarımız anlıyorum. Gerek YDK'daki arkadaşlarımız, gerekse MYK'daki arkadaşlarımızın çoğunu birebir tanıyorum. Arkadaşlarımızın partililik hikayeleri son 10 yıla dayalıdır. Biz ta kuruluşundan itibaren, herkes de biliyoruz. Onun için biz arkadaşlarımız gibi Sayın Baykal'ın elini tutarak, Sayın Kılıçdaroğlu'nun elini tutarak, Sayın liderlerin elini tutarak siyaset yapan insanlar değiliz. Biz emeğimizle, sokakta alın terimizle, İstanbul'u karış karış Türkiye'yi karış karış gezen 6 yılını  Türkiye coğrafyasında 110 bin kilometre emek sarf ederek mücadele eden bir arkadaşınızım. Bize ne göndermişsiniz? Yani gerçekten acıyorum. Gerçekten acıyorum. Mesela, işte şu şu şu maddeler..

"Tertemiz insanları kimin karşısına götüreceksiniz"

Önce Sayın Genel Başkan, çünkü ekranda 'attım' diyor. Düşünebiliyor musunuz? 'Attım' diyor. Hemen ekranda baktım, üyeliğimiz var. İki saat sonra baktım, üyelik yok. Tarihe baktım. Sonra, büyük olasılıkla yanlışlarını fark edince, bu sefer ne yaptılar, 'Efendim, savunma göndereceğiz'. Ne savunması gönderiyorsunuz? Hayırdır? Kime gönderiyorsunuz? Savunmayı biz kime yapacağız? Merak ediyorum. Yani gerçekten dilim söylemeye varmıyor. Beni zorlamayın, sizden rica ediyorum. Sadece bu kurumsal kimliği muhafaza etmek için sabırla bekliyoruz. Tertemiz insanları kimin karşısına götüreceksiniz? Farkında mısınız? Sayın Genel Başkanım, bizleri kimin karşısına götüreceğinizi biliyor musunuz? Onun için bu bir savunma değildir. Ben parti yönetiminin ve Sayın Başta Genel Başkanımız, yöneticiler olmak üzere şunu beklerdim ama açık ve net söylüyorum. Bugün yüzlerce arkadaşımıza tutuklu olmalarına sebep olan iftiracılar ve itirafçılarla ilgili bir işlem yapmalarını beklerdim. Hatta bunun 24'ü de CHP üyesi. Yani Zeki Şen'i, Erkan'ı disipline veriyorsunuz. Arkadaşlarımızın tutukluluğuna sebep olan bunlarla ilgili neden bir işlem yapmazsınız? Neden?

Bakın bir daha söylüyorum. Özellikle bizim mahalleye yakın olan medya, yalan, yanlış, iftira bir daha yaparsanız hukuksal haklarımı kullanmak zorunda kalırım. Niye gelmediniz bugün buraya? Niye gelip sorularınızı sormadınız? Bu kadar cesursanız, bu kadar haklıysanız gelin gözlerimizin içine bakarak istediğiniz soruyu sorun. Hayır yapmıyorsunuz. Ekrana çıkaralım Aziz Efendi'nin arkadaşlarını. Aziz Efendi'nin arkadaşları bize hakaret etsin öyle mi? Yok öyle bir meydan. Kusuruma bakmayın. Arkadaşlar hepinize çok teşekkür ediyorum.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin bugün verdiği karara ilişkin bir soruya Tekin, "Biz onunla meşgul değiliz arkadaşlar. Geldiğimiz günden itibaren hukuksal olarak yapmamız gereken birebir, yani bu Çağrı Heyetinin yapması gereken çok şey vardı. Hiçbirinin hukuka başvurmadı. Çünkü bize yakışmıyor. Hani içeride sorunlar varsa bu sorunları kendi içimizde çözeriz" yanıtını verdi. 

E-Devlet üzerinden parti üyeliğinin sona ermesine ilişkin bir soru üzerinde Gürsel Tekin, "Çok şey var ama söylemek istemiyorum" dedi. Tekin, toplantıdan ayrılırken, "Özellikle 3 televizyonun sorusu olmadığına göre hepinize çok teşekkür ederim. Oradan soru sorun diyorum yok. Oradan kurusıkı atıyorsunuz" diye konuştu.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU