TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun üçüncü toplantısında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyonun kuruluş amacına uygun şekilde disiplinli ve uyumlu bir çalışma yürüttüğünü belirterek, “Terörün Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkartılması, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi ve demokratikleşme adımlarının atılması komisyonumuzun en önemli vazifeleridir” dedi.
“Fikirler farklı olsa da görüşmeler açık yürütüldü”
İlk iki toplantıda tüm üyelerin fikirlerini açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Herkes, farklı açılardan baksa da katkılarını ortaya koyabildi. Görüşmeler komisyonun ruhuna uygun şekilde açık bir biçimde gerçekleşti” dedi.
Geçen toplantıda Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve MİT Başkanı’nın bilgilendirme oturumunun kapalı yapıldığını hatırlatan Kurtulmuş, “Toplantıdan sonra birçok arkadaşımız bu kararın nedenini daha iyi anladıklarını ifade ettiler” diye konuştu.
Kurtulmuş, komisyonun en temel meselesinin, “terör örgütünün silahları bırakmasıyla başlayan süreçte atılacak adımların millet adına takip edilmesi” olduğunu vurgulayarak, demokratikleşme ile ilgili düzenlemelerin bu çerçevede ele alınacağını söyledi. İlk iki toplantıda alınan kararların oy birliğiyle çıktığını hatırlatan Kurtulmuş, “Bundan sonraki adımların da en geniş mutabakatla atılması arzumuzdur” ifadelerini kullandı.
Komisyonun yapısı ve yeni üyeler
Kurtulmuş, komisyonun 51 üyeden oluştuğunu, siyasi partilere adil temsil ilkesi doğrultusunda dağılım yapıldığını anlattı. Grubu bulunmayan partilere birer üyelik verildiğini, kalan üyeliklerin ise Meclis’teki güç oranına göre paylaştırıldığını belirtti.
İYİ Parti’nin komisyona üye vermeyeceğini bildirmesi üzerine boş kalan 3 üyelik, mevcut oranlara göre AKP, CHP ve DEM Parti’ye birer kontenjan olarak dağıtıldı. Bu kapsamda komisyona AKP’den Denizli Milletvekili Cahit Özkan, CHP’den Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, DEM Parti’den İstanbul Milletvekili Celal Fırat katıldı.
Toplantıda usul tartışması
Kurtulmuş’un konuşmasının ardından ilk sözü, TİP Milletvekili Ahmet Şık aldı. Komisyonun usul ve esaslarına yönelik “Oybirliği ile kabul edildi” ifadesinin gerçeği yansıtmadığını belirten Şık, karar alma mekanizması ve komisyonun ismine yönelik oylamada “hayır” oyu verdiğini anımsattı.
Komisyon tartışması için görüşülecek kişi ve kurumların siyasi partilerce önerilmesinin kararlaştırıldığını aktaran Şık, “Yalnızca entegrasyon faaliyeti için önerilecek kişi ve kurumların sınırlı kalacağı ortadadır. İktidar kanadının önerilerinin somutlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. İktidarın bu sorunun çözümündeki teklifini yalnızca medyaya sızdırılan haberlerden öğrenmek istemiyorum. İktidarın teklifini şeffaf şekilde öğrenirsek, ona uygun şekilde kişi ve kurumların dinlenmesini önereceğiz” dedi.
Süre sınırı eleştirisi
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, komisyona çağrılacak kişi, kurum ve kuruluşların ayrıntılı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, beşer dakikalık konuşma sınırının doğru olmadığını söyledi. Emir, “Mevcut konuları hak ettiği derinlikte tartışmaktan yanayız” dedi.
Eleştirilere yanıt veren TBMM Başkanı ve Komisyon Başkanı Kurtulmuş ise komisyonda iktidar-muhalefet ayrımı gözetilmeyeceğini vurgulayarak, “Amacımız, en yüksek uzlaşı ile bu tarihi dönemin gereğini yerine getirmektir. Kendinizi iktidar gibi görün ve ona göre konuşmalarınızı gerçekleştirin” ifadelerini kullandı.
CHP’nin demokratikleşme önerileri
Kurtulmuş’un ardından yeniden söz alan CHP’li Murat Emir, partisinin komisyon gündemine ilişkin önerilerini sundu. CHP bünyesinde bir Demokrasi ve Adalet Komisyonu kurulduğunu ve rapor hazırlandığını belirten Emir, Türkiye’deki sorunların büyük bölümünün mevcut Anayasa’ya uyulmamasından kaynaklandığını vurguladı.
Emir’in komisyon tutanaklarına geçmesini istediği önerilerden bazıları şunlar:
Anayasanın uygulanmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalı, yargı üzerindeki siyasi baskılara son verilmeli.
AYM ve AİHM kararları eksiksiz uygulanmalı.
Düşünce özgürlüğünün güvence altına alındığı bir ortam sağlanmalı.
Kayyum uygulamasına son verilmeli; yerel yönetimlere yönelik mali ve idari müdahaleler durdurulmalı.
Siyaseti yargı yoluyla dizayn etme çabalarından vazgeçilmeli.
Gezi davası başta olmak üzere toplumsal muhalefeti hedef alan davalarda cezaevinde bulunanlar tahliye edilmeli.
Cumhurbaşkanına ve kamu görevlisine hakaret suçları kaldırılmalı.
Sansür yasası geri çekilmeli, basın özgürlüğüne engel çıkarılmamalı.
Gizli tanık uygulamasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği unutulmamalı.
Devletin inançlar karşısında tarafsız olduğu bir düzen hayata geçirilmeli.
DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: Türkiye'nin iç barışıyla da beraber bölge barışını kurmaya ihtiyacımız var
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Bugün, gerçek anlamda Türkiye'nin iç barışını ve Türkiye'nin iç barışıyla da beraber bölge barışını kurmaya ihtiyacımız var. Bunu siyaset üstü, siyasi çıkar üstü görmezsek yarın, öbür gün olabilecek her türlü olumsuzluğun vebalini, sorumluluğunu hep beraber almış oluruz." dedi. Koçyiğit, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda partisinin Komisyonun gündemine ilişkin önerilerini dile getirdi. Tarihi bir süreçte, tarihi bir iş yaptıklarını söyleyen Koçyiğit, derde derman aramaya çalıştıklarını belirtti.
Komisyonun, "Türkiye'nin demokrasi açığını kapatmak, kendi sorunlarını demokratik, barışçıl yollardan, diyalog ve müzakere yoluyla çözmesi" açısından önemli olduğuna değinen Koçyiğit, öncelikleri tespit etmemeleri halinde Komisyonun başarılı olma şansı bulunmadığını öne sürdü.Koçyiğit, "Bu Komisyon, her şeyi konuşamaz, her sorunu çözemez, her açığı kapatamaz ama bu Komisyon gerçek anlamda Kürt sorununun demokratik çözümünde yol alabilirse, bir zemini açığa çıkarabilirse, bu sürecin toplumsallaşmasına yol açabilirse çok önemli bir eşiği daha atlamış oluruz." dedi.
Yeni bir sözün söylenmesi, yeni bir yolun inşa edilmesi, bu yolun da hep birlikte inşa edilmesi gerektiğini dile getiren Koçyiğit, "DEM Parti vekili olarak değil, 86 milyon yurttaşın barışı, ortak yaşamı, ortak geleceği ve demokrasi için bu kapıdan giren bir anlayışa ihtiyacımız var." diye konuştu. Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan savaşların olduğunu hatırlatan Koçyiğit, şunları kaydetti:
Bugün, gerçek anlamda Türkiye'nin iç barışını ve Türkiye'nin iç barışıyla da beraber bölge barışını kurmaya ihtiyacımız var. Bunu siyaset üstü, siyasi çıkar üstü görmezsek yarın, öbür gün olabilecek her türlü olumsuzluğun vebalini, sorumluluğunu hep beraber almış oluruz. O nedenle ben bir yöntem tartışmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Burada bir öncelik sıralaması yapmak zorundayız. 'Önceliğimiz ne olacak?' sorusuna doğru yanıt verildiğinde, yol haritamızı, çalışma takvimimizi de ona göre belirleriz. Bir yöntem tartışmasına ihtiyaç var, STK'lerin dinlenmesi gündemi vardı, bu konuda da bir yönteme ihtiyacımız var. Demokratik katılım acısından STK'lerin dinlenmesi çok önemli, çok elzem, bunları dinleyelim ama burada da bir metodolojiye ihtiyaç var. Hepimizin 200 kurum ve kişi listesi verdiği yerde bunu dinlemek sonsuz uzunluğa yol açabilir. Onun için bir takvim belirleyelim, 'Bir hafta mı, 10 gün mü, 5 gün üst üste mi çalışacağız' bütün kurumlarımızı, arkadaşlarımızı, kişileri hep beraber dinleyelim. Alt komisyonlar kuralım, bazılarını biz gidip dinleyelim. Bu sürecin toplumsallaşması lazım, biz yerelde gidip toplantı alabiliriz. Böylece de süreci toplumsallaştırmış oluruz. Ne yapmaya çalışıyoruz? Bu Komisyon ne yapıyor? Meclis ne için mücadele ediyor? Elini hangi taşın altına koyduğunu hep beraber anlatabiliriz.
Koçyiğit, Komisyonun "Terörsüz Türkiye" hedefine ilişkin yasal mevzuat tartışmasını yapması ve bunu da olabilecek en demokratik ve geniş haliyle hayata geçirmesi gerektiğini ifade etti. Komisyonun çalışma sistematiğinin ortaya konulması gerektiğini ifade eden Koçyiğit, 1 Ekim'e kadar ne yapılacağının, hangi yasal mevzuatlarının tartışılacağının belirlenmesi gerektiğini söyledi. Komisyonda yasal düzenlemelere ilişkin milletvekillerinin verdiği önerileri hatırlatan Koçyiğit, "Hızla bunları konuşalım, tartışalım, ortaklaşalım ve ilgili yasa taslaklarımızı da ilgili ihtisas komisyonlarına 1 Ekim'e yetişmek üzere de gönderelim." sözlerini sarf etti.
AK Partili Gül: Burada yol haritasını belirlemek istiyoruz
AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, "Terörsüz Türkiye hedefimiz yalnızca silahların susması değil, terörün tüm unsurlarıyla ortadan kalkması, tüm yapılarıyla silahlarını bırakmasıdır. Bölgemizin barış ve güvenlik içerisinde geleceğe yürümesi için bu hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bunu yaparken aziz şehitlerimizin ruhunu, gazilerimizi, onların kıymetli ailelerini incitecek hiçbir tutuma ve davranışa girmeyeceğiz. Bu nedenle komisyonumuzda da yine şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve onların yakınlarının dinlenilmesi hususu, başkanımızın takdirindedir." dedi.
Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.
Toplantıda konuşan Abdulhamit Gül, Türkiye'nin tam olarak terörden arınması için önerilerini kamuoyuyla paylaştıklarını, meselenin güvenlik meselesi olmaktan öte milletin geleceğine, birliğine ve beraberliğine yönelik bir mesele olduğunu ifade etti. Süreci ideolojik hesaplara, kısa vadeli siyasi çıkarlara kurban etmemelerinin çok kıymetli olduğunu belirten Gül, tüm bu çalışmalarla kazananın 86 milyon olacağını söyledi.
Gül, Kürtlerin, Alevilerin, bu ülkede yaşayan dindarların, öteki olarak hep itilmiş, parantez içine alınmış tüm kesimlerin sesi olmaya, onların önündeki engelleri kaldırmaya gayret ettiklerini ve edeceklerini belirterek, diyalog ve uzlaşıyla bu süreci yürüteceklerini ifade etti. Hedefin en önemli sac ayaklarından birisinin siyasal anlamda ortaklaşma ve ortak paydada buluşmak olduğuna inandıklarını söyleyen Gül, şöyle konuştu:
Bu mesele 86 milyonun meselesidir. TBMM, demokratik meşruiyet ve temsiliyet anlamında yüzde 98'i temsil eden bir milli iradenin merkezinde bu konunun ortaklaşması gerektiğine inanarak bu masada bulunduk. Bir kanun çalışması yapılacak, Meclis'ten bir kanunu geçirmekten öte, Cumhur ittifakının bir kanun çalışması değil, burada CHP'nin, iktidarın ve muhalefetin bu meselede ortak bir çerçeveyi çizmesinin çok değerli olduğuna inanıyoruz. O yüzden tüm bu çerçevede, bu demokratik temsiliyet ve meşruiyeti ana eksen olarak kabul ederek, bu yaklaşımlarımızı sürdüreceğiz.
Terörün sona ermesinin bir partinin değil, 86 milyonun ortak beklentisi olduğunu belirten Gül, tüm önerilerin kıymetli olduğunu söyledi.
Komisyonun bir Anayasa yapım komisyonu olmadığını belirten Gül, şunları kaydetti:
Bir adalet komisyonu da değildir. Burada ortaklaşarak bir çalışmayı, yol haritasını belirlemek istiyoruz. Terörden arınmış bir Türkiye için atılması gereken adımların tespiti, kanun anlamında hangi kanunlara temas edilmesi gerekiyorsa, bunları hep beraber dinleyeceğimiz akademisyenlerle, terör konusunu çalışmışlarla, partilerdeki müktesabatla bir çerçevesinin çizilmesi gerektiğini ve çizileceğine inanıyorum. Türkiye'nin 50 yıllık terör sorununun sona ermesi hususundaki bir meseleye şu anda yoğunlaşmış durumdayız.
Taleplerin somut adımlarla ilerlemesini çok kıymetli buluyoruz. Terörsüz Türkiye anlayışımızın yalnızca terör örgütünün silahları bırakmakla yetinmeyip aynı zamanda tüm illegal yapılanmalara bağlı örgütlerin de kendilerini feshetmesi çok önemlidir. Ne adı altında olursa olsun, tüm bu yapıların tamamen ortadan kaldırılması elzemdir, zorunludur. Bu gerçek yalnızca ülkemizin huzuru değil, bölgemizin istikrarının kalıcı bir biçimde tesis edilmesi açısından şarttır. Suriye'de terörün farklı model ve adlar altında varlığını sürdürme çabası da dikkatle takip edilen bir konudur. Gelişmeleri bahane ederek bazı çevrelerin süreci zamana yaymaya ya da farklı mecralara çekmesine de asla izin vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefimiz, yalnızca silahların susması değil, terörün tüm unsurlarıyla ortadan kalkması, tüm yapılarıyla silahlarını bırakmasıdır. Bölgemizin barış ve güvenlik içerisinde geleceğe yürümesi için bu hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bunu yaparken aziz şehitlerimizin ruhunu, gazilerimizi, onların kıymetli ailelerini incitecek hiçbir tutuma ve davranışa girmeyeceğiz. Bu nedenle komisyonumuzda da yine şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve onların yakınlarının dinlenilmesi hususu, başkanımızın takdirindedir.
AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, terörsüz Türkiye sürecinde uluslararası örneklerden de yararlanılmasının faydalı olacağını söyledi. Türkiye'nin 40 yılı aşan terörle mücadele tecrübesinden elde ettiği birikimlerle gerçekleştirilecek özgün bir modelle başarılı bir sonuca ulaşılacağına inandığını belirten Yüksel, hedef doğrultusunda güvenlik tedbirlerine ek olarak sosyal, ekonomik ve hukuki boyutların bütüncül bir yaklaşımla ele alınacağı bir yöntemi benimsediklerini ifade etti.
Independent Türkçe, AA, ANKA