Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Sözcü TV ve Tele1’e verdiği yayın durdurma ve para cezaları kamuoyunda tartışma yaratırken, Üst Kurul’un bazı üyeleri kararlara sert tepki gösterdi. Kararların, muhalefetin meydan konuşmalarına ve canlı yayınlara açık bir "gözdağı" niteliğinde olduğu savunuldu.
“Cezalar Danıştay kararına aykırı”
RTÜK Üst Kurulu bugün gerçekleştirdiği toplantıda, izleme uzmanlarının raporlarını değerlendirerek iki ayrı kanala yaptırım uygulanmasını kararlaştırdı. RTÜK, Sözcü TV’de yayınlanan "Para Politika" programında ekonomist Murat Kubilay’ın kullandığı "Türkiye Müslüman bir ülke değildir" ifadesini, toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı bularak üst sınırdan idari ceza verdi.
Aynı toplantıda, Tele1’de yayınlanan "4 Soru 4 Yanıt" programında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane Mitingi’ndeki konuşmasının "Cunta Başkanı Erdoğan" ifadesiyle birlikte altyazılarla ekrana getirilmesi de cezaya gerekçe gösterildi.
RTÜK Üst Kurul Üyesi Tuncay Keser karara karşı çıkarak, cezaların hukuksuz olduğunu belirtti. Keser, “Siyasi tartışma özgürlüğü çerçevesinde; parti liderlerinin canlı yayınlanan konuşmalarına yönelik yaptırımları haksız ve hukuksuz bulan Danıştay kararına rağmen, benzer gerekçelerle yaptırım ısrarı muhalefetin meydan konuşmalarına sansür baskısıdır. Bu, canlı yayın yapan kuruluşlara açık bir gözdağıdır” dedi.
“Cezanın gerekçesi Özgür Özel’in sözleri”
Üst Kurul Üyesi İlhan Taşcı da verilen cezanın doğrudan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in miting konuşmasına dayandığını açıkladı. Taşcı, “Tele1'e verilen ceza, ‘Cuntaya karşı boyun eğmeyeceğiz, Millet iradesine darbede 100. gün, Cunta Başkanı Erdoğan’ gibi alt yazılarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı öne sürülen ifadeler nedeniyle verildi” dedi.
“Medya nefessiz kalırsa toplum da kalır”
RTÜK Üyesi Necdet İpekyüz ise cezaların sadece yayın kuruluşlarını değil, izleyiciyi de cezalandırdığını ifade etti. İpekyüz, “Bir siyasi partinin genel başkanının canlı yayınlanan konuşması ile iktidarın politikalarına yönelik eleştirel yorumlar gerekçe gösterilerek verilen cezalar; farklı ve eleştirel sesleri bastırma, fikirleri tekleştirme girişimidir. Bu, izleyicinin bilgi alma hakkına da darbedir. Medya nefessiz kalırsa toplum da nefessiz kalır. Medya özgürleştikçe toplum da özgürleşir. Çözüm cezalardan değil, başta medya olmak üzere tüm özgürlüklerin büyütülmesinden geçer” ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe, ANKA