Müsavat Dervişoğlu: ABD’nin verdiği silahları Türkiye’ye hangi örgüt teslim eder, siz geri zekalı mısınız?

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Tekirdağ’ın Ergene ilçesine bağlı Karamehmet Köyü’nde çiftçilerle bir araya geldi

Fotoğraf: ANKA

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Tekirdağ’da partisinin genişletilmiş il divan toplantısında konuştu. ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini değerlendiren Dervişoğlu, iktidarın teröristlere ‘silahı bırakın öyle gelin’ diye seslendiğini belirtti ve “Suriye’nin kuzeyinde ordulaştırılmış PKK’nın uzantısı PYD’nin silahlarını veren ABD ve İsrail’dir. ABD’nin verdiği silahları Türkiye’ye hangi örgüt teslim eder? Siz geri zekalı mısınız?” diye sordu. Dervişoğlu, kendisine saat hediye edilmesinden sonra ise “İktidarın yıkılışının alarmını kuruyorum” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dervişoğlu, “Ergene Çayı’nın ne hale geldiğini söylediler ve konuyla ilgili şikayetlerini ilettiler. İki dönemdir TBMM’deyiz ve oradaki kirlilikten kaynaklanan olumsuzlukları her fırsatta dile getiriyoruz. Bu sorunun çözümü noktasında atılmış doğru bir adım şu ana kadar yok. Bazı önemli sorunlar söz konusu olunca birilerinin kulaklarının üstüne yatmasıyla nihayet buluyor. Ama size söz veriyorum; TBMM’deki bütün milletvekili arkadaşlarım, bu bölgede yaşanan çevre ve hava kirliliğiyle ilgili bir Tekirdağlı gibi Meclis kürsüsünde mücadele edecektir” dedi.

“Türkiye’nin felaketi Erdoğan ve AK Parti iktidarıdır”

Çiftçinin zarar ettiğine dikkat çeken Dervişoğlu, “Kendi kendime dedim ki; 23 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. Doğru bir stratejik planlama yapmadıkları gibi çiftçinin zarar etmesine vesile olabilecek adımlar da atıyorlar. Girdi maliyetlerini yükseltiyorlar, ürün fiyatlarını düşürüyorlar. Türkiye’de bir milli güvenlik sorunu olması muhtemel gıda-arz güvenliğini bile isteye tehdit altına sürüklüyorlar. O zaman Türkiye’nin felaketi don, susuzluk, kuraklık değil. Türkiye’nin felaketi bugün işbaşında bulunan ve bu uygulamaların müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarıdır.” değerlendirmesini yaptı.

“Ekonominin patronu güvendir”

Ekonomiyi değerlendirirken güven eksikliğini vurgulayan Dervişoğlu, “Para bir milletin ekonomisinin bayrağıdır. Para düşerse ekonomiyle birlikte o ülkenin bayrağı da düşer. Ekonomi bir bütündür ve ekonominin patronu güvendir. Türkiye’de hüküm süren adaletsizlik döneminde maalesef güven veren bir ülke konumunda görünmediğimize sıklıkla şahitlik ediyoruz. Türkiye’ye güvenmiyorlar. Çünkü ülkenin başında bulunanlar hukukun üstünlüğüne değil, üstünlüğün hukukunun güçlenmesi yolunda adımlar atıyorlar. Hukuk, adalet, demokrasi yoksa hürriyetin, refahın, eşitliğin temin edilebilmesi mümkün değildir. Öyleyse hukuk ve adaleti hakim kılmak için çıktığımız bu yolculukta mutlak suretle zaferle ayrılmalıyız” ifadesini kullandı.

CHP’li belediyelere yeni operasyon

Dervişoğlu, CHP’li belediyelere yönelik başlatılan soruşturmalara ilişkin de  “Bir suç varsa elbette cezalandırılmalıdır ama bir soruşturmanın ya da yargılamanın hukuki olup olmadığı tartışma konusu ise bunun siyasetçiye sağlayacağı hiçbir şey yoktur. Vatandaş çıkıp ‘Bunların arkasında siyasi gerekçeler var’ diye düşünür. İYİ Parti’nin yaptığı tüm uyarılara rağmen hukuk ve adalet bir tarafa bırakılmış ve yaşanan süreç Erdoğan’ın siyasi rakiplerini tasfiye etmeye yönelik algılanmaya başlanmıştır” ifadesini kullandı.

“Erdoğan’ın yüzüne konuşmak istiyorum”

İl divan toplantısının gerçekleştirildiği kültür merkezine gelmeden önce salonda Erdoğan’ın da fotoğrafının olduğu yönünde kendisine bilgi verilmesi üzerine “Fotoğrafının olmasının bir mahsuru yok. Ben onun fotoğrafına değil, yüzüne konuşmak istiyorum aslında” dediğini anlatan Dervişoğlu şunları söyledi:

Ama bugünlerde benimle konuşmak yerine başkalarıyla konuşmayı tercih ediyor. Kandil’de eşkıyalarla, İmralı’da cani başıyla konuşuyor. TBMM’de ‘dem’lenmekle meşgul. Ey Erdoğan, sesimi duymuyorsun ama bir gün seninle gerçekle yüzleştireceğim. Sen bu salondaki samimiyetin yarattığı fırtına ile boğulacaksın. İşte o zaman sizin bize yaptıklarınızı yapmayacağız. Hukukun ne olduğunu, adaletin ne olduğu öyle bir göstereceğiz ki; ‘hukuk herkese gerekiyormuş, buna ben de inandım’ diyeceksiniz.

Terörsüz Türkiye’yi herkesin isteyebileceğini kaydeden Dervişoğlu, “Ama terörsüz Türkiye denilerek bu ülkenin geleceğini felakete sürükleyecek yolun taşlarının Öcalan denilen bir cani başı tarafından döşenmesine rıza gösterir misiniz? TBMM varken, Tekirdağ’ın meydanı varken, icazeti milletten almak varken o icazeti Öcalan’dan ve Kandil’deki canilerden almaya kalkışır mısınız? diye sordu.

Salondan “Hayır” sesi yükselmesi üzerine Dervişoğlu, “Bizim karşı çıktığımız budur. Bunu neden anlamıyorlar, ben de bunu anlamıyorum. Öcalan denen caninin yol göstericiliğinde tanzim edilmiş bir sürecin Türk milletinin hedef ve beklentilerine uygun bir biçimde gerçekleşmeyeceğini idrak edemeyen bir hükümet tarafından yönetiliyorsak; İYİ Parti’nin görevi bu hükümeti uyarmaktır. Sadece Erdoğan’ı değil, ortaklarını da uyarmaktır. Çıktığınız yol yanlıştır” ifadesini kullandı.

“Kızımızın başına gelenleri unutursak kanımız kurusun”

Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 1993 yılında şehit edilen öğretmen Neşe Alten ve babası Hasan Alten'in başından geçenleri anlatan Dervişoğlu, “Şimdi bunu Türkiye’ye barış getirecekse ve terörsüz Türkiye’yi inşa edeceklerse bundan umudu olanlara yazıklar olsun, o kızımızın başına geleni unutursak da bizim kanımız kurusun” diye ekledi.

“Bu ülkeyi bölmek isteyenler karşısında beni bulacak”

Sürece karşı çıkmaktan vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Dervişoğlu, “İmralı’daki cani başının, Kandil’deki eşkıyaların, Avrupa’daki diasporanın, Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan uşaklarının emrine uymak yönünde bir eğilim sergileyen iş başındaki yönetimin yanında asla saf tutmayacağım. Bu proje milli bir proje gibi tanımlanamaz. Bu proje, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ta kendisidir. Bunun asıl hedefi Türkiye’nin üniter yapısı, Türk milletinin birliği ve Türk vatanın bölünmez bütünlüğüdür. Bu ülkeyi bölmek, üniter devlet yapımıza zarar vermek, milli birlik yapımızı zaafa uğratmak isteyen kim olursa olsun karşısında Dervişoğlu’nu ve İYİ Parti’yi görecektir” değerlendirmesini yaptı.

Dervişoğlu, şöyle devam etti:

Daha önceki açılım sürecini bildiğim için ‘ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’ diyenlerdenim. Bunlar tv’lere çıkıyorlar, grup toplantısı yapıyorlar ama sanki meleklermiş gibi konuşuyorlar. Bu ülkeyi yönetenler de sormuyor. Dörtlü kanton hedefinizden vazgeçtiniz mi, cevap yok. Türkiye’de ana dilde eğitimden vazgeçtiniz mi, cevap yok. Üniter devlet yapısının değiştirilmesi hedefinizden vazgeçtiğiniz mi, cevap yok. Türk vatanının bir bölgesinde Kürdistan inşa etmek için silahlı mücadele terk ettiniz mi, cevap yok. Hükümet bunlara ‘silahı bırakın öyle gelin’ diyor. Bu nasıl bir aymazlıktır, nasıl bir akıldır. Bütün dünya biliyor ki, Suriye’nin kuzeyinde ordulaştırılmış PKK’nın uzantısı PYD’nin silahlarını veren ABD ve İsrail’dir. ABD’nin verdiği silahları Türkiye’ye hangi örgüt teslim eder? Siz geri zekalı mısınız?

Terörsüz Türkiye için ‘Adı güzel ama niyeti kötü bir tanımlamadır’ diyen Dervişoğlu, “Bu sebeple açık olarak ifade ediyorum; Türkiye’yi yönetenler vatandaşından esirgediği adalet ve umudu, iktidarın geleceğini kurtarmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla cani teröristlere bahşedemezler. Şehit çocuğunun gözlerindeki yaşlar kurumamışken, teröristlerden merhamet dilenecek kadar alçalamazlar. Türk milletinin geleceğine kast eden bu örgüt hiçbir emelinden vazgeçmeksizin, silahlı mücadele yolunda kararlılığını sergiliyorsa bu devleti yöneten hiç kimse onların bu kararlılığı karşısında sessiz kalamaz. Bunu yaparlarsa arşı başlarına yıkmak için harekete geçmiş bir İYİ Parti kadrosu var. Dünyayı bunların başına yıkmak boynumuzun borcu olur.” ifadesini kullandı.

Süreç konusunda çelişkili açıklamalar geldiğine işaret ederek “Acaba bunların derdi, terörsüz Türkiye mi?” diye soran Dervişoğlu şöyle devam etti:

Mesela TBMM’de komisyon kurulsun deniyor ama AK Parti’den verilen bir cevap yok. Ama hem PKK hem Öcalan hem Kandil bu talebi olumluyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. TBMM’deki komisyonun neyi konuşacağı belli değilken, bu komisyonun nasıl inşa edileceğini belirlemek yanlıştır. Çünkü sıradan bir terör örgütü ile karşı karşıya değiliz. Diasporası olan bir örgütle karşı karşıyayız. Bu örgüt ilgi alanımıza giren coğrafya üzerinde de hain planların emeli oluyor. Türkiye’de bir komisyon kurulacak, o komisyona kimin davet edileceği ve ne söyleyeceği belli olmayacak! Zaten bu konu Bahçeli’nin çağrısı ile başlamadı mı? Şimdi bu komisyon kurulduğunda Öcalan denilen cani başı TBMM’ye davet edilirse, Lozan suçlanırsa, üniter devlet yapımız sorgulanırsa Türkiye ne yapacak?

Dervişoğlu, TBMM’nin suç ortağı yapılmaya çalışıldığını savundu ve şunları söyledi:

“Milleti Türkiye’nin her yerinde bayrak gibi ayağa dikeceğim”

Anayasa değişikliği için sayısal çoğunluğun yakalanması ihtimaline değinen Dervişoğlu, “Erdoğan’ın tek adamlığını tahkim edecek hiçbir anaysa çalışmasının içinde olmayacağımızı ifade etmiştim. Ama bize rağmen bir şeyler yaparlarsa, partiler içinde birtakım oyunlar yapmak suretiyle anayasayı değiştirecek 400 milletvekilinin oyunu almayı becerirlerse, bana düşen kadar milletime de görev düşmektedir. Bu milleti ayağa kaldıracak her çalışmayı yapacağım. Anayasa değişikliği kaç oyla çıkarsa çıksın, onun referandumsuz yaşama geçirilmemesi için milleti Türkiye’nin her yerinde bayrak gibi ayağa dikeceğim” şeklinde konuştu.

Öte yandan Dervişoğlu program sonrasında kendisine hediye edilen saatten sonra “Bu iktidarın yıkılışının alarmını kuruyorum şimdi. Bunların bir namazlık ömürleri kaldı demiştim. Şimdi saniyeler geri saymaya başladı” diye ekledi.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU