Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantılarına ilişkin genel merkezde düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’te komisyon kurulmasına yönelik çağrısını hatırlatarak, bu öneriyi aylar önce kendilerinin de sunduğunu vurguladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ayşegül Doğan, “Biz aylar önce meclis başkanını inisiyatif almaya davet ettik. Bu konunun çok önemli olduğunu söyledik” diyerek Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a doğrudan çağrıda bulundu. Kürt meselesinin çözümünün Türkiye’nin demokratikleşmesinden ayrılamayacağını dile getiren Doğan, tüm siyasi partilerin sürece katkı sunması gerektiğinin altını çizdi:
Tarihin en fazla siyasal temsiliyetinin olduğu bir Meclis'ten bahsediyoruz. Tam da böyle bir aritmetikte Meclis'in başlayıp Meclis'le sınırlı kalmayan ve toplumun diğer kesimlerini ve dinamiklerini de içine dahil edebilecek bir şekilde bir komisyon tartışması yapacağımızı söylemiştik. Bu da çok tartıştığımız ve konuştuğumuz başlıklardan biri oldu. Biz Meclis Başkanı Sayın Kurtulmuş’un bu komisyonla ilgili sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
“Toplumda kaygı var, Meclis sorumluluk almalı”
Ayşegül Doğan, toplumda yaşanan kaygılara dikkat çekerek şunları söyledi:
Toplumda çok fazla kaygı var. Bu kaygıları gidermek Meclis'in en önemli görevi. Bu mevzu tüm siyasi çıkarların üzerinde değerlendirilmesi gereken bir mevzu. Oy, seçmen taban kaygısı, başka türlü yaklaşımlar yerine bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Onu yaparsak şöyle olur, bunu yaparsak DEM Parti'nin işine yarar, şöyle bir değerlendirme yaparsak AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin, DEVA’nın, Gelecek’in, TİP’in ya da EMEP’in işine yarar... Bu yaklaşımdan Türkiye kurtulmalı. Biz buradan ezberlerimizi bozmalıyız.
DEM Parti Sözcüsü, sürece toplumsal destek sağlamak için sahada olduklarını ve halk buluşmalarını artıracaklarını belirtti:
Sahadaydık ve sahada olmaya devam edeceğiz. Yaptığımız ev ve halk buluşmalarının sayısını arttıracağız. Biz bu sürecin hem anlatıcısı hem de örgütleyicisi olacağız. Çünkü sürecin kırılganlıkları var. Yani böylesi süreçlerde riskler olur. Bu riskleri de minimize etmenin ötesine geçip mümkünse risksiz hale getirmek istiyoruz. Riskli bütün alanları temizlemek, toplumsal desteği artırarak ortadan kaldırmak istiyoruz.
Gündemdeki 10. Yargı Paketi’ne ilişkin de açıklamalarda bulunan Doğan, sürecin Adalet Bakanlığı ile yürütüldüğünü hatırlatarak şu bilgiyi paylaştı:
Daha önce 10. Yargı Paketi ve bu dönemde yapılması gerekenlerle ilgili grup başkanvekillerimiz, Adalet Bakanlığı ile görüştükten sonra konuya dair detaylıca bir açıklama yapmışlardı. Bu açıklama sonrasında da aynı başlıkları içeren bir açıklamayı Adalet Bakanlığı da yaptı. Bunun nasıl olacağı önümüzdeki günlerde netleşir.
PKK ve Silah bırakma tartışması: “Muhatap Öcalan ve PKK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Silah bırakma YPG’yi de kapsıyor” yönündeki açıklamasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Doğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
O sorunun doğrudan muhatabı daha önce söylediğim gibi PKK. Örgütün kendisi ve örgütün lideri Sayın Öcalan silahların bırakılması sürecine ilişkin sorulara yanıt verebilir.
Yeni Anayasa çalışmaları hakkında da konuşan Ayşegül Doğan, Türkiye’nin demokratik ve barışçıl bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Independent Türkçe