Game of Drones: İsrail’in İran’a karşı hava savaşını tırmandırması daha geniş çaplı çatışma yaşanması korkusunu artırıyor

İsrail hafta sonu bölgedeki İran destekli hedeflere ani saldırılar düzenledi

Lübnanlı askeri istihbarat uzmanları, insansız hava araçlarının düştüğü bölgede incelemeler yaparken (AFP) 

İsrail hafta sonu üç farklı ülkede İranlı kuvvetlere ve İran'ın vekil savaşçılarına karşı ani saldırılar gerçekleştirerek Tahran’la arasındaki bölgesel rekabeti daha da kızıştırdı.

İsrail’in drone’lar (insansız hava araçları) ve savaş uçaklarıyla 48 saat içinde Irak, Suriye ve Lübnan’da İran müttefiki milis gruplara yönelik bir dizi saldırı düzenlemesi daha geniş çaplı bir çatışma yaşanmasına dair korkuları artırdı.

Tahran’ın bölgedeki nüfuzunu engellemek için Suriye’deki İran hedeflerine bir süredir hava saldırıları gerçekleştiren İsrail ordusu, şimdilerdeyse hava operasyonları için harekat alanını kısa süreliğine de olsa Irak ve Lübnan’ı da içine alacak şekilde genişletmiş görünüyor.

Hafta sonu düzenlenen saldırıların ilkinde İsrail cumartesi günü Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki İranlı kuvvetleri hedef aldı. İsrail ordusundan bir sözcü, bu saldırılarla birlikte İran’ın İsrail içlerine “katil drone’larla” operasyon düzenleme girişiminin bertaraf edildiğini belirtti.

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, İran Devrim Muhafızları’nın denizaşırı koluna atıfta bulunarak “Saldırımız, son birkaç günde Suriye içlerinden İsrail’de hedeflenen bölgelere saldırı planı hazırlığındaki İran’ın Kudüs Gücü ajanlarına ve Şii milislere karşı gerçekleştirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu da saldırı sonrası Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “İran’ın hiçbir yerde dokunulmazlığı yok. İran’ın saldırganlığına karşı kuvvetlerimiz her alanda faaliyet gösteriyor. Şayet biri çıkıp da sizi öldürmeye kalkarsa ilk önce onu öldürün” dedi.

İngiltere merkezli savaş izleme grubu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre İsrail’in Şam civarında gerçekleştirdiği saldırılarda Lübnanlı Şii grup Hizbullah’ın iki üyesiyle bir İranlı öldürüldü. İran yönetimiyse kuvvetlerinin vurulduğu iddiasını yalanladı.

Suriye’deki iç savaşa derinlemesine dahil olan İran ve Hizbullah, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidarını koruması için çatışmalar sırasında binlerce savaşçı gönderdi. İran’ın bölgesel nüfuzunun artışına karşı koyma çabasındaki İsrail ise Suriye’de hem İran hem de Hizbullah hedeflerine bugüne dek yüzlerce hava saldırısı gerçekleştirdi. Söz konusu saldırıların birçoğu, İran’ın Lübnan’daki müttefiki Hizbullah’a silah ulaştırmasını engelleme amacıyla yapıldı.

İsrail ve Hizbullah’ın karşı karşıya geldiği 2006’daki kanlı savaşta binden fazla Lübnanlı sivil yaşamını yitirmiş, ülkenin alt yapısının büyük kısmı yerle bir edilmişti. O zamandan bu yana İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırıları genellikle Suriye’yle sınırlı kalmıştı.

Ancak bu durum pazar günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte değişti: Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah’a ait bir medya merkezi, görünüşe bakılırsa İsrail’e ait iki insansız hava aracının saldırı girişimine maruz kaldı.

Hizbullah sözcüsü Muhammed Afifi, küçük ve insansız bir hava aracının, grubun Dahya’nın Muavvad mahallesindeki medya merkezinin yer aldığı binaya düştüğünü açıkladı. Afifi bu olaydan 45 dakikadan daha kısa süre sonra ortaya çıktığını ve muhtemelen İsrail tarafından ilk aracı aramak üzere gönderildiğini söylediği ikinci aracın havada infilak ettiğini ve etraftaki binaların camlarını parçalayıp yakınlarda boş bir araziye çakıldığını kaydetti. Hizbullah sözcüsü ayrıca, yol açtığı tahribata bakarak ikinci aracın silahlı olabileceği tahminini yürüttü.

Lübnan son yıllarda İsrail uçaklarının hava sahalarını sürekli ihlal etmesi nedeniyle Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayette bulunmuştu. Ancak bu hava taşıtlarının uçuşları daha çok gözetleme amacıyla yapılmıştı.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, BM yetkilileriyle gerçekleştirdiği bir toplantının ardından yaptığı değerlendirmede insansız hava araçlarının saldırılarını “savaş ilanına” benzetti.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise iki taraf arasında yaşanan yıkıcı savaşın sona ermesinin ardından “2006’da kaleme alınan angajman kurallarının ilk kez açık, büyük ve tehlikeli ihlali” olarak yorumladığı olaya sert karşılık verileceğine dair ant içti.

“Yapılan ihlal karşısında sessiz kalırsak bu gidişat Lübnan’ı tehlikeli bir yola çıkaracaktır” diyen Nasrallah, Hizbullah’ın bu saatten sonra Lübnan hava sahasını ihlal edecek İsrail’e ait insansız hava araçlarını düşürmeye çalışacağını da ekledi.

Nasrallah, “Sınırdaki İsrail ordusuna söylüyorum: Bu geceden itibaren gözlerini dört açsınlar. Bir, iki, üç, dört gün bizi beklesinler… Geçen gece yaşananlar bize sökmez” dedi.

 

 

Uyarılardan etkilenmediği görülen İsrail ise insansız hava araçlarıyla Lübnan’ın Beka Vadisi’nde pazartesi günü erken saatlerde gerçekleştirdiği operasyonda İran’la ittifak halindeki Filistinli bir gruba ait askeri noktayı vurdu.

Öte yandan Irak da İran’a ve onun müttefiklerine karşı düzenlenen ve temmuz ayında başlayıp geçen hafta sonuna kadar devam eden bir dizi saldırının arkasında İsrail’in olduğunu düşünüyor.

ABD’li yetkililer yakın zamanda New York Times’a yaptıkları açıklamalarda, geçen ay Irak’ta İran destekli Iraklı Şii paramiliter bir grubun işlettiği tesiste İran silah deposunun bombalanmasında İsrail’in sorumlu olduğunu söyledi ve pazar günü aynı milis grup, savaşçılarından birinin ölümüyle sonuçlanan insansız hava aracı saldırısında İsrail’i suçladı.

Irak’ta çoğunluğu İran destekli Şii grupların oluşturduğu resmi çatı örgüt Halk Seferberlik Güçleri’nin açıklamasındaysa, bahsi geçen saldırıların Suriye sınırına yaklaşık 15 kilometre mesafeden gerçekleştiği kaydedildi.

Üç ülkede sayısı artan saldırılar İsrail’e karşı misillemede bulunması olasılığını yükseltse de yapılan analizler bu ülkelerin topyekun bir savaştan kaçınmak için itidalli davranacağı ihtimali üzerinde duruyor.

Washington Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapan ve Şii silahlı gruplar üzerine çalışmalar yürüten Phillip Smyth, “Bu saldırıların artışına ve akışına bakıldığında İranlılar ve onların vekil savaşçıları yalnızca görünüşü kurtarmak için değil Kudüs ve Washington’a mesaj vermek için de İsrail’e misillemede bulunma yollarını arıyor olabilir” dedi.

Smyth, “Açıkçası bunun daha büyük çaplı bir çatışmayı alevlendirme ihtimali her zaman için var. Ancak İran ve onun vekil savaşçıları büyük misillemeler yapmak isteyebilecekleri ya da bunu gerçekten istedikleri bir seviyede değil henüz. Sabırlı bir yol izliyorlar” diye ekledi.

Levant Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Sami Nadir ise gerek Hizbullah’ın gerekse İsrail’in işlerin kontrolden çıkmasından kaçınmak isteyeceğini söyledi.

“Bu, Washington’la yaşadığı anlaşmazlıkta Lübnan’ı koz olarak kullanmaması için daha ziyade İran’a yönelik bir uyarıdır” diyen Nadir, "Hizbullah tam şimdi bir saldırı düzenleme heveslisi olmayacaktır. Zamanlama iyi değil. Suriye’deki savaşta yorgun düştüler ve Lübnan mali çöküşün eşiğinde. Lübnan çökerse Hizbullah da çöker" diye konuştu.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU