Kahire ve Ankara ilişkilerin normalleşme sürecini nasıl yönetecek?

Gözlemciler, iki ülke arasında askıdaki sorunların çözülme yolunda olduğuna inanıyor. Ancak Libya krizi en karmaşık sorun olmaya devam ediyor

Eski Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Mısırlı mevkidaşı Sameh Şukri Ankara’da düzenlediği basın toplantısında el sıkıştı / Fotoğraf: AFP

Mısır ve Türkiye arasındaki ilişkilerin eski haline döndüğüne dair göstergeler artıyor.

Mısır'ın tavrı, geçen ay yapılan Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını beklerken sendeliyor gibi görünürken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zaferinin açıklanmasının ardından, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah es-Sisi onu tebrik etti.

Mısır cumhurbaşkanlığı sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre iki cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri geliştirme ve büyükelçi alışverişinde bulunma kararı aldı. 

Bu adım, Haziran 2020'de zirveye ulaşan tırmanıştan sonra Türkiye'nin iki yılı aşkın çabasını gerektirdi. Sisi, Libya'da Türklerin karşısına kırmızı çizgi çekti.

"Sirte şehri ve Libya Cufra hava üssünün, ülkesi ve ulusal güvenliği için kırmızı çizgi olarak kabul edildiğini' söyleyen Sisi, Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu güçleri ile Ankara'nın Suriyeli paralı askerlerle destek sağladığı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti güçleri arasında Mısır ulusal güvenliğini tehdit eden çatışmalara değindi.

Ancak daha geniş bir bölgesel askeri çatışmaya dair uluslararası korkuları ateşleyen bu tırmanışın üzerinden bir yıldan az bir süre geçti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ankara, komşu ülkelere yönelik düşmanca politikalarının dayattığı bölgesel izolasyon durumundan ve Türkiye ekonomisinin kötüye gitmesinden kurtulma girişimleri çerçevesinde Kahire'ye flört sinyalleri göndermeye başladı.

Mart 2021'de Türkiye, Müslüman Kardeşler'in Türk topraklarında yönettiği kanallarına Mısır'a karşı sert tavrını yumuşatma çağrısı yaptı. O günden bu yana Türk yetkililerin Mısır'a kur yapan açıklamaları devam ediyor.

Daha sonra iki taraf, geçen Kasım ayında Katar'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası'nın açılışına katılımlarının yanı sıra iki ülkenin cumhurbaşkanlarıyla el sıkışmak için istikşafi görüşmeler yaptı.

Ticari düzeyde iki ülke arasında son yıllarda yaşanan siyasi kriz ve diplomatik uzaklaşma önemli bir olumsuz etki yaratmadı, aksine iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2022 yılında 7,7 milyar dolara ulaştı.

2006'da 753 milyon dolardan 2020'de 4.675 milyar dolara yükseldi. Resmi rakamlara göre 2007 ile 2021 yılları arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 54,1 milyar dolar olarak kaydedildi.


Tam normalleşme yakın

İki ülkenin karşılıklı büyükelçi gönderme kararı almasının ardından özellikleri netleşmeye başlayan bu yakınlaşma çerçevesinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği ve Kahire ile Ankara'nın başta "Libya melesesi, Doğu Akdeniz gazı ve Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi" olmak üzere askıda kalan meselelerle nasıl başa çıktığı hakkında sorular gündeme geliyor. 

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı olan Beşir Abdulfettah, "Erdoğan yeniden seçildikten sonra içeride daha da güçlendi ve politikalarını değiştirmesi için hiçbir sebep yok. Dolayısıyla bölgedeki Türk politikasında gözle görülür bir değişiklik olmayacaktır. Ama aynı zamanda, özellikle Ortadoğu'daki yeni bölgesel politikalar çerçevesinde Mısır'la uzlaşmaya ilişkin çıkarlar da var. Çünkü tüm güçler çatışma ve gerginlik yerine anlayış ve diyaloğa ulaşma eğiliminde" açıklamasında bulundu.

Tam ve olası bir normalleşme beklentisiyle Mısır, Türkiye cumhurbaşkanının yaklaşan dış ziyaretlerinde ilk destinasyonu olabilir.

Askıda kalan krizlerle ilgili olarak ise Abdulfettah, dört dosyanın aynı karmaşıklık seviyesinde olmadığına dikkati çekti.

Örneğin yıllar önce 'İhvan' dosyası, hassas ve karmaşık olarak görülürken, Mısırlı araştırmacıya göre şu an bunların en basiti.

Beşir Abdulfettah, Erdoğan'ın şimdiden Mısır'ı memnun etmek için ciddi adımlar attığını ve İhvan unsurlarını Türkiye'den uzaklaştırmak için daha fazla adım atabileceğini söylerken, "Libya, dosyası en karmaşık dosya olmaya devam ediyor" dedi. 


Libya, en karmaşık

Kahire, Türkiye'nin Libya'da desteklediği Suriyeli milisleri geri çekmesi konusunda ısrarcı ve bu, Ankara üzerindeki uluslararası baskıyla uyumlu bir talep.

Bununla birlikte Türkiye'nin paralı askerler veya Türk askeri danışmanları aracılığıyla Libya'daki varlığı, Akdeniz gaz dosyasına ek olarak, Ankara'nın petrol zengini bir ülkede güçlenme politikasının önemli bir parçası sayılıyor.

Ayrıca Türkler, gayrimeşru olduğu gerekçesiyle uluslararası ve bölgesel eleştirilere maruz kalan "Libya ile sınırların çizilmesine" yönelik bir anlaşma yoluyla, Akdeniz'in suları altında gizlenen zenginlikten pay almaya çalışıyor.

Gözlemciler, Ankara'nın Mısır'ın talebine yanıt vermeyeceğine inanırken, ancak bir tür anlaşmaya varılabilmesi de mümkün.

Beşir Abdulfettah, özellikle Libya Rusya, Avrupa Birliği ve ABD'nin örtüştüğü uluslararası bir dosyayı temsil ettiği için, Türkiye'nin Mısır ulusal güvenliğini dikkate almasıyla bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyor.

Ayrıca paralı askerler konusu, "Ukrayna savaşı, enerji krizi, düzensiz göç ve terörizm" sonrasında endişe konusu oldu.

Öyle ki Avrupalılar, Libya'nın terörist gruplar için bir yuvaya dönüşmesinden korkuyor.

Bu nedenle Mısır, paralı askerler, silahlar ve Libya krizinin askerileştirilmesi konusundaki tavrıyla büyük ölçüde uyumlu bir uluslararası konuma güvenebilir.

Ayrıca Türk siyasi analist Cevat Gök, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada Türk kuvvetlerinin geri çekilmesinin ya da bu konunun yakın gelecekte ele alınmasının uzak ihtimal olduğunu söyledi.

Gök, "Genel olarak Türkiye, herkesle ilişkilerini iyileştirmek ve normalleştirmek istiyor ve güçlerin geri çekilmesi bunu başarmaya yardımcı olacaktır. Ankara bölgedeki ve mavi vatandaki çıkarlarını kaybetmek istemiyor ama güçlerin geri çekilmesini de beklemiyorum. Hatta bu konu, ele alınacak son şey olabilir" dedi. 
 


Son zamanlarda Kahire, Libyalı taraflarla ilişkilerinde esneklik gösterdi. Kahire, Libya'nın batısını kontrol eden güçlerin Türkiye ile ittifakı çerçevesinde doğuyu kontrol eden güçlerin yanında yer alırken Mısırlılar, Trablus'taki birlik hükümeti ile yakınlaşma gösterdi.

Bu durum, yabancı güçlerin varlığı konusunda yapıcı müzakerelerin önünü açacak.

Beşir Abdulfettah ise anlaşmazlığın ölçeğinin geniş olması ve Türkiye'nin tüm dosyalara uymasının zor olması nedeniyle esnekliğin, konunun karmaşıklığını anlamaktan kaynaklandığını söyledi.

Abdulfettah'a göre dolayısıyla Kahire de çıkarlarına hizmet etmek için esneklik göstermek zorunda kaldı.

Ayrıca Gök, Türkiye'nin son yıllarda zarar verdiği ilişkileri onarması gerektiğine dikkati çekerken, "Türkiye, Mısır'ın İsrail ve Yunanistan ile (Doğu Akdeniz Gaz Forumu bünyesinde) anlaşması sonrasında Suriye'den Mısır'a kadar bölgede yalnız kaldı. Bu yüzden onlar (Türkler) ilişkilerini geliştirmek zorunda kaldılar" şeklinde konuştu. 

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski Kuzey Afrika İşleri Direktörü Ben Fishman'a göre geçen Şubat ayında Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremin sonuçları ve Mısır'daki ekonomik kriz, her iki hükümeti de Libya konusundaki anlaşmazlıklarını yumuşatmaya sevk edebilir.

Washington Yakın Doğu Çalışmaları Enstitüsü'ndeki eski bir makalesinde Fishman, altyapı şirketlerinin deprem sonrası yeniden yapılanmaya odaklanmaya başlamasıyla birlikte Türkiye'nin Libya'daki ekonomik yatırımlarının kısıtlandığını belirtti.

Fishman'a göre ancak Ankara'nın en stratejik çıkarları, muhtemelen orada ekonomik ve güvenlik etkisini sürdürmeye devam edecek.

Ayrıca Mısır, para birimindeki ciddi değer kaybı, yüksek enflasyon ve temel malların eksikliğini içeren ve ülkede giderek ciddileşen ekonomik kriz göz önüne alındığında, Libya'yı istikrara kavuşturmak için artık daha fazla teşvike sahip olabilir.

Bu noktada şu soru gündeme geliyor; Kahire, hâlâ doğu Libya'daki mevcut siyasi durumu korumayı mı yoksa istikrarlı bir Libya hükümetinin kurulmasından kaynaklanan ekonomik faydaları elde etmeyi mi tercih ediyor?


Mısır arabuluculuğu

Kahire ve Ankara'daki gözlemciler, Mısır'ın Doğu Akdeniz gaz dosyası konusunda Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında arabuluculuk yapmada oynayabileceği rol konusunda hemfikir.

Cevat Gök'e göre Türkiye ile Yunanistan arasındaki sonsuz anlaşmazlıklar göz önüne alındığında Kahire, Doğu Akdeniz gaz dosyası açısından Ankara için bölgenin en önemli bölgesi haline geldi.

Ayrıca Mısır, Yunanistan ile güçlü ilişkilere ve anlaşmalara sahipken Kahire, iki taraf arasında arabuluculuk yapabilir.

Bu konuda Türkiye'nin attığı her adımın Mısır tarafından da benzer bir adımla dikkate alınacağını belirten Abdulfettah, Kahire'nin Ankara'yı tüm taleplere uymaya zorlamayacağını, ancak çıkarlarına uygun olanı kabul edeceğini belirtti.

Ayrıca Mısır'ın, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun aylar önce Kahire'ye yaptığı ziyarette sunduğu Nahda (Rönesans) Barajı dosyasına ilişkin Türkiye'nin arabuluculuğunu kabul etmesi de mümkün. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU