"Deprem sonrası ekonomi kötü yönetiliyor algısı düşüşe geçti"

Ipsos Türkiye'nin "Yüzleşme-Araştırmada Yenilikler" başlıklı konferansında Türkiye ekonomisi, algılar ve gelecek beklentilerine dair dikkat çekici veriler paylaşıldı

Ipsos Türkiye'nin araştırmasına göre Türkiye'nin ekonomik olarak kötü yönetildiği algısı 6 Şubat Depremleri sonrası yüzde 55 seviyesinden yüzde 43'e inmiş durumda / Fotoğraf: AA 

Yeni kabine ilk toplantısını salı günü düzenledi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öne çıkan mesajlarından biri yine ekonomi oldu.

Erdoğan, "Enflasyon kaynaklı hayat pahalılığı ve fahiş fiyat sorununu tüm boyutlarıyla milletimizin gündeminden çıkartmakta kararlıyız" dedi, 6 Şubat depremin yaralarının sarılmasının ana gündem maddeleri olduğunu söyledi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetiminin başına getirilmesinin ardından hükümet Türk tipi ekonomi modelinden yeniden rasyonel politikalara dönüleceği sinyali veriyor.

Türk Lirası'nın Amerikan Dolar'ı karşısındaki değer kaybı ise sürüyor.

Güne 22,76 seviyesinde başlayan Dolar/TL 23,03 seviyesine yükseldi, Euro/TL ise 24,67 seviyesinde.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2023 yılı için Türkiye'nin ekonomik büyüme tahminini Mart ayındaki tahmini olan yüzde 2,8'den yüzde 3,6'ya yükseltirken, küresel ekonomik büyüme tahminini ise yüzde 2,6'dan yüzde 2,7 seviyesine çıkarmış durumda.

Bu arada Türkiye'nin KKTC'ye 2023 yılında 6,4 milyar TL'si hibe nitelikli olmak üzere 9,5 milyar TL kredi sağlayacağı öğrenildi.

Motorinin litre fiyatına ise bugünden itibaren geçerli olmak üzere 1lira 36 kuruş zam geldi.

Ekonomi verileriyle ilgili son tablo böyle. 

Son çalışmasında Türkiye'nin ekonomi yönetimine de yer veren Fransa merkezli araştırma ve danışmanlık şirketi Ipsos Türkiye ise 6 Şubat Depremleri sonrası afetzedelerin algısını ortaya koyuyor.

"Yüzleşme" Konferansı

Ipsos Türkiye'nin "Yüzleşme- Araştırmada Yenilikler Konferansı" İstanbul'da başladı.

Sosyal sorumluluk hedefiyle düzenlenen konferanstan elde edilen gelir ile 6 Şubat Depremleri'nden etkilenen çocuklar için Hatay'da eylül ayına kadar bir eğitim birimi oluşturulması planlanıyor.

Konferansın açılış sunumunu Ipsos Türkiye CEO'su Sidar Gedik yaptı.

"Gerçeklik" ve "algılar" üzerinden değerlendirilen, Türkiye ve dünyanın 37 ülkesini kapsayan araştırmada dikkat çekici veriler var.

Söz konusu araştırma ekonomi, gelecek, depremzedeler, nüfus, göçmenler gibi Türkiye gündeminin en sıcak konu başlıklarını ele alıyor.

2050'de artık yaşlı bir Türkiye mi?

Ipsos Türkiye'nin çalışmasında katılımcılara yöneltilen sorulardan biri "Ülkenizde 2050 yılında nüfusun ne kadarı 65 yaş üstünde olacak?" oldu.

Katılımcıların algısı yüzde 50 seviyesinde şekillenirken gerçek oran yüzde 21 görünüyor.

Yani gerçek oranla sanılan arasında yüzde 29'luk bir fark bulunduğu gözlemleniyor.

Dünyanın 37 ülkesinin ortalaması 2050'de nüfusun yüzde 54'ünün 65 yaş üzeri olacağını düşünürken, gerçek oran yüzde 25 seviyesinde.

Ipsos Global yöneticisi Simon Atkinson, sunumunda son projeksiyonlara göre Türkiye'nin 2050'de nüfusunun 96 milyona yükseleceği, medyan yaşın 41.1'e çıkacağı, ortalama yaşam beklentisinin ise 84'e kadar uzayacağı bilgisini paylaştı.

Atkinson, doğurganlık oranı 2050 öngörüsünün 1.7 olduğunu ifade ediyor.

TÜİK'in Mayıs 2023'te paylaştığı 2022 Doğum İstatistikleri'ne bakıldığında ilgili oranın 1.62, Dünya Bankası'nın son yaptığı araştırmada ise 1.92 olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

"Ülkenizdeki 100 kişiden kaçı göçmen?"

Ipsos Türkiye'nin yönelttiği sorulardan biri de son dönemde Türkiye kamuoyu ve siyasetinde  tartışmalara yol açan göçmenler ile ilgili.

Türkiye'deki algı göçmenleri yüzde 32 seviyesinde görüyor ancak gerçek oran yüzde 6.

Bu oran 37 ülkenin ele alındığı dünya ortalamasında yüzde 28 sanılırken, araştırmalar gerçek oranın yüzde 12 seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor.

"Ekonomi, işsizlik, dış güçler..."

Ipsos araştırmasının.bir başka sorusu, "Ülkenizde çalışan nüfus içinde işsizlik ne kadar?" oldu.

Katılımcıların bu soruya verdiği yanıt,  Türkiye'deki algının yüzde 41 seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre ise gerçek oran yüzde 11 görünüyor.

Sanılan-gerçeklik oranları dünya genelinde ise yüzde 34/yüzde 7 seviyesinde seyrediyor.

"Ülkeler bazında ekonomi büyüklüğü sıralamasında ülkeniz kaçıncı sırada?" sorusuna Türkiye genelinde verilen yanıt "100. sırada" olurken gerçekte 19. sırada olduğu görülüyor.

"Dış güçler Türkiye'yi zayıflatmak istiyor" önermesine katılanların oranı yüzde 59 seviyesindeyken daha önce düzenlenen konferanstaki sunuma katılan izleyicilerde oluşan algı yüzde 89 seviyesinde.

Deprem ve ekonomi

Ipsos Türkiye, 6 Şubat Depremleri sonrası afetten etkilenen 6 kentte mart ayı içinde bin 408 kişiyle yüz yüze görüştü.

Araştırmanın ortaya koyduğu sonuç depremin ardından kentini terk etmek zorunda kalanların oranının sanıldığı kadar yüksek olmadığını söylüyor.

Buna göre depremin ardından insanların yüzde 87'si hala kentlerinde yaşamaya devam ediyor.

Yüzde 64 kendi evinde konaklamayı sürdürürken, yüzde 9'luk kesim yakınlarının evinde, yazlıkta ya da köydeki evinde yaşadığını belirtiyor.

Çadır kent ve konteynerlerde hayatına devam edenlerin oranı araştırmaya göre yüzde 14 oranında.

Afetin ardından yaşadığı kenti değiştirenlerin oranı ise Ipsos Türkiye'ye göre yüzde 13'te kalıyor.

Araştırmada öne çıkan diğer iki önemli unsur deprem sonrası şekillenen ekonomi yönetimi algısı ve insanların gelecek kaygıları üzerinden şekilleniyor.

Türkiye'nin ekonomik olarak kötü yönetildiği algısının deprem sonrası değiştiği görülüyor.

Depremden sonra Türkiye'nin ekonomik anlamda iyi yönetilmediği kanaatinde olanların oranı 2021'de dillendirilen yüzde 55 seviyesinden afetin ardından yüzde 47'ye inmiş durumda.

Ipsos araştırması söz konusu oranın deprem kentlerinde ise yüzde 43'e kadar indiğini ifade ediyor.

Gelecekten kaygı ne durumda?

"Ailemin, çocuklarımın geleceği için endişeliyim" diyenlerin 2019'da Türkiye genelindeki oranı yüzde 61, 2021'de yüzde 64 oranında seyrediyordu.

Ipsos araştırması depremden sonra bu görüşe katılanların oranının ülke genelinde yüzde 58'e indiğini ifade ediyor.

Deprem kentleri için ise bu oran yüzde 54 seviyesinde görünüyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye en çok yanılan 3. ülke

Ipsos Türkiye CEO'su Sidar Gedik'in Araştırmada Yenilikler Konferansı'nda paylaştığı bir başka veri ise "Yanılma Endeksi" oldu.

Buna göre Türkiye, Tayland ve Meksika ile birlikte bu endeksin ilk üç sırasında kendine yer buldu.

Algılar konusunda dünyada en az yanılma potansiyeline sahip üç ülke ise Hong Kong, Yeni Zelanda ve İsveç.

Avrupalılar kendi, Türkler yabancı ürünleri tercih ediyor

Konferansta Ipsos Küresel Trendler 2023 raporuna da yer verildi.

Bu raporda  öne çıkan veri insanların tüketim alışkanlıklarıyla ilgili oldu.

"Ürün satın alırken yurtdışından almak yerine kendi ülkemden satın almayı yeğlerim" diyenlerin oranı Türkiye ve küresel ölçekte farklılık gösteriyor.

Türkiye'de bu önermeye katılanların oranı yüzde 45'de kalırken, Avrupa'da yüzde 69, küresel ölçekte ise yüzde 70 seviyesinde gözlemleniyor.

Toplum, insanların tercih ve algıları üzerinden güncel kamuoyu ve pazar araştırmaları düzenleyen Ipsos Türkiye, daha önce farklı başlıklar altında 13 konferans düzenlemişti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU