Halid Hoca: Türkiye vatandaşlığını alıp Suriye'deki son parlamento seçimlerinde milletvekili olan 2 kişi var

"Esad, kurduğu butik devletinde oluşturduğu homojen toplumun, heterojen hale gelmesini istemiyor. Seçici davranarak rejimle sorunu olmayanları kabul ediyor"

Türkiye'nin güney komşusu Suriye'de yıllardır kan ve gözyaşı akıyor.

Bu süre içinde milyonlarca insan evini barkını terk etmek zorunda kaldı.

Binlerce kişinin yeni bir hayat yolculuğu, Ege'nin serin sularında son buldu.

Nispeten daha şanslı olanlarsa zor şartlar altında farklı ülkelerde hayat mücadelesi veriyor.

11 yıllık süreçte milyonlarca kişi sığınmacı oldu. En çok insanın sığındığı ülke ise Türkiye.

Ankara'nın "açık kapı" politikası neticesinde Türkiye'ye gelip "geçici koruma" statüsünde yaşayan 3 milyon 622 bin 486 kişi var.

Sadece Türkiye değil, bazı ülkeler de Suriyeli sığınmacılara kapılarını açtı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Lübnan 865, Ürdün 622, Almanya 605, Irak 242, Mısır 130 ve İsveç 114 bin Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor.

Adı geçen ülkelerin içinde Türkiye, Lübnan ve Ürdün büyük bir yük omuzlamış durumda.

Bu nedenle de 11 yıldır "misafir" gözüyle bakılan sığınmacıların ülkelerine dönmeleri isteniyor.

Zaten bu üç ülkede sığınmacıların geri dönüşü ciddi tartışmalara yol açıyor.

Muhalet zorla gönderilmekten bahsederken iktidarlarsa "gönüllü ve onurlu geri dönüşten" söz ediyor.

Bu kapsamda Lübnan'ın uzun süredir Şam yönetimiyle yürüttüğü temasta olumlu netice elde ettiği duyuruldu.

Varılan anlaşma gereğince 750 Suriyeli ülkesine geri döndü. Eşyalarını kamyonları yükleyip ülkelerinin yolunu tutan Suriyelilerin görüntüleri de basında yer aldı.

Hizbullah'ın girişimleriyle varılan anlaşma kapsamında Lübnan hükümeti ayda 15 bin Suriyeli sığınmacıyı göndermeyi planlıyor.

Malum olduğu üzere Türkiye'de ilişkileri normalleştirmek için Suriye yönetimiyle temasa geçmiş durumda.

Peki Lübnan'ın hayata geçirdiği uygulamayı Ankara da yapabilir mi? 3 milyon 622 bin 486 Suriyeli'yi Esad yönetimi kabul eder mi?

Konuyu eski Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca ile konuştuk. Halid Hoca, ilginç değerlendirmelerde bulundu.

 

2022-10-24T074016Z_75455691_RC2M3X9TB6SU_RTRMADP_3_SYRIA-REFUGEES-LEBANON-TURKEY.JPG
Türkiye'den sonra en fazla Suriyeli sığınmacı Lübnan'da yaşıyor / Fotoğraf: Reuters



"Esad'ın tavrında hiçbir değişiklik yok"

Lübnan ile Suriye'nin göçmenlerin geri gönderilmesi konusunda anlaştığı ifade edildi. Bir kısım sığınmacı ülkelerine gitti. Benzer bir uygulamayı Türkiye de yapabilir mi? 

Öncelikle Lübnan'ın girişiminden detaylı bir şekilde bahsetmek lazım. Lübnan'da biliyorsunuz 865 bin civarında Suriyeli mülteci var. Lübnan hükümeti defalarca mültecilerin Suriye'ye geri dönüşü konusunda Esad nezdinde girişimde bulundu. Esad, ilk verilen listede 274 kişiyi kabul etti. İkinci defa ise 400 aileden 200 aileyi kabul etti. 200 aile 750 kişiden oluşuyor. Bunlar da rejimle sorunu olmayan insanlar. Yani hiçbir şekilde aranan veya Esad tarafından gönderilmiş aileler değil. Bu detayı göz ardı ederek sanki mültecileri geri almak için bir anlaşma sağlanmış gibi sunulması rejimin işine yarıyor. Bu yanlış oluyor. Çünkü gerçekten bu olayın öteki yüzü Esad rejiminin diğer listeyi kabul etmemesidir. Yani listeden sadece elektif davranıp 200 yüz aileyi kabul etmesidir. Oradan gelen haberlere göre ise bunların arasında 100 aileyi isteyerek listeye adını yazdırmış. Diğer 100 aile ise zorunlu olarak keyfi bir şekilde geri gönderilmiş rejim tarafına. Biliyorsunuz Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın etkisi altında. Bir de aynen Türkiye gibi Lübnan'da da seçim yaklaşıyor. Maalesef mülteciler yine seçim malzemesi yapılmış durumda. Şunun çok iyi bilinmesi lazım. Esad'ın tavrında hiçbir değişiklik yok. Seçici davranıyor, muhalifleri değil ekonomik sıkıntılar veya farklı sebeplerden dolayı ülkeyi terk eden insanları geri kabul ediyor.

 

3b197be2-7d54-4f72-a09e-100b0620c2b4.jpg
Dr. Halid Hoca / Fotoğraf: Independent Türkçe 

 

"Esad, muhalefeti yük olarak görüyor"

Geri göndermenin devamı gelmez mi?

Esad devamının gelmesini kabul etmiyor. Muhalifleri o istemiyor.

Dışarıda yaşayan yurttaşlarını niye istemiyor?

11 yıldır hala muhaliflerin bulunduğu bölgelere saldırılar düzenleniyor. Özellikle İdlib, Halep kırsalında gerek Rusya gerek PKK ve İran'la birlikte hava saldırıları gerçekleştiriliyor. Top atışları yapılıyor sivil yerleşim birimlerine. Esad, muhalefeti yük olarak görüyor. Bu yüzden kimyasal ve varil bombaları kullandı. Muhalefetten kurtulmak için çok uğraştı. Geçen ayın başında Mevlit Kandili münasebetiyle bir açıklama yaptı. Bunu üçüncü kez tekrarlıyor. Dedi ki 'Biz homojen bir toplum yarattık'. Homojen toplum tamamen Nazi Almanya'sını hatırlatıyor. Yani muhalefetsiz bir toplum yarattık dedi. Defalarca homojen toplumdan bahsetmesinin nedeni şu: Homojen toplumun, heterojen hale gelmesini istemiyor olmasıdır.

Türkiye de Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmelerini istiyor

Geçen hafta Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) bir açıklama yaptı. Burada Türkiye'nin de Lübnan-Suriye arasında varılan anlaşmaya benzer bir şey adım atmak istediğini hatırlatıldı. Kuruluş bu raporunda. Türkiye'den gönderilen kişilerin birçoğuna baskı yapıldığı, insanlara boş kağıda imza attırılarak ülkelerine keyifli bir şekilde gönderildiğine yer verildi. Üstelik bunun 'istekli geri dönüş' adı altında yansıtıldığına dikkat çekildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporu çok manidardır.

 

2022-10-26T045630Z_1656018366_RC2S8X951QVB_RTRMADP_3_LEBANON-SYRIA-REFUGEES.JPG
Eşyalarını kamyonlara yükleyen bir kısım Suriyeli sığınmacı ülkesine döndü / Fotoğraf: Reuters 

 

"Güvenli geri dönüş, siyasi istikrarla sağlanabilir"

Peki nasıl gönderilecekler?

Uluslararası hukuka ve Türkiye'nin Anayasa ve yasalarına göre hareket edilerek gönderilmeleri gerekiyor. Ayrıca Türkiye'nin Avrupa ile yaptığı sözleşmelere Suriyelilerin insan hakları göz önünde bulundurularak güvenli bir geri dönüş sağlanması gerekiyor. Bu sağlanmadığı takdirde hiçbir mülteci geri gönderilemez. Güvenli geri dönüş ise ancak siyasi istikrar sağlanınca olabilir.

Siyasi istikrar nasıl sağlanır?

Onun için de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ilgili kararları var. BMGK kararları ne diyor? Çatışan taraflar bir araya gelip geçiş iktidar heyeti üzerine anlaşacaklar. O geçiş iktidar heyeti de geçici bir siyasi yönetim sağlarsa durum değişir. Bu siyasi oluşum, anayasayı değiştirecek. Ondan sonra ulusal barış planını devreye sokacak. Yeniden imar yapılacak. Bilindiği üzere çoğu kişinin evi, barkı yıkılmış. Dönecek yeri yok. Ondan sonra tutuklular serbest bırakılacak. Tamamen bir ateşkes ortamında geri dönüşler başlayabilir. Bu yıl başından beri İsrail 28 saldırı gerçekleştirdi rejime karşı. PYD ile Suriye Milli Ordusu arasında çatışmalar neredeyse günlük devam ediyor. Tarafların kendi aralarındaki çatışmaları sürüyor. Bundan ötürü siviller zarar görüyor. Bu yüzden bu ortamda sığınmacılar geri gönderilemezler. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Heyet'inin raporu "Şu anda Suriye'de güvenli bir ortam bulunmadığı" yönündedir.

"Türkiye vatandaşlığı alıp sonra Suriye'de milletvekili olan var"

Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar "geri gönderme yasağı" kapsamında oldukları için güvenli bir ortam sağlanmadığı ve bir anlaşmaya varılmadığı takdirde gönderilemezler öyle mi

Türkiye'de herhangi bir havaalanından bir binip uçağa binip Beyrut üzerinden Şam'a giden bir kesim var. Bunların rejimle sorunları yok. Hatta tamamıyla rejim taraftarı olan da var. Buraya gelip Türkiye vatandaşlığını alıp ondan sonra Suriye'deki en son parlamento seçimlerine katılıp milletvekili olan da var.

Öyle mi? İsimleri ne?

Size isimleri gönderirim. Bu şekilde milletvekili olmuş 2 kişi bulunuyor. Çeşitli Avrupa ülkelerinde de bu tip Suriyeliler bulunuyor. Bunlar sığınmacı değil. Göçmen, göçmüş. Yani bu Avrupa ülkeleri, sürekli gidip gelen insanları geri gönderebiliyor. Avrupa ülkeleri bunlara "Sizin sorununuz yok. Size yönelik baskı yapılmıyor" diyor. Gerçekten de öyle bunlar rejim taraftarı oluyor. Türkiye'de de azımsanmayacak şekilde rejim taraftarı kitle oluşturmuş durumda. O yüzden onu da göz ardı etmemek gerek. Bunlar istekli olarak geri dönebilir.
 

2022-10-26T061542Z_1100636735_RC2U8X9VZ2PK_RTRMADP_3_LEBANON-SYRIA-REFUGEES.JPG
Lübnan'da yaşayan Suriyeli sığınmacılardan dönenler oldu / Fotoğraf: Reuters 



"Esad, defakto olarak kendine bir butik devlet oluşturmuş durumda"

Daha önceki röportajlarınızın birinde "Esad kendine butik bir devlet oluşturdu" demişsiniz. Bu butik devlet nasıl oluşmuş durumda?

Defakto olarak oluşmuş. Şu anda Suriye'yi 4'e ayırmak gerekiyor. Birincisi Güney. Özellikle Dürzilerin çoğunlukla bulunduğu Süveyda ve Ürdün'le bağlantılı aşiretlerin yaşadığı Dera şehri… Bu iki şehir Rusya'nın ara buluculuğuyla rejimle bir şey ateşkes anlaşması yaptı. Ruslar buradaki varlığı bir garantör olarak devam ediyor. Rejim kurumsal olarak bulunuyor. Bayrağı var ama kendisi yok. Şam, Humus, Hama sahil bölgeleri ve Halep'in bir kısmı rejimin elinde. Orta alanda kalan bölge butik devlettir. Doğu tarafı tamamen PYD'ye bırakmış durumda. Burada Amerikalıların mevcudiyeti var. Yine rejim kurumsal olarak var ama Suriye Demokratik Güçleri hakim. Rejim orayı zaten yönetmek artık istemiyor. Sadece aynı şekilde anlaşma yapmış. Muhalefetin bulunduğu, yaklaşık 5 milyon kişinin yaşadığı İdlib ve Halep kırsalında ise rejim hiç yok. Yani aynı şekilde Türkiye'nin aracılığıyla daha çok Rusların baskısıyla öyle bir anlaşma yapmak istiyor.

Bu şekilde ne yapmış oluyor?

Güneyi ve kuzeyi tamamen bırakmış oluyor. Ortada kalmış o butik devlet. Orada kendisiin de 'homojen' diye bahsettiği yapıda yandaşlarıyla birlikte kalıp orayı sadece şekli bir anlaşma yap, muhalefete bırakmış durumda.

"Butik devlette rejimle menfaatleri kesişen insanlar var"

O butik devlette ya da 'homojen' diye ifade edilen yapıda sadece bir etnik ve mezhebi unsur mu var?

Yok, yok. Rejim yandaşları var. Nusayri çoğunlukta ama çok ilginç rejim yanında saf tutmuş insanlar bulunuyor. Rejimle bir şekilde menfaatleri kesişmiş insanlar var. Şu anda ve Şam ve Halep'i alırsak yaklaşık 6,5-7 milyon kişiden bahsediyorum. En son seçimde Suriye'nin nüfusu 22 milyondu. Şu anda rejimin kontrolündeki bölgede nüfusun 3'te 1'i bulunuyor. Esad, Suriye nüfusunun 3'te 2'sini yönetmek istemiyor.

 

2022-10-20T113105Z_1739522978_RC2LZW92I4TV_RTRMADP_3_SYRIA-SECURITY-RAQQA.JPG
Geçen süre içinde Suriye viraneye dönüştürüldü. Sığınmacılar dönse bile çoğu evlerini, iş yerlerini göremeyebilir / Fotoğraf: Reuters



Siz geri dönüşü zor hatta imkansız mı görüyorsunuz?

İmkansız değil. Lübnan'da olduğu gibi bir hükümet zorla gönderse bu olur. Yani uluslararası hukuka aykırı davranarak veya bu anlaşma yapılmadan geçiş süreci yapılmadan 'biz bunları gönderelim' denilirse geri dönüş olur.

"Demografi değiştiriliyor"

Böyle olursa ne olur?

Birincisi, demografiyi değiştirmiş oluyoruz. İkincisi, mevcut olan içerideki bombayı yani evdeki bombayı kapı dışına bırakmış oluyor. Çünkü bunlar daha çok kızgın insanlar olacak ve iç savaş söz konusu. Ya şu anda iç savaş yani çok yaygın olmasa da aralarında çatışma var muhalefetin. Bunun genişlemesi söz konusu oluyor. Sorun çıkaracakların geri gelmesini istemiyor Esad. Muhalefetin kendi aralarında çatışmasını istiyor. Zaten kendi butik devletini o koruyor. Yine de gönderilecek sığınmacılar olursa, bunların da muhaliflerin olduğu yere yerleştirilmesini istiyor.

"Suriye'deki 4 dış aktörün menfaatleri örtüşmüyor"

Bu durumda kimse gitmek ister mi?

İstemez. Türkiye'de bu konuda birçok kamuoyu araştırması yapıldı. Bu durumda Suriyelilerin yüzde 70'i geri dönmek istemiyor. Kimse 'Suriyeliler hiçbir şekilde geri gitmesin, bunlar geri gönderilemezler' demiyor. Biz 'bunun usulü, yolu yöntemi var' diyoruz. Uluslararası anlaşmalara uyarak ve siyasi süreci aktif hale getirerek bunun için ne yapmak gerekiyor buna bakmak gerekiyor. Bunun için çok önemli dört ülke var. Suriye'de bulunan dış aktörden Türkiye, İran, Rusya ve ABD. Bu dört aktör. Bir de aktör olmasa da sürekli müdahil olan bir İsrail var. Bu dört ülke kendi aralarına anlaşırlarsa süreç yürür. Şu anda kendi aralarında anlaşmaktan çok sürtüşüyorlar. Çünkü menfaatleri örtüşmüyor. Menfaat çakışması devam ettiği sürece Suriye'de bir çözümden bahsetmek mümkün değil.

 

Halid Hoca.jpeg
Halid Hoca'ya göre Esad, Nazi Almanya'sını hatırlatan homojen bir yapı oluşturdu / Fotoğraf: AA



Halid Hoca kimdir?

1965 Şam doğumlu Hoca, Türkiye göçmeni olan ailesinin muhalif faaliyetleri sebebiyle 1980 ve 1982 yıllarında Hafız Esad döneminde 2 kez tutuklandı ve 1,5 yıl hapis yattı.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde mezun oldu.

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu kurucu üyeliğini yaptı.

2012-2015 yılları arasında Suriye Ulusal Meclisi ve Suriye Ulusal Koalisyonu Türkiye temsilcisi oldu.

2015-2016 yılları arasında da Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı olarak görev yaptı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU