Nükleer tehdidin ardından NATO'dan "silah stokları maksimum düzeye çıkarın" çağrısı… Hazırlıklar savaşın büyüyeceğinin işareti mi?

Putin'in kısmi seferlik ve nükleer tehdidinden sonra NATO üye ülkelere silah stoklarını artırma çağrısı yaparken, ABD de vatandaşlarına Rusya'yı derhal terk erme uyarısı yaptı. Hazırlık ve açıklamalar savaşı yeni bir boyuta mı taşıyor? Uzmanlar yanıtladı

Hazırlıklar savaşın büyüyeceğinin işareti mi? / Fotoğraf: Reuters

Rusya-Ukrayna savaşı 24 Şubat 2022 tarihinde sabaha karşı yerel saatle 05:50'de Donbass'a askeri harekatla başladı.

8'inci ayını geride bırakan savaş, binlerce insanın hayatına mal oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rus ordusu savaşın ilk gününden başkent Kiev'i almayı amaçladıysa da aylar süren mücadelede hedefine ulaşamadı.

Başkenti alamayan Moskova yönetimi daha sonra hedefini Donbass olarak belirledi.

Moskova daha sonra Ukrayna'nın doğu ve güneyde kontrolündeki bölgelerde referandum kararı aldı.

"Kısmi seferberlik" ilanıyla 300 bin kişiyi silah altına alacağı açıklamasında bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, üstü örtülü nükleer tehditler savurdu.

Putin, "Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edildiğinde Rusya'yı ve halkımızı korumak için elimizin altında olan tüm araçları kesinlikle kullanacağız. Bu bir blöf değildir" ifadelerini kullandı.

 

Vladimir Putin, Sergey Şoygu- Valeri Vasilyeviç Gerasimo / Fotoğraf: Reuters
Vladimir Putin, Sergey Şoygu- Valeri Vasilyeviç Gerasimo / Fotoğraf: Reuters

 

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) başta olmak üzere Batı dünyasının kısmi seferberlik ve nükleer tehdide tepkisi gecikmedi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, üye ülkelere silah stoklarının maksimum seviyeye getirmeleri çağrısında bulundu.

ABD'den Rusya'yı terk edin uyarısı

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Moskova Büyükelçiliği de yazılı bir açıklama yayımlayarak vatandaşlarına Rusya'yı derhal terk etmeleri çağrısı yaptı.

Dünyanın birçok yerinde halihazırda gerginlik ve sıcak çatışmalar yaşanırken, NATO-Rusya arasında yapılan hazırlık çağırısı ve açıklamalar, problemin daha da tehlikeli yerlere gideceğini gösteriyor. 

 

Rusya-Ukrayna savaşı
Ukrayna'da süren savaşta binlerce insan hayatını kaybederken bir o kadar da yaralandı / Fotoğraf: AA

 

Taraflar arasında atılan adımlar ne anlama geliyor? Hazırlık daha büyük bir savaş için mi yapılıyor?

Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, farklı görüşte.

"Taraflar davranışları yönlendirmek ve sınırlamak için adım atıyor"

Eski Uluslararası Siyasal Bilimler Derneği Başkanı Prof. Dr. İlter Turan, bir süredir devam eden mücadelenin varlığına işaret etti.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Turan'a göre bu mücadelede herkes karşı tarafın davranışlarını yönlendirmek ve sınırlamak için adımlar atıyor.

Gelişmeleri tarafların yönlendirme ve sınırlama adımları çerçevesinde değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Turan, "Aslında taraflardan herhangi birinin çatışmayı nükleer seviyeye tırmandırmak istediği kanısında değilim" dedi.

 

İlter Turan
İlter Turan / Fotoğraf: Twitter

 

Ancak her iki tarafın da birbirilerinin adımlarını etkisizleştirmek veya karşılıksız kalmayacağını ifade etmek ve atılan adımların maliyetinin yüksek olacağını belirtmek için karşılıklı bir yarışa girdiklerini aktaran Turan, "Belirli bir süreden beridir bir mücadele cereyan ediyor. Bunu nükleer bir seviyeye geçme hazırlığı şeklinde düşünmemek daha doğru olur" yorumunda bulundu.

"Savaşın tırmanma ihtimaline karşı bir önlem olarak görülebilir"

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel de bir savaşın var olduğunu ve devam ettiğini söyledi.

Hazırlık ve açıklamaların savaşın tırmanma ihtimaline karşı bir önlem olarak görülebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Uzgel, "Rusya bir karar alarak Ukrayna'da bir referandum yaptırdı. Bu bölgeler ilhak edildiği için Putin 'Burası artık Rusya toprağıdır. Buraya saldırıyı Rusya'ya yapılmış gibi görürüz' diyor ve bunun karşılığında da savaşı tırmandıracağını aktarıyor. Batılı ülkeler de savaş daha da tırmanırsa buna bir cevap verebilmek zorunda kalabilirler diye düşünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

İlhan Uzgel
İlhan Uzgel / Fotoğraf: Twitter

 

"Seviye artarak daha da sertleşebilir"

Tarafların bu yüzden tedbirleri alarm seviyesine yükselttiklerini vurgulayan Uzgel, "Yani iki taraf da savaşın tırmanma ihtimaline karşı belirli ölçüde önlemler alıyor" dedi ve şunları ekledi:

"Çünkü Putin seferberlikle asker sayısını artırdı ve nükleer silah imasında bulundu. Batılı ülkeler de buna karşı önlem alıyor. Yani buna bir cevap verilmesi gerekiyordu. Cevap olarak da silahlanmayı artırıyor ve kalan vatandaşlarını geri çekiyorlar. Çünkü savaş biraz daha tırmanabilir. Aslında şimdiye kadar düşük yoğunluklu gidiyordu ve Ukrayna'ya ne uzun menzilli füze ne de savaş uçağı verilmedi. Savaş daha çok Ukrayna topraklarında yaşanıyordu ve ağır silahlar verilmiyordu. Ancak bundan sonra savaşın tırmanma seviyesi artarak daha da sertleşebilir."

"Asıl mücadele ABD-Rusya arasındadır"

Savunma ve strateji uzmanı Prof. Dr. Esat Arslan ise Ukrayna'daki mücadelenin başından beri ABD ve Rusya arasında olduğu görüşünde.

Her ne kadar zahiren NATO-Rusya arasında görüntü verilse de bunun algı operasyonundan ibaret olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Arslan, "Bu yaklaşımda hiç kimsenin hiçbir şüphesi bulunmamaktadır. Bunun nedeni de açıktır. Kabul etmek gerekir ki organizasyon ve yöntem bakımından NATO artış işlevselliğini yitirmiştir" dedi.

 

Esat Arslan
Esat Arslan / Fotoğraf: Twitter

 

"İttifak Rusya tehdidine cevap verememiştir"

Arslan'a göre öncelikle "Neden ABD bir başına doğrudan Rusya'yı karşısına almış ve gerginlik döneminde doğrudan müdahale etmek zorunda kalmıştır?" sorusu yöneltilmeli. 

"Birincisi hazırlık eylem planı sonrasında değişen askeri kuvvet yapısı ve alınan yeni tedbirler ile ittifakın Rusya tehdidine karşı müttefiklerinin güvenliğini sağlayacak kapasiteye ulaştığı hipotezi test edilmiştir" diyen Aslan, "Belirli bir seviyeye kadar ittifakın caydırıcılık sağlayabilmesine karşın, oybirliği ile alınması zorunlu kararlar nedeniyle ağır işleyen karar mekanizması, başta Türkiye-Yunanistan gerginliği olmak üzere ittifak içi tartışmalar, geliştirilmeye muhtaç planlamalardan ve Türkiye-Rusya ve Şanghay İşbirliği yakınlaşması nedeniyle dolayı mevcut Rusya tehdidine cevap veremeyeceğini ABD olumsuz olarak nitelendirmiş, tıpkı Bosna-Hersek müdahalesi gibi müdahalede ön alma tedbirlerine geçebilme gereğini duymuştur" değerlendirmesinde bulundu. 

"ABD NATO'dan herhangi bir fayda beklemiyor"

ABD'nin günümüz koşullarında NATO'dan herhangi bir fayda beklemediğini kaydeden Prof. Dr. Esat Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ayrıca NATO Ukrayna savaşı başlangıcında ve devamında tehdit algılamasını ve mukabil tedbirleri doğru ve anlamlı bir biçimde teşhis edememiştir. Savaşın devamında askeri kuvvetlerinden ziyade; ağır işleyen karar mekanizması, üye ülkelerin millî çıkarlarını ittifak çıkarlarından üstün tutma arzusu, yük paylaşımı konusundaki sorunlar ve güvenliğin müttefikler tarafından farklı tanımlanması ABD'yi Rusya'ya karşı bir başına önlem almaya sevk etmiştir."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU