Metiner: Acılarımızı ortaklaştıracak insani duruş gerekli…

"PKK terör örgütü tarafından evlatları şehit edilenler başımızın tacıdırlar elbette. Evladı terörist olduğu için öldürülenler de bizim insanlarımızdırlar"

Fotoğraf: MA

Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Hakan Arslan'ın kemiklerinin babasına bir torba içerisinde teslim edilmesiyle ilgili yazdı.

Metiner, bugünkü köşe yazısında şu satırları kaleme aldı:

Önümde bir fotoğraf duruyor. Bir yaşlı Kürt babanın kucağında taşıdığı beyaz örtüye sarılı bir kutu var. Meğer o kutunun içinde Diyarbakır Sur’daki çatışmada ölen terörist oğlunun kemikleri varmış. Terörist bile olsa bir anne-babanın evlat acısını sahiplendiğinizde hemen o birileri şahsınıza nefretlerini en yaralayıcı kelimelerle kusmaya başlıyorlar. Üstelik söyledikleriniz üzerinden değil, demedikleriniz üzerinden dediğinizi varsayarak suçlamalar boca ediyorlar. Başıma geldiği için biliyorum. O yüzden üzgünüm.

Evladının ideolojik aidiyetinden veya örgütsel bağından bağımsız tamamen insani ve vicdani nedenlerle o Kürt anne-babanın acısına en basitinden saygı duymanın neresi yanlış? O Kürt anne-babalar bizim vatandaşlarımız, bizim canlarımız elbet. Acısına devlet ve millet olarak biz sahip çıkmazsak, dahası ve en fenası onlara da terörist nazarıyla bakıp “iyi oldu, hak ediyorlar” deyip dışlarsak, sadece onları değil onlarla beraber ailelerini de akrabalarını da kaybetmiş oluruz. Terörist evladı üzerinden sadece anne-babayı değil tüm aileyi, hatta sülaleyi terörist ilan edip “topunun canı cehenneme” naraları atanların paylaşımlarını gördükçe insanlık ve inancımız adına utanç duyuyorum. Diğer yanı çok daha üzücü elbette.

Topyekun o aileleri terör örgütünün kucağına iten tehlikeli ve düşmanca dil milletimizin birliği açısından zararlı, siyaseten de yıkıcı ve bölücü. PKK/HDP’nin toplumsal desteğinin azalmamasının temel sebeplerinden biri de işte bu dışlayıcı nazarlardır. Bu kadarını görmeyenlerin aklıyla ne devletin bekası sağlanır ne de birliğimiz sağlanır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Bu söylediklerimizden bir teröristi arkaladığımız veya bir teröriste ağıt yaktığımız sonucunu çıkartanların iyi niyetinden kuşku duyarım” diyen Metiner, şöyle devam etti:

Siz de duymalısınız dostlar! O teröristin acılı ailesine sahip çıkmayı teröre ve teröriste destek biçiminde yorumlayanların aklıyla varacağımız yer, ülkemiz ve milletimiz adına yıkım olur. Yıkım, evvela vicdanlarda başlar. Vicdanını ve merhametini kaybetmiş olanlarla ne devletin bekası ne de milletin birliği sağlanır.

Şimdi merhamet dedim ya, adım gibi eminim, o slogancı nefret güruhu anında şu sloganla karşımıza dikilip saydıracaklardır: “Merhamet, şehitlere ve mazlumlara zulümdür.” Ne alaka değil mi? Bu sloganik cehalet, sadece vicdanımızı ve aklımızı değil, siyasetimizi de bitiriyor.

Herkesin acısına saygı duyan insani bir duruşa ihtiyaç var. Saygı duymanın ötesinde sahiplenen kazanımcı bir anlayışa ve pratiğe ihtiyaç var. PKK terör örgütü tarafından evlatları şehit edilenler başımızın tacıdırlar elbette. Onların acısı bizim acımızdır. Evladı terörist olduğu için öldürülenler de bizim insanlarımızdırlar. Evlatlarının mensubiyetleri dolayısıyla o insanlarımızın acısını sahiplenmezsek, onları terör örgütünün kucağına itmiş olmanın yanısıra insanlığımızdan da inancımızdan da ödün vermiş oluruz.

Bu ülke insanlarının acılarını topyekun ortaklaştıracak insani ve vicdani bir duruşa ihtiyacımız var bizim. “Biz birlikte Türkiye’yiz “ mottosunun anlamı budur.

Yüreklerdeki bölücülük, zihinlerdeki bölücülükten bin beterdir dostlar! Biz acıları yarıştıran değil ortaklaştıran ve artık yeni acıların yaşanmaması için çözümler üretmeyi olmazsa olmaz önemde gören bir anlayış zemininde kendimizi konumlandırmalıyız. Bizi biz kılan asıl bu anlayışımızdır. Kimsenin bizi başkasına dönüştürmesine zinhar izin vermemeliyiz.

 

Yeni Şafak

DAHA FAZLA HABER OKU