Lübnan'da gerçek muhalefetin yokluğunda zaman kazanmak ve krizi yönetimi

Lübnan gibi çöküşünün siyasi bedeli, yeniden toparlanması ve inşası bedelinden çok daha fazla olan bir ülkede ve bilhassa bölge, yeni bir haritalama aşamasının eşiğinde iken mümkün olan en iyi şey bu olabilir

Fotoğraf: DPA

Parlamento seçimlerinin ardından son haftalarda Lübnan, 4 siyasi duraktan geçti ve hepsi de, ülkenin içinden geçtiği krizin iç yüzünü bilenlere malum olanı teyit etti.

Kaldı ki fiili bir işgal, uluslararası toplumun görmezden gelmekte ısrar ettiği bir gerçeklik, bu işgalin ölçülerine göre hazırlanmış bir seçim kanunu, işgalin silahı ve devlet aygıtı üzerindeki güvenlik hakimiyetinin gölgesinde sonucun, gördüğümüzden ve duyduğumuzdan farklı olması mümkün değildi.

Ancak burada durup, bunun Lübnanlıların gönüllü olarak işgalin devamlılığını ve sürekliliğini destekledikleri anlamına gelmediğini söylemeliyiz.

Aksine Lübnan toplumu, kendisine karşı olan dış koşulların gölgesinde takdiri hak eden bir dinamizm gösterdi.

Ama öte yandan Lübnanlıların (neredeyse hepsi) mezhepçi ve içgüdüsel beklentilerinin, vizyonsuzluklarını, sorumluluk eksikliklerini, küçük hesaplarından ve ölümüne çekişmelerinden vazgeçemediklerini kanıtlamış ve -kanıtlamakta olan-  "statükocu" ve "değişim yanlısı" liderlere aşırı güvenlerinin sorumluluğunu taşıyorlar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Evet, yoksun, aç, mutsuz ve hoşnutsuz olan Lübnanlıların çoğunluğu başından beri "ne istemediklerini" biliyorlardı. Ancak, yaşanılan tüm hayal kırıklıklarına ve acılara rağmen, "istedikleri" pratik, kapsamlı ve denklemleri değiştirebilecek alternatifler konusunda anlaşamadılar.

İşgalin dayattığı, kişisel, partizan ve mezhepsel "menfaatler" sunma ve "memnun etme" karşılığında politikalarını kontrol ettiği, başkanlık ve bakanlık vaatleriyle hayali liderlikler "uydurduğu" bir dönemde düzenlenen "seçimsiz seçimler"den sonra Lübnanlı politikacılar 4 duraktan geçtiler.

Birinci durak, Temsilciler Meclisi Başkanlığı seçimleriydi. Kendisi her yeni bir meclis seçiminin ardından yapılan ilk seçimdir.

Bu aşamada muhalefet ve değişimci güçler sahnesindeki kafa karışıklığı daha sonra göreceğimiz kadar kötü değildi, çünkü bu pozisyon Şiilere münhasırdır.

Hizbullah ile Emel Hareketi'nden oluşan Şii İkilisi, ne pahasına olursa olsun meclisteki 27 Şii sandalyenin tamamını tekeline almaya gayret etti ve bunu da başardı. Mecliste bu "ikilinin" bloğu dışında hiçbir Şii milletvekili bulunmuyor.

Dahası bu pozisyona aday olan Nebih Berri'nin Hizbullah tarafından da desteklendiği için başka bir rakibi yoktu. Herhangi bir alternatif aday olmadığından, ilk etapta zaferinin deklare edilmesi daha uygun olurdu.


İkinci durak, meclis başkanı yardımcısı seçimleriyle bağlantılıydı. Pozisyonun mütevazi önemine rağmen, siyasi konumların ayırt edilmesi açısından meclis başkanlığından çok daha ciddi bir sınavdı.

Bu pozisyon, "Hristiyan kampında" partizan siyasi lokomotife liderlik etmeyen, cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyen Ortodoks mezhebine tahsis edilmiştir. Ortodokslar ayrıca coğrafi olarak Lübnan'daki çeşitli bölgelere dağılmıştır, bu nedenle nüfus yoğunlukları ülkenin kuzeyindeki el-Kura bölgesi gibi yalnızca birkaç bölgeyi etkilemektedir.

Aynı şekilde Ortodokslar, belli başlı Hristiyan mezhepleri, yani Maruniler arasında halen var olan "feodalliği" ve "siyasi aileler fanatizmini" çoktan aşmışlar.

Ortodoksların, ister Lübnan ister Arap bölgesi düzeyinde olsun, mezhepsel ve ulusal açılım hareketlerinin ve ideolojik çoğulculuğun her zaman ön saflarında yer aldığından bahsetmiyoruz bile.

Ortodoks "savaşında", muhalif güçler dağılınca, umut edilen "zafer" sevinci de soldu. "Şii İkilisi" ile Cumhurbaşkanı Mişel Avn'a bağlı "akımın" oluşturduğu ittifak, çok büyük bir farkla olmasa da adayı eski bakan Elias Bu Saab'ın muhalefet ve değişim güçleri tarafından desteklenen rakibi Prof. Dr. Gassan Skaf'a karşı zafer kazanmasını sağlamayı başardı.

Özel meclis komisyonları seçimlerini içeren üçüncü aşamada muhalefet ve değişimciler bir yenilgi daha aldılar. Şii İkilisi ve müttefikleri Avncılar, karşı saftaki bölünme ve adaylarının kırıntılarla yetinmesi karşısında en önemli komisyonlara hakim oldular.
 


Ardından hayal kırıklığı ve yenilgi treni son ve dördüncü durağa ulaştı; bakanlık istişareleri. Perde arkasında mevcut Başbakan Necip Mikati'nin yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilmesi için uluslararası baskılar yapıldığı apaçık.

Dünkü başarısıyla muhalefetin kırılganlığını ve bölünmelerini açığa çıkaran bu baskılar, mantıksal olarak haklı görünüyor.

Haklı gerekçelerinin başında, eski başbakan Saad Hariri'nin siyasetten çekilmesi, destekçilerini seçimleri boykot etmeye teşvik etmesi, dahası çevresindeki bazı kişilerin, ülkeyi Hizbullah'a ve Avncılara teslim etmek yerine kurtarılabilecekleri kurtarmaya karar veren eski yoldaşlarıyla savaşmalarından sonra, rakip herhangi bir Sünni Müslüman liderliğin yokluğunda şimdi dümenin Mikati'de olması geliyor.


Mikati'nin yeniden görevlendirme şansını artıran bir diğer husus, Paris ve Washington gibi Lübnan'da etkili bir dizi uluslararası karar verici başkent ve Arap başkentleriyle yakın ilişkilerinin bulunması.

Ayrıca, sivrilikleri törpüleme, çeşitli yerel ve uluslararası oyuncularla "hassas dengeleri" korumakta iyi ve deneyimli birisi.

Bununla birlikte, bazılarının Mikati'nin yeniden görevlendirilmesi seçeneğine meyletmelerinin belki de en önemli ve tehlikeli nedeni, bilinmeyenden kaçınmaya çalışmak.

Zira Cumhurbaşkanı Mişel Avn dönemi son aylarında ve ufukta - biriken uluslararası bulutların ortasında - Avn'ın alternatifinin seçiminin kolay olacağına işaret eden hiçbir şey yok.

Bu, cumhurbaşkanı makamında bir boşluk oluşması durumunda, Mikati başkanlığındaki saygın bir hükümetin ülkenin yönetimini üstlenebileceği anlamına geliyor.

Lübnan gibi çöküşünün siyasi bedeli, yeniden toparlanması ve inşası bedelinden çok daha fazla olan bir ülkede ve bilhassa bölge, yeni bir haritalama aşamasının eşiğinde iken mümkün olan en iyi şey bu olabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU