Ölüm veya değişim denkleminde BM

Dünyanın siyaseti silah sahipleri üzerinden yönetecek bir örgütten ziyade uluslararası bir "insani, ekonomik, teknolojik" örgüte ihtiyacı var

Fotoğraf: Reuters

"Orman, ağaçlar kesilince orman olarak kalmaz" derler.

Devletler de savaşlardan sonra devlet olarak kalmazlar.

Bu nedenle, savaşın gerçekleştiği coğrafya neresi olursa olsun, hiçbir savaştan sonra tüm dünya aynı kalmamalı. Hele ki söz konusu olan beyaz adamın; Avrupa coğrafyasıysa.

Ukrayna, Batı'nın hoşuna gitse de gitmese de yoksul üçüncü dünya vatandaşlarının Ukrayna'daki savaş ile Irak ve Afganistan'daki savaşları, soydaş mülteci ile yoksul ülkelerden gelen bir mülteciye yapılan muameleyi karşılaştırarak sahteliğini keşfettikleri Batı ve Amerikan değerleri sistemi için can alıcı bir tarih olacaktır.

Ukrayna, 77 yıl boyunca uluslararası barışı ve güvenliği koruma hedeflerine ulaşmakta sadece birkaç kez başarılı olan ve genel olarak adı başarısızlıklarla anılan, "Birleşmiş Milletler" (BM) adı verilen uluslararası konsensüs için belirleyici olacaktır.

BM'nin başarısızlığı birçok krizle bağlantılıydı. Karşılaştırma yapanlara göre dayatma kabiliyetine sahip olduğu ile aldığı ve uygulayamadığı kararlar arasındaki oran sadece yüzde1'dir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Uluslararası bir organ aracılığıyla dünyaya liderlik etme fikri, siyasi tarihin başarısızlığını kanıtlamış olduğu bir düşüncedir.

Çünkü adalet ilkesi, kararlarının en güçlüye bağımlı olması ve rolünü yerine getirememesi nedeniyle eksik kaldı.

1920'den 1945'e kadar dünyaya liderlik eden Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdiren Versay Barış Antlaşması ile kuruldu.

Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesini engelleyemediği için öldü ve 1939'da savaşın başlamasından 1945'te sona ermesine kadar 6 yıl boyunca bir ceset olarak kaldı.

Güç dengesi ve onunla birlikte dünyayı yöneten irade değiştiği için savaştan sonra Milletler Cemiyeti'nin ölümü deklare edildi.

Ardından "Birleşmiş Milletler" adında yeni bir yapıdan bahsedilmeye başlandı. ABD Başkanı Roosevelt, 1943'te Moskova'daki bir konferansta Birleşmiş Milletler adını ilk kullanan kişiydi.


İşin tuhafı, şemsiyesi altındaki 193 ülke için bu örgütün kurulduğu günden bu yana tam anlamıyla uluslararası bir oluşumdan ziyade kendi organlarından birinin, Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) elindeki bir araç olmasıdır.

Güvenlik Konseyi de BM'nin tamamıyla birlikte veto hakkına sahip Beş Büyüğün elindeki bir araca dönüşmüştür.


BM fikri bu Beş Büyüğün başının altından çıktı. İkinci Dünya Savaşı'nda Müttefikler olarak adlandırılan (ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Sovyetler Birliği) bu beşli, Mihver Devletlere (Almanya, İtalya, Japonya) karşı ve onlara inat BM'yi kurdular.

BM bu büyüklerin, bölünmelerinin ve fikir birliklerinin rehini, güçler dengesinin esiri olarak yaşadı.

Beş Büyük, müttefik olduklarında, güçler birliği ilkesi altında örgütü ve dünyayı kontrol ettiler.

Küresel sistem bir yanda ABD, diğer yanda eski Sovyetler Birliği tarafından yönetilen iki kutba bölündüğünde ise denge bir güç mücadelesine dönüştü.


Sovyetler Birliği 1980'lerin sonunda çöküp dağıldığında ve ABD 1990'ların başından itibaren dünyanın tek hakimi olduğunda, işte o zaman dinleyen ve itaat eden bir dünyaya tamamen tek güç sistemi hakim oldu.

Tüm bu tarihsel dönemler boyunca, tüm departmanları ve organları ile BM, dünyayı yönetenin yardımcısıydı.

77 yılın ardından dünya artık eskisi gibi değil. Keza Ukrayna savaşı, BM'yi yeniden soyarak gerçeği ile yüzleştirdi. Çünkü anlaşmazlıklar yine müttefikleri ve fikir birliği haritasını vurdu.

Ukrayna savaşı büyükler ve ilk kurucular arasındaki bir anlaşmazlık olduğundan, acizliği ve ölümü ile açığa çıktı.


İkinci Dünya Savaşı'nda ülkelerin birbirleri ile savaşını izlerken çaresiz kalan Milletler Cemiyeti'nin 1939'daki hali gibi, ABD ve Batı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısında çaresiz.

Milletler Cemiyeti başarısız olduğunda dağıldı ve gömüldü. BM'ye gelince; yaşlanmasına rağmen başarısızlığını sürdürüyor.

Bazılarının dediği gibi; uluslararası bir kuruluş antlaşmasının ilk maddesini uygulamayı nasıl başaramaz?  

Bu madde şöyle:

Uluslararası kuruluşa katılan ülkeler, gelecek nesilleri birinci ve ikinci dünya savaşları felaketlerinden korumayı, insan haklarını korumayı, adaleti ve hoşgörüyü sağlamayı ve barış içinde yaşamayı taahhüt eder.


BM, Ukrayna istila edildiğinde ve Irak kendi iradesi dışında işgal edildiğinde öldü.

Zira kabul ettiği 1441 sayılı karar, bir savaş kararı değil sadece Irak'taki kitle imha silahlarının araştırılması kararıydı.

Irak, dünya çapında düzenlenen 3 bin protestoda 36 milyon kişi tarafından protesto edilmesine rağmen işgal edildi.

Afganistan Ekim 2001'de işgal edildi ve 20 yıl sonra Amerikalılar yenilgilerini ve hatalarını kabul ettiler. Ama mahvedilen nesillere ilişkin itirafta bulunmadılar.
 


BM'nin ölümünü deklare etmenin alternatifi, 1993'ten beri masada olan antlaşmasının değiştirilmesi fikridir.

BM Genel Kurulu, Güvenlik Konseyi'nde adil temsil ve üye sayısının artırılmasını öneren bu fikri benimsedi. Ancak fikir hayata geçmeden öldü.

Çünkü bu değişiklik Güvenlik Konseyi'nin ve onunla birlikte tüm BM'nin sahibi olan Beş Büyüğün çıkarına değil.


Dolayısıyla değişimin imkânsızlığı fikrinden hareketle, örgüte bağlı diğer ülkelerin Beş Büyükten uzak, mevcut güç dengesine ayak uyduran ve ekonomik boyutu da hesaba katan "alternatif bir küresel örgüt ve yapı"yı düşünmesinin zamanı geldi.

Örneğin Almanya ve Japonya nasıl oluyor da büyükler arasında yer almıyor?

Bu alternatif örgüt aynı zamanda teknolojik, "siber" ve insani boyutu göz önüne alan bir oluşum olmalı.

Dünya, silaha sahip olanlar temelinde değil, teknolojiye, tıbba ve insani bilgilere sahip olanlar temelinde yeniden bölünmeli.

Özetle dünyanın siyaseti silah sahipleri üzerinden yönetecek bir örgütten ziyade uluslararası bir "insani, ekonomik, teknolojik" örgüte ihtiyacı var.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU