"Korkunç bir dramın" adli tıp incelemesi... Çocuğuna kıyan ebeveynlerden babalar daha çok erkekleri, annelerse kızları öldürüyor

Beylikdüzü'nde geçen haftalarda 3 çocuk anne ve babalarınca hayattan kopartıldı. Ebeveynlerin çocuklarını öldürme vakalarına dair bir araştırmada yer alan adli tıpçı Doç. Dr. Salih Murat Eke ile yaşananların nedenlerini konuştuk

Ankara'da 5 ile 7 yaşındaki iki kız çocuğunu boğarak öldüren anne L.A., iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olmuştu

Hayatta öyle olaylar vardır ki duyulmak ve görülmek istenmez, yaşanmamış olması istenir.

Çünkü vicdanlarda derin izler bırakır. Her ne kadar böyle olayların yaşanmamış olması arzulansa da açı gerçek olarak insanların karşısına çıkıyor.

Bir annenin veya bir babanın çocuğunu öldürmesi, duyan her vicdanlı insanı rahatsız eder.

Kısa aralıklarla 2 olayda 3 çocuk ebeveynlerince öldürüldü

Yakın tarihler içerisinde de bu büyük dramın acı örnekleri yaşandı.19 Şubat 2020'de Suriye uyruklu olduğu belirtilen bir anne Beylikdüzü'nde 3 yaşındaki oğlunun hayatına son verdi.

10 Mart 2022 Perşembe günü yine Beylikdüzü'nde Bülent A. adlı kişi eşiyle birlikte 7 ve 2 yaşındaki 2 erkek çocuğunu vurduktan sonra aynı silahla yaşamını da sonlandırdı.

beyliküzü.jpg
Beylikdüzü'ndeki olayın ardından olay yeri inceleme ekipleri delil topladı 

 

Bilimsel makaleye konu oldu

Bilim de tarih boyunca bu tip olaylara duyarsız kalmadı. Yapılan çalışmalar bu tür olayların nedenlerinin ortaya konulmasına çabası gösterildi.

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Salih Murat Eke'nin, Yedikule Ermeni Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nden Saba Başoğlu, Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nden Şafak Taktak ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Gökhan Oral ile birlikte 2013 yılında tamamlayıp 2015 yılında yayınlanan "Türkiye'de Maternal Filisid Olgularının Adli Tıp Yönünden Analizi" başlıklı makalelerinde bu konuda hem Türkiye'deki hem de dünyadaki vakalara dair bilgilere verildi.

10 yılda gelen 76 vaka incelendi

Araştırmadaki sonuçlar 1996 ve 2006 yılları arasında Adli Tıp Kurumu'na gelen 76 vakanın incelenmesi sonucu elde edildi.

Buna göre "filisid" yani ebeveynlerce çocuklarının kasten öldürülmesi olayındaki cinayet kurbanlarının yüzde 15'inin 16 yaş çocuklardan oluştuğu, 1 yaş altındaki çocukların en fazla risk taşıdığı görüldü.

Babalarca işlenen cinayetler daha çok yaşça büyük ve erkek çocuklarına yönelik

Makalede incelenen kaynaklara göre babaların çocuklarını öldürmeleri (paternal filisid) ile annelerin çocuklarını öldürmelerinin (maternal filisid) birbirinden çok farklı kavramlar.

Araştırmalara göre babaların yaşça daha büyük, sıklıkla birden fazla sayıda ve erkek çocuklarını öldürüyor. Bu durum "paternal filisid" olarak tanımlanıyor.

kişilikbozukluğu.jpg
Çocuğunu öldüren babalarda kişilik bozukluğu yaygın görülüyor

 

Annelerce işlenen cinayetler daha çok kız çocuklarına yönelik

Annelerin genelde daha küçük yaşta ve kız çocuklarını öldürdükleri belirtilen makalede, anneleri suç işlemeye yönelten psikososyal faktörlere dikkat çekiliyor. Yine genç annelerde öldürme olaylarının yaşça büyük olan annelere göre daha fazla olduğu da bilgiler arasında yer aldı.

depresyon.jpg
Şiddetli depresyonda bu olayları tetikleyebiliyor

 

"Babalarda kişilik, annelerde psikiyatrik bozukluklar yaygın"

Babaların evlatlarının katili olduğu olaylarda faillerin büyük bir kısmında kişilik bozukluğuna sahip ve madde/ alkol gibi kötü alışkanlıklarının bulunduğu ifade edildi. Buna karşın annenin katil olduğu durumlarda ise faillerinin daha çok psikiyatrik bozukluğa sahip olduğu ve madde/ alkolün kötüye kullanımı olmadığı saptandı.

Yine araştırmaya göre bu annelerin çoğunlukla fakir, sosyal yönden izole, bütün gününü çocuğu ile birlikte geçiren, sıklıkla aile içi şiddete maruz kalıyor.

Aile fertleri ile aralarında geçimsizlik olan, bir kısmı çocukluk çağlarında ebeveynlerinin istismarına uğramış, çoğunluğu psikotik, depresif veya intihara eğilimli. Ayrıca eğitim seviyesi düşük, evlenmemiş ve çocuğuna bakım vermede yetersizlik gibi özelliklere sahipler. 

Anneler az farkla daha yatkın

Makalede Amerika Suç Raporları Merkezi'nden (Uniform Crime Reports) 1976-1985 yılları arasında 18 yaş altındaki çocuklarını öldüren anne ve babalardan oluşan 3 bin 459 olgunun profilini çıkarıldığına işaret edilerek, "Ebeveynlerin yüzde 46'sının 25 yaş altında ve 15 kişinin de ergen olduğunu bildirmiştir. Anneler az bir farkla da olsa filiside (çocuğunu kasıtlı öldürme) daha yatkındır" denildi.  

"Anneler boğuyor, babalar bıçak ve silah kullanıyor"

Ayrıca ABD'deki araştırmaya dayanarak annelerin genellikle suda boğma yöntemlerini; buna karşın daha büyük yaşlardaki çocuklarını öldüren babaların sıklıkla kesici-delici aletler kullandıklarını saptadığı da kaydedildi.

salihmurateke1.jpg
Doç. Dr. Salih Murat Eke / Fotoğraf: Kırklareli Üniversitesi

 

Bu bilgilerin ardından ebeveynler tarafından işlenen öldürme vakalarıyla ilgili olarak araştırmayı hazırlayanlardan Kırklareli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Salih Murat Eke ile görüştük. Eke, sorularımızı yanıtladı.

Siz meslek hayatınızda böyle bir durumla karşılaştınız mı?

Ne yazık ki ülkemizde zaman zaman bu tür suçlar işlenmektedir. Meslek hayatımda bu tür kötü bir deneyimlerle ben de karşılaştım.

"Sık görülen bir suç olmasa bile gelişmiş ülkelerde çocuk ölümlerinde ilk sırada"

Bu olaylar nerelerde daha çok görülüyor?

Genel olarak çocuk ölümlerini etkileyen faktörler ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarına ve özellikle çocukları koruyan kanunların varlığı ve etkin uygulanması ile o toplumda çocuğa verilen değere göre değişiklik göstermektedir. Çocuk cinayetleri çok sık rastlanan bir suç olmasa da gelişmiş ve endüstriyelleşmiş ülkelerdeki çocuk ölümü orijinlerinde ilk sıralarda yer almaktadır.

"Ruhsal bozukluk da nedenler arasında"

Bu tür olaylar daha çok hangi koşullarda meydana gelir?

Bebeklerin anneleri tarafından öldürülmesi söz konusu olduğunda toplumsal koşulların yanı sıra aile içi faktörlerin daha baskın olduğunu görürüz. Ebeveynlerden herhangi birinin işsiz kalması, yoksulluk, çocuk sahibi olan bekar bir kadının toplumdan dışlanma korkusu, kıskançlık, ebeveynlerden birindeki ruhsal bozukluk, alkol ve madde kullanma öyküsünün varlığı yanında doğrudan çocuğa ait nedenler de şiddetin sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

sparta.jpg
Eski Yunanistan'daki şehir devleti Sparta'da yeni doğan sakat bebeklerin öldürüldüğü iddia edilirken, diğer çocuklar yedi yaşında ailelerinden alınarak savaşçı olarak yetiştirilirdi / Görsel: 300 Spartalı Filmi'nden

 

"Roma'da babanın doğan çocuğunun kaderini belirleme hakkı vardı"

Çocuk öldürme olayları geçmişte de bir sorun muydu?

Çocuk öldürme konusunda arkaik dönemde İlk Çağ toplumlarının da farkında olduklarını ortaya koyan en önemli metinler mitolojilerdir. Yunan mitolojisinde Tanrı Uranüs gökyüzünü temsil eder. Örneğin Uranüs, toprağı temsil eden Rhea'dan yeni doğan bütün çocuklarını tahtını elinden alacağına inandığı için içine çekip yutarak öldürür. Yapılan arkeolojik çalışmalar tanrılara kurban sunmak amacıyla çok çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilen çocuk öldürme davranışlarının farklı kültürlerde var olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yunan ve Roma toplumlarında aileler en fazla üç çocuk sahibi olmakla sınırlandırıldıkları için ebeveynlerin diğer çocuklarını öldürmeleri ve ölüme terk etmeleri açıkça uygulanan bir yöntem haline gelmiştir. Roma'da bir babanın elinde doğan her çocuğun kaderi hakkında karar verme gücü bulunmaktaydı. Hem erkek hem de kız çocuklarının hayatına son verebilmesi kabul görmekteydi. Romalı Seneca, tıpkı Yunanlı Aristoteles gibi, sakat çocukların öldürülmesinin gerekliliğini savunuyordu. Sakat bebekler reddediliyorlar ve doğumlarıyla birlikte hayatlarına ebeleri tarafından son veriliyordu. Bu bebekler sıklıkla günahkar olarak görülüyor, ağlama ve bağırışları şeytanın bir işi olarak değerlendiriliyordu.

"2004'ten itibaren kasten öldürme kabul ediliyor"

Bu konuda ülkemizdeki hukuki uygulamalar ne durumda?

Ülkemizde ise Cumhuriyet döneminde yeni doğmuş çocuğun öldürülmesi suçu ilk defa 1926 yılında düzenlenmiştir. Bu kanunda: "Kasten katil cürmü, failin veya karısının veya anasının veya kızının ve torunun veya evlatlık kızının veya kız kardeşinin namusunu kurtarmak için veled-i zina aleyhine nüfus siciline kaydından evvel ve doğmasından beş gün zarfında işlenmiş ise fail beş seneden on seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır" denmekteydi. Görüldüğü üzere söz konusu madde sadece anneyi değil diğer aile üyelerini de kapsamaktaydı.  26.09.2004 tarihinde Türk Ceza Kanunu yenilenmiş ve 5237 sayılı kanunda "namus ve şerefini kurtarmak için çocuk öldürme suçu" kaldırılmıştır. Dolayısıyla çocuğunu öldüren kişi yeni Türk Ceza Kanunu'na göre ilgili olan 82. maddeye (kasten öldürmeye) tabi tutulur.

hatayda.jpg
Hatay'da çocuğunu öldüren baba emniyete götürülürken / Fotoğraf: AA 

 

"İntiharı düşünüp, çocuklarını yalnız bırakmamak için öldüren anneler de var"

Böyle bir eylemde bulunan anneleri tanımlamak mümkün müdür?

Literatüre baktığımızda öldürülen çocuklarla ilgili yapılan çalışmalar bu cinayetlerin faillerinin yüksek oranda anne ve babaları olduğu saptanmış ve özellikle failin anneler olduğu durumda onların motivasyonları yani suça yönelten temel güdüleri ile ilgili sınıflamalar yapılmıştır. Fedakarlık dürtüsü ile anne bazı durumlarda çocuğunu kaçınılmaz ve kötü bir kaderin beklediğini düşünerek onu bu hayattan ve acılardan kurtarmaya çalışır ya da kendi intihar etmeyi planladığı bir durumda çocuğunu yalnız bırakmamak gibi nedenlerle onu öldürebilirler.

"Bu annelerin çoğu çocuklularında istismar ve ihmal edilmişlerdir"

Peki bir anne hangi koşullar altında çocuğunu öldürecek kadar şiddet uygulayabilir?

Annenin yaşamında kendisini etkileyen ve baş etmekte zorlandığı sosyal, ekonomik ya da duygusal gerilimlerin varlığında çocuğuna fiziksel şiddet uygulayabilir. Burada alkol ve madde kötüye kullanma öyküsü de olabilir. Anne çocuğunu öldürmeyi amaçlamaz ancak annenin kastını aşan bir durum söz konusu olabilir. Bu annelerin birçoğu kendi çocukluklarında ihmal ve istismar edilmişlerdir.

İntikam duygusunun da bu olaylarda tetikleyici olduğu iddiası doğru mu?

Anne eşinin ya da kendisinden çocuk sahibi olduğu ve birlikte yaşadığı kişinin sadakatsizliğinin söz konusu olduğu durumda ondan öç almak için böyle bir eyleme girişebilir. Bu tür cinayetlere Medea Kompleksi etkisi ile işlenen cinayetler adı verilir.

"Çocuğun gayri meşru olduğu durumlarda da anne bebeği sahiplenmiyor olabilir"

Yaşanan vakalarda başka hangi nedenler görülüyor?

Bazı anneler çocuklarını psikotik bir sürecin etkisi altında halüsinasyonların ya da hezeyanların etkisiyle öldürürler. İstenmeyen çocuğa yönelik de cinayet işlenebilir. Çocuğun gayrı meşru olduğu ya da babasının belli olmadığı durumlarda anne bebeği istemiyor ve sahiplenmiyor olabilir. Çocukların anneleri tarafından öldürülmesi söz konusu olduğunda suçun çok boyutlu yapısından dolayı bu eylemi sınıflamanın oldukça zor olduğu düşünülmelidir. Ancak yapılan sınıflamanın anneyi böyle bir eyleme sürükleyen nedenlere açıklık getirmekte olduğu, risk altındaki çocukların belirlenerek koruma altına alınmasına neden olduğu hatta bu süreci yaşama ihtimali olan annelere gerekli desteğin verilmesini sağlayabileceği unutulmamalıdır.

bebek.jpg
Vakalarda annelerce öldürme olaylarında en çok 0-6 aylık bebeklerin kurban olduğu tespit edildi

 

"Kurbanlar için en tehlikeli dönem hayatlarının ilk altı ayı"

Hangi yaşlarda risk artıyor? 

Bazı yazarlar bir çocuğun annesi tarafından öldürülmesi riskinin çocuğun yaşı büyüdükçe azaldığını öne sürmekte ve kurbanlar için en tehlikeli dönemin hayatlarının ilk 6 ayları olduğunu ifade etmektedirler. Önemli olan özellikle yenidoğan ve ilk 12 aylık süreçte gerekli özen gösterilen bir bebeğin ev içinde yaralanma ve yaşamını kaybetme riskinin neredeyse olmadığının iyi bilinmesidir. Bununla birlikte, babaların büyük çocuklarının davranışlarını kontrol etme eğiliminde oldukları ve dolayısıyla filisid kurbanlarının da yaşça büyük olduğu bildirilmektedir.

"Töre cinayetleri ve kız çocuklarının öldürülmesi"

Son olarak ülkemiz koşullarını da düşünerek ne söylemek istersiniz?

Çocukların ebeveynleri tarafından öldürülmesi ve özellikle ülkemizde töre cinayeti olarak adlandırılan durumlar da düşünüldüğünde, ailedeki sessiz anlaşmalarla kız çocukların öldürülmesi önemli bir tartışma konusudur. Ancak bu tartışmaların bir yanını da küçük yaşta evliliklerin oluşturduğu unutulmamalıdır.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU