HÜDA PAR Lideri Yapıcıoğlu: Avrupa, ABD ya da NATO’ya güvenmemeliyiz

"Montrö'ye aykırı bir şekilde bazı savaş gemilerinin Karadeniz'e açılıp Rus limanlarını bombalamasına yol verirsek ve bunun sonucunda Rusya’yla karşı karşıya geldiğimizde NATO, 5'inci maddeyi işletecek mi yoksa bizi Rusya'yla baş başa mı bırakacak?"

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu / Fotoğraf: HÜDA PAR

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı bir televizyon programında Türkiye ve dünya gündemine dair soruları cevapladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD ve Avrupa ülkelerinin gazına gelerek hareket edildiğinde Ukrayna ve geçmişte Gürcistan gibi yalnız bırakılacağının altını çizen Yapıcıoğlu, NATO'ya da çok güvenilmemesi gerektiğini kaydetti.

"Batı Dünyası'nın zulüm ve saldırganlıkta Rusya'dan geri kalır yanları yok"

Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme girişimini değerlendiren Yapıcıoğlu Türkiye'nin şu ana kadar uyguladığı politikada bir sorun olmadığını belirterek bu savaşın Türkiye'nin savaşı olmadığını dile getirdi.

Rusya gibi diğer Avrupa ülkeleri ve ABD'nin de çok masum olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, "Rusya, nükleer silah bulunduran ülkelerden ve aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyelerinden biri. Eski Sovyetler Birliği dönemindeki debdebesine ulaşmaya çalışan bir Rusya var. Yorumcuların birçoğu Rusya'nın saldırganlığından, yayılmacı eğiliminden bahsediyor. Evet, Rusya saldırgandır ve Ukrayna'ya saldırmıştır. Rusya'nın her zaman yayılmacı eğilimleri de vardır. Bütün bunlar doğru ama bunun yanında Rusya'nın karşısında konumlanan ‘Batı Dünyası' olarak adlandırılanlar da yayılmacı; istila, zulüm ve saldırganlık yönleriyle Rusya'dan geri kalır yanları yok. 1979 yılında Afganistan'a Rusya girdi daha sonra ABD gitti oraya girdi. ABD birçok ülkede o ülkelerin halkının rızası dışında asker bulunduruyor. Aynı şekilde diğer batı ülkeleri de masum değil. Afrika'daki sömürgelerin tamamı Avrupa devletlerine ait. Onlar yüzyıllardır oraları sömürdüler ve halen de sömürmeye devam ediyorlar. Yani onlar çok uysal, merhametli, medeni, insancıl bir topluluk da Rusya saldırgan bir topluluk algısı bizi yanıltmasın" dedi.

"Çin, eline fırsat geçerse belki Amerika ve Rusya'yı da aratacak"

Yapıcıoğlu, "Bugün itibariyle tarafsız bir politika izliyormuş gibi dış politikada biraz pasif durup 'Onlar birbirleriyle çekişirken ben aradan sıyrılıp güç toplayayım ve sonra ben dünyanın süper gücü olayım' diye bekleyen Çin, eline fırsat geçerse belki Amerika ve Rusya'yı da aratacak. Bunları unutmamak lazım. Yani emperyalizmin her türlüsüne karşı olmak gerekir. Bunlar emperyalist güçlerdir. Bunların hepsi yayılmacı ve saldırgandırlar. Birinci Dünya Savaşı bizim olmadığı halde Osmanlı olarak girdik ve savaşın sonunda Osmanlı paramparça oldu. Benzer bir felaketi bir daha yaşamamak için tarihten ders almak lazım" diye konuştu.

"Avrupa, ABD ya da NATO'ya güvenmemeliyiz"

ABD ve Avrupa ülkelerinin "gazına gelerek" hareket edildiğinde Ukrayna ve geçmişte Gürcistan gibi yalnız bırakılacağının altını çizen Yapıcıoğlu, NATO'ya da çok güvenilmemesi gerektiğini şu ifadelerle dile getirdi:

Bundan önce Gürcistan meselesi de vardı. Batı aynı şekilde ‘Gürcistan yalnız değildir' gibi açıklamalar yaptı. Rus tankları Gürcistan'a girdi ve Batı yine hiçbir şey yapmadı. Eğer bizim savaşımız olmayan bir savaşta kraldan çok kralcı olup Rusya'yla savaşıp ya da Montrö'ye aykırı bir şekilde bazı savaş gemilerinin Karadeniz'e açılıp oradan Rus gemilerini veya limanlarını bombalamasına yol verirsek ve bunun sonucunda Rusya'yla karşı karşıya geldiğimizde NATO, 5'inci maddeyi işletecek mi yoksa bizi Rusya'yla baş başa mı bırakacaklar? Eğer kendi çıkarlarına uygun bulurlarsa bizi Rusya'yla baş başa da bırakırlar

"Amerika'da Başkanlık Sistemi var"

Parlamenter ve Başkanlık sistemiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Yıllarca bizim insanımıza ABD'yi özgürlükler ülkesi olarak gösterdiler. Peki Amerika'da ne var? Başkanlık Sistemi. Demek 6 muhalefet Partisinin beyan ettiği sorunlar Başkanlık Ya da Parlamenter sistemle doğrudan alakalı bir durum değil. Bütün Başkanlık sistemleri de aynı değil. Başkanlık sisteminde bütün yetkileri başkana devredebilir ya da denge ve denetim mekanizmaları getirilerek başkanın yetkileri sınırlandırılabilir. Her iki durum da Başkanlık Sistemi'nde mümkün. Başkanlık sisteminde tek ya da çift meclis de getirilebilir. Yani demem o ki sistem içinde de denge-denetim mekanizmaları getirilebilir. Parlamenter sistemde de bütün yetkileri bir tek kişiye devredebilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Yapıcıoğlu, "Beşerî olan hiçbir sistemin mükemmel olduğu iddia edilemez. Her sistemin kendine göre mutlaka artı ve eksileri vardır" dedi.

"Sistemin değil zihniyetin sorunudur"

100 yıllık Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde mahkemelerin tarafsız ve bağımsız olamadığını savunan Yapıcıoğlu, "Bu memleket mahkeme olup olmadığı bile tartışılan İstiklal Mahkemelerini gördü. Daha sonra sıkıyönetim mahkemelerini, Yassıada'da kurulan mahkemelerini, askerden brifing alan mahkemelerini gördü. Bugün de mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorunludur. Bu bir zihniyet meselesidir. Bu durum başkanlık ya da parlamenter sistem ile alakalı bir durum değildir. Evet yargı ve liyakat ile ilgili problemler var. Mülakat sistemleri doğru işlemiyor. Mülakat sadece bugün değil eskiden beri vardı. Eğer adil bir şekilde işletilecekse mülakat sistemi belki gereklidir. Her meslekte sadece sınavdan yüksek net yapmak yeterli olmayabiliyor" dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU